islamilminfazileti
  Esselamu Aleyküm Verahmetullahi Veberekatuhu
 

Esselamu Aleyküm Verahmetullahi Veberekatuhu      
Esselamu Aleyküm Verahmetullahi Veberekâtuhu

Hakikati arayan muhterem insan, bu eserin yazılma gayesi
Ol emriyle olduran.
Öl emriyle öldüren.
Yarattıklarını ayırt etmeden inanana ve inanmayana rızklar veren.
Ahirette ise yalnız inananlara sonsuz nimetler hazırlayan sonsuz kudret sahibimiz olan HAZRETİ ALLAH Celle Celalühünün azametini duyurmak ve sevgisinin kalplere dolması içindir.

Hepimiz biliyoruz ki, insanın yeme içme gıdalarına ihtiyacı olduğu gibi manevi gıdalara da ihtiyacı var.
Maalesef insanların çoğunun mideleri tok, ruhları ise aç olarak ömür sürüyorlar. Çaresini ise araştırmıyorlar. En değerli aklını nefsine kaptırmış yeme, içme, giyme, gezme ile ömürlerini bitiriyorlar. Dini menfaat aracı olarak kullanan sahte din âlimlerinin etkisi ile de her gördüğü din âlimine çıkarcı gözüyle baktığından içinde taşıdığı nefsinin de etkisiyle Kalpten iman etmiyor.
 
Doğru yolu arayan kişi:

HAZRETİ ALLAH (c.c) ayeti kerimede “Estaizübillah, Emrolunduğun gibi dosdoğru ol “Buyuruyor.

İnan ve itimat et. Biz doğru olursak Hz. ALLAH(c.c) bize doğru yolu buldurur.

Doğru olmak en büyük hazinedir. Öyle büyük hazine ki bitmeyen tükenmeyen bir hazine.  O hazineye sahip olan bu dünyada ve ahirette rahat edecektir. Bu dünyadaki rahatının sebebi yalan söylemez, insanları kandırmaz ikiyüzlülük yapmaz. Herkes ona itimat eder.  Sayılan sevilen insan olur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) hadisi şerifinde,
“Doğruluk iyiliğe, iyilik ise cennete götürür.” Buyuruyor.( Buhari)

 Hz. ALLAH cümlemize onun beğendiği şekilde olmamızı, dünya hayatımızı ve ahiret hayatımızı güzel yaşamamızı nasip etsin Amin.

Hz ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde:

“Sizden ücret istemeyenlere uyun onlar doğru yoldadır buyuruyor.” (Yasin/21)

Bize doğru yolu tarif ediyor bu ilahi emre göre dini menfaat aracı olarak kullanan bütün cemaatler yanlış yolda oluyorlar. Onun için insanlar ALLAH yolunda yalnız ve yalnız ALLAH rızası için çalışan cemaati arayıp bulmalıdır ki doğru istikamette olabilsin. Bu meselede mümin çok dikkatli olmalıdır.
Girdiği cemaati inceleyecek oradaki yöneticilerdeki çalışma sistemi madde temin etmek mi? Hz ALLAH’ın rızasını kazanmak için mi? çalışma yapılıyor. Bugün için ortalığı maddeciler istila etmesine rağmen yine de ALLAH rızası için çalışan cemaat bulunmaktadır. Hz. ALLAH(c.c) hulusi kalple arayan kullarına buldurur.
Hz. ALLAH(c.c) cümlemize razı olduğu topluluğu ve mürşidi kâmili buldursun.

Hazreti ALLAH (c.c) çirkini yarattığı gibi güzeli de yaratmıştır. Her şeyin hakikisi ve sahtesi olduğu gibi din âlimlerinin de hakikisi ve sahtesi vardır. Bir insan bilmelidir ki kalbi nereye meylediyorsa Hazreti ALLAH.(c.c) onu arzu ettiği tarafa yönlendirir.  Sebebi ise, dünya imtihan yeridir. Kul istek ve arzuları ile imtihan olmaktadır. Dünyaya gelmekten maksat, Hazreti ALLAH'IN sevgisini bulmaktır.

Akıllı insanında yapacağı en hayırlı iş; kendisine Hazreti ALLAH'IN sevgisini kazandıracak olan cemaati bulmasıdır. Zaman su gibi akmaktadır.

Sahibimiz ise ayeti kerimede:

Estaizübillah, O hanginizin daha güzel kulluk yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı verendir.(Mülk/2) buyuruyor.

Hazreti ALLAH (c.c) cümlemize ahiret imtihanını kazanmamıza vesile olacak sevdiği cemaati bulmamızı nasip etsin Amin.

Resulullah (s.a.v) hadisi şeriflerinde:

“ALLAH’a inan ve dosdoğru ol.” Buyuruyor.

İnsan nasıl varlıktır ki kesinlikle öleceğini bildiği halde yeniden dirileceğini hesaba çekileceğini bildiği halde ahiret hayatının hazırlıklarını yaptıracak bir rehber aramıyor? O öyle bir tecrübeli rehber olmalı ki hem dünyada yanlış yapmaktan zarar görmekten korunmalı hem ahiret hayatında ateşte yanmaktan korunmalı. Fakat her işte tedbir alan insan bu en önemli konuda gaflete düşüyor tedbir almıyor.
Birileri tarafından malına veya canına zarar geldiği zaman onu düştüğü zor durumdan kurtaracak avukat peşine koşar. Çünkü inanır ki, avukat o işlerin adamıdır. Kanunları bilir. Ona yol gösterir. Onun vesilesi ile de mahkemeyi kazanır.  Sıkıntıdan kurtulur.  Aynı insan Dünya hayatının yaşamında şeytanın her an tuzağından kurtulma çarelerini öğretecek, ahirette kurulacak mahkemelerde kendisini haklı çıkaracak, ahiret kanunlarını bilen, o işlerin rehberini aramalı değil midir? Gerçektir mürşidi kâmili bulan dünya saadetine ahiret selametine kavuşmuştur.

Çünkü mürşidi kâmili bulan Hz. ALLAH'I bulur. ALLAH'I bulan ise her istediğine kavuşmuştur.
Hz. ALLAH(c.c)  cümlemizi zatına kul, habibine ümmet etsin. Rehberi sadık mürşidine de mürit yapsın.
Fakat nefsine tapan kulunu ne yapsın?

Dünya kurulalı beri insanların çoğu nefsini yaratan Hz. ALLAH'I bırakıp nefslerinin arzu ve isteklerine uymuşlar. Bilmeden şirke düşmüşlerdir. Çünkü nefsinin her dediğini yapan ona tapıyor demektir. Şu zamanda bile insanların durumları aynıdır. Nefis ise ibadeti sevmediği için onun isteğine uyup ibadet yapmayan nefsine ibadet yapıyor demektir.

Vücudu güzel olsun diye nice ağır sporlar yapar zor gelmez, namaz kılmaya gelince o nefsine ağır gelir.
Nice perhiz ve diyetlere katlanır zayıflasın diye, ramazan ayı gelince onda sıkıntı başlar. Oruç tutmamak için çeşitli bahaneler arar.

Hz. ALLAH'I zikretmek için toplanmış müminler “ALLAH, ALLAH…” diyerek coşarlar. Başlarını sallarlar. O ise onları dışlar ve alay eder. Kendisi nefsini dinler. Düğün ve müzik salonlarında başını ve her yerini sallar. Bunu güzel görür, nefsini dinler. Maça gider çılgınlar gibi tempo tutar, takımı için bağırmaktan sesi kısılır. Bunları normal görür. Aslında normal gösteren nefsidir. O ise bilmeden gizli şirke düşmüştür fakat farkına varamıyor. Hz. ALLAH'IN emir ve yasaklarına uymayıp nefsinin her dediğini yapan kimse tabidir nefsine tapıyor demektir.

Ne kadar derse desin ki, benim kalbim temiz, geçersizdir. Nice insanlar var; “Ben namaz kılmıyorum fakat kimsenin ne malında ne namusunda gözüm yok.” Diyor. Bu iyi niyeti ile övünüyor ve namaz kılandan hayırlı olduğunu zannediyor. Temiz diye övündüğü kalbi ile alnını secdeye koymasını arzu etmeyen nefsinin ve şeytanın oyununa geldiğini fark edemiyor.

Bilmiyor ki onu yaratan temiz kalp ile zatına secde etmesini bekliyor.

Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimede buyuruyor ki:

“Hepiniz ALLAH’a yönelerek ona karşı gelmekten sakınınız, namazı kılınız. Müşriklerden olmayınız(Rum/31)

O, böyle emir ettiğine göre kılmayan zarar görecektir. Müslüman bir insanı diğer dinlerden ayıran özelliği namaz kılması ile oluyor.

Diğer bir ayeti kerimede ise, Hz. ALLAH(c.c):

“Huşu ile namaz kılan müminler ahiret azabından kurtuldular.” (Müminin/1,2) buyuruyor.

Diğer bir ayeti kerimede ise:

Ailene namaz kılmalarını emret. Kendin de onda sebat ile devamlı ol. (Taha/131)
 
Namaz bu kadar önemli bir emir iken çeşitli bahaneler ile kılmamak ne kadar büyük zarardır. Hele vücut güzelliğini korumak için çeşitli ağır sporlara katlanan insan, namaz kılmaya gelince üşenir ve kılmaz.  Hâlbuki o formda tutmak istediği vücudu ne yaparsa yapsın bir gün gelecek formdan düşecektir.

Kabirde toprak olacaktır. Ruhu ise onu yaratanın huzuruna gidecek ona ikram ettiği vücudun hesabını verecektir. Spor yapsın, formunu korusun, namazını da kılsın. İman formunu da korusun. İbret ile görecek ki formda kalmasına namazın da faydası olacaktır. Namazı da form için değil ALLAH rızası için kılmayı unutmayacaktır. Yoksa niyeti zayıflamak için olursa ibadet değil de spor yapmış olur. Ahirette ise eli boş kalır.

Hz. ALLAH cümlemizi ahirette güzel ibadet zengini, kötü amel fakiri yapsın Amin.

Velhamdü Lillahi Rabbil Âlemin

 ALLAHümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Adede Ma Fi, İlmillahi Salaten Daimeten Bidevami Mülkillah.

Kalpteniman
Üzgün dede 0

 
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 111 ziyaretçi (180 klik) Hoşgeldiniz  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol