islamilminfazileti
  Vasİyet
 

VASİYET VASİYET  

İşlediğin hiç bir ameli hakir görme; çünkü h.z Allah c.c. bu ameli yaratırke ve bizim üzerimize vacip kılarken küçümsememiştir.
O bir işi teklif etmişse bu Ona gösterilen itina ve inayetin bir göstergesidir ki, Onun katında en büyük mertebeye sahip olan sana bunu emretmiştir.

Sen Onun sana teklif ettiği amellerin mahallisin.
Resulullah s.a.v. Efendimiz de mizah yapardı fakat doğrudan başka türlü kırıcı söz söylemezdi.Ve  şöyle derdi, insanların dillerinin hasadından başka onların burunlarını sürten ne var ki ?

Filozoflardan biri şöyle demiştir; dilden başka uzun süre zindanda tutulmayı hak eden başka birşey yoktur.
H.z Allah c.c. onu iki dudağın ve dişlerin arkasında yarattığı halde yine de kapıyı açar uzun uzun fuzuli yere konuşur.

Hastaları ziyaret et hastalık ibret alınacak bir manzaradır.
Çünkü kul hastalandığı zaman h.z Allah c.c. onun yanındadır.
Hiç hasta görmedin mi Allahtan başka kimseden bir şey istediği, Allahtan başka kimseyi andığı vaki midir?
Onun dilinden Hakk konuşur. Kalbinde Ona iltica etmiştir.Hasta her zaman h.z Allah ile beraberdir.
Diğer bir ifadeyle h.z. Allahın yanında hazır olmasından dolayı hastadır.
Dilenciye yedir içir, çünkü o senden dilenmesi sebebiyle seni kullarına yediren içiren Hakkın menziline çıkarmiştır ki,
Hakk ihtiyacından arta kalanı infak etmeni emretmiştir.

Dilenciyi boş çevirme, onu sevindirecek gönlünü hoş tutacak tatlı bir söz güler bir yüz dahi olsa Ondan esirgeme.
H.Z Hasan ve hüseyinden bir dilenci bir şey istediği zaman, derhal bağışta bulunmaya koşar ve şöyle derlerdi.
Hoş geldin vallahi sefalar getirdin, azığımızı ahirete taşıyacaksın.
Kullara zulmetmekten sakın, Çünkü zulüm kıyamette karanlıklara dönüşür.Kullara zulmetmak h,z Allahın verilmesini vacip kıldığı haklarını vermemendir.
İlmiyle amel etmeyen bir alim gördüğün zaman ,onun ilmiyle sen amel et ki, ilmin hakkıYerine gelmiş olsun.
Sakın o alimi kötüleme, çünkü sahip olduğu ilmin h.z Allah c.c. katında derecesi vardır.
Süslenmeye güzel görünmeye dikkat et çünkü bu başlı başına sir ibadettir.Yüce Allah c.c şöyle buyurmuştur: HUZU ZİNETEKÜM ,Güzel elbiselerinizi giyin .(Araf 31)

Bir adam resululluh s.a.v. Efendimize, ayakkabımın ve elbisemin güzel olmasını seviyorum dedi.Resulullah s.a.v. Efendimiz ona şu karşılığı verdi;
Allah güzeldir güzeli sever
Bir diğer hadisi şerifte ise: H.z Allah kendisi için süslenmene herkesden daha çok layıktır.
Senden aldığı ve sana verdiği şeylerde h.z Allahı daima gözet, çünkü senden bir şey almışsa bu senin sabretmen dolaysı ile seni seni sevmesi içindir çünkü h.z Allah sabredenleri sever seni sevdiği zaman sevenin sevgilisine yaptığı muameleyi sana yapar.
Yitirdiğin her şeyin yerini dolduracak bir karşılığı vardır Allah c.c. hariç.
Senden ayrıldığı zaman her şeyin bir karşılığı var ama H.z Allah c.c senden ayrıldığında Onun yerine Koyacağın bir şeyin yok.
 
Aynı durum sana bağışta bulunduğu zaman da da geçerlidir.Onun sana verdikleri arasında senden aldığı şeylere karşı sabretmen de vardır.

Ayrıca sana şükretmeyi de vermiştir. Ve O şükredenleri sever. H.z Musa a.s, şükür nedir diye sormuş Yüce Allah c.c şöyle buyurmuştur.
Bütün nimetlerin benden olduğunu bildiğin zaman şükretmiş sayılırsın.

H,z Allahın hakları içinde en vacip olanı eda et, o da Ona hiç bir şeyi ortak koşmamandır.
Vaz edilmiş sebeplere güvenme kalben onlara meyletme ki gizli şirke düşmeyesin.
Bu müminlerin başına gelen en büyük dini felakettir. Nitekem şu Ayeti kerimede buna işaret edilmiştir;
ONLARIN ÇOĞU ORTAK KOŞMADAN ALLAHA İMAN ETMEZLER,(Yusuf 106)

Resulullah s.a.v. şöyle buyurmuştur; H,Z Allah c.c kulları üzerindeki hakkı nedir bilirmisiniz?
Ona ibadet etmeleri Ona hiç bir şeyi ortak koşmamalarıdır.
Buna gizli şirk ile islamı kesip ortadan kaldırmak demek olan açık şirk dahildir. Ardından Resulullah s.a.v. şöyle buyurmuştur.
Kullar h.z Allahın bu hakkını eda ettikleri zaman onların h.z Allah üzerindeki hakları nıdir bilirmisiniz.
H.Z Allahın onlara azap etmemesidir.

Yani sadece h.z Allaha yönelmek gerekir.
İnsanlar sebeplere dayandıkları sırada Allah onlara azab eder.

Çünkü sebepler her zaman yitip gidebilecek olgulardir sebepler mevcutken onların kaybolacakları Vehmiyle azap eder.

Sebepler ortada yok iken bu sefer de yokluklarıyla onlara azap eder.

Dolaysıyle h.z Allahı bırakıp sebeplere dayanıp güvenenler daima azap içindedirler.
Fakat sebeplere güvenip ortak koşmayanlar daima huzur içindedirler. Sebeplerin yitip gitmesi ile de erhangi bir acı duymazlar.

Muhyiddin ibni Arabi hazretleri VASİYET  

İşlediğin hiç bir ameli hakir görme; çünkü h.z Allah c.c. bu ameli yaratırke ve bizim üzerimize vacip kılarken küçümsememiştir.
O bir işi teklif etmişse bu Ona gösterilen itina ve inayetin bir göstergesidir ki, Onun katında en büyük mertebeye sahip olan sana bunu emretmiştir.

Sen Onun sana teklif ettiği amellerin mahallisin.
Resulullah s.a.v. Efendimiz de mizah yapardı fakat doğrudan başka türlü kırıcı söz söylemezdi.Ve  şöyle derdi, insanların dillerinin hasadından başka onların burunlarını sürten ne var ki ?

Filozoflardan biri şöyle demiştir; dilden başka uzun süre zindanda tutulmayı hak eden başka birşey yoktur.
H.z Allah c.c. onu iki dudağın ve dişlerin arkasında yarattığı halde yine de kapıyı açar uzun uzun fuzuli yere konuşur.

Hastaları ziyaret et hastalık ibret alınacak bir manzaradır.
Çünkü kul hastalandığı zaman h.z Allah c.c. onun yanındadır.
Hiç hasta görmedin mi Allahtan başka kimseden bir şey istediği, Allahtan başka kimseyi andığı vaki midir?
Onun dilinden Hakk konuşur. Kalbinde Ona iltica etmiştir.Hasta her zaman h.z Allah ile beraberdir.
Diğer bir ifadeyle h.z. Allahın yanında hazır olmasından dolayı hastadır.
Dilenciye yedir içir, çünkü o senden dilenmesi sebebiyle seni kullarına yediren içiren Hakkın menziline çıkarmiştır ki,
Hakk ihtiyacından arta kalanı infak etmeni emretmiştir.

Dilenciyi boş çevirme, onu sevindirecek gönlünü hoş tutacak tatlı bir söz güler bir yüz dahi olsa Ondan esirgeme.
H.Z Hasan ve hüseyinden bir dilenci bir şey istediği zaman, derhal bağışta bulunmaya koşar ve şöyle derlerdi.
Hoş geldin vallahi sefalar getirdin, azığımızı ahirete taşıyacaksın.
Kullara zulmetmekten sakın, Çünkü zulüm kıyamette karanlıklara dönüşür.Kullara zulmetmak h,z Allahın verilmesini vacip kıldığı haklarını vermemendir.
İlmiyle amel etmeyen bir alim gördüğün zaman ,onun ilmiyle sen amel et ki, ilmin hakkıYerine gelmiş olsun.
Sakın o alimi kötüleme, çünkü sahip olduğu ilmin h.z Allah c.c. katında derecesi vardır.
Süslenmeye güzel görünmeye dikkat et çünkü bu başlı başına sir ibadettir.Yüce Allah c.c şöyle buyurmuştur: HUZU ZİNETEKÜM ,Güzel elbiselerinizi giyin .(Araf 31)

Bir adam resululluh s.a.v. Efendimize, ayakkabımın ve elbisemin güzel olmasını seviyorum dedi.Resulullah s.a.v. Efendimiz ona şu karşılığı verdi;
Allah güzeldir güzeli sever
Bir diğer hadisi şerifte ise: H.z Allah kendisi için süslenmene herkesden daha çok layıktır.
Senden aldığı ve sana verdiği şeylerde h.z Allahı daima gözet, çünkü senden bir şey almışsa bu senin sabretmen dolaysı ile seni seni sevmesi içindir çünkü h.z Allah sabredenleri sever seni sevdiği zaman sevenin sevgilisine yaptığı muameleyi sana yapar.
Yitirdiğin her şeyin yerini dolduracak bir karşılığı vardır Allah c.c. hariç.
Senden ayrıldığı zaman her şeyin bir karşılığı var ama H.z Allah c.c senden ayrıldığında Onun yerine Koyacağın bir şeyin yok.
 
Aynı durum sana bağışta bulunduğu zaman da da geçerlidir.Onun sana verdikleri arasında senden aldığı şeylere karşı sabretmen de vardır.

Ayrıca sana şükretmeyi de vermiştir. Ve O şükredenleri sever. H.z Musa a.s, şükür nedir diye sormuş Yüce Allah c.c şöyle buyurmuştur.
Bütün nimetlerin benden olduğunu bildiğin zaman şükretmiş sayılırsın.

H,z Allahın hakları içinde en vacip olanı eda et, o da Ona hiç bir şeyi ortak koşmamandır.
Vaz edilmiş sebeplere güvenme kalben onlara meyletme ki gizli şirke düşmeyesin.
Bu müminlerin başına gelen en büyük dini felakettir. Nitekem şu Ayeti kerimede buna işaret edilmiştir;
ONLARIN ÇOĞU ORTAK KOŞMADAN ALLAHA İMAN ETMEZLER,(Yusuf 106)

Resulullah s.a.v. şöyle buyurmuştur; H,Z Allah c.c kulları üzerindeki hakkı nedir bilirmisiniz?
Ona ibadet etmeleri Ona hiç bir şeyi ortak koşmamalarıdır.
Buna gizli şirk ile islamı kesip ortadan kaldırmak demek olan açık şirk dahildir. Ardından Resulullah s.a.v. şöyle buyurmuştur.
Kullar h.z Allahın bu hakkını eda ettikleri zaman onların h.z Allah üzerindeki hakları nıdir bilirmisiniz.
H.Z Allahın onlara azap etmemesidir.

Yani sadece h.z Allaha yönelmek gerekir.
İnsanlar sebeplere dayandıkları sırada Allah onlara azab eder.

Çünkü sebepler her zaman yitip gidebilecek olgulardir sebepler mevcutken onların kaybolacakları Vehmiyle azap eder.

Sebepler ortada yok iken bu sefer de yokluklarıyla onlara azap eder.

Dolaysıyle h.z Allahı bırakıp sebeplere dayanıp güvenenler daima azap içindedirler.
Fakat sebeplere güvenip ortak koşmayanlar daima huzur içindedirler. Sebeplerin yitip gitmesi ile de erhangi bir acı duymazlar.

Muhyiddin ibni Arabi hazretleri 0

 
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 712 ziyaretçi (869 klik) Hoşgeldiniz  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol