Üsame İbnu Zeyd (radıyalahu anhüma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, kendisine yapılan bir iyliğe karşı, bunu yapana:
[B]"Cezakellahu hayran [/B](Allah sana hayırlı mükafaat versin!)" derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur." Tirmizi, Birr 86, (2036).
İÇİNDEKİLER
Kamet
Namazda Okunan Dualar
İstiğfar Duası
Tehlil
Salavat
Telbiye
Teşrik tekbiri:
Kelime-i tevhid:
Kelime-i şehadet:
Zammı Sure
TAHMÎD (Hamd)
Namazda Okunan Süreler
Namazin Sartlari
Namazin Rukünleri
Namazin Vacibleri
Namazin Sünnetleri
Namazi Bozan Seyler
Namazin Mekruhlari
Sehiv Secdesi
[B]Kamet[/B]
Kamet veya Kaamet erkekler tarafından farz namazlardan önce okunur, Ezana benzer. Ancak kaamette "Hayye ale'l-felah" dan sonra iki defa da"Kad kaameti's-Salah" söylenir.
Kamet metni şöyledir:
"Allahü ekber (dört defa). Eşhedü en la ilâhe illallah (2 defa).
Eşhedü enne Muhammeden rasululullah (2 defa).
Hayye ale's-Salati, hayye ale's-Sala. Hayye ale'l-Felâhi, hayye ale'l-Felah.
Kad kâmeti's-sâlatü (2 defa). Allahü ekber (2 defa). La ilâhe illallah."
Anlamı ise
"Allah en büyüktür (dört defa). Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet ederim (2 defa).
Muhammed'in Allah'ın resûlü olduğuna şehadet ederim (2 defa).
Haydi namaza, haydi namaza. Haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa.
Namaz başladı (2 defa). Allah en büyüktür (2 defa). Allah'tan başka ilah yoktur".
Sabah namazlarında "es-salatu hayrun mine'n nevm" yani "Namaz uykudan hayırlıdır" anlamına gelen kısım "Hayya alel-felah" cümlesinden sonra iki kez söylenir.
Kamet getirmenin hükmü nedir?
Beş vakit namaz ile Cuma namazı için ezan ve kamet getirilmesi, ayrıca Cemaatle kılınacak kaza namazları için de, ezan ve kamet okunması sünnettir. Kamet vacip değildir. Kendi evlerinde tek başına namaz kılan erkekler için, ezan ve kamet müstehabdır. Kadınların ise, ezan ve kamet getirmeleri gerekmez.
Kamet getirek namazın dışında bir sünnettir,getirildiğinde sevap kazanılır,
getirilmediğinde sevaptan mahrum kalınır.
Vitir, Teravih, Bayram, Cenâze ve Nâfile namazlarda kamet getirilmez.
Cemaatın kamet getiren müezzine uyması ve beraberce içinden kamet yetirmesi, "Hayye Alessalah, Hayye Alelfelah" denilirken de" La havle ve la kuvvete illa billah" diye icâbette bulunması müstehabdır.
Kamet, vaktin değil namazın sünnetidir (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanayi', Beyrut 1402/1982, I, 148 vd.; İbnu'l Humam a.g.e, I, 243 vd.; el feteva'l Hindiyye, Beyrut 1400/1980, I, 55 57; İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar İstanbul 1984, I, 388, 389 vd).
[B]Namazda Okunan Ayet ve Dualar[/B]
Allahü ekber: Allah büyüktür.
Sübhane rabbiyel azim: Azim olan Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim.
Sübhane rabbiyel a’la: Her şeyden yüksek, yüce olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes bilirim.
Semiallahü limen hamideh: Allahü teâlâ kendisine hamd edeni işitir, bilir.
Rabbena lekel hamd:Rabbim sana hamd olsun.
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü:Huzur ve selamet, Allahü teâlânın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.
Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali vel ikram:Ya Rabbi sen selamsın, selam da sendendir
Estağfirullah: Allah’ım beni affet.
Sübhane rabbiyel aliyyil a’lel vehhab:İhsanı bol olan yüce Rabbimi tenzih ederim.
Allahümmahşurna fi zümretissalihin:Allah’ım bizi salihlerle haşret.
Tesbih: Sübhanallah: Allah’ım seni noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Tekbir: Allahü ekber: Allah büyüktür
Tahmid: Elhamdülillah: Allah’a hamd, şükrederim
Temcid: Lâ havle velâ kuvvete illâ billah: Her türlü kuvvet ve kudret ancak Allah’tandır.
Âmin: Kabul et ya Rabbi.
[B]İstiğfar duası: [/B]
Estağfirullah el-azim ellezi la ilahe illa hüv elhayyel kayyume ve etübü ileyh:Büyük Allah’ım, günahlarımı affet. Her şeyi yoktan var eden ve her an varlıkta durduran, yalnız Sensin! Sen hep varsın!
Estağfirullah min külli ma kerihallah:Ya Rabbi, razı olmadığın, beğenmediğin şeylerden, yaptıklarımı af et, yapmadıklarımı da yapmaktan koru!
[B]Tehlil:[/B]
La ilahe illallah veya (La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh, lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir
Allah’tan başka ilah yok demektir. Yani İbadet olunmaya hakkı olan, yalnız Allahü teâlâdır, hak üzere başka mabud yoktur. Her şeyi yaratan bir Allah vardır, ortağı ve benzeri yoktur.
[B]Salevat:[/B]
Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed:
Allah’ım Muhammed aleyhisselama ve Onun âline salat-ü selam olsun.
[B]Telbiye:[/B]
Lebbeyk. Allahümme Lebbeyk. Lebbeyk la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ve’n-ni’mete vel mülke leke la şerike lek:
Buyur emret, ey varlığı mutlak lazım olan Allah’ım, emrine hazırım ve ilahi iradene itaat ederim. Senin benzerin ve ortağın yoktur.
[B]
Teşrik tekbiri:[/B]
Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd:
Allah büyüktür, Ondan başka ilah yoktur, hamd ancak Allah içindir.
[B]Muhammedün Resulullah:[/B]
Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın resulüdür.
[B]Kelime-i tevhid:[/B]
La ilahe illallah Muhammedün Resulullah:
Allah’tan gayri ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Onun resulüdür.
[B]Kelime-i şehadet:[/B]
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü:
Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim
[B]Zammı Sure[/B]
Zamm, bilinen zam kelimesiyle aynı kökten gelir ilave, ek, fazlalık demeye gelir fatiha okunduktan sonra üzerine bir miktar daha kıraat edildiği için böyle denir
namazda fatihadan sonraki kıraat sürecinde, kur'andan okunan pasajların en az bir satır uzunluğunda olması gerekir (Küçük bir süre yada anlam ifade eden bir ayet) mesela kevser ve ihlas sureleri, sırayla 3 ve 4 ayetten oluşurken, uzunlukları bir satırdır dolayısıyla bir satırlık bir ayet veya bir ayet parçası da zammî sure kapsamındaki okumalara girer
Sonuç: Kur'andan okunan küçük süre yada herhangi üç kısa veya uzun bir ayet zammı süredir/yerine geçer
[B]TAHMÎD (Hamd)
[/B]
Övmek, razı olmak, hakkını ödemek ve teşekkür etmek anlamındaki "h-m-d" kökünden gelen tahmîd kavramı sözlükte; tekrar tekrar övmek, "el-hamdü lillah" demek, Allah'ı çok övmek demektir.
"el-Hamdü lillah", her türlü övgü Allah'a özgüdür, anlamına gelir. Arap dilinde hamd, medh ve şükür kelimeleri eş anlamlı kelimeler olmakla birlikte aralarında az da olsa fark vardır. Hamd, medhden daha özel, şükürden daha geneldir. Her şükür hamddir, ancak her hamd şükür değildir. Her hamd medhtir, ancak her medh hamd değildir.
Hamd, bir nimet verilsin verilmesin, övüleni sahip olduğu nitelikleriyle övmek; şükür, verilen nimet sebebiyle şükredileni övmek; medh ise kişiyi cömertliği veya güzelliği veya becerisi, yeteneği vb. sebeplerle övmektir.
Kur'ân, besmeleden sonra el-hamdü li'llah cümlesi ile başlamakta ve değişik sûrelerde 21 defa tekrarlanmaktadır. Yüce Allah, bu cümle ile hem her türlü övgünün kendisine ait olduğunu haber vermekte, hem de kullarından bu cümle ile kendisini övmelerini istemektedir.
"el-Hamdü" kelimesindeki tarif lamı olan "el" istiğrak için olup, "her türlü övgü, bütün övgü" anlamını "li'llâh" kelimesindeki "lam" ise istihkâk yani her türlü övgünün Allah'a mahsus olduğunu ifade eder.
Kur'ân'da, yerde ve gökte (Rûm, 30/18), dünya ve âhirette (Kasas, 28/70) her türlü övgünün Allah'a ait olduğu bildirilmiştir. el-Hamdü lillah cümlesinin ifade ettiği anlam lehû'l-hamd, (her türlü övgü O'na aittir) (Sebe', 34/1) fe-lillâhi'l-hamd (her türlü övgü O'na aittir) (Casiye, 45/36) cümleleriyle de ifade edilmiştir.
el-Hamdü lillah; medh, zikir, şükür, nimeti ikrar, minnet ve dua cümlesidir. el-Hamdü lillah diyen insan, yaratan, yaşatan, bütün nimetleri var eden ve kemal sıfatlarıyla muttasıf olan Allah'ı anmış, övmüş, nimetlerini ikrar etmiş, minnet duymuş, O'na dua ve şükretmiş olur.
Peygamberimiz (a.s.); "el-Hamdü lillah dediğin zaman Allah'a şükretmiş olursun." (Taberî, I/60), "Duanın en efdali el-Hamdü lillah diye dua etmektir" demiştir (Tirmizî, Dua, 9).
Îmân edip sâlih amel işleyen cennet ashabının âhiretteki duaları da, "el-Hamdü lillahi Rabb'il-âlemîn" (her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur) şeklindedir (Yûnus, 10/10).
Hamd, nimet mukabilinde yapılır. Allah'ın insanlara olan nimetleri sayılmayacak kadar çoktur (İbrâhim 14/34). Bütün kâinât güzelliklerle ve nimetlerle dolu olup bütün bunlar övgüye değer mahiyettedir. Bütün bu güzellikler, nimetler ve övgüler, gerçekte Allah'a yöneliktir. Çünkü bunları var eden O'dur. İnsan, neyi ve kimi överse övsün neticede Allah'ı övmüş olur.
el-Hamdü lillah cümlesi Allah'ın hayat, ilim, irade ve kudret sıfatlarıyla muttasıf olduğuna delalet eder. "el-Hamdü lillah" cümlesinde "lâ ilâhe illallâh" anlamı da vardır. Bu sebeple bazı İslâm bilginleri el-Hamdü lillah cümlesi, lâ ilâhe illa'llah cümlesinden daha fazîletlidir. Çünkü "el-hamdü lillah" cümlesi tevhîd ve hamd, "lâ ilâhe illallah" cümlesi ise sadece tevhîd cümlesidir demişlerdir.
"el-Hamdü lillah" cümlesi ile Allah övüldüğü ve anıldığı gibi varlığı, birliği, ilmi, iradesi, gücü ve nimetleri ikrar edilmiş olmaktadır. Dolayısıyla hamd ile Allah'ın kemal sıfatları dile getirilmektedir.
Meleklerin (Bakara, 2/30), müminlerin (Secde, 32/15) ve kâinatta bulunan her şeyin (İsrâ, 17/44) hamd ile Allah'ı tesbih ettikleri bildirilmiştir. Yüce Allah, "Rabbini hamd ile tesbih et." (Hicr, 15/98) âyetinde insanlara hamd etmeyi emretmektedir. Müminler, hem namazlarında hem de hayatlarının her fırsatında Allah'a hamd ederler. Hamd görevini yapan müminler, Kur'ân'da "el-hâmidûn" olarak nitelenmiştir (Tevbe, 9/112). Bazı insanlar, dünyada hamd görevini ifa etmeseler de kıyamet koptuktan sonra mahşer yerinde toplanmak üzere çağrıldıklarında Allah'ı överek bu çağrıya uyacaklardır (İsrâ, 17/52).
İnsanların; kendilerini yarattığı (Bakara, 2/21), yeri, göğü, geceyi, gündüzü, ayı, güneşi kısaca her şeyi hizmetlerine sunduğu (Bakara, 2/29) ve sayısız nimetler verdiği için (İbrâhim, 14/32-34) Allah'a hamd ettikleri gibi bela, hastalık, üzüntü, zülüm vb bir musibetten kurtuldukları (Mü'minûn, 23/28) ve bir nimet elde ettikleri zaman da Allah'a hamd etmeleri gerekir.
Peygamberimiz (a.s.), bir şey yiyip içtiği zaman; "Bizi yediren, içiren ve bizi Müslümanlardan yapan Allah'a hamd olsun." diye dua etmiş (Tirmizi, Deavat, 56) ve "Bir şey yiyip içip de o nimet sebebiyle Allah'a hamd eden kuldan Allah razı olur." buyurmuştur (Müslim, Zikir, 89.)
Allah'a hamd edebilmek için, O'nun varlığına, birliğine peygamber ve kitaplarına, Kur'ân'da bildirdiklerine îmân etmek, sâlih ameller işlemek, emir ve yasaklarına uymak, Allah'ın, insanların ve diğer varlıkların haklarına riâyet etmek gerekir. (İ.K.)
[B]NAMAZLARDA OKUNAN DUALAR[/B]
Sübhâneke:
Namazlarda ayakta iken okunur.
Okunduğu yerler:
1) Her namazın ilk rek'atinde iftitah tekbirinden sonra,
2) İkindi namazının sünnetinde üçüncü rek'ate kalkınca fatihadan önce,
3) Yatsı namazının ilk sünnetinde üçüncü rek'ate kalkınca fatihadan önce,
4) Teravih namazı dört rek'atte bir selâm verilerek kılınıyorsa üçüncü rek'ate kalkıldığı zaman fatihadan önce.
5) Cenaze namazında birinci tekbirden sonra.
Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük) ve lâ ilâhe gayrük
Okunuşu
Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârakesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük) ve lâ ilâhe gayrük
Anlamı
Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın Seni daima böyle tenzih eder ve överim Senin adın mübarektir Varlığın her şeyden üstündür Senden başka ilah yoktur Anlamı: Allahım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka tanrı yoktur.
NOT: Parantez içindeki "Ve celle senâük" cümlesi cenaze namazında okunur.
Ettehiyyâtü:
Okunduğu Yerler:
Namazların her oturuşunda okunur.
Okunuşu
Ettehiyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayibât Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh
Anlamı: Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır. Ey Peygamber! Allah'ın selâmı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun.
Selâm bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun.
Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka tanrı yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.
Allâhümme Salli ve Allâhümme Barik:
Okundukları Yerler:
1) Bütün namazların son oturuşlarında Ettehiyyatü'den sonra,
2) İkindi namazının sünneti ile Yatsının ilk sünnetinin birinci oturuşunda Ettehiyyatü'den sonra,
3) Dört rekatta bir selâm verilerek kılınan Teravih namazının ikinci rek'atının sonundaki oturuşta "Ettehiyyatü"den sonra,
4) Cenaze namazında ikinci tekbirden sonra.
Okunuşu Salli Duası
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.
Okunuşu Barik Duası
Allâhümme barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ barekte alâ İbrahîme ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.
Anlamı: Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
Anlamı: Allahım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye lâyık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
Rabbenâ âtina ve Rabbenâğfirli:
Okundukları Yerler:
1) Namazlardaki oturuşlarda Allahümme salli ve Allahümme barikten sonra,
2) Kunut duasını bilmeyen vitir namazında onun yerine "Rabbenâ âtina" ayetini okuyabilir.
3) Cenaze namazında üçüncü tekbirden sonra okunacak duaları bilmeyen bunların yerine yine "Rabbenâ âtina" ayetini dua niyetiyle okuyabilir.
Rabbenâ âtina
Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhirati haseneten ve kınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn
Rabbenâğfirli
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-Mü'minine yevme yekûmü'l hisâb.
Anlamı: Allahım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.
Anlamı: Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla.
Kunut Duaları:
Vitir namazının üçüncü rek'atinde fatiha ve sûre okunduktan sonra eller yukarı kaldırılıp tekbir alınır ve eller tekrar bağlanınca kunut duaları okunur.
Okunuşu
Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfirüke ve nestehdik. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsni aleykel-hayra küllehü neşkürüke ve lâ nekfürüke ve nahleu ve netrükü men yefcürük.
Okunuşu
Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsalli ve nescüdü ve ileyke nes’a ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.
Anlamı: Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile öğeriz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve sana karşı geleni bırakırız.
Anlamı:Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kâfirlere ve inançsızlara ulaşır.
[B] NAMAZLARDA OKUNAN BAZI SÛRELER (*)[/B]
Fatiha Sûresi:
Namazda ayakta iken okunur.
Okunuşu
1. Bismillahirrahmanirrahim
2. El hamdü lillahi rabbil alemin
3. Er rahmanir rahıym
4. Maliki yevmid din
5. İyyake na'büdü ve iyyake nesteıyn
6. İhdinas sıratal müstekıym
7. Sıratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin
Anlamı:
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2- Hamd o âlemlerin Rabbi,
3- O Rahmân ve Rahim,
4- O, din gününün maliki Allah'ın.
5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!).
6- Hidayet eyle bizi doğru yola,
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
Fil Sûresi:
Bu ve bundan sonra gelen sûreler, namazlarda ayakta iken ve fatihadan sonra okunur.
Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. E lem tera keyfe feale rabbüke bi ashabil fıl
2. E lem yec'al keydehüm fı tadlıl
3. Ve ersele aleyhim tayran ebabıl
4. Termıhim bi hıcaratin min siccıl
5. Fecealehüm keasfin me'kul
Anlamı:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı?
2- Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
3- Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
4- Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.
5-Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.
Kurayş Sûresi:
Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. Li iylafi kurayş
2. İylafihim rıhleteş şitai ves sayf
3. Felya'büdu rabbe hazelbeyt
4. Ellezı at'amehüm min cuıv ve amenehüm min havf
Anlamı:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Kureyş'in ilâfı (güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak) için.
2- Kış ve yaz seferlerinde (faydalandıkları andlaşmaların) kadrini bilmiş olmaları için.
3- Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.
4-O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.
Maun Süresi
Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. E raeytellezi yükezzibü bid din
2. Fe zalikellezi yedu'ul yetim
3. Ve la yehuddu ala taamil miskin
4. Fe veylün lil müsallin
5. Ellezine hüm an salatihim sahun
6. Ellezine hüm yüraun
7. Ve yemneunel maun
Anlamı:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Dini yalanlayanı gördün mü?
2- İşte o, öksüzü iter, kakar.
3- Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.
4- Vay haline o namaz kılanların ki,
5- Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.
6- Gösteriş yaparlar onlar,
7-Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler).
Kevser Süresi
Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. İnna a'taynakel kevser
2. Fe salli li rabbike venhar
3. İnne şanieke hüvel'ebter
Anlamı:
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.
2- Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.
3-Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.
Kafirun Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. Kul ya eyyühel kafirun
2. La a'büdü ma ta'büdun
3. Ve la entüm abidune ma a'büd
4. Ve la ene abidün ma abedtüm
5. Ve la entüm abidune ma a'büd
6. Leküm diynüküm ve liye din
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- De ki: Ey kâfirler
2- Sizin taptıklarınıza ben tapmam.
3- Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.
4- Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
5- Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
6-Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Nasr Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. İza cae nasrullahi velfeth
2. Veraeytennase yedhulune fiy diynillahi efvace
3. Fesebbıh bihamdi rabbike vestağfirh* innehu kane tevvaba
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
2- Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
3-Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
Leheb Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. Tebbet yeda ebiy lehebiv ve tebb
2. Ma ağna 'anhü malühu ve ma keseb
3. Seyasla naran zate leheb
4. Vemraetüh* hammaletel hatab
5. Fi cidiha hablüm mim mesed
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- Ebu Leheb'in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.
2- Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.
3- (O), alevli bir ateşe girecektir.
4- Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).
5-Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.
İhlas Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. Kul hüvallahü ehad
2. Allahüs samed
3. Lem yelid ve lem yuled
4. Ve lem yekün lehu küfüven ehad
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1-De ki; O Allah bir tektir.
2-Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiçbir şeye muhtaç değildir
3-Doğurmadı ve doğurulmadı
4-O 'na bir denk de olmadı.
Felak Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. Kul e'uzü birabbilfelak
2. Minşerri ma halak
3. Ve min şerri ğasikın iza vekab
4. Ve min şerrinneffasati fiyl'ukad
5. Ve min şerri hasidin iza hased
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- De ki: "Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,
2- Yarattığı şeylerin şerrinden,
3- Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
4- Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden,
5-Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
Nas Süresi
Bismillahirrahmanirrahim
1. Kul e'uzü birabbinnas
2. Melikinnas
3. İlahinnas
4. Min şerrilvesvasil hannas
5. Elleziy yüvesvisü fiysudurinnas
6. Minel cinnetivennas
Anlamı
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
--------------------------------------------------------------------------------
1- De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
2- İnsanların hükümdârına,
3- İnsanların ilâhına,
4- O sinsi vesvesecinin şerrinden.
5- O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
6- Gerek cinlerden, gerek insanlardan.
[B]Namazin Sartlari[/B]
1) Hadesten Taharet: Hades denilen manevî kirin giderilmesi için, abdest almak, gerekli hallerde gusül yapmaktir.
2) Necasetten Taharet: Namaz kilacak kisinin, bedeninde, üzerindeki elbisede ve namaz kilacagi yerde pislik varsa bunlari temizlemektir.
3) Setr-i Avret: Namaz kilacak kisinin vücudunda örtünmesi gereken yerleri örtmesi demektir.
Erkeklerin: Göbek ile diz kapagi arasini (dizkapagi dahil),
Kadinlarin: Yüz, el ve ayaklardan baska vücudunun her tarafini örtmeleri gerekir.
4) Istikbal-i Kible: Namazi kibleye dönerek kilmaktir. Kible, Mekke sehrindeki kutsal bina olan Kâbe yönüdür. Kâbe, Hz. Ibrahim ve Hz. Ismail tarafindan yapilmistir.
5) Vakit: Namazlari kendi vakitleri içinde kilmaktir.Vakti gelmeden bir namazi kilmak caiz degildir.
6) Niyet: Hangi namazi kildigini bilmek ve kalbinde hatirlamaktir. Niyetin dil ile söylenmesi sünnettir.
[B]Namazin Rukünleri[/B]
1) Iftitah Tekbiri: Namaza baslarken tekbir almak demektir.
2) Kiyam: Namazda ayakta durmak demektir.
3) Kiraat: Namazda ayakta iken biraz Kur'an okumaktir.
4) Rükû': Namazda eller diz kapagina erisecek kadar egilmektir.
5) Sücûd: Rükû'dan sonra ayaklar, dizler ve ellerle beraber alni yere koymaktir.
6) Ka'de-i Ahîre: Namazin sonunda "Ettehiyyatü" okuyacak kadar oturmak demektir.
[B]Namazin Vacibleri[/B]
1) Namaza "Allahu Ekber"sözü ile baslamak.
2) Farz namazlarin ilk iki rek'atinda, nafile namazlarin her rek'atinda Fatiha suresini okumak.
3) Farz namazlarinin ilk iki rek'atinda, vitir ve nafile namazlarin her rek'atinda Fatihadan sonra sûre veya ayet okumak.
4) Fatihayi sureden önce okumak.
5) Secdede alin ile beraber burnu da yere koymak.
6) Üç ve dört rek'atli namazlarin ikinci rek'atinda oturmak (Buna ka'de-i ûlâ=birinci oturus
7) Namazlardaki birinci oturus ile son oturuslarda ettehiyyatü'yü okumak.
8) Cemaatle kilindigi zaman sabah, cuma, bayram, teravih ve vitir namazlarinin her rek'atinda, aksam ve yatsi namazlarinin ilk iki rek'atinda imamin fatiha ve sureyi açiktan, ögle ve ikindi namazlarinda ise, gizlice okumasi.
9) Imama uyan cemaatin fatiha ve sureyi okumayip susmasi.
10) Vitir namazinda kunut tekbiri almak ve kunut dualarini okumak.
11) Bayram namazlarinda alinan ilâve tekbirler.
12) Ta'dili erkân, yâni ayakta iken dosdogru, rükûda dümdüz olmak (Kadinlar biraz meyilli dururlar), rükûdan kalkinca iyice dogrulmak, iki secde arasinda tam oturmak.
13) Namazin sonunda saga ve sola selâm vermek.
14) Namazda yanilma olursa sehiv secdesi yapmak.
[B]Namazin Sünnetleri[/B]
1) Bes vakit namaz ile Cuma Namazi için ezan ve kamet getirmek
2) Iftitah tekbirini alirken elleri yukariya kaldirmak
3) Sübhaneke ve Eûzu-Besmele'yi sessizce okumak
4) Sag eli sol el üzerine koymak
5) Fatiha'dan sonra gizlice 'amin' demek
6) Rükû ve secdeye egilip kalkarken alinan tekbirler
7) Rüku ve secde tesbihleri. ( Rukû'da üç defa "SÜBHANE RABBIYE'L AZÎM" ve her iki secdede üçer defa SÜBHANE RABBIYE'L ÂLÂ" demek.)
8) Rukü'dan dogrulunca "SEMIALLAHU LIMEN HAMIDEH" ve hemen arkasindan "RABBENA LEKE'L HAMD" demek.
9) Kiyamda bir özür bulunmadigi takdirde iki ayagin arasini dört parmak kadar açik bulundurmak.
10) Rukü'da parmaklar açiK olarak dizleri tutmak, dizleri, dirsekleri dik ve sirti bas ile dümdüz halde bulundurmak.
11) Secdeye varirken önce dizleri, sonra elleri, sonra yüzü vere koymak. Secdeden kalkarken önce yüzü, sonra elleri, sonra dizleri kaldirmak.
12) Tahiyyati sessizce okumak.
13) Selama sagdan baslamak
14) Sütre edinmek (Önü açik yerde namaz kilarken önüne sütre koymak)
[B]Namazi Bozan Seyler[/B]
1) Namazda konusmak.
2) Birsey yemek veya içmek.
3) Kendi isitecegi kadar gülmek (yanindakilerin isitecegi kadar gülerse abdesti de bozulur.)
4) Birine selâm vermek veya verilen selâmi almak.
5) Gögsünü kibleden çevirmek.
6) Dünyaya âit bir seyden veya bir agridan dolayi aglamak "ah" demek. (Allah korkusundan dolayi aglamak namazi bozmaz.)
7) Öksürügü yok iken öksürmeye çalismak. (Elde olmayarak normal gelen öksürük namazi bozmaz.)
8) Namazda bir is yapmaya çalismak.
9) Bir seye üflemek.
10) Kur'an'i, manasi bozulacak sekilde yanlis okumak.
11) Ayeti mushaf'a bakarak (yüzünden) okumak.
12) Namazda abdesti bozulmak.
13) Teyemmüm eden kimsenin namazda suyu görmesi, mesh müddetinin namazda bitmesi.
14) Sabah namazini kilarken günesin dogmasi.
15) Cemaatle namazda kadinlarla erkeklerin arada bir perde olmadan yanyana bir safta kilmasi.
16) Namazda örtünmesi gereken yerlerin açilmasi ve bu açilmanin bir rükûn yapacak kadar süre devam etmesi.
17) Bayilmak, çildirmak...
[B]Namazin Mekruhlari[/B]
1) Sıkışık abdestle namaz kilmak
2) Namazda elbise veya bir baska yerle oynamak
3) Namazda bir yere dayanmak
4) Gerinmek veya esnemek
5) Parmaklari çitlatmak
6) Özürsüz bagdas kurmak
7) Insan yüzüne karsi kilmak
8) Kiraatta, Kur'an-i Kerimdeki siraya uyulmamasi. Bir sure atlamak
9) Erkeklerin secde ederken kollarini tamamiyla yere dösemeleri
10) Tek ayak üzerinde durmak veya bir ayagi yerden kesmek ve digerine dayanmak
11) Namazda daha selam vermeden terleri veya yüze dokunmus olan topraklari silmek
12) Namaz içinde, verilen selami el veya bas isaretleriyle almak
13) Ikinci rekatta birinci rekata göre daha uzun okumak
14) Yanmakta olan atese dogru namaz kilmak....
[B]Sehiv Secdesi [/B]
Sehiv secdesi; "yanılma ve unutma secdesi" demektir. Namazın farzlarından birinin tehiri (geciktirilmesi) veya vaciplerden birini terk ve ya tehiri halinde yapılması gerekir.
Şöyle yapılır:
Son oturuşta yalnız "Tahiyyat" okunduktan sonra iki tarafa selam verilir. Ondan sonra "Allahu Ekber" denilerek secdeye varılıp üç kere " Sübhane Rabbiye'l-alâ " okunur. sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır. Bir tesbih miktarı duraklamadan sonra tekrar "Allahu Ekber" deyip ikinci secdeye varılır. Yine üç kez " Sübhane Rabbiye'l-alâ " okunduktan sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır ve oturulur. Tahiyyat, Salli-Barik ve"Rabbena atina" okunup önce sağ tarafa sonra da sol tarafa selâm verilir.(1)
Mesela; Vitir namazında Kunut dualarını unutmak, Fatiha'dan sonra zamm-ı sure okunması gereken yerde zamm-ı sureyi okumadan rükûa gitmek, birinci tahiyyâta oturmayı unutmak, namazda secde ayeti okunduğu zaman secde etmemek gibi durumlarda vacip terk edildiği için sehiv secdesi gerekir.
Üç veya dört rekatlı farz namazlar ile vitir namazında ikinci rekattan sonra tahiyyat'ı okuduktan sonra hemen ayağa kalkmayıp "Salli-Barik okuduktan sonra ayağa kalkmak, Fatiha'yı okumadan zamm-ı sureyi okuyup daha sonra fatihayı okumadığını hatırlayıp Fatiha'yı okumak, gibi durumlarda ise vacip tehir edildiği için yine sehiv secdesi gerekir.
Sehiv secdesi yapılması gereken durumda unutup selam verilirse namazın yeniden kılınması gerekmez.
(1) Büyük İslam ilmihali. Ömer Nasuhi BİLMEN. sayfa 181
Sehiv secdesini gerektirici hallerden bâzıları şunlardır:
1 - Fâtiha`dan sonra zamm-ı sûre okumadan rükû`a gitmek. Rükû`da iken hatırlarsa, doğrulup sûreyi okur, sonra tekrar rükû`a gider. Namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.
2 - Unutarak Fâtiha`yı iki kere okumak.
3 - Vitir namazlarının tekbir ve kunut duasını unutmak. Rükû`da iken hatırlasa, doğrulup kunut okumaz. Sonunda sehiv secdesini yapmakla yetinir.
4 - Dört rek`atlı namazlarda, iki rek`at kıldıktan sonra oturmayı unutarak üçüncü rek`ata kalkmak, yani, ilk oturuşu terketmek. Bu durumda bakılır: Eğer namazı kılan kişi tamamen kalkmış veya kalkmaya daha yakın bir durumda ise, oturmaz; namazı bitirip sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer oturmaya daha yakın bir halde ise, oturur; sonunda da sehiv secdesi yapmaz. Tam kalktıktan sonra oturmak ise, namazı bozar.
5 - Birinci oturuşta Tehıyyât`ı okuduktan sonra hemen kalkmayıp salâvatları ve duaları okumak yahut da bir rükün edâ edecek kadar gecikmek. Bu durumda eğer salâvattan okunan kısım bir cümle teşkil eder ise (Allahümme salli alâ Muhammedin demek gibi) namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Fakat okunan kısım bir cümle teşkil etmemişse, sehiv secdesine gerek yoktur.
6 - Dört rek`atlı farz namazlarda, son rek`atta oturmaksızın beşinci rek`ata kalkılacak olsa, beşinci rek`atın kıyam, kırâet ve rükû`u tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar oturulur. Tehıyyâtdan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır. Çünkü bu durumda farz olan son oturuş te`hire uğramıştır. Fakat beşinci rek`at için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye döner. Artık buna bir rek`at daha ilâve ederek, 6 rek`atlık bir nâfile namazı kılınmış olur. Dolayısıyla sehiv secdesi de gerekmez.
7 - Dört rek`atlı bir farz namazın son ka`desinde teşehhüd miktarı oturduktan sonra kalkan kimse, hemen oturup selâm verir. Tekrar Tehıyyat okumasına gerek yoktur. Hâtta oturmadan ayakta bile selâm verebilir. Zira farz olan oturuşu yapmıştır. Yalnız ayakta selâm vermekle sünneti terketmiş olur. Sonunda ayrıca sehiv secdesi de lâzımdır. Çünkü selâm te`hire uğramıştır.
8 - İmama sonradan yetişen kimse, kendi kıldığı rek`atlar içinde hatâ yaparsa, o hatâsı için sehiv secdesi yapar.
9 - İmamın, açıktan okuması vâcib olan yerlerde gizli; gizli okuması vâcib olan yerlerde de açık okuması... Meselâ öğle namazında Fâtiha ve zamm-ı sûreyi sesli okuması, akşam namazında da içinden okuması gibi. Namazdaki tesbih ve tekbirlerin cehren okunması, sehiv secdesini icab ettirmez.
10 - Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra hangi âyet veya sûreyi okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder. Çünkü vâcib te`hire uğramıştır.
11 - Ta`dîl-i erkânın terki, sehiv secdesini gerektirir.
12 - Namazda sehiv secdesini icab eden birkaç hatâdan dolayı tek sehiv secdesi yeterlidir.
Sehiv secdesinde, iki secde ile Tehıyyât`ı okumak ve selâm vermek vâcibdir. Tehıyyât`dan sonraki salâvat ve dualar ve secdedeki tekbirler ve tesbihler ise sünnettir.
* Bir namaz içinde, o namazın rek`atları sayısında şüphe etmek, namaz kılan kimse vesveseli biri değilse, kılınan namazı iptâl eder. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim vakit varken, namazı kılıp kılmadığında tereddüd eden de o namazı kılar. Namazı tamamladıktan sonra rek`at sayısında şüpheye itibar yoktur. Ancak noksan kıldığını kesin olarak anlarsa namazı yeniden kılar.
[B]Kaynak :Sorularla islamiyet(sehiv secdesi kısmı)[/B]
[B]İçindekiler[/B]
Cuma Namazı
Cenaze Namazı
Teravih Namazı
Bayram Namazı
Kuşluk Duha Namazı
Tesbih Namazı
Evvabin Namazı
İstihare Namazı
Teheccüd Namazı
Hacet Namazı
[B]CUMA NAMAZININ KILINIŞI:[/B]
16 rek'attır. 4 rek'at ilk sünnet, 2 rek'at farz, 4 rek'at son sünnet, 4 rek'at âhır zuhur, 2 rek'at vaktin sünneti
4 Rek'at ilk sünnetin kılınışı
1. Rek'at
- Niyet edilir
- Tekbîr getirilir
- Sübhâneke okunur
- Eûzü Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'ata kalkılır
2. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fatihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur (ilk oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur.
Üçüncü rek'at için ayağa kalkılır
3. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için ayağa kalkılır
4. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a gidilir
- Secde yapılır
- Oturulur.(son oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli Bârik okunur.
- Rabbenâ âtina okunur
- Selâm verilir
Allahümme entesselâmı ... denip imamın farzı kıldırması beklenir.
Müezzin iç ezan okur. Sonra imam hutbeye çıkar. Hutbeden inince müezzin kâmet getirir. Cemaatle farz kılınır.
2 Rek'at farzın kılınışı
1. Rek'at
- Tekbîr getirir
- Sübhaneke okunur
- Ayakta birşey okumadan imam dinlenir, sonra imamla, rüku, secde yapılıp ikinci rek'ate kalkılır.
2. Rek'at
İkinci rek'atte de birşey okumadan imam dinlenir. sonra imamla beraber,rükü secde yapılıp oturulur.
- Ettehıyyâtü okunur.
- Salli bârik okunur.
- Rabbenâ âtinâ ... duâsı okunur.
- İmamla beraber selâm verilir.
Dört rek'at son sünnet kılmak üzere ayağa kalkılır.
4. rek'at son sünnetin kılınışı
1. Rek'at
- Niyet edilir.
- Sübhaneke okunur
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'at için ayağa kalkılır
2. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur (ilk oturuş)
- Ettehiyyâtü okunur
Üçüncü rek'at için ayağa kalkılır
3. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için ayağa kalkılır
4. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rüku'ye eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli barik okunur
- Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir
Allahümme entesselâmü... dedikten sonra, âhir zuhur namazını kılmak için kalkılır..
4 rek'at âhır zuhurun kılınışı
1. Rek'at
- Ahir zuhur namazını kılmaya niyet edilir.
- Sübhaneke okunur
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'at için ayağa kalkılır
2. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur (ilk oturuş)
- Ettehiyyâtü okunur
Üçüncü rek'at için ayağa kalkılır
3. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtiha okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
Dördüncü rek'at için ayağa kalkılır.
4. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Rüku yapılır
- Secde yapılır
- Oturulur (Son oturuş)
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli bârik okunur
- Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir
Allahümme Entesselamü... denir. Sonra vaktin sünneti için ayağa kalkılır.
2 rek'at vaktin sünneti namazının kılınışı
1. Rek'at
- Niyet edilir
- Tekbîr getirilir
- Sübhâneke okunur
- Eûzü Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rükü’a eğilinir
- Secdeye gidilir
İkinci rek'at için ayağa kalkılır
2. Rek'at
- Besmele çekilir
- Fâtihâ okunur
- Zamm-ı sûre okunur
- Rüku'ye eğilinir
- Secdeye gidilir
- Oturulur
- Ettehıyyâtü okunur
- Salli barik okunur
- Rabbenâ âtina duâsı okunur
- Selâm verilir
Allahümme entesselâmü... dedikten sonra, üç defa istigfâr söylenip, Ayet-el Kürsi okunup, tesbih çekilir ve duâ edilerek cuma namazı tamamlanmış olur.
[B]CENAZE NAMAZI[/B]
Bir mü’minin vefât ettiğini, haber alan erkeklere, erkek yoksa, kadınlara cenâze namazı farz-ı kifâyedir. Cenaze namazı, Allah için namaz ve ölen kimse için duâdır. Ehemiyyet vermeyenin îmânı gider.
Cenâze namazının şartları
1- Meyyit yani ölü müslüman olmalıdır.
2- Yıkanmış olmalıdır. Yıkanmadan gömülen, üzerine toprak atılmamış ise, çıkarılıp yıkanır, sonra namazı kılınır. Cenâzenin ve imâmın bulunduğu yerin temiz olması lâzımdır.
3- Cenâzenin veya bedenin yarısı ile, başının veya başsız yarıdan fazla bedenin, imâmın önünde bulunması lâzımdır.
4- Cenâze, yerde veya yere yakın, ellerle tutulmuş veya taşa konmuş olmalıdır. Cenâzenin başı, imâmın sağına, ayağı soluna gelecektir. Tersine koymak günahtır.
5- Cenâze imâmın önünde hazır olmalıdır.
Cenâze Namazının Farzları
1- Dört kere tekbîr getirmektir.
2- Ayakta kılmaktır.
Cenâze Namazının Sünnetleri
1- Sübhâneke okumak,
2- Salevât yani Allahümme Salli ve Bârik okumak,
3- Kendine ve meyyite ve bütün müslümanlara af ve mağfiret için bildirilmiş olan duâlardan bildiğini okumak.
Cenâze namazı, câmi içerisinde kılınmaz.
Canlı olarak doğduktan sonra ölen çocuğun ismi konur, yıkanır, kefenlenir, namazı kılınır.
Cenâze taşınacağı zaman, tabutun dört kolundan tutulur. Önce cenâzenin baş tarafı sağ omuza, sonra ayak tarafı sağ omuza, sonra baştarafı sol omuza, sonra ayak tarafı sol omuza konmak suretiyle her birinde onar adım taşınır. Kabire varıldığı zaman cenâze omuzlardan yere indirilmedikçe oturulmaz. Defnedilirken işi olmıyanlar otururlar.
[B]Cenâze namazı nasıl kılınır[/B]
Cenâze namazının dört tekbîrinden her biri, bir rek’at gibidir. Dört tekbîrin yalnız birincisinde eller kulaklara kaldırılır. Sonraki üç tekbîrde eller kaldırılmaz.
1- Önce niyet edilip ilk tekbîr alınıp, iki el bağlanınca “Sübhâneke” okunur ve okunurken “vecelle senâüke” de denir. Fâtiha okunmaz.
2- İkinci tekbîrden sonra, teşehhüdde otururken okunan (salevât)lar, ya’nî (Allahümme salli) ve (Bârik) duâları okunur.
3- Üçüncü tekbîrden sonra, cenâze duâsı okunur. Cenâze duâsı yerine “Rabbenâ âtinâ...” veya yalnız “Allahümmağfir leh” demek veya duâ niyetiyle “Fâtiha-i şerîfeyi” okumak da olur.
4- Dördüncü tekbîrden sonra, hemen sağa ve sonra sola selâm verilir. Selâm verirken, cenâzeye ve cemâate niyet edilir.
İmâm yalnız dört tekbîri ve iki omuza selâmı, yüksek sesle söyler, diğerlerini içinden okur.
Cenaze namazı, kılındıktan sonra, tabutun yanında duâ etmek câiz değildir. Mekrûh olur.
[B] YATSI NAMAZININ KILINIŞI:[/B]
20 rek'attır.
Terâvih namazı erkek ve kadınlar için sünnettir. Yirmi rek’attir. Ramazan-ı şerîfin her gecesinde kılınır. Cemaat ile kılınması sünnet-i kifâyedir. Vakti yatsı namazından sonra ve vitrden öncedir. Vitirden sonra da kılınabilir. Meselâ, Terâvih namazının bir kısmına yetişip, imâmla vitr namazını kılan kimse, terâvih namazından, yetişip kılamadığı rek’atları, vitirden sonra kılar. Vitir namazı, yalnız Ramazan ayında cemâat ile kılınır.
Kılınmayan terâvih namazı kaza edilmez. Kaza edilirse, nâfile olur. Terâvih olmaz.
[B]
Terâvih nasıl kılınır[/B]
Terâvih namazını ikişer rek’at olmak üzere, on selâmla ve her dört rek’at sonunda bekleyip tesbîh yaparak kılmak müstehabdır. Terâvih namazı cemâatsiz yalnız olarak kılındığında; iki rekatte bir selam verildiğinde sabah namazının sünneti gibi, dört rek'atte bir selam verildiğinde ikindi namazının sünneti gibi kılınır. Cemâatle dört rekatte bir selam verilerek kılındığında, ikindi ve yatsı namazlarının ilk dört rek'atlık sünneti gibi kılınır, ya’ni ilk oturuşta salli barik okunur, üçüncü rekatte kalkıldığında sübhaneke okunur. Kaza borcu olan, boş zamanlarında, beş vaktin sünnetleri ve terâvih yerine de kaza kılıp, bir ân önce, kazaları bitirip, bu namazları kılmağa başlamalıdır.
Terâvih namazı câmi’de cemâat ile kılınınca, başkaları evde yalnız kılabilir, günâh olmaz. Fakat câmideki cemâat sevabından mahrûm kalır. Evde, bir veya birkaç kişi ile cemâat ile kılarsa, yalnız kılmaktan yirmiyedi kat fazla sevab kazanır. terâvih namazına bir defa niyet etmek kafi ise de her iftitâh tekbîrinde niyet etmek daha iyidir. Yatsıyı cemâatle kılmıyanlar, terâvihi cemâat ile kılamaz. Yatsıyı cemâat ile kılmıyan bir kimse, farzı yalnız kılıp, sonra terâvihi cemâat ile kılabilir.
[B]BAYRAM NAMAZLARI[/B]
Şevval ayının birinci günü fıtır, ya’nî Ramazan bayramının, Zilhiccenin onuncu günü ise, Kurban bayramının birinci günleridir. Bu iki günde, güneş doğduktan sonra, iki rek’at bayram namazı kılmak, erkeklere vâcibdir.
Bayram namazlarının şartları, Cuma namazının şartları gibidir. Fakat, burada hutbe sünnettir ve namazdan sonra okunur.
Ramazan bayramında namazdan önce tatlı [hurma veya şeker] yimek, gusül etmek, misvak kullanmak, en iyi elbiseleri giymek, fıtrayı namazdan önce vermek, yolda yavaşça tekbîr okumak müstehabdır.
Kurban bayramı namazından önce bir şey yimemek, namazdan sonra önce kurban eti yimek, namaza giderken yüksek sesle, özrü olan yavaşça tekbîr getirmek müstehabdır.
Bayram namazları iki rek’attir. Cemâat ile kılınır, yalnız kılınmaz. Ramazan ve Kurban bayramı namazlarının kılınışı aynıdır.
[B]Bayram Namazı Nasıl Kılınır[/B]
1- Önce “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmağa, uydum hazır olan imâma” diye niyet ederek, namaza durulur. Sonra “Sübhâneke” okunur.
2- Sübhânekeden sonra eller üç defa tekbîr getirerek kulaklara kaldırılıp, birinci ve ikincisinde iki yana bırakılır. Üçüncüsünde, göbek altına bağlanır. İmâm önce Fâtiha, sonra bir sûre okur ve beraberce rükû’a eğilinir.
3- İkinci rek’atta, önce Fâtiha ve bir sûre okunur. Sonra iki el üç defa tekbîr getirerek kaldırılır. Üçüncüde de yanlara bırakılır. Dördüncü tekbîrde elleri kulaklara kaldırmayıp, rükû’a eğilinir. Kısaca: iki salla, bir bağla, üç salla, bir eğil! diye ezberlenir.
Teşrik Tekbîrleri
Kurban Bayramının arefesi günü, sabah namazından, dördüncü günü ikindi namazına kadar, hacıların ve hacca gitmeyenlerin, erkek, kadın herkesin, cemâat ile kılsın, yalnız kılsın, farz namazından sonra selâm verir vermez, bir kere “Teşrîk tekbîr”ini okuması vâcibdir.
Cenaze namazından sonra okunmaz. Camiden çıktıktan sonra veya konuştuktan sonra, okumak lâzım değildir.
İmâm tekbîri unutursa, cemâat terk etmez. Erkekler, yüksek sesle okuyabilir. Kadınlar yavaş söyler.
Teşrik Tekbîri:
“ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER. LÂ İLÂHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER. ALLAHÜ EKBER VE LİLLÂHİLHAMD”.
[B]KUŞLUK DUHA NAMAZI[/B]
Sual: Kuşluk namazının önemi nedir, ne zaman kılınır?
CEVAP
Kuşluk vakti, şeri gündüzün dörtte biri geçtikten sonra başlar, zeval [İstiva] vaktine kadar devam eder Yani imsak vaktine bu dörtte birlik zaman ilave edilince, kuşluk vakti başlar Mesela 21 Aralıkta İstanbul da imsak 531dir Akşam ise 1644te oluyor Böylece şeri gündüz 11 saat 13 dakika olup, bunun dörtte biri 2 saat 48 dakikadır Bu imsak vaktine ilave edilince 531+248= 819 bulunur Şu halde, kuşluk bu vakitte başlıyor demektir Bu da aşağı yukarı işrak vakti ile aynıdır Çünkü o gün işrak vakti 813tür Kuşluk namazı, bu vakitten öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır (Kısaca söylersek, kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp, öğleye 20 dakika kalana kadar olan vakittir)
Kuşluk vaktinde en az iki rekat namaz kılmak çok sevaptır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa, affedilir) [İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud]
(Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek birer sadakadır İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır İki rekat kuşluk namazı kılmak ise bütün bunları karşılar) [Müslim]
(Günde 2 rekat kuşluk namazı kılan, doğduğu günkü gibi günahsız olur) [Ebu Ya la]
(İki rekat kuşluk namazı kılan gafillerden olmaz Dört rekat kılan, abidlerden olur Altı rekat kılarsa, bu namaz o gün ona kâfi gelir Sekiz rekat kılan, masivayı terk edip itaat eden kullardan yazılır On iki rekat kılan da Cennette özel bir köşke kavuşur) [Taberani]
(Cennetin bir Duha kapısı vardır Bu kapıdan ancak kuşluk namazı kılanlar girer) [Taberani]
(İki rekat kuşluk namazı, kabul olunmuş bir hac ve umreye bedeldir) [Ebuşşeyh]
Peygamber efendimizin, düşman üstüne gönderdiği askerler, kısa zamanda zafer kazanıp bol ganimet ile evlerine döndüler Bu askerlere gıpta edenleri görünce buyurdu ki:
(Size bunlardan daha kısa süren, daha çok ganimet getiren ve daha tez eve döndüren cihad yolunu göstereyim Kuşluk namazı için camiye giden, daha az savaşmış, daha çok ganimet almış ve daha tez evine dönmüş olur) [İ Ahmed]
(İki rekat kuşluk namazı kılmak bana farzdır) [İ Ahmed]
(İki rekat kuşluk namazı kılan vücudunun zekatını ödemiş olur) [İ Asâkir]
Redd-ül-muhtarda, (Kuşluk namazına devam eden şehid olarak ölür)
İmam-ı Şarani hazretleri, (Kuşluk namazına devam edenlere cin musallat olamaz) buyurdu
Sual: Seferde kuşluk namazı kılmak caiz mi?
CEVAP
Vakit müsaitse kılmak iyi olur Kaza namazı olan hem kazaya hem de kuşluğa niyet etmelidir
Sual: Duha, kuşluk ve işrak namazları, ne zaman başlar, ne zamana kadar kılınabilir?
CEVAP
Duha, kuşluk demektir Âlimlerin çoğu işrak namazının da kuşluk namazı olduğunu bildirmektedir Tam İlmihalde diyor ki:
Duha vakti olunca, iki rekat (İşrak namazı) kılmak sünnettir Bu namaza (Kuşluk namazı) da denir
İşrak vakti, bayram namazı kılınan vakitte başlar Öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır Kaza namazı kılan kuşluğa da niyet ederek kılar Böylece hem kaza namazı ödenmiş olur, hem de kuşluk namazı kılınmış olur buyuruluyor
"Kim iki rekât duhâ namazı kılarsa o kimse gafil kimselerden olmaz. Kim duhâ namazını dört rekât kılarsa Allah`a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekât kılarsa o gün ona duhâ namazı olarak kâfi gelir. Kim yine bu namazı sekiz rekât kılarsa, Allah o kimseyi kendisine itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duhâ namazını oniki rekât kılarsa Allah ona Cennet`te bir köşk yapar. " (et-Tahtavî, 321)
Ayrıca yine duhâ namazı konusunda Ummu Hâni`den; "Rasûlullah (s.a.s.) Mekke`nin fethi gününde sekiz rekât namaz kıldı. Bu namaz duha namazıydı" hadisiyle yine Ebu Hüreyre`den; "Dostum Rasûlullah (s.a.s.) bana üç şeyi tavsiye etti; onları ölünceye kadar bırakmam: Her aydan üç gün oruç tutmak, duhâ (kuşluk) namazı kılmak, vitir namazı kılıp da uyumak" (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 151). Ve Hz. Âişe`den "Rasûlullah (s.a.s.) duhâ namazını dört rekât kılar ve dilediği kadar da artırırdı" şeklinde hadisler de varid olmuştur.
Kılınışı
Duhâ (kuşluk) namazının fıkhî hükümlerine gelince: Bu namazı dört rekât ve daha fazla kılmak menduptur. Bu namaz oniki rekâta kadar kılınabilir. Ayrıca en azı iki rekat, en fazlası on iki rekât, ortası ve en faziletli olanı sekiz rekâttır, diyen âlimler de vardır. Büyük muhaddis Hâkim bu konuda şöyle demiştir. "Ben hadis hafızı olan, kuvvetli ilim sahibi hadis imamlarıyla arkadaşlık ettim. Onların, bu konudaki haberlerinin sıhhatli olması sebebiyle duhâ namazını dört rekât kıldıklarını gördüm. Ben de aynı görüşteyim." (Tahtavî, 321) Öte yandan âlimler duhâ namazını devamlı kılmanın mı, yoksa zaman zaman kılmanın mı faziletli olduğu konusunda değişik görüşler beyan etmişlerse de, tercih edilen görüş, devamlı kılmanın faziletli olduğudur.
Duhâ (kuşluk) namazının vaktine gelince; bu vakit güneşin doğuşundan, yaklaşık iki saat sonra başlar ve güneşin semanın ortasından batıya hafif yönelmesinden az önceki zamana kadar devam eder.
[B]TESBİH NAMAZI[/B]
Tesbih namazı, ömürde bir kez olsun kılınması tavsiye edilen mendup bir namazdır. Peygamberimiz amcası Abbas'a "Bak amca sana on faydası olan bir şey öğreteyim; bunu yaparsan günahlarının ilki-sonu, eskisi-yenisi, bilmeyerek işlediğin-bilerek işlediğin, küçüğü-büyüğü ve gizli yaptığın-açıktan yaptığın on türlü günahını Allah bağışlar" diyerek bu namazı tavsiye etmiş ve öğretmiş, Abbas bunu her gün yapamayız deyince Peygamberimiz, bu namazın haftada bir, ayda bir, yılda bir veya ömürde bir defa kılınmasının yeterli olacağını belirtmiştir (Ebû Dâvûd, “Tatavvu'”, 14, “Salât”, 303; Tirmizî, “Salât”, 350, “Vitr”, 19).
Tesbih namazı dört rek‘at olup şöyle kılınır: Allah rızâsı için namaz kılmaya niyet edilerek namaza başlanır. Sübhâneke'den sonra 15 kere Sübhânellâhi ve'l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber denir. Sonra eûzü besmele çekilir, Fâtiha ve sûre okunduktan sonra 10 kere daha tesbih edilir yani 'Sübhânellâhi ve'l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber' denilir. Bu tesbih, rükûa varınca 10 kere, rükûdan doğrulunca 10 kere, birinci secdede 10 kere, secdeden kalkınca 10 kere, ikinci secdede 10 kere söylenir. Böylece her rek‘atta 75 tesbih yapılmış olur. İkinci rek‘ata kalkılınca yine 15 kere tesbih okunur, ardından geri kalan kısım aynı şekilde tekrarlanır ve böylece 4 rek‘at tamamlanmış ve toplam üç yüz tesbih edilmiş olur. Aslolan herkesin bu namazı tek başına kılmasıdır.
Tesbih namazında sehiv secdesini gerektiren bir şey olursa, sehiv secdesi normal olarak yapılır, o secdelerde bu tesbih yapılmaz.
[B]EVVÂBİN NAMAZI[/B]
Akşam namazının sünnetinden sonra kılınan altı rekâtlık gayr-i müekked namaz. Evvâb, faal vezninde ism-i fâildir, günâhları terk ve hayırlı işler yapmak sûretiyle Allah'a dönen demektir. Çoğulu Evvâbin'dir. Evvâbin namazı, Allah'a çok itaat edenlerin namazı demektir. Ashab-ı kirâmdan Zeyd b. Erkâm, kuşluk vakti birtakım insanların namaz kıldıklarını görmüş de; "Bu adamlar pek âlâ bilir ki, bu saatten başka zamanda namaz kılmak, daha faziletlidir. Çünkü Resulullah (s.a.s.), "Evvâbin namazı, sıcaktan deve yavrularının ayakları yandığı zaman kılınır" buyurmuştur" (Müslim, Salât, 19).
Zeyd b. Erkâm, başka bir rivâyetinde şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.s.) Kûba'lıların yanına gitti. Vardığında, onlar namaz kılıyordu. Allah elçisi, onlara, 'Evvâbin namazı, sıcaktan deve yavrularının ayakları yandığı zamandır' buyurdu" (A. Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercümesi ve Şerhi IV, 2132).
Bu hadislerde, namazın kaç rekât kılınacağı belirtilmemiştir. İslâm âlimleri, sıcağın yükseldiği bu vaktin, kuşluk namazı için en elverişli ve faziletli olduğunu söylemişlerdir. Çünkü kuşluk namazının vakti, günün evveli olup, daha erken saatlerde de kılınabilmektedir.
Hz. Sevbân'dan nakledilen şu hadis de, evvâbin namazının önemini belirtir: "Allah Rasûlü, günün yarısından sonra namaz kılmayı severdi. Hz. Âişe, Ya Resulullah, sen bu saatte de mi namaz kılmayı seviyorsun? dedi. Resulullah (s.a.s.): "Bu saatte gök kapıları açılır ve Hak Teâla hazretleri, bu saatte kullarına rahmetle bakar. Bu namaz Âdem, Nuh, İbrahim ve İsâ'nın devam ettikleri bir namazdır" buyurdular (el-Askalânî, Bulûgu'l Merâm, Terc. A. Davudoğlu, II, 48). Evvâbin namazının dört rekât olduğuna dâir çeşitli hadisler nakledilmiştir. Akşam namazından sonra ve altı rekât kılındığına dâir hadisler de nakledilir ve bunların uygulamada daha yaygın olduğu bilinmektedir (Tirmizî, Salat, 32 1) .
Akşam namazının sünnetinden sonra iki ilâ altı rekat arasında kılınan nafile namaza da "evvâbin" denilmiştir. Hz. Peygamber, akşam namazından sonra altı rekat nâfile namaz kılanın evvâbinden (günah işleyip, arkasından hemen tövbe eden kimselerden) sayılacağını bildirmiş ve arkasından da şu ayeti okumuştur: "Rabbiniz, içinizden geçenleri çok iyi bilir. Eğer salih kimseler olursanız, şüphesiz Allah tövbe edenleri affedicidir" (el-İsrâ, 17/25; bk. İbn Kesir, Tefsir, İstanbul 1985, V, 64, 65; Şürünbülâli, Şerhu Nüri'l-İzah, İstanbul 1984. s.74)
[B]İSTİHÂRE NAMAZI[/B]
Hayır dileme, yapmak istediği bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp dua ederek rüyasında manevî bir işaret almak amacıyla uykuya yatma.
Bir iş yapılmak istenildiğinde istihâre yapmak menduptur. Hz. Peygamber, Ashab-ı kirama önemli işlerinde istihâreye başvurmalarını telkin buyurdu. Câbir (r.a)'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s) bütün işlerinde, Kur'an'dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi: "Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin: "Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi" (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344).
İstihare duasının anlamı: "Allah'ım yapmayı düşündüğüm su işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. &nin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen herşeyi çok iyi bilensin, Allah'ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur"
Sa'd b. Ebi Vakkas'tan, Resulullah (a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Âdem oğlunun Allah'tan hayır dilemesi (istihâresi) saâdetindendir. Allah'ın hükmüne razı olması da saâdetindendir. Allah'tan hayır istemeyi terketmesi ise onun bedbaht olmasındandır. Allah'ın hükmüne razı olmaması da, Âdemoğlunun bedbahtlığındandır" (Ahmed b. Hanbel, I, 167; Tirmizi, Kader, 15).
İstihâreden önce veya sonra, gerekli istişareler yapılır ve o iş hakkında karar verilir Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "İş konusunda onlarla istişare yap. İstişareden sonra o isi yapmaya tam olarak karar verince, artık Allah'a dayan ve güven" (Ali İmrân, 3/159). İstihare hadisi İbn Mes'ud, Ebû Eyyûb el-Ensârî, Ebû Bekir, Ebû Saîd, el-Hudrî, Sa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Ebû Hureyre ve Enes b. Mâlik gibi büyük sahabilerden nakledilmiş, bu rivayetleri senetleriyle birlikte, Buhârî, şârihi Aynî, "Umdetu'l-Kâri" adlı şerhinde tek tek zikredilmiştir. Rivayetler arasında bazı metin farklılıkları vardır.
Enes b. Mâlik'ten gelen rivayet istihâreyi teşvik eder. Bu hadîs şöyledir: "İstihare yapan kimse hüsrâna uğramaz, istihare eden pişman olmaz, iktisatlı davranan kimse de muhtaç duruma düşmez" (Tecrid-i Sarih Tercümesi, Ankara 1985, IV, 135).
İstihâre namazında nelerin okunacağı hadisle sabit değilse de, birinci rekâtta Fatiha'dan sonra Kâfirun, ikinci rekâtta ise, İhlâs sûrelerinin okunması güzel görülmüştür. Nevevî bunu müstehab görür. İmam Gazzalî de bu sûrelerin okunması gereğinden İhya'da söz etmiştir. İbn Ömer'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (s.a.s)'i bir ay süreyle izledim, sabah namazının sünnetinde, Kâfirun ve İhlas sûrelerini okurlardı. Gazzâlî'nin bu gibi hadislerden mülhem olarak, istihâre namazında da benzer kıraati uyun gördüğü söylenebilir.
İstihare namazından sonra, istihare duası okunur ve istenilen şeye niyet edilerek, Kıbleye dönülmek suretiyle yatılır. Böylece istihareye üç veya yedi geceye kadar devam edilebilir. Çünkü Hz. Peygamberin bazı duaları üç defa tekrar ettiği, hatta Enes b. Malik'e istihâreyi yediye kadar tekrar etmeyi telkin buyurduğu nakledilir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 142, 143).
İstihâre, iyiliği veya kötülüğü kestirilemeyen bir iş hakkında sözkonusu olur. Hayırlı ve sevaplı olduğu kesin olarak bilinen bir konuda istihâreye gerek kalmaz. İstihâre namazı, kerâhat vakitleri dışında her zaman kılınabilir. Çünkü hadiste vakit belirtilmemiştir.
[B]TEHECCÜD NAMAZI[/B]
Teheccüd Namazı Geceleyin uyanıp kılınan namaz.
Teheccüd sözlükte, uyumak ve uyanmak manasında olup, zıt anlamlı kelimelerdendir. Daha sonra gece uyanıp namaz kılan kimseye, bu kökten türetilmiş "hecûd" denilmiş ve böylece teheccüd, terim olarak namaz ve Allah'ı zikir için gece uyanmak manasında kullanılmıştır. Genellikle yatsı namazından sonra, daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra kılınan namaza gece namazı (salatü'l-leyl) denir. Gece uykusu bölünerek kalkıp kılınan namazlara ise teheccüd namazı denir.
Tabiinin büyüklerinden Esved ile Alkame: "Teheccüd uykudan sonradır" demişlerdir. Hatta hiç uyumaksızın bütün geceyi ibadetle geçirmeyi adet edinmek mekruh sayılmıştır (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 13). Buhârî'nin Amr b. el-As (r.a)'dan rivâyetine göre bir kere Resulullah (s.a.s) Abdullah b. Amr'e "Ey Abdullah! Senin her gün oruç tuttuğun ve her gece baştan başa namaz kıldığın haberi bana ulaşmadı mı sanırsın " buyurmuşlardır. Abdullah da, "Evet öyledir, ya Resulullah! Bütün gece namaz kılarım" demiştir. Rasûl-i Ekrem, "Sakın öyle yapma. Kâh oruç tut, kâh iftar et, gecenin bir kısmında namaz kıl, bir kısmında uyu" buyurmuştur (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 13).
Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimize hitaben: "Gecenin bir kısmında sadece sana mahsus, fazla (bir ibadet) olmak üzere namaz kıl. Muhakkak Rabbin seni öğülmüş bir makama erdirecektir" (el-İsra, 17/79) buyurulmuştur. Ayet-i kerimenin tefsirinde teheccüd namazının Hz. Peygamber için farz veya fazilet olduğu ümmeti için nafile olduğu belirtilmiştir. Peygamber Efendimiz teheccüd namazını kılmağa devam eder, bu namaz için kalktığında da şöyle dua ederdi: "Ya Rab! Her hamd Senin içindir. Sen, göklerin ve her yerin ve bunlardaki her şeyin daimi müdebbirisin. Yine her hamd senin içindir. Sen, göklerin ve her yerin ve bunlardaki her şeyin nurusun, (bunları aydınlatırsın). Yine her hamd senin içindir. Sen göklerin ve her yerin ve bunlarda bulunan her şeyin sahibisin. Yine her hamd senin içindir. Sen haksın, senin vaadin de haktır. (Ahirette) seni görmek de haktır. Sözün haktır. Cennetin de haktır, Cehennemin de haktır. Peygamberinde haktır, Muhammed (s.a.s) de haktır. Kıyamet günü de haktır. Ya Râb! Ancak sana itaat ettim. Sana inandım, sana güvendim, sana yöneldim, yalnız senin (burhanlarına) dayanarak (düşmanlarla) mücadele ettim. Aramızda yalnız seni hakem kıldım. Ya Râb! Önce işlediğim ve sonra işlerim sandığım, gizli yaptığım ve aşikâra işlediğim (bütün) günahlarımı bağışla! (Ahiret hayatımda beni) takdim eden, (dünya tarihinde nübüvvetimi) tehir eden ancak sensin. (Allahım!) ibadete layık ilah yoktur, yalnız sen varsın, yahut, senden başka ibadete layık ilah yoktur. Hakîmâne tasarruf da, tam kuvvet de Allah ile kaimdir" (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 12).
Teheccüd namazı menduptur. İki ilâ oniki rekat arasında kılınabilir. En azı iki rekat, en çoğu oniki, ortası ise sekiz rekattır. Her iki rekatta selam verilmesi daha faziletlidir.
Teheccüdün en faziletli vakti:
Peygamber Efendimiz (s.a.s), Sahih-i Müslim'de Ebû Hureyre (r.a)'dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte teheccüd namazının en faziletli vaktini şöyle belirtmiştir: "Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır. Geceyi iki kısma bölersen son kısmı namaz için en faziletli vakittir. Eğer geceyi üçe bölersen ortası en faziletli vakittir" (Tecrid-i Sarih Terc. IV, 16).
Teheccüd namazı çok faziletli bir namazdır. Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde teheccüd namazı kılmaya teşvik edilmiş ve bu namazı kılanlar övülmüştür. Yüce Rabbimiz geceleyin kalkıp teheccüd namazı kılanlar hakkında şöyle buyurur: "Onların yanları yataklarından uzaklaşır (teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için gözlerini aydınlatıcı ne güzel (nimetlerin) saklandığını hiç kimse bilmez" (es-Secde, 32/16-17).
Ebû Hureyre (r.a)'dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak ona da kıldıran, şayet kalkmak istemezse yüzüne su serpen erkeğe Allah rahmet eder, (günahlarını bağışlar). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet eder (günahını bağışlar)" (Ebû Davûd, Salâtü'tTatavvu', 18).
Hadis-i şerif insanı teheccüd namazı kılmaya teşvik ettiği gibi, aile fertlerini kaldırıp onlara da bu faziletli namazı kıldırmaya teşvik etmektedir.
Yine Ebû Hureyre ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir: "Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar" (Ebû Davûd, Vitr, 13). Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlar ise Allah'ın mağfiret ve mükâfatına nail olacaklardır. Kur'an-ı Kerimde onlar hakkında "Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar, işte Allah bunlar için bağış ve büyük mükâfat hazırlamıştır" (el-Ahzab, 33/35) buyurulmuştur.
Bir kimse itiyat haline getirdiği teheccüd namazını özürsüz yere terketmemelidir. Hz. Âişe validemizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Gece namazını terketme. Çünkü Resulullah (s.a.s) onu terketmezdi. Hasta ve yorgun olduğun zaman oturarak kılardı" (Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', 18) Yine Hz. Âişe validemiz, "Resulullah (s.a.s)'e namazın en sevimlisi az da olsa devam edileni idi. Resulullah (s.a.s) bir namazı kılmaya başladığı zaman ona devam ederdi" demiştir (Buhar, Savm, 52).
[B] HACET NAMAZI[/B]
İnsan, ihtiyaçlarını çalışarak ve sebeplere yapışarak karşılar. Bununla birlikte dünyevî ve uhrevî bir ihtiyacını elde edebilmek için Allah'tan yardım ister, dua eder. Hacet namazı da bu tür bir ihtiyacı için kılınan namaza denir. Peygamberimiz (a.s.) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Kimin Allah'tan veya insanlardan bir dileği varsa, şartlarına uygun güzel bir abdest alsın, sonra Allah'a hamd ve senada bulunsun, Peygambere salât ve selam getirsin ve şöyle dua etsin; Lâ ilâhe illallâhü'l-halîmü'l-kerîm, sübhânellâhi Rabbiye'l-arşi'l-azîm, el-hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn, es'elüke mûcibâti rahmetike ve azâime mağfiretike, ve'l-ismete min külli zenbin ve'l-ganîmete min külli birrin ve's-selâmete min külli ismin, lâ teda' lî zenben illâ ğafertehû ve lâ hemmen illâ ferrectehû, ve lâ hâceten hiye leke rıdan illâ kadaytehâ, yâ erhamer-râhımîn (hilim ve kerem sahibi Allah'tan başka ilah yoktur, ulu arşın Rabbi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur, Ey merhametlilerin en merhametlisi Allah'ım! Rahmetini, bağışlamanı, bütün günahlardan korunmayı ve kurtulmayı ve her türlü iyiliği isterim, bütün günahlarımı bağışla, bütün sıkıntılarımı gider, bütün ihtiyaçları ancak sen giderebilirsin) (Tirmizî, Salât, 140, 348).
Hâcet namazı, dört veya on iki rekat olarak kılınır. Dört rekat olarak kılındığı zaman birinci rekatta Fatiha'dan sonra üç âyet'el-kürsî, diğer üç rekatta ise Fatiha'dan sonra birer kere İhlas, Felak ve Nâs sûreleri okunur. Namazda sonra yukarıdaki dua okunur. (İ.K.)
Hâcet Namazı ve Duası
Hacet namazı ile alâkalı iki rivayet vardır: Ikisini de teferruatıyla arzetmeye çalışalım:
1. Abdest alınır. Iki rekat namaz kılınır, namazdan sonra Allah’a hamd u sena tesbihat ve takdisatta bulunulur. “Subhanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim” gibi.
Daha sonra makbul bir dua olan Peygamber Efendimiz’e (sav) bol bol salat u selam getirilir ve şu dua okunur:
La ilâhe illallâhul halîmul kerim subhanallâhi Rabbil arşil azîm. Elhamdulillahi Rabbil âlemîn. Es'eluke mûcibâti rahmetike ve azaime ma?firetike vel ismete min külli zenbin vel ganimete min külli birrin vesselâmete min külli ismin lâ teda’lî zenben illâ ?afertehu velâ hemmen illa ferrectehû velâ hâceten hiye leke rıdan illâ gazaytehâ yâ Erhamerrahimîn. Allahumme ente tahkumu beyne ibâdike fîmâ kânû fîhi yahtelifûn. La ilâhe illallâhul aliyyul azîm. Lâ ilâhe illallâhul halîmul kerîm Subhâne rabbis semâvâtis-seb'i ve Rabbilarşil azîm. Elhamdulillahi Rabbil alemin. Allâhümme kâşîfe'l-gammi müferrice'l-hemmi mücîbe da’veti'l-muztarrîne izâ deavke. Rahmâne'd-dünya ve'l-âhireti ve rahîmehuma ferhamni fi hâceti hâzihî bi kadâihâ ve necâihâ rahmeten tu?nîni bihî an rahmeti men sivak.”
Bu duanın akabinde şu dua okunur:
“Allahummehfeznâ vahfaz ümmete Muhammed fi enhâil âlemi min külli şerrin ve darr. Allâhümme aleyke bi a’dâike ve a’dâina ve a’dâiddîn. Allahümme şettit şemlehum ve ferrik cem’ahum ve mezzikhum külle mümezzak. Vec’al be’sehum beynehum.”
2. Her iki rekatta selam verilmek suretiyle 12 rekat namaz kılınır. 12. rekatta teşehhütten sonra selam vermeden önce Allah’a hamdu sena, Peygamberimiz’e (sav) salat u selam getirilir. Sonra tekbir alınarak secdeye gidilir. Secdede 7 defa Fatiha, 7 defa Ayet’el Kürsi, 7 defa Ihlas Suresi, 10 defa da:
"La ilahe illallâhu vahdehu la şerikeleh. Lehul mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir.” duası ve müteakiben şu dua okunur:
“Allâhumme innî es’eluke mekâidel izzi min arşike ve münteharrahmeti min kitâbike ve’smike'l-a’zami ve ceddike'l-a’la ve kelimâtike’t-tâmmeti.”
Bu duanın peşinden de esas hacet ile ilgili şu dua okunur:
“Allâhummehfeznâ vahfaz ümmete Muhammed fi enhâil âlemi min külli şerrin ve darr. Allâhümme aleyke bi a’dâike ve a’dâinâ ve a’daiddîn. Allahümme şettit şemlehum ve ferik cem’ahum ve mezzikhum külle mümezzak, Vec’al be’sehum beynehum.”