İslâm'da bazı ibâdetlerin yerine getirilmesi  için yapılan ve bizzat kendisi ibâdet olan temizlenme. Abdest kelimesi Farsça'da  su anlamına gelen "âb" ile el anlamına gelen "dest" kelimelerinden oluşmuş  birleşik bir isimdir. Arapça karşılığı olan "vudû" kelimesi hadislerde  kullanılmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de ise temizlik anlamında "tahâret" ve "zekâ"  kelimeleri geçmektedir. Vudû' kelimesi güzellik ve temizlik anlamına  gelmektedir. Dolayısıyla ibâdete başlanmadan önce insanın iç dünyasını  güzelleştirmesi ve dışını da iyice temizlemesi gerekir.
İslâm'da abdestin farziyetine "Ey iman  edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinizle birlikte  ellerinizi yıkayın. Başınıza meshedin. Her iki topuğunuzla birlikte ayaklarınızı  da (yıkayın)..." (el-Mâide, 5/6), âyeti delâlet etmektedir. Hz. Peygamber  (s.a.s.)'in abdest almadan hiç bir iş yapmadığını görüyoruz (Elmalılı, Hak Dini  Kur'ân Dili, II, 1583). Ancak abdest her amel ve ibâdet için değil başta namaz  olmak üzere bazı ibâdetler için farz kılınmıştır. Fakat müslümanın sürekli  abdestli bulunması sünnettir.
Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve  kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün pislik ve mikroplardan uzak  kalmak için İslâm'ın emrettiği önemli bir ibâdettir. Mikrobun en kolay ürediği  yer ağızdır. Ağızdan başlayarak el, yüz ve ayakların günde beş defa temizlenmesi  İslâm'ın temizliğe verdiği önemi gösterir. Böylelikle İslâm yüzyıllar önce  temizliğin üzerinde durup insanoğlunu maddî-manevî her türlü pislik ve mikroptan  korumayı hedeflemiştir. Bunun yanında abdest alan bir insan, kendini manen temiz  ve rahat hisseder ve bu güzel his ve temiz duyguyla Allah'a ibâdete durur. Bu da  ruhun temizliğini sağlamaktadır. İnsanın yaratılış gayesi olan Allah'a kulluk  böyle bir temizleme ameliyesi ile başlayınca insanoğluna vereceği zevk ve  rahatlığın değeri sonsuzdur.
İnsan abdestle bedenen ve mânen temizlendikten  sonra Allah'ın huzuruna çıkar. Böyle bir temizlenme ile günlük bütün  yorgunlukları ve yükleri geride bırakır.
Abdest almakla, dünyevî ve uhrevî birçok  fazilet ve güzellikler elde edilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) abdestle ilgili  olarak şöyle buyururlar:
"Bir müslüman abdest alıp yüzünü yıkadığında,  yüzündeki âzaların işlediği bütün günahları; el ve ayaklarını yıkadığında el ve  ayaklarıyla işlediği bütün hata ve günahları, su damlalarıyla beraber akıp gider  ve kendisi de tertemiz olur. Hatta kirpik ve tırnak diplerindeki günahlarından  eser kalmaz. Âdâp ve erkânına uymak suretiyle abdest alıp kıbleye dönerek:  "Eşhedü en lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden  abdühü ve Rasûlühü" diyen bu kul için cennetin kapıları açılmıştır; o, cennet  kapılarının dilediğinden içeri girer."(Müslim, Tahare, 32, 33; Tirmizî, Tahâre,  2).
Abdestin Farzları
1- Yüzü Yıkamak
Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün  sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene altına, kulakların köklerine  kadar olan bölümdür. Gözlerin içine suyun ulaştırılması gerekmez. Ancak abdest  alırken gözler sıkılmaz, tamamen açık bırakılmaz. Normal bir şekilde yüz  yıkanır. Dudaklar yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar yüzün sınırlarıdır.  Sakal, bıyık ve kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidir.
2- Kolları Yıkamak
Parmak uçlarından kol dirseklerine kadar  -dirsekler de dahil- olan kısmı bir defa yıkamak farzdır. Eğer iğne ucu kadar  kuru bir yer kalırsa veya tırnağının altına suyu geçirmeyecek (hamur, boya,  çamur vb.) bir madde bulunursa, abdest alınmış sayılmaz. Ancak boyacıların  tırnaklarındaki boyalardan kaçınmanın mümkün olmamasından dolayı bunlar abdeste  zarar vermez. Tırnaklar parmak uçlarından dışarı taşacak kadar uzamış olursa o  fazlalığı da yıkamak gerekir. Bir kimse abdest aldıktan sonra bu uzamış tırnağı  keserse abdestini yenilemesi gerekmez. Parmakta yüzük var ve bu geniş ise abdest  alırken bunu oynatmak sünnet, eğer yüzük dar ve altına su geçirmeyecek kadar  parmağa oturmuşsa onu oynatmak farzdır.
3- Başı Meshetmek
Mesh, sözlükte eli bir şeyin üzerinden  geçirmek demektir. İbâdet hukukunda ise suyun bir vücut organına isâbet  etmesidir. Başın meshedilmesindeki farz oranı alın miktarıdır. Bu miktar ise  başın dörtte biridir. Meshederken üç veya daha fazla parmağı kullanmak gerekir.  İki parmakla yapılan mesh câiz değildir.
Başa giyilen sarık veya takke üzerine  meshetmek geçerli değildir. Kadınlar da baş örtüleri üzerine  meshedemezler.
4- Ayakları Yıkamak
Sağlam ve çıplak ayakları topuklarıyla  birlikte bir defa yıkamak farzdır. Yaralı veya mestle örtülü ayakları yıkamaya  gerek olmayıp sadece meshetmek yeterlidir. Mâide Sûresi 6. âyette geçen topuk =  ka'b, ayağın iki tarafından inak kemiğine bitişik kemiktir. Rasûlullah (s.a.s.):  "Vay ateşten o topukların haline... " (Buhârı, İlim 30; Vudû', 27,29; Müslim,  Tahâre, 25-28,30; Ebû Davud, Tahâre, 46) buyurduğu ve ayakların tamamen  yıkanmasını emrettiği bilinmektedir.
Bir kimsenin ayağında yarık varsa ve o yarığa  su sızdırmayan bir ilaç sürülmüşse, o kimse ayağını yıkadığı zaman, su yarığın  altına geçmezse bu durumda su, ayağa zarar verecekse abdest yerine getirilmiş  sayılır ve bu câizdir. Ancak su zarar vermiyorsa abdest tam olarak alınmış  sayılmaz. Dolayısıyla zarar vermediği takdirde yarıklara su ulaşacak şekilde  yıkamak gereklidir .
Abdestin Sünnetleri
1- Niyetle Başlamak
Niyet, bir şeyi yapmayı kalbinden geçirmektir.  Kalpden niyet etmeden, yalnız dil ile niyeti söylemek yeterli değildir. Abdest  için niyet müstehap bir sünnettir. Ancak Şâfiî mezhebine göre niyet, başlı  başına bir ibâdet olduğundan abdeste niyet de farzdır. Bu sebeple niyetsiz  abdest olamaz.
2-Abdeste Besmele ile Başlamak
Abdeste başlarken Allah'u Teâlâ'nın ismiyle  yani besmele ile başlamak sünnettir. Rasûlullah (s.a.s.): "Allah'u Teâlâ'nın  ismini zikretmeyen kimsenin abdesti yoktur." (Ebû Davud, Tahâre, 48; Tirmizî,  Tahâre, 20; İbn Mâce, Tahâre, 41) buyurarak besmelenin faziletini belirtmiş  olmaktadır. Besmeleyi abdeste başlarken okumak esastır. Çıplak bir hâlde iken  veya tuvalette besmele okunmaz. Bir kimse abdestin başında "Lâilâhe illallah"  veya "Elhamdülillah" dese besmele yerine geçer (Fetevâyı Hinddyye,  1,7).
3-Önce Bileklere Kadar Elleri  Yıkamak
Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): "Sizden birisi  uykusundan uyandığı zaman, kat'iyyen elini yıkamadıkça su kabına daldırmasın.  Çünkü o, eli nerede gecelemiştir bilemez" (Buhârî, Vudû', 26; Müslim, Tahâre,  87-88; Ebu Davud, Tahare, 49) buyurmuştur. Ayrıca insanın eli, temizleme  hususunda bir araçtır. Dolayısıyla ilkin onu temizlemeye başlamak sünnettir.  Bilindiği üzere, elleri, dirseklere kadar yıkamak (dirsekler dahil) farzdır.  Fakat önce bileklere kadar yıkamak tertip olarak sünnettir.
4-Misvak Kullanmak
Rasûlullah (s.a.s.): "Eğer ümmetime zorluk  vereceğinden çekinmeseydim, her namazdan önce onlara misvak kullanmayı mutlaka  emrederdim." (Müslim, Tahâre, 15; Ahmed İbn Hanbel, II, 250, 400) buyurmaktadır.  Dişleri parmakla yıkamak misvağın yerini tutmaz. Ancak misvak bulunmazsa sağ  elin bir parmağı ile dişleri temizlemek misvak yerine geçerli  olabilir.
5- Ağzı Yıkamak
Abdest alırken Rasûlullah (s.a.s.)'in ağzını  üç defa yıkadığı (mazmaza yaptığı) bize ulaşan bilgiler arasındadır. Bunun  sınırı, suyun ağzın tamamını kaplamasıdır. Ayrıca her seferinde suyu yenilemek  de sünnettir.
6- Burnu Yıkamak
Yine Hz. Peygamber (s.a.s.)'in abdest alırken  burnuna da üç defa su çektiği bilinmektedir. Burna su çekerek sol eli ile suyu  dışarıya verip yeniden su çekerek burnu sol el ile temizlemek  sünnettir.
7- Kulakların Meshedilmesi
Baş meshedilirken kulakların da aynı şekilde  sayılarak meshedilmesi sünnettir. Ayrı bir su ile meshedilmesini sünnet olarak  kabul edenler de vardır.
8- Yıkanması Gereken Uzuvları Üçer Defa  Yıkamak
Yıkanması farz olan yüz, eller ve ayaklar gibi  organlarımızı üçer kere yıkamak sünnettir. Bu organlarımızdan her birini  yıkamaya başlayınca ilk yıkama farzdır. En sağlam ve geçerli görüşe göre ikinci  yıkama ise sünnettir. Abdest alırken, yıkanmakta olan organa su ulaşır ve ondan  damla damla dökülüp akarsa, yıkamanın tamam olduğu tam anlamıyla  anlaşılır.
9- Parmakların Arasını Yıkamak
"Parmaklarınızın arasını hilâlleyiniz ki  onların arasına Cehennem ateşi girmesin ve onları hilâllemesin" (Ebu Davud,  Tahâre 56, 59; Tirmizî, Tahâre, 30; Savm 68; Nesâî, Tahâre 91) buyuran Hz.  Peygamber (s.a.s.)'in bu buyruklarıyla belirtilen işi yapmak sünnet olmaktadır.  Bu aynı zamanda, farz olan yıkamanın da kâmil anlamda gerçekleşmesini  sağlar.
10- Sakalı Ovmak
Abdest alırken sakalı bulunanların  sakallarını, parmaklarını sakalın içine sokarak alt taraftan üst tarafa doğru  hareket ettirmesi hilâllemek olarak tanımlanmaktadır. Rasûlullah (s.a.s.):  "Müşriklere muhâlefet edin, bıyıkları kısaltın, sakalı uzatın." (Müslim, Tahâre,  56; Ebû Davud, Tahâre, 29; Tirmîzî, Edeb, 14; Nesâi, Zinet, 1, 56) buyurarak  mü'minler için sakalın gerekçe ve önemini belirtmiş olmaktadır. Dolayısıyla  mü'minler sakallarını sünnete göre uzatmak ve sakal bırakmak konusunda duyarlı  olmak zorundadırlar.
11- Abdest Almaya Sağ Taraftan  Başlamak
"Şüphesiz ki Allah'u Teâlâ, her şeye sağdan  başlanmasını sever. Hattâ ayakkabılar giyilirken ve saçlar taranırken dahi."  (Buhârî, Vudû', 31) buyuran Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu uyarısına göre de  abdeste sağdan başlamak sünnettir.
12-Tertibe Uymak
Abdest alırken, Mâide Sûresinde beyan  buyurulan sıraya uymak ve bu sıraya göre abdest almak da sünnettir. Yani önce  elleri ve akabinde yüzü yıkamak, ardından da başı meshetmek ve en son olarak da  ayakları yıkamaktır. İmam Şâfiî (rh.a) bu sıraya uymanın farz olduğu  kanaatindedir. Şâfiî'nin bu içtihadı ile âlimler abdestin farzının altı olduğunu  tesbit etmişlerdir ki bunlar şöylece sıralanmaktadır: Niyet, ellerin yıkanması,  yüzün yıkanması, başa meshedilmesi, ayakların yıkanması ve tertibe  uymaktır.
13-Başın Tamamını Bir Defada  Meshetmek
Abdest alan bir kimse, iki avucunu ve  parmaklarını başının ön kısmından başlayarak arka kısmına kadar, başın tamamını  kaplayacak bir şekilde arkaya doğru çekerek mesheder. Bu sünnettir. Başın  tamamını devamlı olarak meshetmek ve özürsüz bir şekilde terk etmek günah  olur.
Muvalât ise, organları ara vermeden birbiri  ardında yıkamak demektir. Öyle ki ılıman bir havada ilk yıkanan organ, abdest  tamamlanmadan kurumamalıdır.
Abdestin Çeşitleri
1- Farz Olan Abdest
Namaz kılmak, Kur'ân-ı Kerim'e el sürmek ve  tilâvet secdesi yapmak için abdest almak farzdır. Cünüp veya abdestsiz olan  kimsenin Kur'ân-ı Kerim'i eline almasının helâl olamayacağı hususunda İslâm  bilginleri arasında ittifak vardır.
2-Vâcip Olan Abdest
Kâbe-i Muazzama'yı tavaf* etmek için abdest  almak vaciptir. Bir kimsenin Kâbe'yi abdestsiz tavaf etmesi vacibi terk  ettiğinden dolayı sorumlu olmakla beraber yaptığı bu tavaf câiz ve geçerlidir.  Ancak bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır:
"Tavaf, namaz gibidir. Fakat tavaf sırasında  konuşmak câizdir. Tavafta konuşan kimse hayırlı söz söylesin." (Tirmîzî, Hacc,  112; Nesâî, Menasik, 126) .
Farz olan tavaf abdestsiz olarak yapıldığı  takdirde bir küçükbaş hayvan kurban etmek gerekir. Cünüb olan kimsenin ise böyle  bir farz tavafı yapması hâlinde bir büyükbaş hayvan kurban etmesi lâzımdır.  Ancak bu farz tavaf, abdest alınarak yeniden yapılırsa böyle bir kurbana gerek  kalmaz. Fakat farz günler dışında tekrar yapılması hâlinde geciktirilmiş  olduğundan dolayı kurban kesmek gerekmektedir .
Yapılması vacip olan vedâ tavafını abdestsiz  olarak yapan kimse bir miktar sadaka vermelidir. Fakat vacip olan tavafı cünüb  olarak yapanın bir küçükbaş hayvan kurban etmesi lâzımdır.
3- Mendup Olan Abdest
Uykudan önce veya uykudan kalktıktan sonra,  cenâze yıkamak, cenâze taşımak, cenâzeyi yıkadıktan sonra, cinsel temastan önce,  ezberden Kur'ân okumak, hadîs okumak, Cenâb-ı Allah'ı ta'zim veya tesbih etmek  için veya kızgınlık sırasında kızgınlığını gidermek gayesiyle abdest almak ve  sürekli abdestli olmak niyetiyle abdest almak menduptur.
Abdestin Mekruhları
1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu boş  yere tüketmek.
2- Gereği yokken suyu âdetâ âzaları mesheder  gibi çok az kullanmak.
3- Suyu abdest âzalarına hızlı çarpmak, etrafa  su sıçratmak.
4- Abdest alırken gereksiz yere  konuşmak.
5- İhtiyacı olmadığı halde abdest almak için  başkasından yardım ve su dökmesini istemek.
6- Temiz olmayan pis ve kirli bir yerde abdest  almak.
7- Abdestin sünnetlerini bilerek terk  etmek.
Abdestsiz Olarak Yapılması Yasak Olan  Hususlar
1- Namaz kılmak.
2- Kur'ân-ı Kerim'e el sürmek.
3- Tilâvet secdesi yapmak.
4- Cenâze namazı kılmak.
5- Kâbe'yi tavaf etmektir.
Abdestin Edepleri (Âdâbı)
Edeb; nezâket, zarâfet, insanlara sözle ve  davranışla yardımda bulunmak, gönüllerini okşamak demektir. Abdestin edepleri  ise yapılması halinde sahibine sevap kazandıran hususlardır. Yapılmamaları  halinde ise kişiye günah yazılmaz. Abdestin edepleri şunlardır:
1- Abdest alırken başkasından yardım  istememek.
2- Abdest alırken suyun sıçramaması için  dikkatli davranmak.
3- Kıbleye doğru yönelmek.
4- Gereksiz yere konuşmamak.
5- Niyet ederken dil ile niyet  etmek.
6- Her uzvu iyice ovmak.
7- Abdest dualarını okumak.
8- Kullanılmış bir su ile abdest almamaya  dikkat etmek.
9- Her uzvu yıkarken niyeti korumakla birlikte  "Bismillâh" demek.
10- Kulağını meshederken serçe parmaklarının  uçlarıyla kulak deliklerini meshetmek.
11- Burna ve ağıza suyu alırken sağ eli  kullanmak.
12- Sol el ile sümkürmek.
13- Özür sahibi olmayan kimsenin namaz  vaktinden önce abdest alması.
14- Abdest bittikten sonra kıbleye karşı  ayakta kelime-i şehâdet getirmek ve dua yapmak, biraz su içmek.
15- Durgun veya akarak yer değiştiren sular  ile birikinti hâlindeki sulara ve Kıble'ye karşı abdest bozulmaz.
Abdest Namazı
Abdest namazı abdest aldıktan sonra abdest  âzaları henüz yaş iken iki rek'at nafile namaz kılmaktan ibarettir.
Abdesti Bozan Durumlar
1- İdrar veya dışkı yollarından yani ön ve  arkadan herhangi bir şeyin çıkması. Mâide sûresi 6. âyetinde "...sizden birisi  abdest bozmaktan geri dönmüşse..." ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'e "Hades nedir?"  diye sorulduğunda; "Her iki yoldan çıkandır" cevabını vermeleri, ön ve arka  yollardan birinden çıkan idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt ve diğer  hususların abdesti bozduğunu ifâde eder.
2- Aklın idrak gücünü gideren hususlar;  uyumak, bayılmak, delirmek, sarhoş olmak vs.'dir. Ancak oturduğu yerde  kıpırdamadan uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. (Müslim, Vudû', 2; Ahmed b.  Hanbel, 1, 256).
3- Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin  veya sarı su çıkması ve etrafına yayılması. Ağızdan akan kana bakılır, şâyet bu  kan tükrük kadar veya tükrükten fazla ise abdesti bozulur.
4- Ağız dolusu kusmak. Zira Hz. Peygamber  (s.a.s.) "Kusuntu abdesti bozar" (Tirmizî, Tahâre, 64) buyurmaktadır. Kusma ağız  dolusu değilse abdest bozulmaz.
5- Cinsî münasebette bulunmak.
6- Tam olarak cinsî ilişki olmasa bile kadın  ve erkeğin çıplak veya ince bir elbise ile vücutlarının veya tenâsül uzuvlarının  birbirine değmesi.
7- Teyemmüm yapan kimsenin su bulması  .
8- Namazda sesli olarak gülmek. Zira Hz.  Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Sizden biriniz namazdayken kahkaha ile  gülerse abdesti ve namazı birlikte iade etsin. " Kahkaha namazın dışında olursa  abdesti bozmaz.
Bir kimse abdest alırken bazı organlarını  yıkayıp yıkamadığı konusunda endişe ederse, şayet bu ilk defa karşılaştığı bir  şüphe ise o organını yeniden yıkar, yok eğer sürekli şüpheye düşüp duruyorsa bu  şüphesinin önemi yoktur. Abdestini tam almış sayılır. Abdestinin bozulup  bozulmadığını tam hatırlayamayan kişi kesin olarak abdest aldığını hatırlıyorsa  abdestli demektir. Çünkü kesin olarak bilinen bir husus şüphelerle yok  olmaz.
Ayrıca namaz haricinde abdestinden şüpheye  düşenin abdest almasının takvaya daha yakın olduğu; fakat namaz içinde bulunan  kimsenin ise abdestinden şüpheye düşmesi hâlinde namazını bozup abdest alması  gerekmediği âlimler tarafından ifâde edilmiştir.
Abdesti Bozmayan Durumlar
1- Kişinin ön veya arka yollarından başka  vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, bir damla halinde kalması.
2- Kabuk bağlamış bir yaranın kan çıkmadan  kabuğunun düşmesi.
3- Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud  kurdunun düşmesi.
4- Tenâsül uzvuna (cinsî organına) el  sürmek.
5- Kadın vücudunun herhangi bir yerine  dokunmak.
6- Ağız dolusu olmayan kusuntu.
7- Ağızdan çıkan balgam.
8- Oturduğu yerde veya namazda uyumak  .
9- Ağlamak.
Abdest Nasıl Alınır?
Farz, sünnet ve edeplerini yukarıdaki  maddelerde verdiğimiz abdesti tertip ve usûlüne göre ancak şöylece  alabiliriz:
Abdeste başlarken şu dua  yapılmalıdır:
"Bismillâhilazîm ve'l hamdülillâhi alâ dini'l  İslâm" .
"Yüce Allah'ın ismini anarak başlarım. Beni  İslâm dini ve akidesi üzere yarattığı için hamd ederim."
Abdest almaya niyetlendikten sonra, eûzü  besmele çekilerek eller bileklere kadar yıkanır. Parmakta yüzük varsa,  kımıldatılır. Altına suyun geçmesi sağlanır.
Uzuvların yıkanması sırasında bizden  öncekilerden nakledilen şu duaları okumak abdestin edeplerindendir.
A- Mazmaza=Ağıza su verme sırasında:  "Allâhümme einnî alâ tilâveti'l Kur'ân ve zikrike ve şükrike ve hüsn-i  ibâdetike."
"Allah'ım, Kur'ân-ı Kerimi okumada, seni  zikretme, sana şükretme ve sana güzel şekilde kulluk etmede yardımını istirham  ederim."
B- İstinşak = Buruna su verme sırasında:  "Allâhümme, erihnî râyihate'l Cenneti verzuknî min neîmihâ."
"Allah'ım, bana Cennetin kokusunu koklat.  Cennet nimetlerinden beni rızıklandır."
C- Yüzü Yıkama Sırasında
"Allâhümme, beyyid vechî binûrike yevme  tebyaddu vücûhun ve tesveddü vücûh."
"Allah'ım, bir kısım yüzlerin ağarıp  nurlandığı, bir kısım yüzlerin ise karardığı gün, benim yüzümü nurlandır,  ağart."
D- Sağ Eli Yıkama Sırasında
"Allâhümme, a'tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî  hisâben yesîrâ."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sağ elime  ver ve hesabımı kolaylaştır."
E- Sol Eli Dirseklere Kadar Yıkama  Sırasında
"Allâhümme, lâ tu'tinî kitâbî bişimâlî velâ  min verâi zahfi."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sol  elimden ve arkamdan verme."
Sonra sıra başı meshetmeye gelir.
Kaplama mesh için, eller ıslatılır, küçük  parmakla üç parmak uc uca getirilir. Önden başlayarak başın üstü sıvazlanıp arka  ve yan taraflarda böylece meshedilir.
F- Kulakları Yıkarken
"Allâhümmec'alnî minellezîne  yestemîune'l-kavle feyettebiûne ahseneh."
"Allah'ım, beni hak sözü dinleyenlerden ve  onun en güzeline uyanlardan eyle." denilir ve kulaklar yıkanır.
G- Boyuna Mesh Etme Sırasında
"Allâhümme a'tik unuki (veya rakabeti)  mine'n-nâri."
"Allah'ım, boynumu Cehennem ateşinden azad  buyur."
H- Ayakları Yıkama Sırasında
"Allâhümme, sebbit kademeyye ales'sırâtı yevme  tezûlü Fhi'l-akdâm."
"Allah'ım, Sırat köprüsünde ayakların kaydığı  günde ayaklarımı kaydırma, sabit eyle..."
Abdest alıp bittikten sonra Rasûlullah  (s.a.s.)'e salavât getirilmeli ve şu dua okunmalıdır:
"Allâhümmec'alnî minettevvâbîne vec'alnî  mine'l-mütetahhirîn."
"Allah'ım, beni, tevbe eden ve günahlarından  temizlenen kullarından eyle. . ."
Şâmil İA
Sorularla İslamiyet