islamilminfazileti
  Fazla Mesai Yapmak Lazım
 

Fazla Mesai Yapmak Lazım Fazla Mesai Yapmak Lazım

İstanbul bostancıda emlak alım satım yapan ilahiyatçı bir tanıdığım vardı. Bostancıdaki dairemizin satışı için bir araya gelmiş bulunuyorduk.
Onunla sohbet ederken yazıhaneye sonradan bostancının emekli imamı olduğunu öğrendiğim bir kişi geldi. Konu döndü dolaştı maneviyata geldi.
Emekli imamın sözlerini aynen naklediyorum. Ah dostum emekli olduktan sonra manevi çöküntü içine girdim Beş vakit namazı dahi kılamaz oldum.

Meğer benim namaz kılmama cemaat sebep oluyormuş inanın ki beş vakti kılmak için yeniden imamlığa başlamak istiyorum demişti. Bende, İmanı ateşleyecek ibadet aşkına kavuşmaya vesile olacak bir mürşidi kâmilin eteğine yapışmak gereklidir deyince, nerde kardeşim bu zamanda eski zamanda yaşamış onlar deyince, ALLAH için zorluk söz konusu değil geçmiş zamanda yarattığı gibi bu zamanda da yaratmıştır. Demiştim de hiç oralı olmamıştı.
Günlerden cuma günüydü hazırlandık yakında olan bir camiye gittik.
Sünneti kıldık hutbeyi dinledik farz olan iki rekâtı da cemaat ile kıldık.
Sıra cumanın son sünneti 4 rekât, zuhru evvel zuhru ahir, 4 rekât ve iki rekât da vaktin sünneti niyeti ile kıldım ve yanımda farzı beraber kıldığımız ilahiyatçı iki arkadaşlar yoktu.
Tesbih ve duadan sonra bende camiden ayrıldım onlar arabada beni bekliyorlardı.
Ben arabaya girer girmez ilahiyatçı arkadaşım sordu; Yahu muhterem ne namazları kıldın sen? Bende cumanın son sünneti, zührü evvel zührü ahir ve vaktin sünneti namazları deyince, Yahu yok böyle namazlar bunlar sonradan çıkarılmış bid'atlar deyince, Bende Şimdi ben günaha mı girdim sevaba mı girdim dedim. Durdu kaldı.
Bakın dedim Ahirette biz hesaba çekileceğiz ve tutunacak çare arayacağız. Rabbimize kendimizi temize çıkarabilmek için ne çareler arayacağız. Keşke dünyada biraz daha ibadet yapsaydık ta burada sıkıntı yaşamasaydık diyeceğiz ve ona rahmetli büyük dayımın ölüm hadisesini anlatmıştım.
Şöyle ki, ALLAH rahmet eylesin büyük dayım çok ihlaslı biriydi. Onun kardeşi olan Ananem anlatıyor sabah olur abime gidiyorum bakıyorum uyuyor ve çok üzülüyordum.

Bir gün kendisine, abi sabah erken kalkmak çok iyidir sen ise güneşi üzerine doğduruyorsun bu ise uğursuzluktur deyince,
Ne yapalım be kardeşim bu abin de çok tembel demişti. Bir zaman sonra hastalandı durumu kötüye gidiyordu.
Nihayet ağırlaştı her an ruhunu teslim eder diye beklerken, Birden bire gözlerini açtı Beni kaldırın Şıhlar geldi dedi.
Biz ise etrafımızda öyle bir kimseler görmüyorduk. Beni kaldırın dedi kollarına girdik kaldırdık. Kıbleye çevirin dedi kıble yönüne çevirdik.
Ve üç kere,
ALLAH’Ü EKBER, ALLAH’Ü EKBER LA İLAHE İLLALLAH’Ü VALLAH’Ü EKBER ALLAH’Ü EKBER VE LİLLAHİL HAMD dedi ve beni yatırın dedi yatağına yatırdık.

Bir zaman sonra da kelime-i şahadet getirdi ve vefat etti.
Vefat etmeden evvel de benim cenazeme gelenlere Selam söyleyin haklarını helal etsinler demişti de bizde gelenlerden helallik almıştık demişti.
Sıra cenazesini yıkamaya gelince de yıkayacak hoca bakıyor ki iki dizi de siyah, soruyor yengemize, bu bir yerden mi düştü dizleri neden siyah. Yengemiz cevap veriyor, bu benim bildiğim bilesiye her gece yatsı namazından sonra uyumaz sabaha kadar hasır üstünde namaz kılıyordu.

Sabah Ezanı okunur okunmaz namazını kılardı ve istirahate çekilirdi bana tembih etmişti gece ibadet yaptığımı kimseye söyleme diye şimdi ise vefat ettiğine göre söyledim.
Ve defin işi tamamlanıyor aradan kısa bir zaman geçiyor dayımın annesi büyük ninemiz oğlunun kabir sualini verip vermediğini merak ediyor ve iki rekât istihare namazı kılıyor ve Hz. ALLAH’a sığınıyor.
Ya Rabbi bana oğlumun durumunu göster ve yatıyor uykuda oğlu karşısına çıkıyor.

Oğlum Halit yavrum ne oldu suallerini verebildin mi, diye soruyor.
O da çoğunu verdim yalnız bir şeyden sıkıntı çekiyorum filanca kişiden emanet bir kemer almıştım onu vermeyi unuttum o kemer ise evin filan yerinde onu oradan al ve git o kişiye ver ve helallik al deyince, bizim ninemiz uyanıyor ve gece vakti kemeri tarif edilen yerden alıp sahibine götürüyor ve gece geç vakit kapılarını çalıyor uyandırıyor adam uyku sersemi ne oldu birimi öldü gecenin bu vakti neden geldin deyince,

Al bu kemeri hakkını helal et şimdi Halit’i gördüm bu kemer yüzünden azap görüyor deyince, o kişi de aman Ya Rabbi bu kemer için Halit amca azap mı görüyor helal ettim helal ettiğim diyor ve bu kadar ince hesap soruluyor bizim halimiz ne olacak ALLAH’ım diyor.
Aradan çok az bir zaman sonra ninemiz yine istihare namazı kılıyor Ya Rabbi oğlum Halit’imin durumunu bana göster diyor ve yatıyor.

Bakıyor ki bir bahçe etrafı kapalı kapısında nöbetçiler var. Bahçeye yaklaşıyor bakıyor ki oğlu Halit dayımız içinde havuz her çeşit çiçeklerle donatılmış kuşların ötüştüğü bahçede geziniyor. Bahçe kapısına geliyor nöbetçilere diyor ki, şu içeride ki benim oğlumdur müsaade edin de ben de bahçeye gireyim.
Nöbetçiler de diyor ki, bu mümkün değil bu bahçe ona aittir ve bizim ninemiz mutlu şekilde uyanıyor.

Bu hadise yaşanmış bir hadisedir alıntı ve hayal mahsulü değildir.
Onun için Ahiret Âlemine göçmezden evvel ne kadar ibadet yaparsak o kadar sermayemiz olur demiş ve bu geçmişte yaşanan hadiseyi anlatmıştım.
Ve ilave olarak ona demiştim ki, dünya rızkı için o kadar fazla mesai yapıyoruz biraz da Ahiret için fazla mesai yapsak ne olur.
Hz. ALLAH(c.c) İbret alanlardan eylesin.


Kalpteniman. 0

 
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 2 ziyaretçi (3 klik) Hoşgeldiniz  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol