Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
KALPTENİMAN K-Ö HARFİ DİNİ YAZILAR |
|
|
[TOP]
20.261 Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek İçin Varız.
Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek İçin Varız.
Kardeşlerimiz Biz Bu Sitede Nefsin Tehlikelerini Bildirmek
İçin Varız. Kardeşlerimiz; Yazılarımıza ilgi
gösterip yazdığınız için sizden Hz. ALLAH razı olsun. İnanın ki bu
sitede yazan sizleri çok seviyorum bazı fikir uyuşmazlığımız olsa da
önemi yok hepinizden iman fışkırıyor. Hepinizden ALLAH razı olsun
adedinizi arttırsın. Hepimiz Hakk ve hakikati doğru bildiğimizi
duyurmaya çalışıyoruz. İnanıyorum ki çok faydalı yazışmalar oluyor
ve inanıyorum ki bu yazışmalardan Hz. ALLAH(c.c) razıdır. Çünkü bazı
kardeşlerimiz şirk felaketinden sakındırmaya, sinsi şeytanın
tuzaklarını duyurmaya gayret ediyor. Bazı kardeşlerimiz ise şeytanın
işbirlikçisi şuursuz akılsız nefsin Hz. ALLAH’ın koyduğu yasakları
nasıl çiğnediğini bu tuzaklardan nasıl kurtulacağımızı tarif
ediyorlar. Aklı olan her nasihatten kendisine
lazım olan bilgiyi alır. Bu yaşı 70'i bulan amcanız da yıllarımı Hz.
ALLAH ile nasıl gönül bağı kurulur diye araştırma çalışması ile
geçirdim. İlk başta kuranı kerim ve sünneti seniyye üzerinde yaşam
sürerek imanımı güçlendirmeye gayret ettim. Fakat nefsimin şeytana
uymasına engel olamadım. Kendimi ibadet ve taata veriyorum fakat çok
geçmeden günah işliyorum. Bu işin sırrını keşfetmek
nefsime hakim olmak onun idaresini kontrolüme almak istiyordum. Hz.
ALLAH’a canı gönülden yalvardım. "Ya Rabbi beni nefsimin şerrinden
koru. Onun idaresini bana ver. Ona ibadet yaptırabileyim. Sana iman
ettirebileyim." Bu dualarıma cevap gelmesi uzun sürmedi. Tarikatları
sevmememe rağmen bize tarikata girmek nasip oldu. Mürşidimiz bize
nasihat ettikçe ibadet ve taatlarımız arttı. Ruh halimizde de, daha
evvel hissetmediğimiz haller meydana gelmeye her geçen gün iman
gücüm artmaya başladı. Kesinlikle hiç şüphesiz Hz. ALLAH’ın var
olduğuna canı gönülden iman ettim. Bu hal daha evvel yoktu. Artık
ibadet yapmak zorluğu yoktu. Aksine zevk haline geldi. Hâlbuki
evvelden namazlarımı üşenerek, nefsimi zorlayarak kılıyordum. Nefsim
iman etmişti. Bunu kesinlikle anlamıştım. Bu halimi de Hz. ALLAH’ın
beni rehberini buldurmasına borçluyum. Bu hali yaşamayan
kardeşlerimizden ricam: Ne olur bu yola
düşmanca hareket etmekten hakarete varan sözler kullanmaktan
vazgeçin. Hz. ALLAH’ın veli kullarını tahkir edip küçük görmeyin.
Kardeşlerimiz; Ben bu sitede bu
halleri duyurmak için varım. Böyle bir yolun olduğunu, bu yolda
nefsin terbiye gördüğünü yaşamış görmüş olarak duyuruyorum.
Duyan nasibi kadar duyar. Duymazsa nefsine uyar. Nefsini ilah edinir. Ömrünü öyle
bitirir. Hz. ALLAH cümlemizi şuursuz
nefsimizin şeytana uyup bizleri helak etmesinden muhafaza etsin
İnşaALLAH. Selamı Aleyküm. Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim
HER KİM RABBİNİN
MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET
ONUN VARACAĞI YERDİR.(Nazirat Süresi
-40,41) Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.262 Kendini Rezil Edip Küçük Düşürme.
Kendini Rezil Edip Küçük Düşürme.
Kendini rezil Edip küçük
düşürme...
Ey kardeş. Sana verilen vücudun sahibi Hz. ALLAHtır. Onu sana seni imtihan etmek için Verdi. Seni çok ağır bir imtihan bekliyor. İçinde ise her şeye meyilli münafık bir kuvvet
var. O öyle bir kuvvet ki ona izin verdiğin
Zaman her kötülüğü yapar. Zerre Kadar
merhameti, dini imanı ve iradesi yoktur. Çok sinsidir kendinden başkasını tanımaz yalnız kendine
çalışır. Gaflete düştüğün ona değer verdiğin
zaman yandın demektir. Onun tek bir derdi var
yiyecek içecek iktidar olacak en büyük benim
diyecek. Bu güç bütün yaratılmış varlıkların
hepsinde mevcuttur. Fakat en çok hayvanatta
var.. Onlar yerler içerler devamlı cinsi
münasebet yaparlar. Onlar yasak bilmezler.
İdrak ve düşünme kabiliyetleri de yoktur. Şimdi sana gelelim ey
kardeş. Hz. ALLAH (c.c) seni insan olarak
yarattı, sana akıl ve düşünce kabiliyeti
verdi., Hayvanlar ne kadar hata yapsalar hoş
görülür hayvandır çünkü .! Fakat sen en
güzel bir biçimde yaratılan insansın. Aklın var
çünkü.! İçindeki şuursuz hayvani nefsinin
tuzaklarına düşmemelisin. Akıl ve dimağını
bozacak maddeleri vücuduna sokmıyacaksın. Seni günaha sokacak, şehvetini azdıracak sahnelerden
gözlerini kaçıracaksın. Eğer bakarsan yakanı
kurtaramazsın günaha girmekten kurtulamazsın. Bilki hayvani nefs doymaz sen
ona verdikçe o senden yine ister. Köpek ise
hayvan olmasına rağmen, birkaç kemikle doyar sana bekçilik
yapar. Senin içindeki hayvan ise seni
kandırmak için şeytanın bekçiliğini yapar. Ne yapacaksın aklını
kullanacaksın onun maskarası olmıyacaksın. Hz. ALLAH’a dayanacak ALLAH’ın emirlerini
yapacaksın. Aksi takdirde, ona ve şeytana
uyarsan hem bu dünyada hem ahirette kaybedenlerden
olursun. Nefsine uyanlar daha ahirete
gitmeden bu dünyada rezil rüsva oluyorlar haysiyetlerini
kaybediyorlar. Hele iktidar olma azmiyle
yalan söyleyenlerin vay haline!! 24 haziran
mitinglerinin sergilendigi bu günlerde kendini rezil eden muhalefetin igrenc
hallerini ibretle
seyrediyoruz. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi
böyle bir muhalefetin iktidar olmasindan muhafaza etsin
İnşaALLAH. Ayeti kerime: "Ey insanlar
şüphe yok ki, ALLAH’ın hesap günü hakkındaki vaadi
gerçektir, O halde sakın sizi nefsiniz
dünyaya dalıp aldatmasın. O çok aldatıcı
şeytan da ALLAH’ın affına güvendirerek sizi
aldatmasın." (Fatır-
5) Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.263 Kainatın Altı Günde Yaratılması
Kainatın Altı Günde Yaratılması
Kâinatın Altı Günde
Yaratılmasının Esrarı.
Kâinatın
yaratılışının altı günde olduğunu Yüce ALLAH Kur’an-ı Kerimde açıkça
ifade etmektedir. Peki, sizce burada bir
işaret yok mudur? '' ALLAH gökleri ve
yeri yarattı '' diyede bize tebliğ
edemez miydi? Böyle olsaydı imanımızda bir
eksiklik mi olacaktı? Neden '' ALLAH gökleri ve yeri altı günde
yarattı '' diyerek yaradılışı neden bir zamana bağlama ve bir
taahhüde gerek duydu acaba? Amaç kendini
övmek olsaydı yeri ve göğü göz açıp kapayıncaya kadar yarattı demez
miydi, yoksa ALLAH bundan aciz miydi? Yoksa
düşünen akıl sahipleri için bir işaret mi verdi? Kur’an-ı Kerimde insanın
yaratılışına dair 6 ayet, niteliksiz çamurdan yaratıldığına ait 6
ayet, bu çamurun niteliklerine dair de 6 ayet vardır. Elbette bu
büyük hikmetleri ve sırları içinde saklamaktadır. İnsanın ilk yaratılışı altı
safhada olduğu gibi, anne karnında yaratılışı da altı safhada
cereyan etmektedir. Ayrıca insan psikolojik ve ruhsal olarak da altı
temel karaktere ayrılmaktadır. Tabi ki Âlemlerin yüzü suyu hürmetine
yaratıldığı ve ilk yaratılanın Nur-i Muhammedîye olduğu İnsan-ı
Kamil ve Hakk'ın yeryüzündeki halifesi sevgili Peygamberimizin
zahirinde vukuu bulan olayların batınında bizlere bir delil ve ibret
ve hikmet olması için ALLAH’ın yaratılıştaki mührü
bulunacak. Bu mühür altı da olabilir ama amaç
mühür değil mührün sahibidir ve burada ki Hakk'ın
tecellisidir. Varlık ALLAH’ın tanınmasını sağlarken, mahlûkat içinde akıllı
ve şuurlu olarak yaratılan insanın da görevi ALLAH’ı tanımaktır.
ALLAH’ı iman ile tanıyarak yaratılış amacına hizmet eden insan ebedi
saadeti kazanır. Yaratılışın gayesi ve amacı yaratıcıyı
tanımaktır. “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek ve tanınmak
istedim mahlûkatı yarattım” ALLAH’ın hazineleri ise
isimlerinde gizlidir. Çünkü mükemmel benzersiz gizli bir cemal kendi
güzelliklerini aynada görmek ve güzelliğinin derecelerini şuurlu ve
kendine âşık olanların gözleri ile de görünmek ve bilinmek
ister. Bu da kendisinin isim ve sıfatlarını
görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir edenlerin
varlığını gerektirir. Yüce ALLAH da kâinatı yaratarak kendi
hazinelerini ortaya çıkardı. İnsanı yaratarak bu eserlerin sahibi,
yaratıcısını bilmek ve iman ile tanımak, ibadet ile itaat etmeyi
gerekli kıldı. Cenabı Hakkın bizlerin
gerçekleri bilip anlamamız için, O' nu daha iyi tanıyabilmemiz ve
yanlış şeylere sapmamamız için bizlere rehber olarak gönderdiği o
yüce Kuran-ı Azimüşandan alacağız. Tabiki bütün emirleri, ilimleri,
nurları ve bilgileri… O bizim en büyük kaynağımızdır ve yaratılmış
bütün ilimlerin zabıt altına alındığı hikmet dolu olan,
Hakk'ın büyük akıla emrettiği levhaya yazılmış hikmet dolu
sözleridir. . Cenab-ı ALLAH bizleri sadece namaz kılalım, oruç tutalım,
zekat verip hacca gidelim diye yaratmış olsaydı Kuran 'a ve onca
peygambere ne hacet vardı? Hiç düşündünüz mü
ilk inen ayet neden '' ALLAH’ın adı ile
oku '' dur acaba? Maksat yat kalk namaz
kıl olsaydı ilk inen ayet '' namazı
kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin. ''
ayeti olması lazım değil
miydi? Buradaki hikmeti anlamak lazım. Sadece
'' oku '' da denmemiştir dikkat ederseniz '' ALLAH’ın adı ile oku ''
ALLAH’ı bilerek, tanıyarak, onun izni ile oku
denmiştir. Çünkü İnsan-ı Kamil Hakk'ın
yeryüzündeki halifesi ise bizde ona yakışır bir şekilde halife olmak
için gayret etmeliyiz ve O'nun biz Âdemoğluna ilk ayeti olan ''
ALLAH’ın adı ile oku '' emrini es geçip diğerlerini yapmaya
kalkarsak durumumuz ruhu olmayan vücuda benzer ve yaptıklarımız
ezberden ve taklitçilikten öteye geçemez. ALLAH görünmek ve bilinmek
ister. Hazreti Ali keremellahü veçhe Efendimiz görmediğim varlığa
inanmam derken eserleri ile görünen Hz. ALLAH’ı gördüğünü ifade
etmek istemişti. Kişi de aynaya baktığı zaman sonsuz sanat eseri
olan suretini gördüğü zaman bu harikulade yaratılmış bedenin
ustasına âşık olur. O'na canı gönülden secde eder bilir ki bu bedeni
yaratan ölümsüz bedeni de yaratmaya muktedirdir. Bu da kendisinin isim ve
sıfatlarını görerek eserlerini bilen, anlayan ve öven, takdir
edenlerin varlığını gerektirir. Bu da yaratılanları araştırıp,
olanları okuyup, öğrenip, düşünen, kalben O'na iman edip, ibadetini
elinden geldiğince yapmaya çalışarak O'nu layıkı ile tanımaya,
bilmeye çalışarak varlığının amacını ortaya koyan İnsan-i Kamil
olmayı gerektirir. Yoksa 6 rakamının aritmetikte 7 den 8 den farkı
yoktur, amaç 6 değil, Amaç zahiren bilinen ve görünen şeylerin
ardındaki batınındaki ALLAH (c.c) bizlere hayretler içerisine
düşüren hikmetlerini idrak edebilmektir. Yoksa kitabımızı içinde ne
olduğunu anlamadan bilmeden bir roman gibi okumak değil. Onun için
yeni intisap etmiş bir müride şeyhi kuran okutmaz. Sebebi imansız
okuyacaktır. Mürşidi onun Ruhunu verdiği zikir dersleri ile diriltir
imanı kemale erince kuranı eline verir şimdi oku
der. Doğrusunu ALLAH bilir. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.264 Kurban Bayramı Sohbeti
Kurban bayramı sohbeti( 25-10-2012 perşembe
)
Bismillahirrahmanirrahim Muhterem
kardeşlerimiz hoş geldiniz Hz.
ALLAH(c.c) cümlemizi hoş gelenlerden Ahirete hoş
göçenlerden eylesin . Kardeşlerim Hz.
ALLAH’ımıza sonsuz şükürler olsun bizleri bu kurban
bayramına kavuşturdu. bu vesile ile
mübarek kurban bayramınızı kutlar Gelecek
bayramlara da sağlık sıhhat ve afiyetle kavuşmamızı cenabı
ALLAH’tan niyaz
ederiz. Bu bayrama kavuşamadan ahirete göçen
cümle ümmeti muhammede de ALLAH (c.c) Rahmet
eylesin. Kardeşlerim dünyaya geldik
ahirete gitmek için başkaca bir seçeneğimiz
yoktur. Hz. ALLAH (c.c) bizleri
yaratmazdan evvel dünyayı ve ahireti yarattı ve iki kapı
açtı. Birisi ana karnından dünyaya çıkış,
diğeri ise dünya karnından ahirete dönüş. Ve
biz bu ilahi sistemin dışında hareket edemiyoruz. İtiraz etmeye de sahibi salahiyetimiz yok etsekte
değişen hiç bir şey yok. Şimdi bir düşünelim
geçmişten günümüze kadar insanlar dünyaya
gelirken kendi iradesinin dışında geliyor ,
Ahirete dönüşte de kendi iradesinin dışında dönüyor. Ayeti
kerimede: "Ey inkar edenler sizi biz
yarattık halâ tasdik etmeyecekmisiniz gördünüz rahimlere
döktüğünüz meniyi onu siz mi düzgün bir insan suretine
çeviriyorsunuz yoksa biz mi yaratıyoruz aranızda ölümü dirimi biz
takdir ettik biz dilediğimiz şeyi yerine getirmekten aciz
değiliz. Sizi ortadan kaldırıpta başka bir
biçimde yaratmaya da gücümüz yeter. her halde
meniden ve kandan ilk yaratılışınızı bilirsiniz. Fakat ahirette tekrar yaratılacağınızı da düşünmeli değil
misiniz?" (Vakıa -57-63) Kardeşler: Anamızın
karnında meniden kan pıhtısı, ondan da ete ve kemiğe
bürünen, Hz. ALLAH tarafından üfürülen ruhla birleşen
bedenimiz, dokuz ay on gün dolar dolmaz annemizin doğum sancıları neticesinde istesek te
istemesek te kendimizi dünyanın içinde
bulduk. Bize anne baba adında iki
hizmetçi de hazır bulduk. Vücudumuza
yarayışlı besinlerle hazırlanmış süt ise annemizin
göğsünde depolanmış. Annemiz bizi emzirdi yıkadı temizledi, gecelerini uykusuz
geçirdi. Ve görevlerini seve seve yaptılar
hasta olmayalım diye türlü fedakarlıklara katlandılar. Biz bu hadiseleri,
anamızın karnındakiler olsun dünyaya çıktığımızda olsun hiç birini
hatırlamıyoruz kendimizin iradesi dışında dünyanın bir kapısından
içeri girmiş olduk Hz. ALLAH
(c.c) cümlemize hayırlı ömür sürmemizi nasip etsin
inşaALLAH. Şimdi yaşayan bizler hızlı bir
şekilde dünyanın çıkış kapısına doğru gitmekteyiz. Bize sormadan dünyaya çıkaran kainatın yaratıcısı sahibimiz
yine bize sormadan dönüş kapısından ahirete
alacaktır. Ve sırası gelenleri almaktadır.. Kardeşlerim, Hz.
ALLAH (c.c) bizleri dünyaya kendisini tanıtmak ona
kulluk yapmamız için çıkardı Ayeti
kerimede: "O hanginizin daha güzel
kulluk yapacağını imtihan etmek için ölümü
ve hayatı yaratandır." buyuruyor.
(Mülk- 2) Biz yaratılmış bütün insanlar imtihandayız. . öyle bir imtihan ki,, Devlet başkanı ona emanet edilen halkı
ile. İşveren çalıştırdığı işçi ile,
çalışan işçi ise çalışması ile, ev reisi eşi ve yavrularının
bakimi ile, Evlad ana babasına saygı ve
sevgide, Fakat en mühimi
kulun kendisini insan şeklinde yaratan ve ona can veren yoktan
var eden sahibine yapacağı kullukta imtihana
çekildiğidir. Biz bu dünya hayatında bunun
için varız ve çoğu insanlar bu hakikatin farkında değiller nefslerine uymuşlar yiyeyim içeyim giyeyim
gezeyim diyerek ömür geçiriyorlar.
halbuki her geçen zamanın onu ahiretin giriş kapısına
yaklaştırdığını oradan geçip yaptığı işlerin
hesabını vereceğine bir türlü
hazırlanmıyor. Kardeşlerim, biz bize verilen bedenimizin bütün organları ile
imtihana çekilmekteyiz. Hz. ALLAH
(c.c) ayeti kerimesinde buyuruyor, o bir söz atmaya dursun
onun sözlerini kaydeden katip meleklerim var yazıyorlar bir
gün karşısında çıkarılacaktır. buyurduğuna
göre elimize dilimize gözümüze ve enmühümü kalbimize çok
dikkat etmeliyiz. Çok
iyi bilelim ki akıl irademizi nefsimize kaptırırsak şeytanın askeri
olduk demektir şeytan da bize yuları takar o
meyhane senin bu kumarhane senin bu zina hane senin gezdirir durur kazandığın alın terini haram yerlerde
bitirir. Bu hale düştüğümüz zaman da evdeki
eşimize annemize babamıza düşman oluruz
kalplerini kırarız. bu vesile ile Hz.
ALLAH’ın lanetini kazanırız Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ve
evlatlarımızı böyle felaketlerden
korusun. Kardeşlerim diyeceksiniz ki ey hoca anlatıyorsun da çareyi
söyle de bilelim kendimizi koruyalım. Kardeşlerim çare iyiyi kötüyü nefsi şeytanı yaratan Hz.
ALLAH’a canı gönülden tevbe ile yardım
istemekle olur. Size yemin ederim
Hz. ALLAH’a kalpten iman eden ona halis niyetle
yalvaran Ona kullukta kusur etmeyen işlerine
nefsi karıştırmayan kulunun duasını Hz. ALLAH
kesinlikle kabul eder ve onu hususi himayesine alır kılına zarar
getirmez. Fakat iyi anlamanızı istirham
ediyorum. Nefs karışmayacak nefs karıştımı
nefsle namaz kıldığı için namazı dahi kabukla şayan olmaz çünkü nefs riyayı gösterişi sever onun için riya
ile yapılan namaz oruç hacc zekat hepsi
ibadet yapıldığı zannedilir Hz. ALLAH katında kabahat olur
kul bunun farkında olmaz Hz. ALLAH yapılması
gereken ibadetler kullara gösteriş için yapılırsa HZ.
ALLAH o ibadetleri kabul eder mi? çok hassas bir
nokta. İrademizi Hz. ALLAH’ın emirleri
doğrultusunda kullandığımız zaman nefs ayrılmış
olur. bize zarara veremez. İşte o zaman biz
ibadetlerimizi yalnız Hz. ALLAH için yaparız. Fakat, haset kin kibir riya şehvet küpü
olan, tasavvufta yedi başlı ejderha adı verilen nefse uyarsak şeytanın askeri olur dünya hayatını ve
ahiret hayatını zindana çeviririz ALLAH
muhafaza etsin. Bakın çevrenize nefsine uymuş
aklına gelen her işi yapan kişilerin hem kendilerine hemde
yakınlarına yaptığı zararları. Ayeti
kerimede: "Beni anın ki ben de sizi
anayım Bana şükredin ki nimetlerimi arttırayım" (Bakara-
152)
Hz. ALLAH cümlemizi nefsin
her türlü kötülüklerinden muhafaza etsin inşaALLAH. AMİN
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.265 Kabir Evine Giden Yol.
Kabir Evine Giden Yol Fani olan dünya evinde baki
değiliz. Ebedi olan ahiret evine gitmeye ve bilhassa elimizde mevcut
olan bütün mal ve eşyadan sadece bir kefen kadarını alıp diğerlerini
terk etmeye mahkûmuz. Kiralık evlerde oturan kiracıların ev taşırken
bütün eşyalarını beraberinde götürüp sevdiği mallardan hiç bir şeyi
bırakmayacağı herkesçe bilindiği halde, her şeye muhtaç olan kabir
evine gidenlerin sevgili eşyalarından kısmen olsun bir şey
beraberinde götürmemeleri gerçekten hayret ve dehşet verici bir
durumdur. Cenabı Fahri Kâinat (s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki;
“Hanginiz var ki varisinin malı ona
malından daha sevgili olsun.” buyurdukları zaman Ashabı kiram radiyALLAH’u anhum
“Ya Resulullah içimizde hiç kimse yoktur
ki kendi malı başkasının malından sevimli olmasın.”
dediler. Bunun üzerine (s.a.v)
Efendimiz buyurdular ki; “önce
gönderdiği kendisinin malıdır. Geriye bıraktığı varisinin malıdır.
(Buhari) Diğer hadisi şerifinde ise şöyle buyuruyor: "Bir insan öldüğünde amel defteri kapanır. Yalnız
sadaka-i cariyesi, ilmi bir eseri, kendisine dua eden hayırlı bir
evladı olan kimsenin amel defteri kapanmaz."(
Müslim) Ah dünyaya dört elle sarılan
her şeye sahip olma arzusunda olan biz kullar! Ne zaman uyanacağız
kabirde mi? Hz. ALLAH(c.c) ölmeden evvel uyananlardan eylesin
Amin. Velhamdü Lillahi Rabbil
Âlemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.266 Kadir Mısır Oğlunun Yanlış Tespitlerine Cevap.
Kadir Mısır Oğlunun Yanlış Tespitlerine Cevap.
Kadir Mısıroğlu’n
Yanlış Tespitlerine Cevap. Kurtuluş
yavrum; Kadir Mısıroğlu’nun videoya yaptığı
bu hakaret konuşmaya geçtiğimiz yaz hakikat
dergisiyle ona cevap verdik sen
üzülme. Aylar önce cevabını aldı o kendini
alim görüyor fakat batin ilminden bihaberdir
ki muhterem Ömer Öngüt efendiyi yanlış görüyor. kendisi zahirden bakıyor kafa gözü ile görüyor, kafa kulağı
ile duyuyor. Hz. ALLAH’ın nuru ile nurlanmış
veli ise kalp gözü ile görüyor, kalp kulağı ile
duyuyor. Kadir Mısıroğlu’nda da bu yok
gördüğünü duyduğunu söylüyor hadisenin özünü bilmediği için doğru
zannettiğini söylüyor. Sana daha evvel yazdım
ben yirmi üç senedir mübarek zatı muhterem ile
beraberdim çok gerçekler gördüm O mübarek
zatın Fethullah hocanın durumunu bize açıklarken kafamız tam olarak almamıştı. Bir gün yanında oturuyordum
şöyle anlattı: Bu gece murakabeye daldım
Fethullah düşünürken gözlerimin önüne haç görüntüsü geldi bildiğiniz put şekliydi. Onun bu sözleri bize çok tuhaf
gelmişti çünkü nur cemaatini Efendi
hazretleri seviyordu talebelerini teheccüd kaldırıyor diye onu
övüyordu. O bu hadiseyi anlattığı iki bin
yılları civarında ise Fethullah hoca türkiyede aktif çalışma
içindeydi başka dinlerle işi yoktu islâm dinimize sımsıkı
bağlıydı. Vaktaki yahudi ve Hristiyanlarla toplantılara katıldı Efendi
hazretleri ona seni dergiye basacağım
sen dinden çıktın dedi, Fethullah hocadan özür geldi ve
Efendi hazretleri basım evine, aman diyene
kılıç çekilmez basmayın derken ben yanındaydım. Ne zaman ki sözünde durmadı Nurcular narcı oldu diye
kitaplara ve dergilere konu oldu. Biz cemaat olarak inandık fakat
halkın anlaması çok zor bir meseleydi. Çok
tenkitlere hakaretlere uğradık konuyu kabullenemeyen birçok
kardeşimiz bizi terk etti. Hatta kadir Mısıroğlu o zamanlar Fethullah hocaya hakaret
ediyor diye Efendi hazretlerine hakaret üzerine hakaret
yağdırıyordu. Şimdi ise karşı çıktığı cahil
dediği Muhterem Ömer ÖngütEfendi hazretlerinin tenkit ettiği
fikirlerini tasdik ediyor, gördü mü hem kendisi hem peşinden
gidenler kimin cahil olduğunu ? Vidyoda sallayıp atıp tutuyor
ona kâfir diyor buna kâfir diyor diye, Sebeplerini neden anlatmıyor anlatsana, kendi anlamadı ki
neyi anlatsın. Rahmetli Erbakan refah
partisinden olmayanlar patates dinindendir deyince ona sen din mi
kurdun bir tek din var İnneddine indALLAH’ül islâm sen dinden çıktın
dedi. Süleymancıların lideri kemal kaçar Faiz
alınabilir dedi ona da sen dinden çıktın dedi. Rahmetli Cemalettin
Kaplan Almanya’da Türkiye’nin aleyhinde çalışmalar yapıyordu kendini
halife tayin etti onu da sapıklıkla itham etti. O devrin diyanet başkanı Nuri yılmaz dini nikah şart değil
dedi ona de sen saptın dedi. Kendisi veli
gelmiyecek demedi İrşad memuru hakkı çekinmeden savunan veli
gelmiyecek mehdiyi bekleyin diye beyanları bıraktı ahirete
göçtü. Kendisini karalayan derin Devlet
adamıdır diye dava açan Fethullah gurubunu sizi Hz. ALLAH’a havale
ediyorum dedi samanyolu televizyonuna da size tazminat davası
açmıyacağım Yalnız mahkeme kararını televizyonunuzda
yayınlayacaksınız dedi ve yayınlattı sitemizde var. Biz de ona bu yakıştırmaları yapan aşağılayıp yanındakileri
güldüren rahmetli ömer efendiye hakaretler yağdıran kadir
mısıroğlu’nu Hz. ALLAH’a havale ediyoruz neye lâyıksa karşılığını
bulsun İnşaALLAH. Fethullah gurubu buldu
çünkü!!
Kalpteniman | |
|
|
[TOP]
20.267 Kim Zengin, Kim Fakir.
Kim zengin, Kim
fakir. Kim zengin Kim fakir?Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde şöyle
buyuruyor ve nefsin idaresi altına giren kullarına
duyuruyor. Bismillâhirrahmanirrahim: "Ya eyyühennasü,
Entümül fukaraü İlâllah VALLAH’ül Ganiyyül Hamidü. Ey insanlar !
Siz ALLAH’a muhtaçsınız ALLAH ise her şeyden müstağnidir. Her
hamda lâyıktır. "(Fatır 15 ) O böyle duyuruyor
fakat sağlığı, maddesi, gençliği yerinde olan duyabiliyor mu?
Çok zor, hele yüksek makam sahibi ise, şöhretliyse, halkın
pışpışladığı biriyse işi daha çok zorlaşıyor. Hele iş yeri
sahibiyse çalışan kişinin ibadet yapmasına bile karşı
çıkar. Kendisine verilen imkânların bir gün gelecek kendisinden
alınacağını aklına getirmek şöyle dursun hayalinden dahi
geçirmiyor. Öyle gurura kapılır ki herkese tepeden bakar herkesi
küçük görür. Kendinin emanetçi olduğunu bir gün gelecek kendinin
sandığı bütün varlığının gerçek ölümsüz varlık olan Hz. ALLAH’a
kalacağını, düşünemez. Ne zaman düşünür? Gençlik bitince, el
ayak tutmayınca, gözler kararınca, mirasçılar malları
bölüşünce kendisinin fakir olduğunu anlıyor fakat iş işten
geçiyor. Fakat yeryüzünde yaşayan şuurlu imanlı çok mümin
kardeşlerimiz var. Bunlar ne gençliğine ne sağlığına ne de malına
güvenmiyorlar her şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu biliyorlar bu
emanet güçleri Hz. ALLAH’ın rızasına uygun olarak
kullanıyorlar. Ne mutlu kendinin hiç olduğunu, her
şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilenlere. Hz ALLAH (c.c) bize
ikram ettiği nimetlerinin O'na ait olduğunu, O'nun Gani bizim fakir
olduğumuzu bize unutturmasın inşaALLAH.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.268 Kul Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını Açmaz.
Kul Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını Açmaz.
Kul
Kalpten Sığınmazsa Hz. ALLAH Rahmet Kapılarını
Açmaz.. Hz. ALLAH (c.c) Biz kullarına çok yakın
olduğunu bildirdiği halde, Dünya bizi çeşitli işlerle meşgul edip
onun ile aramıza perde olduğundan, O Kudret sahibi ile yakınlık
kuramıyoruz. Bu sebep ile de onun Varlığını fark edemiyoruz. Hele
Maddi ve Sağlık durumu iyi olanlar, ihtiyaç sahibi
olmadıkları için, O yüceler yücesi ile irtibat kuramıyorlar. Ancak,
madde sıkıntısı veya hastalık gibi bir durum ile karşılaştıkları
zaman Onun yardımına ihtiyaç duydukları, daha doğrusu Nefsleri
sıkıştığı zaman, Ona sığındıklarından, aradaki perdeler kalkar ve bu
sebep ile de, biraz imanı olanlar bile Hz. ALLAH’ı
hatırlarlar. Ondan istekte bulunurlar. Onun için Kul
sıkışmadan Hızır yetişmez sözünü, Kul sıkışmadan, Hz. ALLAH’I
bulamaz olarak değiştirebiliriz. Gerçeği de bu olmalı, Çünkü
gelmiş geçmiş ALLAH dostlarının yaşantılarını incelediğimizde,
onların rahat yaşam biçiminden çok sıkıntılı Hayatı tercih
ettiklerini görüyoruz. Bu sıkıntılı Hayat tarzı da hiç
birimizin nefsine uygun gelmlyor.Aslında gerçekten nefsani düşünceyi
bir kenara koysakta düşünsek, bizler en çok sıkıntıda olduğumuz
zaman Hz. ALLAH’ı Hatırlamış bizi sıkıntıdan kurtarması için ona
sığınmış, Ve bu vesile ile ona ibadet yapma gereğini duyup
yapmakla ona kavuşmuşuzdur. Hatırıma çoğumuzun bildiği Leyla ile
mecnunun hikayesi geldi. Mecnunu, mecnun yapan leylanın
sevgisiydi o sevgi ile ile yanıp tutuştuğu bir zamanda Leylayı
beklerken diliyle Leylam, leylam, diye söylerken, dili
sürçtü. Mevlam, Mevlam diye söylemeye başlayınca, gönlü
mevlaya kaydı leyla gelip mecnun ben geldim deyince de git leyla ben
mevlamı buldum dedi Hakk Aşığı oldu. Hz. ALLAH’a kavuşmanın en
kestirme yolu da bu olmalıdır. Şimdi kalkıpta Hz.
ALLAH’ımızdan sıkıntı mı isteyelim kesinlikle Hayır. Ölüm ile
sınırlı bir Hayat yaşadığımızı unutmayıp, her zaman ona muhtaç
olduğumuzu düşünerek sığıntı halinde olmamız bile O'nunla olmak
demektir. Onun için Aklımızı kullanarak bizlere ahireti
hatırlatacak Cenaze merasimlerinde bulunmak Hastaları ziyaret ederek
gözlerimizi örten Dünya perdesini aralaya bilir, nefsimize Hz.
ALLAH’ı hatırlatabiliriz. Gerçek şu ki, olayların
gelişmesi Akıla gelen düşünceler ile başlar. Çünkü, akıla ve hayale
ne gelirse nefs onu arzu eder. Misal olarak, midesi aç
olan biri aklına hayaline yemekleri getirmese, aşırı şekilde açlık
sıkıntısı yaşamaz. Fakat güzel yemekler hayal eder onları
düşünürse, iştahı daha çok kabarır. Hele aklına şehvetini
azdıracak hayalleri getirir ise, içinde ki hayvani nefsi azdığı
zaman ona mani olması imkansızlaşır. Onun için
irademize hakim olabilmemiz için Akli düşüncemizi Hayırlı görüntüler
ile meşgul etmeliyiz ki şeytan bize musallat olup nefsimizi
azdırmasın. İşte, elimizdeki bilgisayar, bu cihazın içinde,
Hayırlı şeyler de var şerli şeyler de var. Biz bu cihazı Hayra da
kullanabiliriz şerre de. aklına şerri getirirsen nefsin o tarafa
yönlenir, aklına hayırlı düşünceler getirirsen nefsin o tarafa
yönlenir. Ve kesinlikle bilin ki, siz bu cihazla da imtihan
oluyorsunuz Size Canı gönülden tavsiyemdir ki, aklınızı
hayırlı düşünceler ile doldurup meşgul edin. Gözlerinize
nefsinizin azacağı bir şey göstermeyin. ancak o takdirde
günaha girmekten kurtulur Hz. ALLAH’ın sevgisini
kazanırsınız. Hepimiz biliyoruz ki, Her yaptığımız işler ile
imtihana tabi tutuluyoruz. İşte Hele işbirlikçi Şeytan ve Nefsin
tuzağına düşmemek için En kuvvetli destek Hz. ALLAH’ı Hatırlayıp ona
sığınmaktan meydana gelir. Ona sığınan Onu bulur Ona sığınmayan
Nefsini Şeytanın kucağına atar. Yani kul ne zaman Maddi manevi
sıkışırsa Sahibine müracaat etmeli ondan yardım
dilenmelidir. Yardımın gelmemesi mümkün değildir. Eğer
gelmiyorsa bağlantıda bozukluk vardır. İnanan dikkat
eder günaha girmez Hz. ALLAH’ın rızasını kazanır. İnanmıyan ise,
Nefsini azdırarak günah işler Ruhunu karartır şeytanı sevindirir seç
seçebildiğini. Bu arada her ne şekilde olursa olsun her
sıkıldığımızda kalp kapımızı Yüce Rabbimize samimi şekilde açarsak O
Bizim yardımımıza gelecektir. Biz bunu yaşadık ve gördük. Hz.
ALLAH cümlemizin Ruhumuzu galip Nefsimizi Mağlup etsin.
Amin. VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL
ALEMİN.. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina
Muhammed... Kalpten İnan Ey
Müslüman Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.269 Kader Konusu
Kader Konusu Hz. ALLAH(c.c) ayeti kerimesinde; "O hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için
ölümü ve hayatı yaratandır."
(mülk-2)
buyuruyor ve yarattığı bütün kullarına duyuruyor. Hz. ALLAH(c.c).
Böyle buyurduğu için demek oluyor ki, her kul yapacağı her işte
hürdür. Çünkü imtihan olacak kişi serbest olmalıdır ki yapacağı,
doğru ve yanlışla kendini ispat edebilsin. Aksi takdirde sınavın
kıymeti ve gayesi kalmaz. Buradaki en hassas nokta şudur ki kulun
nefsiyle imtihan olmasıdır. Yani, arzu ve istekleri ile denenmeye
tabi tutulmasıdır. Bu bir gerçektir ki her ferdin önünde bütün
işlerin kapıları açıktır. Her nefsine uyan kişinin nefsi hangi işe
yönelir ise ona o yolun kapısı açılır. Günaha yönelen günah işler,
sevaba yönelen sevap işler. Fakat hangi işleri yaparsa Hz. ALLAH’ın
izni ile yapmaktadır. Çünkü Her şey onun İmtihan takdiri ile
olmaktadır. Düzenleyici o olduğuna göre her şey onun müsaadesi ile
olmaktadır. Kulu istiyor o müsaade ediyor kulu nefsine uyuyor zina
ediyor. O müsaade ediyor kulu nefsine uyuyor insanları katlediyor o
müsaade ediyor. Mani olmaya kalksa imtihanın ne değeri
kalır. Yalnız şu var ki yine de ezeli ilmi
ile hangi kulunun nefsine uyacağını hangi kulunun nefsine
uymayacağını ezeli takdirinde biliyor. Yalnız mahşer gününde kulun
mazeret bulamaması için kuluna karışmıyor. Konunun daha iyi
anlaşılması için ilk yaratılışımız olan ruhlar Âlemine dönelim. Hz.
ALLAH(c.c) ruhlarımızı yarattığı zaman bütün ruhlara sordu. Ben
kimim, bütün ruhlar “Sen bizim Rabbimizsin .”dediler. Hz. ALLAH(c.c)
buyurdu ki Sizleri dünyaya indireceğim. Bizi dünyaya indirmesindeki
maksat ise, nefsimizle imtihan etmek ve bilmemiz içindir. Yoksa Hz.
ALLAH’ın öğrenmesi için değildir. O ayeti kerimesinde buyuruyor ki;
"Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa
vurun. Şüphesiz ki, ALLAH göğüslerin özünü bilendir. Yaratan bilmez
olur mu hiç? O, Latiftir her şeyi bilendir. O her şeyden
haberdardır." (mülk- 13,14) Her şeyin
özünü bilen, yarattığı kulunun yapacağı işlerin sonucunu bilmez mi?
Kulunun günah işlemesini istemez, şeytana uyan kuluna ise karışmaz.
Esasen yarattığı kullarının nefsine uyacak olanları da, nefsine
uymayacak olanları da evvelden biliyordu. Bunun aksini düşünen
dinden çıkar, kafir olur. Onun için Resulullah (s.a.v) Efendimiz,
kader mevzunda, derine dalmamayı tavsiye etmişlerdir. Fazla ileriye
gidilirse zındıklık husule getirir. Şeytan işini kadere havale etti.
Yalvarma lüzumunu hissetmedi, kafir oldu. Âdem aleyhisselam ise
hatayı kendinde nefsinde aradı. Tevbe, istiğfar etti. Mevla’da onu
affetti. Kul bütün iyilikleri Hz. ALLAH’tan, yaptığı kötülükleri
ise, kendi nefsinden bilecektir. Ayeti kerimede;
"Onlar ALLAH’ın öyle kullarıdır ki,
çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulüm yaptıkları
zaman ALLAH’ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini
isterler. Günahları ise ALLAH’tan başka kim bağışlayabilir? Birde
onlar işledikleri günah üzerinde bilip dururken ısrar
etmeyenlerdir."(Ali
İmran-135) Lütfen bu mevzuda fazla derine dalmayalım. Akıl dengemiz
bozulmasın. Bilgisayar misali beynimize Virüsler dolmasın. Kalbimize ve aklımıza sahip çıkalım.
Sapıtanlar böyle sapıtıyor. Ondan sonra şeytanın askeri oluyor ve
başkalarının da imandan kopmasına vesile oluyorlar. Diyeceksiniz ki
herkes layık olduğu yere gidecektir. Hz.
ALLAH (c.c) cümlemizin akıbetini hayırlı etsin. Zatına kul, Habibine
ümmet etsin. Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin. ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala
Ali Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.270 Kafirlerin Rahatı
Kafirlerin Rahat
Yaşamları Bismillahirrahmanirrahim "VALLAH’ü bima teğmelüne basir. ALLAH
yaptıklarınızı görmektedir. "(Ali
imran/156) Diğer bir Ayeti kerimede
ise: "La, yegurunneke
tekallübüllezine keferu fil biladi. İnkar
edenlerin refah içinde diyar, diyar dolaşmaları sakın seni
aldatmasın."(Ali imran/196) "Sakın kendilerini denemek için Dünya Hayatının süsü
olarak geçimlikler verdiğimiz kimselere gözlerini dikme, Rabbinin
rızkı hem daha hayırlı hem daha süreklidir.
"(Taha/131) Hz. ALLAH(c.c) yukarıda
geçen ayeti kerimlerle kafirlerin rahat yaşamalarının imanlı
kullarını şaşırtmaması için uyarıyor. Kafirlerin rahat yaşamaları
bitmeye mahkum olan dünya için olduğundan önemsiz olduğunu, önemli
olan ölümsüz ahiret hayatındaki cennet rızıkları olduğunu, mümin
kullarının dikkatini bu çok önemli olan hususa
çekmektedir. Diğer Ayeti kerimede
ise: "İnkar edeni de az bir müddet
geçindiririm buyuruyor. "(Bakara /150) Az bir müddetten maksat hepimizin bildiği gibi dünya hayatı
geçip giden bir zaman olduğundan önemsiz oluyor. Ancak, Ahiretin
tükenmeyen nimetlerini kazanmak için verilen bir fırsat olduğu
içinde çok önemlidir. Diğer bir Ayeti
kerimede ise: "3. Rabbinizden
mağfiret dileyiniz ve O’na tevbe ediniz ki, belli bir süreye kadar
sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin
karşılığını versin."(Hud/3) Mümin
bir kulun da rahat bir yaşam sürmesi yine Hz. ALLAH’a sığınarak bol
tevbe etmesi ile mümkün olabileceğini bu ayeti kerimeden anlamış
oluyoruz. Tevbe ettiği halde sıkıntıdan
kurtulamayanlar ise, tevbenin şartlarını yerine getiremeyenlerdir.
Tevbenin en önemli şartı kalpten gelen bir sığınma ve gözyaşı ile
yapılan tevbedir. Yalnız dil ile yapılan tevbenin hiç bir faydası
yoktur. Gözyaşı ise pişmanlık duymaktır. Hal tevbesidir. En
tesirlisi de bu tevbedir. Kendini bu hale getiren samimi kul
istediği hayırlı şeylerin bir zaman sonra gerçekleştiğini gözleri
ile görecektir. Deneyiniz... Kula rahmet
kapısı açıldığı zaman ise Rabbisinden isteyeceği en önemli şey
Rabbisinin rızası olmalıdır. Ondan bu ikramı aldığı zaman ise her
şeye sahip olmuş olur. Hz. Musa Aleyhisselam
bir münacatında. “Rabbim bana nasihat
et. “dedi. Hz
ALLAH’ta ona, “sana benden beni istemeni tavsiye ederim.”
Buyurdu. Hz. Musa, bu suali Hz. ALLAH’a dört
kere tekrar etti ve her defasında aynı cevabı aldı.” SANA BENDEN BENİ İSTEMENİ TAVSİYE EDERİM.
“ Akıllı o kimsedir ki. Hz.
ALLAH’tan, Hz. ALLAH’ın sevgisini ister. Birde şu var ki, kafirlerin
lüks içinde yaşamaları bizi etkilemesin. Rahman olan Hz. ALLAH mümin
kafir demeden rızıklandırıyor. Müminlere ise, Rahim ismi şerifi ile
tecelli ederek bitmeyen nimetler hazırlamıştır. Hz. ALLAH cümlemizi onun yüce rızasını ve sonsuz nimetlerini
kazanan kullarından eylesin. Amin. Vel
Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin. ALLAH’ümme Salli
Ala Seyyidina Ve Nebiyyina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina
Muhammed. Yalnız Hz. ALLAH için
çalış. Nefsin için çalışma ki karşılığını
göresin...
Kalpteniman
. | |
|
|
[TOP]
20.271 Kalp Körlüğü
Kalp
Körlüğü Vücudun
gözü olduğu gibi kalbin de gözü var. Vücut gözü dıştan gelen
mikroplar vesilesi ile hasta olur. Eğer doktora gidilmez önlem
alınmaz ise daha da kötüye gider ve kör olma tehlikesi başlar.
Muhakkak tedavi olması gerekiyor. Kalbinde gözü olduğunu hepimiz
biliyoruz. İnsan isterse görmeyen kalp gözünün görmesini
sağlayabilir. Vücut gözünü dıştan gelen mikroplar kirlettiği ve
hastalandırdığı gibi, kalp gözünü de günahlar kirletip hasta ediyor.
Eğer günah işlemeye devam edilir ise kalbi kararır, kalp gözü
kapanır, madde sevgisi çoğalır, maneviyatı azalır, ibadet ve taattan
uzaklaşmaya başlar. Bu tehlikeye düşen insanın yapacağı iş: Aklını başına alıp
kendine çeki düzen vermesi lazım. Bilmelidir ki, kendisi her geçen
gün şeytanın tuzağına düşmektedir. Hele İnternet başında oturan
kardeşim, her bastığın tuşa dikkat et. Bil ki kendi kaderini kendin
hazırlıyorsun. Nedenini sen çok iyi biliyorsun. Hele çat pat
işlerinde şeytanın tuşuna basarsan yakanı kaptırır, sonrasında da
yakanı kurtaramazsın. Hz. ALLAH(c.c) senin
önüne her iki yolu da koymuş istediğini seçebilirsin. İstersen
şeytan yolunu, istersen Rahman yolunu. Aklın ile nefsin ile
denenmedesin. Hz. ALLAH(c.c) parmak uçlarına hürriyetini vermiş.
İster Rahmanın konuşulduğu sohbet odasını açan tuşlarına, istersen
şeytanın nefsini azdıracağı günah odasının tuşlarına basabilirsin.
Sana tavsiyem bu makinenin başına eüzü ve besmele çekmeden oturma,
bil ki eğer gaflete düşersen telafisi imkansız zarara uğrarsın.
Kalbin
kirlenir ve kalp gözün kör olur. Sözümüz İmanlı kişilere imansızlara
sözümüz yok. Netice olarak gözlerini müstehcen görüntülerden uzak
tut. Kalbindeki imanını bozacak sohbetleri dinleme. Böyle bir hataya
düşmüş isen derhal tevbe et. Senin her halini takip eden Hz.
ALLAH’tan özür dile. Hz. ALLAH(c.c)
Ayetlerinde: Bismillahirrahmanirrahim. "Resulüm! Kullarım sana beni sorunca haber ver ki,
ben onlara yakınım. Benden isteyenin, dua ettiğinde duasını kabul
ederim. Öyleyse onlar da benim dâvetime uysunlar ve bana iman
etsinler ki doğru yolu bulsunlar. Onlardan tevbe edenler pişmanlık
duyanlar gizlediklerini açıklıyanlara ise, Ben onların tevbesini
kabul ederim ben tevbeleri çok kabul eden ve çok rahmet
edenim."(Bakara/160) "Öyleyse siz beni zikredin ki, ben de sizi
zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük
etmeyin."(Bakara/152) 48. O
gün yer başka bir yerle, gökler de başka göklerle değiştirilir.
Bütün insanlar tek ve Kahhar olan ALLAH’ın huzuruna
çıkarlar."(İbrahim/48)
49. Resulüm! Kullarıma benim çok
bağışlayıcı ve merhamet edici olduğumu haber ver. 50. Fakat benim azabım da çok acıklı bir
azaptır."(Hicr/49,50) SadakALLAH’ül Azim.
Hz.
ALLAH(c.c) cümlemizin Ruhumuzu galip nefsimizi mağlup etmemizi nasip
etsin. Vel Hamdü Lillahi Rabbil
Âlemin. ALLAH’ümme Salli Ala Seyyidina Ve
Nebiyyina Muhammedin Ve Ala Ali
Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.272 Kabağın Sahibi Var
Kabağın Sahibi Var. Vaktiyle bir derviş, nefsi ile
mücadele etmeye karar verir. Fakat iş yamalı
bir hırka giymekle olmamaktadır. Bundan sonra kendine reva
görülen her türlü kem sözü, her türlü kötü davranışı hoş
görmeye çalışacaktır. Usule uygun hareket
eden derviş soluğu berberde alır. Berberden kendisini traş
etmesini ister.. Berber dervişin saçlarını
kazımaya başlar. Derviş aynadan durumu
izlemektedir. Başının bir kısmı tamamen
kazınmıştır. Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mi yağız,
bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, basının kazınmış kısmına
okkalı bir tokat atar ve şaklabanlık yaparak:
"Kalk 'len kabak, kalk da tıraşımızı
olalım!" diye kükrer. Dervişlik bu...
Sövene dilsiz, vurana elsiz
olması gerektir. Kaideyi bozmaz derviş. Hiç ses
etmez, usulca kalkar yerinden. Berber mahcup olur
ama,korkmustur da. Sesini çıkartamaz. Kabadayı, dervişin kalktığı
koltuğa oturur, berber trasa baslar derviş kenarda
bekler. Traş
sırasında da devamlı olarak dervişi aşağılayıp alay etmeye devam
eder; Kabak aşağı, kabak
yukarı. Tıraş biter, kabadayı dükkandan
çıkar. Henüz
birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış
bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıya
çarpar. Kabadayı orada acılar içinde yerde
yatmaktadır. Görenler çığlığı basarlar. Berber ise
şaşkındır. Bir bu kötü manzaraya, bir dervişe
bakar, gayri ihtiyari sorar: "derviş beddua mı ettin ne?
" Derviş mahzun ve düşünceli bir şekilde cevap
verir: "VALLAHi asla gücenmedim
ona. Hatta hakkimi da helal
etmiştim... " "kabağın bir sahibi
var. O gücenmiş olmalı." Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.273 Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar
Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar
Kalp İle Kılınan Namaz İnsanı Evliya Yapar Hz. ALLAH’a inanan bir insan
namaza başladığı zaman namazda okuyacağı duaların ifade ettiği
manaların özünü beynine yazmalı, namaz içinde her okuduğu duanın
manasını aklından geçirmelidir. Namaza duracak olan kişi padişahın
huzuruna çıkar şekilde edep ve saygı ile çıkmalı aklını da kötü
fikirlerden uzaklaştırmalı. Bilmeli ki manevi gizli kameralar onun
her halini çekmektedir. Namazın başında okunan ilk dua
sübhaneke duasıdır bu duanın öz manası ise kısa olarak
şöyle: "ALLAH’ım, sana hamd ederim senin hiç bir eksiğin
olmadığını bütün kalbimle tasdik ederim." Besmele den sonra Fatihayı okurken
ise: "Elhamdü lillahi rabbil Âlemin"
derken, "yapılan bütün hamd ve övgüler sanadır
ALLAH’ım." diye aklından
geçirecek. "Errahmanirrahim" der demez,
"Sen Rahman ve
Rahimsin." diye aklından
geçirecek. "Maliki yevmiddin"
der demez, "Sen her günün tek sahibisin ALLAH’ım." diye kalbinden geçirecek. "İyyake, nağbudü ve iyya kenestain." Der demez, "ALLAH’ım yalnız sana
kulluk yaparım yalnız senden yardım dilerim diye aklından
geçirecek." "İhdinassıratal
mustakim" der demez,
"ALLAH’ım ne olur beni dosdoğru yolda
bulundur, sabit kıl." diye aklından
geçirecek. "Sıratallezine en amte
aleyhim, gayril magduğu aleyhim veleddallin." Der demez, "Sapıkların yolunda
bulundurma doğru yolda bulundur."
diyecek ve ardından "Amin" diyecek. Ardından okunacak sürenin de manası düşünülerek okunması
gerekir. Fakat Fatiha suresi her rekâtta okunduğu için fazileti ve
bereketi de çok fazla olduğundan onun manasının özünü her Müslüman
aklına yazmalıdır. Ruküye eğildiği zaman da, "Sübhane Rabbiyel Azim" dedikten
sonra ise, "Sonsuz Yüce Rabbim senin hiç
bir eksiğin ve kusurun yoktur." diye
aklından geçirecek. "Semi ALLAH’ü
limen hamide" derken de,
"ALLAH’ım sen Hamdımı
işitirsin." Diye aklından
geçirecek. "Rabbena lekel
hamd" dedikten sonra ise,
"Hamdım sanadır
ALLAH’ım." diye
düşünecek. İşte her beş vakit namazını bu
samimi ifadeler ile hayâ ve edeple kılabilen insanın salih kullar
arasına katılacağına inanıyorum. Hz.
ALLAH(c.c) cümlemizi kendisine yakışır şekilde ibadet yapmamızı
nasip etsin. Amin. Vel hamdü Lillahi rabbil
Âlemin. ALLAH’ümme Salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala
Ali Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.274 Kurban Kesmenin Önemi
Kurban Kesmenin Önemi Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "Rabbin için Namaz kıl
Kurban kes. "(Kevser 2)
buyuruyor. Resulullah (s.a.v) Efendimiz
ise Hadisi şerifinde: "Hali vakti
yerinde olupta kurban kesmeyen Namazgahımıza gelmesin."
buyuruyor.(İbni mace) Bütün semavi dinlerde kurban
kesmek İnsanı ALLAH’a yaklaştıran ve ulaştıran bir ibadet
sayılmıştır. Kuranı kerimde, Adem
aleyhisselamın oğullarının kurban kesmelerinden
bahsedilmektedir. Ayeti
kerimede: "Biz her ümmet için kurban
kesmeyi meşru kıldık." (Hacc 34)
buyruluyor. Diğer bir Ayeti kerimede
ise: "Kesilen kurbanlık hayvanların ne
etleri, ne de kanları ALLAH’a ulaşmaz. ALLAH’a ulaşacak olan sizin
takvanızdır."(Hacc 37) Resulullah
sallALLAH’u Aleyhi vesellem Efendimiz ise Hadisi
şeriflerinde: "Hiç bir kul kurban
günü ALLAH katında kan akıtmaktan daha güzel bir şey
yapamaz, Zira kesilen hayvan, Kıyamet günü
boynuzları ile, kılları ile, tırnakları ile gelecektir. Hayvanın
kanı yere düşmezden önce, ALLAH katında yüce bir mertebeye ulaşır.
Öyle ise gönül hoşnutluğu ile bu emri ifa edin."
(Tirmizi) Kurban kesmek malla
yapılan bir fedakarlıktır. Bir müslüman
kurban kesmekle, Can da dahil olmak üzere, bütün her şeyini ALLAH
yolunda feda etmeye hazır olduğunu göstermiş
olmaktadır. Diğer taraftan kurban kesmek
nefsani arzularını kesmenin bir işaretidir. Hz. ALLAH celle celalehü keseceğimiz kurbanlarımızı İndi
İlahide kabul olmasını nasip etsin İnşaALLAH. Bu vesile ile Sitedeki
kardeşlerimin ve cümle Ümmeti Muhammedin Mübarek kurban bayramını
kutlar İslam Alemine ve devletimize Hayırlara, selamete, ve huzura
vesile olmasını Cenabı ALLAH’ımızdan dilerim. Kalpten iman. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.275 Kainatın Sahibini Tanımak
Kainatın Sahibini Tanımak
Kâinatın Sahibini Tanımalıyız Kâinatın sahibini tanımak ona
iman etmek onu yüceltmek her aklı başında olan insanların kesinlikle
uyması gereken mecburi vazifesidir. Bunu
yapmayan dinsiz sayılır ve kafir sınıfına ayrılır. Akıllı olan insan zekasını
çalıştırdığı zaman peygamberlerin getirdiği kitaplardan haberdar
olmasa, bile dünyayı döndüren, insanları hayvanları yürüten, bitki
çeşitlerini büyüten, sonsuz kudret ve ilim sahibi bir idareci olan
Hz. ALLAH'ını bilebilir bulabilir. Bu çok zor değil, insan düşünse
ki, dünyaya her gelen misafir olarak geliyor bir müddet sonra
helalleşip ahiret yolculuğuna çıkıyor. Kurulu
sistem ise hiç şaşırmadan devam ediyor. Gecenin ardından gündüzün gelmesi, ilkbaharı yaz ayının, yaz
ayını, sonbahar, sonbahar ayını kış ayının takip edip gitmesi bu
sistemi kuran birinin var olduğunun ispatı olmuş
oluyor. Büyük
bir fabrika gören bir insan nasıl ki, Dünya menfaati için o tesisi
kuran patronu arayıp soruyor ve irtibat kuruyorsa, aynı insan
gözüyle gördüğü fevkalade yaratılan kâinat Fabrikasının Patronu
olan, Hz. ALLAH(c.c) ile irtibata geçmiyor. Manevi kör olan gözlerini açamıyor hâlbuki bilse ona verilen
kalbi ile hissedebilir kalp gözü ile görebilir. Onun sırrı ise
şudur. Kalbimizde iki kapı vardır bir kapısı dahile ki melekût
âlemine, diğer kapı ise harice yani beş hislere
açılır. Kalbin dış âlemle temasını sağlayan
beş duyu organımız olan, gözlerimiz ile dünyayı görüp, ayaklarımız
ile yürüyüp, ellerimiz ile tutarak, dilimiz ile tadarak,
kulaklarımız ile duyarak, dünya ile temasa geçiyor. İşte biz bu halde iken kalp
kapımızın melekûta açılan kapısı kapalı kalıyor. Haliyle manevi
durumumuz da zayıf oluyor. Gayb âlemimiz de kapalı kalıyor. Melekût
âlemini görmek için kalbimizin dünyaya açılan kapısını kapatır,
dünya tat ve lezzetlerini aklımızdan çıkarıp kalbimizi ahiret
hayatına çevirir de sonsuz yaratıcımız olan Hz. ALLAH'ın sanat
eserlerini düşünmeye başlarsak, bize melekût kapısı açılır gönlümüze
iman dolmaya başlar. Çünkü kalbin her iki âleme yönelip ikisini birlikte
seyretmesi mümkün değil bir tarafı kapalı olduğu için aynada görüntü
olduğu gibi. Ancak kalpte ALLAH'ın
sevgisinden başka şeyler olmadığı zaman gayb âlemi
açılır. İnsanların yanılgısı buradan başlıyor çünkü insanların
çoğunluğu kalbin beş hisler olan kapısından dünyanın güzelliklerine
dalmış, yeme, içme, giyme, gezme ile ömrünü
geçiriyor. Bu sebeple de gaybın esrarına
muttali olamıyor ancak ibadet ve zikir ile Hz. ALLAH’a yönelse
yaratanın sevgisi kalbine dolsa, beş hislerin kapısını kapadığı
derece kadar melekût kapısı da kendisine aralanır. Fakat burada kendisine en büyük
engel beş hisleri temsil eden nefsidir. Onun
yapısı toprak, su, hava, ateş olduğu için onu dünyaya açılan kapıdan
almak çok zor mücadeleyi gerektirir. Ancak kişinin Hz. ALLAH'a
sığınması ve kendisinin azim ve gayreti ile mümkün
olur. Hz.
ALLAH(c.c) Ayeti kerimesinde: “Kulum
bir kere hazmetti mi biz yolları açarız.” buyuruyor. Bu ilahi vaat dünya nimetleri için de, ahiret nimetleri için
de geçerlidir, burada kulun seçim yolu önemlidir. Kul seçimini dünya
için yapıyor, azim ve gayretini o yöne kullanıyorsa tabidir ki, beş
hisler olan dünya nimetlerinin kapısı ona
açılacaktır. Marifetname kitabının 142 inci sahifesinde bu konuyu daha
güzel ifade eden açıklama var onu buraya almayı lüzumlu gördüm aynen
şöyle: "Ey aziz, eylülle demişlerdir ki, eğer kalbini ilgilendiği
fena şeylerden keser, nefsini kötü alışkanlıklardan men eder ve tam
bir tevekkülle ALLAH’A teslim olup bütün işlerini ona havale
edersen, başına gelen bazı sıkıntılara tahammül edip sabrın
şerbetini içer, kazaya rıza gösterir, telaş ve heyecandan kaçınır,
nefsin arzularına gem vurursan ki, bu çok güç bir iş, acı bir ilaç,
ağır bir yük taşlı bir yoldur. Fakat tariki müstakim olan
dosdoğru bir yoldur, sonu saadet ve nimetlerle
doludur. Çok bilgili bir doktor düşünün
suspusluktan kıvranan hastasını bir bardak su içmekten men ediyor
veya ona öyle bir şurup içiriyor ki, acısından bütün vücudu titriyor
ve içmekten tiksinti duyuyor. Şimdi düşünün, doktorun
hastasına bu muamelede bulunması düşmanlığından veya ona eziyet
etmek isteyişinden mi, yoksa hastasını sıhhate kavuşturmak
istemesinden mi, doktor biliyor ki, hasta arzu ettiği şeyleri yer
veya içerse ölecek onun iyileşmesi şifası onları yememek yemiş ise
kusturmak ve midesini boşaltmak ile mümkündür. Onun için doktor hastasının
lezzetini değil sıhhatini düşünür. Sabırlı olan hasta da doktora
teslim olur her dediğini yaparsa sıhhatine
kavuşacaktır. İşte kullarına şefkatli ve rahim olan her hallerini bilen
gani, âlim, kerim ve kuvvetli koruyucu cömert olan cenabı Hak senin
nefsinin işine gelmeyen aç durup oruç tutmanı, haram yiyeceklerden
uzak durmanı, vücudunu sarhoş eden içkilerden içmemeni emretmesi de
belki seni şeytanın tuzaklarından kurtarmak, ölümsüz âlemdeki
nimetlere kavuşman içindir. Dilediğin kadar yiyecek içecek
mal ve mülk vermemiş ise muhtaç olduğun şeylerden kısıntı yapmış
ise, bil ki bunları senin düzelmen ve iyiliğin için yapmıştır inan
ki sende bu emirleri yerine getirirsen, onun yanında aziz ve
muhteremsin sana yüksek makam ikram edilecektir. Seni veliler mertebesine
çıkarmakta ve onlara verdiği nimetlerden sana da ihsan edecektir,
yeter ki sen sabır ve şükret ta ki sabrın acıları içinde onun yüce
sevgisinin huzurunu tadasın." Nasihati yapılmış. ALLAH'IN selamı bize bu öğütleri bırakan
velilerin ve cümle Muhammed ümmeti üzerine olsun. Bu nasihatlerden anlaşılan mana
şudur ki, Hz. ALLAH(c.c) sevdiği kuluna melekût kapısını açmak
istediği zaman onun dünyaya olan sevgisini sıkıntılar vererek
kırıyor soğutuyor ki ahiret kapısı olan melekût kapısına dönsün. Hz.
ALLAH(c.c) cümlemize melekût kapısında gaybın sırlarını seyreden
kullarından olmamızı nasip etsin. Bir gün gelecek rabbimize
kavuşacağız gitmezden önce hazırlık yapmalıyız. Ayeti kerimesinde ahirette yeniden yaratılışımızı şöyle haber
veriyor, Artık
kıyamet kopmuş. İsrafil tarafından birinci defa sura üfürülmüştür de
ALLAH’ın dilediği Cebrail Azrail Mikail ve İsrafil müstesna olmak
üzere göklerde kim var yerde kim varsa Ölmüştür. Sonra sura tekrar ikinci defa üfürülmüştür. Bu defa
kabirlerinden kalkmışlar bakınıp duruyorlar. Acaba kendilerine ne
yapılacaktır. Mahşer yeri rabbinin nuru ile
aydınlanmıştır. Amel defterleri sağ ve sol
ellere konmuş, peygamberler ve şahitler kullar arasında
adaletle hüküm verilmektedir. Hem onlar asla zulüm görmezler ve
kâfir ne iş yaptı ise karşılığı tamamen verilmiştir. ALLAH onların
yaptıklarını en iyi bilendir. Kâfir olanlar bölük bölük
cehenneme sürülür nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır.
Bekçileri onlara şöyle derler size içinizden peygamber gelip de
rabbinizin ayetlerini okumadı mı? Sizi bu gününüze kavuşmakla
korkutmadı mı? Onlar evet geldi fakat biz inanmamıştık derler onlara
melekler tarafından şöyle denilir “Girin cehennemin kapılarından
ebediyen kalmak Üzere işte bu büyüklük
taslıyanların yeri ne kötüdür.” Rablarına itaat edenler ise bölük
bölük cennete gönderilir. Nihayet oraya varıp cennetin kapıları
açılınca bekçileri şöyle derler: “Selamet size tertemizsiniz artık ebedi olarak kalmak üzere
girin oraya.” Cennetlik olanlar şöyle derler:
Hamd olsun o ALLAH’a ki, bize olan vaadini yerine getirdi ve bizi
cennet yerine mirasçı kıldı. Cennette istediğimiz yere konuyoruz
işte dünyada ALLAH için güzel amel yapanların mükâfatı ne güzel! Bir
de melekleri görürsün ki, rablerini hamd ile tesbih ederek arşın
etrafını kuşatmışlardır. O kimseler arasında adaletle hüküm
verilmiştir de şöyle konuşmaktadırlar: Hamd âlemlerin rabbi olan
ALLAH’adır. (Zümer 68 den 75 e
Kadar.) SadakALLAH’ülazim. Hz ALLAH cümlemizi cennetine
aldığı kullarından etsin. Muhterem kardeşlerimiz, kalbimizin iki
kapısı var demiştik, bir kapısı dünyaya, bir kapısı ahirete
açılıyordu. Bu
durumda yapacağımız iş, kalbimizi dünyaya çevirdiğimizde helal ve
haramlara dikkat eder, nefsimizi bu perhizlere alıştırırsak. Hz.
ALLAH bize rahmet kapılarını açar. O’nun sevgisi kalbimizde bambaşka
olur ve Ahiret kapısından bizlere nurlu ışıklar sızmaya, kalbimize
nur dolmaya başlar. Kesinlikle bilin ki, Hz.
ALLAH(c.c) bu imkânı bütün kullarına tanımıştır çünkü O:
“GAFURDUR
RAHİMDİR.” Mademki yaşıyoruz bizlere tanıdığı bu fırsatları
değerlendirelim dünyada ve Ahirette huzurlu hayat
yaşayalım. Hz.
ALLAH(c.c) cümlemizi görünen ve görünmeyen bütün tehlikelerden
muhafaza etsin. Dünyada ve Ahirette selamet versin. VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL
ÂLEMİN. ALLAH’ümme Salli Alâ Seyyidina Ve
Nebiyyina Muhammedîn Ve Alâ Ali Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.276 Kıyame Süresi
Kıyâme
Süresi
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillâhirrahmanirrahim
1.Kıyamet gününe yemin ederim. 2.
Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip
hesaba çekileceksiniz). 3. İnsan, kendisinin
kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? 4. Evet, bizim,
onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz
yeter. 5. Fakat insan önündekini (kıyameti)
yalanlamak ister. 6. "Kıyamet günü ne
zamanmış?" diye sorar. 7. İşte, göz
kamaştığı, 8.Ay tutulduğu, 9.Güneşle ay bir araya getirildiği zaman! 10. O gün insan, "Kaçacak yer neresi!"
diyecektir. 11. Hayır, hayır! (Kaçıp)
sığınacak yer yoktur! 12. O gün varıp
durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur. 13.
O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa
bildirilir. 14. Artık insan, kendi kendinin
şahididir. 15. İsterse özürlerini sayıp
döksün. 16. (Resulüm!) onu (vahyi) çarçabuk
almak için dilini kımıldatma. 17. Şüphesiz
onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize
aittir. 18. O halde, biz onu okuduğumuz
zaman, sen onun okunuşunu takip et. 19. Sonra
şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir. 20. Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve
nimetlerini) seviyorsunuz da, 21. Ahireti
bırakıyorsunuz. 22. Yüzler vardır ki, o gün
ışıl ışıl parıldayacaktır. 23. Rablerine
bakacaklardır (O'nu göreceklerdir). 24.
Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır; 25.
Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını
sezeceklerdir. 26. Artık gözünüzü açın! Ne
zaman ki can köprücük kemiğine dayanır, 27. "Tedavi edebilecek
kimdir?" denir. 28. (Can çekişen) bunun
gerçek bir ayrılış olduğunu anlar. 29. Ve
bacak bacağa dolaşır. 30. İşte o gün sevk
edilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur. 31.
İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da
kılmamıştı. 32. Aksine yalan saymış ve yüz
çevirmişti. 33. Sonra da çalım sata sata
yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti. 34. Lâyıktır (o azap) sana, lâyık! 35.
Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık! 36.
İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır! 37. O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe
(sperm) değil miydi? 38. Sonra bu, alaka
(aşılanmış yumurta) olmuş, derken ALLAH onu (insan biçiminde)
yaratıp şekillendirmişti. 39. Ondan da iki
eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti. 40.
Peki (bunları yapan) ALLAH'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez
mi? SadakALLAH’ül Azim. Tefekkür etmeniz için yazdık kardeşlerim.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.277 Kim Deli. Kim Akıllı.
Kim Deli. Kim Akıllı? Kendini akıllı zanneden
imansızlar inananlara deli ahmak gözüyle bakıyor onları cahil geri zekalı olarak görüyorlar. Elleri ile tuttuklarına gözleri ile gördüklerine inanıyorlar
gözleri ile görmedikleri Hazreti ALLAH'ı
inkâr ediyorlar. Oysaki elleri ile
tutmadıkları gözleri ile görmedikleri o kadar şeylere inanıyorlar
ki. farkında olamıyorlar. En canlı örnek nefestir ruhtur akıldır. Seslerimiz lezzetler kokular şekil ile görülmüyor elle
tutulmuyor. Kendilerini yüksek akıl sahibi
görenler kendilerine sonsuz akıl sahibi tarafından ikram edilen akıllarını elle tutabiliyor gözle görebiliyorlar
mı? Veya bu kişiler akıllı mıdırlar deli
midirler işin aslı nedir kim akıllı kim deli ancak kâinatı tefekkür etmekle meydana çıkar. Akıllı o kişidir ki elden kaçanı değil ebedi olanın peşinde
koşar. Açık bir gerçek var ki bu yaşadığımız
dünya süratle geçen bir hayal her şeyiyle meydanda kendini akıllı görenler aslında gayba
inanmamakla ebedi hayatı kaçırmakla akılsız
duruma düşmektedirler. Kendini akıllı
zanneden imansız zümreyi aklımızın yettiği kadar akıl
süzgecinden geçirdik bunlar ebedi hayata
talip olmamışlar eğer akıllarını kullanmazlar böyle
ölürlerse ebedi kayba
uğrayacaklardır. Kendilerini akıllı
inananları akılsız görenleri kendi inançları ile baş başa
bırakalım ve onlar için hazreti
ALLAH’a niyazda bulunalım inşaALLAH onlara da hidayet nasip
olsun. İnsan olarak şöyle düşünelim kim ne
derse inandığımız için bize deli diyorlarsa bu
onların takdiridir biz inanalar hazreti
ALLAH’ın takdirine bakarız ebedi hayata talibiz
inşaALLAH. Hazreti ALLAH’ın bunca
mucizelerini görmeyen emirlerini duymayan akıllı
geçinen delileri Hazreti ALLAH’a havale
ediyoruz.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.278 Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde; "İnkâr edenleri de az
bir müddet geçindiririm."(Bakara 126) buyuruyor. İmanı ve aklı kıt olan bazı insanlar imansız kişilerin zevk
ve sefa içinde yiyip içmeleri gezip
dolaşmalarından dolayı dinden imandan tamamen
çıkıyorlar ve Hazreti ALLAH’ı inkâr
ediyorlar. Hazreti ALLAH’ın gaffar ismi
celilini bilmedikleri için O'nun dünya hayatında inanan
inanmayan bütün kullarını ayırt etmeden
rızıklandırdığını bilmiyorlar. Ahiret
hayatında ise yalnız inanan kullarını rızıklandıracağından da
haberleri yok Eğer kurana inansalar
ilimlerini arttırsalar Hazreti ALLAH’ın ilâhi nizamını
öğrenecekler imanlarını koruyacaklar dünya ve
ahiret selâmetine kavuşacaklardır. Yukarıda
geçen Ayeti kerimede inkâr edeni de az bir müddet geçindiririm
buyurması ise dünyayı kast ediyor dünya
hayatının az bir zaman dilimi olduğuna dikkat
çekiyor. Öyle değil midir kardeşler dünya
hayatı bir göz kapama gibi geçmiyor mu yaşlılıklar
bunun farkında da gençlere sesleniyoruz bakın
geçmiş yıllarınıza her geçen gün ve geceler dün gibi değil mi? Öyle bir hayat
yaşıyoruz bir dakika sonrasını yaşayıp yaşayamayacağımızı garanti
olarak bilemiyoruz. Adam ağzına lokmayı
atıyor nefes borusu tıkanıyor yutamadan ruhunu
teslim ediyor. Çok sevdiğimiz yakınımız
bisiklete bindi pedalı çeviremeden yere yıkıldı ve
oracıkta ruhunu teslim etti. dünyanın az bir
geçimlik olduğunu çeşitli ibretlerle görebiliriz. Dünya hayatı biz insanlar için az bir zaman dilimidir
istersen yüz yıl yaşa bitmeye mahkum bir
zaman fakat biz insanlar aldanıp gidiyoruz. Diğer bir Ayeti kerimede ise; "İnkâr edenlerin refah içinde diyar diyar dolaşması
sakın seni aldatmasın."(Al-i imran 196) Buyurması bizlere aynı gerçeği sunuyor. Gençlere sesleniyoruz hani siz kariyerinizi yükseltmek için
sınava girersiniz kazanırsanız gün gelir
yüksek mevki sahibi olursunuz. derslerinize yeteri kadar çalışmaz
önem vermezseniz imtihanı kazanamaz
istediğiniz makama gelemezsiniz. İşte bu
çalışmalar imtihanlar da az bir dünya geçimidir kaybedince ne kadar
üzülüyoruz değil mi? Fakat ahiret geçimi
bitmeyen bir geçimdir sefa da ebedi cefa da ebedi, dünya ise az bir
geçimlik sefa da olsa bitiyor cefa da olsa
bitiyor arada ne kadar büyük fark var. Dünyada kariyer sahibi ol bitici de olsa ol çünkü yaşıyorsun
kul olarak Hazreti ALLAH’ın sunduğu nimetlerden faydalan O Hazreti
ALLAH ki yiyin için şükredin nimetimi arttırırım buyuruyor fakat
sonu olan bir hayattır. Ölümsüz hayat olan
ahiret hayatının yanında hükmü sıfırdır. Akıllı ona deriz ki dünya hayatının bitmeye mahkum süsünü
lüksünü kazanmak için sınavlara hazırlandığı kadar biraz da bize
sunulan bitmeyen tükenmeyen ahiret hayatının süsüne lüksüne talip
olur ahirette bize sorulacak ahiret suallerine çalışır bu çalışmalar
dünya suallerini kazanmamıza da vesile olur. Çünkü ahret nimetlerini kazanmak isteyenleri de Hazreti ALLAH
destekler yeter ki derslerimize çalışalım O'na inanalım O'na
güvenelim Hazreti ALLAH’a inanır O'na güvenirsek bir taşla iki kuş
vururuz misali hem dünya hayatını hem ebedi ahiret hayatını
kazanırız inşaALLAH. Amin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.279 Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.
Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.
Kanser Hastalığına Ve
Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir. Hazreti ALLAH (c.c) bizleri
imtihan etmek için birçok hastalıklar yaratmıştır. Bu hastalıkların ortadan kalkması için alternatif olarak
şifalar devalar ve o şifaları bize
ulaştıracak tabipler halketmiştir. Onun için
her kim hasta olduğunda umutsuzluğa kapılmamalı şifasını
aramalıdır. Başta sabırlı olarak
Hazreti ALLAH’a isyan etmeden O'na tevbe ederek O'ndan
yardım dilemelidir. Fakat başta tevbe diyoruz çünkü
bilmeden Hazreti ALLAH’ın gönlünü incitmiş
olabileceğimizden evvelâ O'nun yüce gönlünü
kazanmalıyız temizlenmiş olarak O'na yalvarmalıyız. Geçmiş yıllarda Viyana’da sığır eti satan ve tavuk eti satan
iki tüccar vardı biz onların bizlere
verdikleri sözlü teminat üzerine et almayı düşündük ve istihare
namazı kıldık fakat istiharede onların yalan
söylediğini anladık et almaktan vaz geçtik. Kendilerine giderek besmelesiz
hayvan kesmemelerini eğer bunu yaparlarsa dinden çıkabileceklerini Hazreti ALLAH’ın emirlerini uygulamadıkları
için ağır hastalığa yakalanabileceklerini söyledik onlara "Hazreti ALLAH’ın
Ayetlerine inanan müminler iseniz üzerine ALLAH’ı ismi anılmış
besmele ile kesilmiş hayvanlardan yiyin." ( Enam -118)
ayeti kerimeyi hatırlattık bize
çok darıldılar nefslerine uyarak bildikleri gibi çalışmalarını
yaptılar. Birkaç zaman sonra duyduk ki ikisi
de kanser hastalığına yakalanmışlar. Şimdi ise yaşadığımız beldede
kasabı uyarmıştık ona bakın sizin sözünüze inanarak kestiğiniz etinizi yiyoruz vebalini size yüklüyoruz dedik,
içiniz rahat etsin dedi onları tanıyanlar da
kefil oldular biz de oradan alışveriş yaptık. Bu yıl geldik et almak için
kasaba gittik kendisi yok başkalarına devretmiş kendisi hasta olmuş
o yüzden kasap dükkanını devretmiş. cuma namazından çıkıp eve
geliyorken yolda karşılaştık geçmiş olsun hasta olmuşsun
deyince, bir hastalığım yoktu birdenbire oldu doktorlar şifası yok
diyorlar dedi. Bizde öyle şey olmaz şifasız
dert yoktur siz şifanızı arayın dedik teselli ettik bol tevbe
etmesini tavsiye ettik çünkü tevbesiz dua
kabul olmaz hasta şifa bulmaz başka yol vermemiş hazreti
ALLAH. Esasen
besmelesiz hayvan kesen kurana iman etmiyordur kurana iman
etmeyen Hazreti ALLAH’a iman etmiyordur.O
gibi insanların kestikleri murdardır yenmez imanı olan ise besmele
çekmeden hayvan kesmez. Şimdi kasap dükkanını
yeni devralan sahipleri ile konuştuk kesin söz verdiler besmelesiz
kesmediklerini bize kanıtladılar onlardan alışveriş yapıyoruz
inşaALLAH hayırlı olur. Bakalım ileride neler
göreceğiz. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.280 Kalbe Virüs Dolarsa
Kalbe Virüs Dolarsa İnsanın gönlü nerede ise o
oradadır neyi beğendi ise o onunladır. Gönül
telefon hattı kime bağlı ise o hattaki kişi ile bağlantı halinde
olur. Ve o kişi avizeden akseden sesten
başkasına kulak verip duyamaz duysa da aklına
dolduramaz. Kalp ise öyle bir ilahi kutu ki,
içindeki çıkmadan başkası giremez. Onun için
bizler kalplerimize çok dikkat etmeliyiz kalbimizdeki imanımızı
zedeliyecek fikir ve düşünceleri kalbimize sokmamalı, kalbimizi
öldürmemeliyiz. Kalp ise zararlı fikir ve düşüncelerle dolduğu zaman artık
onu boşaltmak ve hayırlı bilgileri doldurmak çok
zorlaşır. Ancak Hz. ALLAH’ın yardımı ile
kurtulur. Hz. ALLAH (c.c) İse ayeti
kerimesinde: "ALLAH yaptıklarınızı
görmektedir. "(Ali imran 156)
buyuruyor. Bu
bir ilahi emirdir ve kullarına teminattır ve çok büyük bir
fırsattır. Biz
kulları ise en büyük hazinelerden biri olan kalbimizin şeytanın
ektiği nifak tohumlarını def etmesi için ona samimi şekilde
sığınmıyoruz ki kalbimizi virüs misali pisliklerden
temizlesin. Nasıl ki, bilgisayarı virüsler
sardığı zaman program karışıyor. İnsanın kalbini de dengesiz
fikirler sardığı zaman yanlış düşünceler fikirler üretilmeye başlar
ve hatalar ile ömür sürer. Çünkü aklını
kullanamadı kalbini şeytana mesken etti. Bu
durumda olan insana ne anlatırsan anlat hiç bir şey duyuramazsın
çünkü, bilgisayar misali kalp ve ona bağlı olan beyin programında
karışıklık var. Bu durumda yapılacak iş kalbi ve beyni yaratan Hz. ALLAH’a
sığınıp kalp hattını ona bağlayıp onunla olmaktır Çünkü hakiki
Mürşid Hz. ALLAH'tır. Ayeti kerimede,, "Yoksa bizim
kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi
sanıyorlar Hayır işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de her
yaptıklarını yazmaktadır." (Zuhruf 80) Hatırıma gençliğimde yaşadığım
bir olayı hatırladım bu mevzuya uyuyor diye yazıyorum. sene 1965
yılları idi, İskenderun da çalışıyordum
Ramazan ayı yaşım ise yirmi altı civarında
idi. Aylardan da temmuz veya Ağustos ayları
sıcak ortalığı kavuruyor işimiz icabı açık havada çalışıyoruz birkaç
arkadaş haricinde çoğu iş arkadaşlar oruç
tutmuyordu. Hele içlerinde biri vardı ki, tutmadığı halde tutanlara
saygısızlık yapıyor rahatsız ediyordu biz ise Hz. ALLAH’a sığınır
sabır ediyorduk. Bir gün, elinde bir bardak ayran hem içiyor hem bizler ile
alay ediyordu. Adam tekin biri değildi küfür
yememek için susuyorduk. Nihayet bir arkadaş dayanamadı yeter ulan
ALLAH’tan korkmuyorsan kuldan utan be deyince, ben senin ALLAH’ını
kitabını diyerek bastı küfürü. hepimiz şaşkın şekilde birbirimize
baka kaldık. İşte tam o anda içimden bir sesle, Hey Yüce ALLAH’ım, Her
şeyi görüyor her şeyi duyuyorum buyuruyorsun bu insan bu mübarek
ramazan günü zatına küfür ediyor ve bizim Huzurumuzu bozuyor sustur
şunu be ALLAH’ım dedim. Ve çalışama devam
ettim. İki üç
saat sonra paydos oldu iş yerinden ayrılırken önümüzü kesen bir su
akıntısı vardı her gelip geçerken onun üstünden atlıyorduk yine
atlıyorduk. Sıra o iğrenç küfürü yapan kişiye
geldi hoplayıp atlar atlamaz odunun kırıldığı zaman çıkardığı sese
benzeyen ses duyduk ardından da acı bir feryat
başladı. Çünkü
ayak bilekten kırılmıştı. hepimiz şaşkın haldeydik çünkü kaç
aylardır o akıntıdan hoplayıp geçtik kimseye bir şey olmadı.
Bu basit
yerden atlamakla ayağın kırılmasına her kez gibi ben de
şaşırmıştım. Ancak arkadaşların böyle basit
bir yerden atlamakla ayak kırılır mı dediklerinde, kendi kendime,
sen ne demiştin, Ey ALLAH’ım her şeyi duyuyor
her şeyi görüyorum buyuruyorsun bu ise zatına küfrediyor sustur şunu
dedin ya, Hz. ALLAH karşılık verdi anlamıyormusun
dedim. Ve Hz. ALLAH’ın her şeyi gördüğüne
herşeyi duyduğuna imanıma iman katıldı. Anlatmak istediğim kalp hattı
çok önemli. Hz. ALLAH (c.c) kalplerimizi yanlış fikir ve
düşüncelerden temizlesin zatının muhabbeti ile doldursun
amin. Velhamdü
lillahi Rabbil alemin. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala
Ali Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.281 Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor Muyuz? Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede
buyuruyor ki: "Kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmayın."(Bakara 195) Bu gün saat 11 de mescidi açmak
için evden çıktım karşı tarafa geçmek için
sol tarafa baktım bir araba süratle geliyordu. Kendi kendime dedim ki önünü
kesen stop tabelâsında nasılsa duracak,
ayrıca benim geçtiğimi de görüyor burası da mahalle
arası düşüncesi ile ben hızlı bir şekilde
yoldan karşıya geçmek üzere yürümeye
başladım. Fakat
o da ne adam öyle bir geliş geliyor ki, Bir
an da yanımda bitti ben kendimi karşı kaldırıma seri
şekilde atmasaydım şu anda yazdığım bu yazıyı
yazamaz olacaktım. Aslını sorarsanız ben
kendimi atmadım beni Hz. ALLAH’ın koruyucu meleği attı gerçek budur. Ben 71
yaşını doldurmuş bir dedeyim bizde öyle zıplıyacak güç
yok. Demek ömrümüz varmış Hz. ALLAH’a sonsuz
şükürler olsun. Şimdi ise kardeşlerime ne yazayım derken bu günkü
yaşadığım hadise bu gecenin konusu
oldu. Ben şöyle
düşünüyorum biz insanlar kendimizi insanların
idaresine merhametine bırakmakla kendimizi
tehlikeye mi atmaktayız. Çünkü Hz. ALLAH’ın
(c.c) bizi her uyarmasında bir hikmet var kaldı ki, üzerime süratle gelen de kendisini tehlikeye
attı. Şöyle
diyesim geliyor, halka güvenme Hakka güven ki
kurtul. Bir Ayeti kerimede
ise: "Bütün tedbirlerinizi
alın."(Nisa
71) buyuruyor. Tedbirlere gelince zahiri tedbir, Sağlını zararlı yiyecek ve içeceklerden
korumak. Batıni
tedbirler ise; Hz. ALLAH’ın rızasını kazanmak
ve Onun manevi korumasının içinde olmayı
başarmak. Hz.
ALLAH (c.c) cümlemizi hıfzı himayesine aldığı kullarından eylesin
inşaALLAH. Amin.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.282 Kurumuş Yeryüzünün Canlanması
Kurumuş Yeryüzünün Canlanması
Kurumuş Yeryüzünün
Canlanması Ayeti kerime: "Yeryüzünü
kurumuş ölmüş görürsünüz, Fakat biz onun
üzerine suyu indirdiğimiz Zaman harekete
geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkilerden çift, çift yetişir."( Hacc 5) Renkleri ve güzellikleri ile,
adları ve kokuları ile, şekilleri ve
faydaları ile, birbirinden değişik insanın içine ferahlık
veren, bakanların hoşuna giden her türlü
bitki bitirir. Ölü yeryüzünü diriltip ondan
bu çeşitli bitkileri yetiştirmişse, aynı
şekilde insanları da ölümlerinden sonra diriltir. Ayeti
kerimede: "Bu böyledir, Muhakkak ki
ALLAH tek gerçektir, Ölüleri O diriltiyor ve
O her şeye kadirdir." (Hacc 6) Hesaba gelmeyen her türlü
şeyleri gayb hazinesinden bağışlayan Hz.
ALLAH (c.c) bütün buyrukları işleri hikmetlidir. Hikmetinin güzellikleri varlıklar üzerinde apaçık
görülür. Yegane
hacet kapısı O'nun kapısıdır. Bütün
ihtiyaçlar O'na arz olunur. Bütün istek
ve ihtiyaçları O verir. Dilekleri yalnız ve
yalnız O yerine getirir. Dilediği
kulunun hacetini yerine getirir, dilemediği kulunun hacetini geciktirir. Dilediğinin
hacetini cevapsız bırakır. Ayeti
kerimede; "Göklerin ve yerin mülkü
tasarrufu ALLAH’ındır ne dilerse yaratır."(
Şura 49 ) Biz kullara düşen O'nun kapısında umutla
beklemektir. Hatemi veli Ömer Öngüt Efendi Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.283 Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.
Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.
Kendine Gelirsen Rabbini
Bulursun...
Nefse uymada kaybolmak
var, Mütevazi hayatta kendine gelmek
var. Kendine gelirsen Rabbini bulursun,
kendini kaybedersen Hakkı da kaybetmiş
olursun. Bu sözümüz çok mühimdir fakat
nefsimiz lüks hayat istiyor. Mahviyeti
tercih edersen var olan her şeyin Hazreti
ALLAH’a ait olduğunu, kendinin ise hiç olduğunu bilir nefsine
Rabbini bildirmiş olursun. Tevazu sahibi
olursan büyük Hazreti ALLAHtır dersin kendinin küçük hükümsüz bir
varlık olduğunu kalbinle tasdik edersin. Hazreti ALLAH’tan nur isteriz, amma bu nura kavuşmak için
helâl lokma şart. Helâl lokma ile ihlaslı bir
ubudiyet lâzımdır. Bundan sonra Cenâb-ı Hakk
o lokmayı nur yapar. Nurdan hikmet usule
gelir. O zaman insan Hakka yakın
olur. Hakk ile konuştuğu zaman da halk memnun
olur. Maneviyat çöküntüsü yaşayanlar helâl
lokmaya dikkat etmediklerinden o hale düşüyorlar. Ne kaybediyorsak hep boğazımıza dikkat etmediğimizden
kaybediyoruz. Boğaza süzgeç takmadıkça itimat
edin hikmet usule gelmez. Mümkün olduğu Kadar
şüphe ettiğiniz kimselerin yemeğini yemeyin. Perhizdeyim deyin yemeyin eğer yerseniz zarar
görürsünüz. İşin başı helâl lokmadır bunu
beyninize yazın. Hatemi Veli Hazretleri.
| |
|
|
[TOP]
20.284 Kur'an Ve Sünnet.
Kuran Ve Sünnet
Ayeti kerimede
; "Resulüm! Biz sana da Kur'anı
indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara
açıklayasın."(Nahl 44) ALLAH’u Teâla Kur'anı keriminde
Namazın farz olduğunu bildirdi. Resulullah
(s.a.v) Efendimiz ise ALLAH’u Teâladan aldığı vahiy
ve ilham ile namazın vakitlerini,
rekatlarını, adap ve erkanını ve nasıl kılınacağını hem anlattı, hem de müslümanların gözü önünde
kıldı. Hadisi
şerifinde: "Beni
namaz kılarken nasıl görmüşseniz, siz de öylece kılınız."(Buhari) buyurdu. Oruç ayeti kerimesi nazil olunca, müslümanlar Ramazan
orucunun farz olduğunu anladılar ve
oruçlarını tuttular. Fakat oruçlu olduğunu
unutarak yenilen veya içilen bir şeyin orucu bozup bozmayacağı hakkında Ayeti kerimelerde açık bir hüküm
yoktu. Kur-anı
kerimde zekatın farz olduğu bildirilmekteydi. Ancak ne kadar malı olana zekat farz olduğu, hangi mallardan
zekat verileceği nisap miktarları belli
değildi. Hacc da böyledir. Ayeti kerimelerde temiz olan şeylerin helal, pis olan
şeylerin de haram olduğu haber verilmiş,
fakat bunların neler olduğu bildirilmemiştir. Bütün bunları birer birer izah
eden Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimizin Hadisi şerifleri ve sünneti seniyyesidir. İnsanları dünya saadetine ve ahiret selametine ulaştıracak ne
varsa hepsini açıklamış, geriye bir şey
bırakmamıştır. Hadisi şerifinde: "Sakın
sizden birinizi emrettiğim veya nehyettiğim hususlardan biri
kendisine ulaşınca, Koltuğuna yaslanıp,
Bilmiyorum! Biz ALLAH’ın kitabında ne bulursak ona uyarız derken
bulmayayım."(Tirmizi) Bütün bu izahlardan anlaşılıyor
ki, Kur'anı kerim ve Sünneti seniyyeyi birbirinden ayırmak mümkün değildir. Sözler ve notlar Ömer Öngüt
Efendi.
| |
|
|
[TOP]
20.285 Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde
Sav. Hazreti ALLAH (c.c). Ayeti
kerimesinde buyuruyor ki: "İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR
OLMAZ. SEN KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL ŞEYLE SAV.EN
GÜZEL ŞEKİLDE ÖNLE. O ZAMAN BAKARSIN Kİ
SENİNLE ARANIZDA DÜŞMANLIK OLAN KİMSE, SANKİ
SICAK BİR DOST OLUVERMİŞTİR. "(Fussilet 34) Kötülüklere aynı davranışla
cevap verenler kötü dedikleri kimselerden farklı
olmadıklarını göstermiş
olurlar. Resulullah (s.a.v) Efendimiz
ise Hadisi şeriflerinde: "Akrabasının
yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş
sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kimse,
kendisiyle ilgi kestikleri zaman bile, onlara
iyilik yapmaya devam edendir."(Buhari) İyilik etmenin başlıca üç şekli
vardır. Birincisi iyiliğe iyiliktir. Yani
yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek. Bu ise insanın en tabii görevidir. Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık
vermektir. İkincisi, karşılık beklemeden
iyilik etmektir. Böyle davrananlar
diğerlerinden üstün kimselerdir. Üçüncü ise
kötülük edene iyilik etmektir iyiliklerin en değerlisi
budur. Ashabı
kiramın Resulullah (s.a.v) Efendimizle bir sohbetleri anında
şöyle bir konuşma geçtiği
nakledilir. Ashabı kiramdan bir zat
Resulullah Efendimize hitaben, Ya Resulullah
biz amcanızın oğlu aliye karşı sizin çok sevginiz olduğunu
seziyoruz. bunun sebebi nedir diye
sorduklarında? Resulullah Efendimiz soruyu
soran kişiye sana birisi kötülük yapsa ona nasıl karşılık verirsin
diyor. İyilik yaparım ya Resulullah
diyor. Resulullah Efendimiz adam yine kötülük
yaparsa deyince? yine iyilik yaparım ya
Resulullah diyor. Resulullah (s.a.v)
Efendimiz, adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor
buyurunca? O zaman bende kötülük yaparım
buyuruyor. Bunun üzerine Resulullah
(s.a.v) Hazreti Ali Efendimizin huzuruna getirilmesini bu
konudan bahsedilmemesini emrediyor. Hazreti
Ali Efendimize haber veriyorlar ve huzura geliyor. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Hazreti Ali keremellahü
veche Efendimize soruyor. Ya Ali sana birisi
kötülük yapsa ona ne yaparsın ? iyilik yaparım ya
Resulullah. Adam iyilikten anlamıyor yine
kötülük yapıyor? yine iyilik yaparım ya Resulullah. Fakat adam nankör anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca
yine iyilik yaparım buyuruyor. Ve Resulullah
(s.a.v) Efendimiz kaç defa sordu ise Hazreti Ali Efendimiz aynı
cevabı veriyor. Bundan sonra Resulullah
(s.a.v) Efendimiz soruyu soran kişiye, anladınız mı ben Aliyi neden çok sevdiğimi buyuruyor.
Şöyle bir söz
var. Çok anlamlı:. İyiliğe iyilik her kişinin
kârıdır. Kötülüğe iyilik er kişinin
kârıdır. Er demek yiğit adam
demektir. Hazreti ALLAH cümlemizi kötülüğe
karşı iyilikle karşılık verenlerden eylesin. Hatemi Veli Hazretleri.
| |
|
|
[TOP]
20.286 Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.
Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.
Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.Hazreti ALLAH (c.c)
Ayeti kerimesinde;
"Kötü tuzak ancak
sahibine dolanır."(Fatır 43)
Hazreti ALLAH'ın bu ibretlik emri ilâhisi her an her
toplulukta zuhur etmektedir ve kim kime tuzak
kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine dönmektedir. Örnek mi istersiniz eğer
en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler
görürsünüz.. Eğer Hazreti ALLAH'ın emirlerine
uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez
huzurlu ömür yaşarsınız. Fakat haset, riya,
kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa
başınız sıkıntıdan kurtulmaz. Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden
üstün gördüğünde gün gelir kendisi küçük
duruma düşer. Bir işçi düşünün kendisini
üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli
tuzaklardır. Yakından tanıdığımız bir
yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin
kötülüklerinden kurtulamamış her girdiği
işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir
öğrenmez gizli plânlara başlıyor çalıştığı
işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu
da onun işine son veriyor ona dedik ki iyi
niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu
sana dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa
Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına
getiriyor. Günümüzde ise devlet olarak halk
olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete
ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar
ayaklarına dolandı perişan oldular. Şehitler
verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri
polisi katledenler nerede cehennemi
zümeradadırlar inşaALLAH. O yolun uzantıları
olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi
ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH. Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere
millet vekillerimizden Hazreti ALLAH razı olsun
inşaALLAH. Selâmıaleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.287 Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.
Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.
KÖTÜ RUHLARI ETRAFIMIZDAN DEF ETMEK İÇİN HZ. ALLAH’A
SIĞINARAK OKUNULACAK DUA:
Bu duayı
evinizin bütün odalarında Hz. ALLAH’a sığınarak
okuyun. "ALLAH'ım kovulmuş şeytanların
şerrinden, İnsan şeytanları ve cin şeytanlarının şerrinden,
büyücülerin, üfürükçülerin, sihir yapanların şerrinden ve
yaratıklarının şerrinden sana sığınırız. Euzübilllahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanirrahim. Hassentü nefsi bil hüsnüllezi
esasühü ve babühü la ilahe illALLAH Muhammedürresulullah vehitanehü
Selamınkavlenminrabbirrahim ve dairetühü. Lehüminbeyni yedeyhi vemin
halfehü yahfezünehü. Min emrillah Ahfiznı. Euzübillahimineşşeytanirracim.
Bismillahirrahmanirrahim. ALLAH’ü lâ ilahe illa hüvel Hayyul
Kayyum.Lâ te huzühü sinetivvelanevm lehü mafissemavati vema fil erdı
menzellezi yeşfeu indehu illa bi izni, yağlemu mabeyne eydihim vema
halfehüm vela yuhitune bişey inminilmihi İllabi maşae vesia
kürsüyyühüssemavati vel erdı Vela yehüdühü hıfzühüma vehüvel Aliyyül
Azim. Bismillahirrahmanirrahim Kul
HuvALLAH’ü ehad, ALLAH’üssamed lemyelid velem yulet velem yeküllehü
kufüven ehad. Bismillahirrahmanirrahim Kul Euzübi
Rabbil felakı minşeri ma halakı vemin şerri gasiğın iza vegabı vemin
şerrinneffaasati fil u kadi. Vemin şerri hasidin iza
hasedi. Bismillahirrahmanirrahim Kul Euzübi
Rabbinnas Melikinnas İlahinnas min şerril vesvasil hannas elleziyü
vesvisü fisudurinnas minel cinneti venn(a.s) Hassentü nefsü bil Hayyul
Kayyum. Ellezi La yemutu ebeden defasu annissue. Vel eza bil elfi
elfi elfi La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim.
Vesallellehu ala Seyyidina Muhammedin ve ala Alihi ve sahbihi
vesellim."
Amin. velhamdü lillahi rabbil
alemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.288 Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. Allah Tarafından Bildirilen
Emirleri.
Hz. ALLAH’ın bütün kainatı
yarattığını içinde yaşattığı melekleri cinleri insanları hayvanları
bitkileri rızıklandırdığını bir zaman sonra öldüreceğini ve bir süre
sonra tekrar dirilteceğine inanmak biz kullarına emrettiği en önemli
emridir. Bu
ilahi emirlerini ise bize dört büyük kutsal kitapları ile özellikle
en son gönderdiği kitabımız kuranı kerim ki, içinde daha evvel
yaşayan peygamberlerimizin özel hayatlarından ve çalışmalarından
ibretler anlatılmaktadır. Ne yazık ki, içine şeytan giren
insanlar bu kurtuluşa ve selamete vesile olacak ilahi emirlere
inanmamış kendisini insan şekline sokan yaratanını , gönderdiği
peygamberlerini ve getirdikleri kitaplarını inkar etmiş kafir
olmuşlardır. Hz. ALLAH’aA sonsuz şükürler olsun ki, bize inanmayı kalpten
iman etmeyi nasip etti bizi mesuliyetten kurtardı. Sizde gözünüzü açın şeytanın
oyununa gelmeyin ebedi felakete uğramayın sizi ve görünen bütün
varlıkları yaratana inanın kalpten tasdik edin ve onun sonsuz
kudretine güvenin ihtiyacınızı ona arz edin gelişmeleri takip edin
ibretle göreceksiniz ki, ihtiyaçlarınız belirli bir vakit sonra
görülecektir. Bu işleri yaparken gökten melek indirmiyor insanları
birbirine yardım ettiriyor kendisini ise gizliyor işleri perde
arkasından idare ediyor yani kullarının ihtiyaçlarını kullarını
çalıştırarak görüyor. Geçmişte emeklilik
konusunda haksızlığa uğradım sıkıntımın kalkması için devamlı
yalvardım duam bir türlü kabul olmuyordu halbuki konsoloslukta
çalışma müşaviri memur Türkiyeden gelmiş böyle problemler ile
ilgileniyordu, ona gitmiyor işimi halletmesi için devamlı Hz.
ALLAH’a yalvarıyordum . Netice bir gece rüyamda
tanımadığım bir kişinin yanına gittiğimi ona evraklar verdiğimi
gördüm. uyanınca anladım ki, benim o kişiye gitmem lazım ve vakit
geçirmeden gittim o yetkili memura durumumu anlattım ankaraya
telefon açtı problemi halletti benim sıkıntıdan kurtulmama sebep
oldu. Bu olayı iyice düşünürsek Hz. ALLAH
kullarına yardımlarını kulları ile yapıyor cezayı hak etmiş
kullarına ise kulları ile ceza veriyor ve hayat bu sistemle devam
ediyor olayları dikkat ile takip ederseniz bu geçekleri
görürsünüz. Geçmiş mübarek zatların sözleri var , diyorlar ki, ALLAH
rızıklarını kul eli ile dağıtır. ALLAH şifasını kul eli ile verir.
ALLAH intikamını kul eli ile alır. Kardeşler, şuna kesinlikle
inanın ki , Hz. ALLAH’a inanan onun emirlerine uyan kendisini
garanti altına almıştır. bu halini devam ettirdiği müddetçe kimsenin
hakkına tecavüz etmediği takdirde, kendisinin de hakkına tecavüz
edilmeyecek. Kimsenin canını yakmadığı
müddetçe onun da canı yanmayacak intikam ateşinden uzak olacaktır
bunu kesinlikle böyle bilin. Kesinlikle doğru olduğuna
inanmamız gereken görüşümüz şu olmalı, insanlara zulüm yapan ,
gelecek günlerinde kendisine, kendisi için zulüm hazırlığı
yapmıştır. İnsanlara iyilik yapan gelecek günlerinde kendisine iyi
günleri hazırlamıştır. Çünkü Hz. ALLAH (c.c) insanların kaderlerini yaptıkları
işlere göre tanzim ediyor, dünya için çalışmasında olsun ahiret için
olsun yaptığı işlerin karşılığını buluyor o sonuç ise onun kaderi
oluyor. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde
buyuruyor ki: "KENDİ ELLERİNİZLE
KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN." (Bakara 195) Kardeşler, Dünya ateşinde yanmamak için kimseyi haksız yere
incitmemek canını yakmamak lazım , bu işi yapan bilsin ki, kendisini
tehlikeye atmıştır. Gelecek günlerde, yaptığının aynısı ile karşılaşacak yaktığı
can gibi kendi canı da yanacaktır. Bu sözleri
aklınıza yazın ve hiç unutmayın bu hususta çok dikkatli olun
nefsinize hakim olun tedbiri elden bırakmayın . çünkü Hz. ALLAH
(c.c) hayırlı akıbet ve kötü akıbet hazırlığını kullarının kendi
iradelerine vermiştir. bunu kesinlikle bilin. Biz kulları ne yaparsak onun karşılığını buluyoruz. Hz. ALLAH
(c.c) ayeti kerimesinde : "BÜTÜN
TEDBİRLERİNİZİ ALIN"
(Nisa 71)
buyuruyor. Demektir ki, biz kulları tedbir almazsak kendimizi korumazsak
kendi kaderimizi hazırlamış oluyoruz gelecek sıkıntılı günlerin
sorumlusu da biz olmuş oluyoruz . Dünya
yaşamında sistem böyle de ahiret hayatında başka mı, ahiret hayatı
için de sistem aynı hele orası ölümsüz dünya, orası için daha çok
tedbirli olmak lazım, ya ebedi selamet, ya ebedi felaket hayat var
. Her iki dünya
için de iyi ve kötü akıbeti kazanmada kullarını kendi iradelerinde
serbest bırakan Hz. ALLAH (c.c) ben sizlere akıl verdim iyi ve
kötüyü ayırt edecek irade verdim tedbir almanızı emrettim ve siz
nefsinize uydunuz benim emrime uymadınız çekin cezanızı
diyecektir. Kullar da hiç bir mazeret bulamayacaklar cezalarını
çekeceklerdir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle akıbetten muhafaza
buyursun. Muhterem kardeşlerim, Dikkat ederseniz sizlere hep yaşanmış
hayattan ibretler anlatıyoruz ve Hz. ALLAH’ın emirlerini
duyuruyoruz fakat anlamanızı istediğim gerçeği bir daha izah
etme lüzumunu görüyorum. Dünyaya gelen her insan
söylediği sözler ile yaptığı işler ile geleceğini hazırlamaktadır
fakat bunun farkında değildir. Onun için
ağzınızdan çıkan sözlerde haktan yana konuşun . yaptığınız işlerde
de adaletli olun geleceğinizi hayırlı şekilde hazırlamış
olursunuz. Muhterem kardeşlerim, Aklı başında
görünen, kendini modern çağa uyduran insanlar gurubunun Hz. ALLAH’ı
inkar etmek için çeşitli bahaneler aradıklarını görüyoruz. ve bu tip
imansız insanların tabiat kanunu doğa kanununda direttiklerini ve
her şeyin doğanın eseri olduğunu savunduklarını
görüyoruz. Ve
bu imansız insanlar geçmişte de, ALLAH diyemeden öldüler inkar
ettiklerinin yanına gittiler. Bu insanlar her
şeyi ALLAH yarattı deseydiler ne kaybederlerdi ALLAH’a inananlarla
alay ettiler onları geri zekalı gördüler. Şu zamanda dahi bu tipler
çoğunlukta, sizden rica ediyorum bu tiplere rastladığınızda bunların
tesirine girmeyin bilin ki, bu tip insanlar şeytanın
askeridirler. Ve bu bedbaht insanlara ne
anlatsan fayda vermiyor. Şahsım adına bu insanlara şaşıyorum
kendilerine verilen akıllarını neden tam olarak kullanamıyorlar ve
her şeyi tabiat kanunu doğa kanunu yapıyor şartlanmasına
kapılıyorlar. Doğa dediklerine o sistemi kim yarattı
? Oysa ki,
ALLAH diye bir yaratıcı var doğa ve tabiat sistemini o yarattı
deseler daha mantıklı olmaz mı idi . O, sonsuz kudret sahibi ALLAH
ki, kendinin varlığından haberdar etti . ve ayeti kerimesinde şöyle
buyurdu: "EY, İNKAR EDENLER SİZİ BİZ YARATTIK HALA TASDİK
ETMEYECEKMİSİNİZ GÖRDÜNÜZ MÜ RAHİMLERE DÖKTÜĞÜNÜZ MENİYİ ONU SİZ Mİ
DÜZGÜN BİR İNSAN SURETİNE GETİRİYORSUNUZ YOKSA BİZ Mİ ONU
YARATIYORUZ ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ TAKDİR ETTİK BİZ DİLEDİĞİMİZ ŞEYİ
YERİNE GETİRMEKTEN ACİZ DEĞİLİZ SİZİ ORTADAN KALDIRIP DA
BİLMEYECEĞİNİZ BİR BİÇİMDE YARATMAYA DA GÜCÜMÜZ YETER HER HALDE İLK
YARATILIŞINIZI BİLİRSİNİZ FAKAT TEKRAR YARATILACAĞINIZI DA DÜŞÜNMELİ
DEĞİL MİSİNİZ." (vakıa 57-62) Ey görünen ve görünmeyenlerin
rabbi, biz sana inandık iman ettik, bizi analarımızın karınlarında
insan şekline getiren sensin ,bizi öldürüp yeni beden ile yaratacak
yine sensin Biz böyle inanıyoruz ve yaşıyoruz. Ne olur bu imanımızı kuvvetlendir ve sabit yap imanımız ebedi
olsun hiç bir zaman bozulmasın . "HASBÜNALLAH’Ü VENIĞMEL VEKİL NİĞMEL
MEVLA VENİĞMENNASİR GUFRANEKE RABBENA VE
İLEYKELMASİR." Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor
ki: "ALLAH’TAN
BAŞKA YARDIMCI EDİNENLERİN DURUMU KENDİSİNE YUVA YAPAN ÖRÜMCEĞİN MİSALİ GİBİDİR HALBUKİ BİLSELER EVLERİN EN
ÇÜRÜĞÜ EN DAYANAKSIZI ÖRÜMCEK YUVASIDIR."(Ankebut
41) Muhterem kardeşlerim Ayeti kerimede geçen hakikati anlayın.
Hz. ALLAH (c.c) kendisinden başkasını dost edinenlerin bağlı
oldukları varlıkları örümcek yuvasına
benzetmektedir. Şimdi biz de samimiyet ile geçmişimizi düşünelim nice
imparatorluklar nice padişahlıklar ömürleri sona erince ellerindeki
varlıklar örümcek yuvası gibi dağılmıştır. Kibir ile gezdirdikleri
vücutları da örümcek yuvası gibi dağılmadı mı, günümüzde ise hükümet
ve iktidarlar gelip geçmektedir iktidara geçen oturduğu koltuğun
emanet olduğunu unutuyor belirlenen zaman geldiğinde elinden
alınıyor başkasına veriliyor. Kendisinin
zannedip bağlandıkları şeyler ise hayalde kalıyor. Fakat yaratılmış bütün
varlıkların Hz. ALLAH'a ait olduğuna ve emanet olduğuna inanan insan
onlara kalpten bağlanmaz onların kendisi için birer imtihan aracı
olduğuna inanır ve adaletli hareket ederek ona tanınan süreyi
tamamlar imtihanı kazanır. Çünkü o, Hz. ALLAH’ı dost
edinmiş kendisine emanet olarak verilenlerin gerçek sahibine geri
vereceğine inanmıştı. İktidarları veren Hz. ALLAH (c.c) alan Hz. ALLAH (c.c)
ömrümüz ve yaşamamız da iktidar dönemi gibidir. sahibimiz tarafından
bize hayat hakkı veriliyor çeşitli işler ile de imtihan oluyoruz ve
zamanı gelince bizlerden bu iktidar alınıyor . Bize verilenlere gönül
bağlamamış onları bize verene gönül bağlamış, isek hiç bir
sıkıntımız olmıyacaktır. İşte Hz. ALLAH’ı
dost edinmenin şaheserliği . kendisine verilenleri bırakacağı mal ve
örümcek ağı olarak gören insanın üzüntüsü olur mu. Çünkü nefsimizin taptığı her
bir şey yok olup gidiyor. Hz. ALLAH .(c.c)
cümlemizi bu gerçekleri görmemizi çok iyi anlamamızı nasip etsin
. Hz. ALLAH
(c.c) Ayeti kerimede: "İNSANLAR İÇİNDE
ÖYLELERİ VARDIR Kİ, ALLAH’TAN BAŞKASINI , ALLAH’I SEVER GİBİ SEVERLER ALLAH’A İMAN EDENLERİN ALLAH’A
SEVGİLERİ İSE HER ŞEYDEN SAĞLAMDIR." (Bakara
165) Diğer bir ayeti kerimesinde ise yüceler yücesi olan rabbimiz
şöyle buyurmaktadır. Estaizübillah. "SİZE İÇİNİZDEN
PEYGAMBERLER GÖNDERDİK SİZE AYETLERİMİZİ OKUYOR SİZİ MANEVİ
KİRLERDEN PAKLIYOR. SİZE KİTAP VE HİKMETİ
ÖĞRETTİĞİ GİBİ HİÇ BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ DE SİZE
ÖĞRETİYOR. ARTIK BENİ ANIN Kİ , BENDE SİZİ
ANAYIM BANA ŞÜKÜR EDİN NİMETLERİMİ İNKAR ETMEYİN. " (Bakara
151-152.) Ey yüceliğinin sonu olmayan, ALLAH’ımız ne olur bizi zatını
zikir ederek zatına şükür ederek yaşat ve ömrümüzü bu hal ile
bitirmeyi nasip eyle, akıllı insanın yapacağı dua budur çünkü , Hz.
ALLAH’ın adını anmakla O'nun ile irtibat halinde
olunur. Nimetlerine şükretme ile onun yüce gönlünü kazanır ve
rızkının artmasını garantilemiş olur insanlar arasındaki
yardımlaşmalarda da bu türlü olaya tanık oluyoruz. Yardım sever bir vatandaş,
kendisinden yardım isteyen birisine yardım eder yardım alan muhtaç
insan yardım edenin gönlüne hoş gelecek sözler ile teşekkür ederse
onun kalbini kazanır, muhtaç olan kişi ona yine yardım
talebinde bulunduğunda istediğinden daha fazla yardım alır
. Fakat
nankörlük yapmış ise yapılan iyiliği umursamamış saygısız davranmış
ise oradaki yardım kesilir . Hz. ALLAH (c.c)
ise Ayeti kerimesinde; "EĞER ŞÜKREDERSENİZ
NİMETİMİ ARTTIRIRIM." buyuruyor
ve nimetlerine karşılık şükür bekliyor. Şükür edene ise
nimetlerini bulması için hayırlı sebep yaratır. Nankör insana ise çeşitli
engeller çıkararak sebepleri buldurmaz onu
cezalandırır. Hele o kişi tembel ise daha çok
sıkıntı çeker. İnsan dünyasını güzel yaşamak
ahireti kazanmak istiyorsa onu insan olarak yaratan yüceler yücesi
olan sahibini her zaman yüceltsin zikretsin, verdiği nimetlerine de
daima şükretsin. Hz. ALLAH (c.c) cümlemize onu
zikretmeyi nimetlerine de şükretmeyi nasip etsin . amin. Amin. Amin.
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN.
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA
MUHAMMED.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.289 Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa
Hazreti ALLAH Da Ondan Razı Olur. ALLAH’ü Telânın her türlü
hükmüne razı olmak hoşnutluk göstermek amellerin en faziletlisi ahlâkın en
güzelidir. Hadisi şerifte: "Kul hayrıyla
şerriyle kadere inanmadıkça, kendine hayır ve şerden isabet edecek
şeyi atlatamayacağını, hayır ve şerden kaçacak olan şeyi de
yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."
(Tirmizi-2145) Dünyaya imtihan için gelmiş
bulunuyoruz. Muhakkak bir imtihana tabi
tutulacağız. ALLAH’ü Tealâ neler
yapacağımızı ilmi ezelisinde biliyordu bizi
bilsin diye de imtihan sahasına gönderdi. Hadisi şerifte şöyle
buyruluyor: "İptilâların çokluğu
iptilaların büyüklüğü ile beraberdir. ALLAH’ütealâ bir topluluğu sevdiği zaman şüphesiz ki onları
iptilâlarla imtihan eder kim ki rıza
gösterirse ALLAH’ın rızası o kimseyedir. Kim
de öfkelenirse ALLAH’ın gazabı o kimseyedir.
"(İbni-Mace-4031) En hiddetli iptilâlar
Peygamberlere gelir. Sonra iman derecesine
göre diğer müminlere gelir. ALLAH’ü Tealâ her
müslümana bir iptilâ taksim etmiştir. Ayeti
kerimesinde şöyle buyuruyor: "ANDOLSUN Kİ MALLARINIZA VE CANLARINIZA
İPTİLÂLAR VERİLEREK İMTİHAN
OLUNACAKSINIZ."(Al-i imran-186) Resulullah (s.a.v)
Efendimiz diğer bir hadisi şerifinde: "Kim ALLAH’ın takdir ve taksiminden razı
olursa, ALLAH da ondan razı olur buyuruyor
"(Câmi'üssağir) Not: yukarıda neşredilen yazı
hakikat takvim yaprağından alıntıdır. Bu ilâhi emirlere göre çok
sabırlı olmamız isyan etmememiz gerekmektedir. Bir gün gelecek bu sıkıntılar kalkacak devletimiz ve halkımız
huzurlu günlere kavuşacağız inşaALLAH.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.290 Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)
Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)
"Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye
Atmayın."(Bakara-195) "Bütün Tedbirlerinizi Alın. "(Nisa
71) Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmayın. Bütün
tedbirlerinizi alın." buyuruyor.
(Bakara 195 Nisa
71) Bize düşen her işe kalkışımızda aklımızı kullanarak Hazreti
ALLAH’a sığınarak bütün tedbirlerimizi
almaktır. Bunu yaptığımız zaman Hazreti
ALLAH’ın izniyle hiç bir sıkıntı yaşamayız. Başımıza ne sıkıntı geliyorsa
ihmaller yüzünden geliyordur kendimizi kınayıp tüh neden dikkatli hareket etmedim neden tedbir almadım da
faydası olmuyor. Adam kışın yola çıkıyor
yolculuk yapacağı arabasının kontrolünü yapmıyor yazlık lastikleri ile yola çıkıyor kendi kendini tehlikeye
atıyor yanına yedek mazot almıyor yolda
açık benzin istasyonu bulamıyor arabanın içinde şaşkın şaşkın
yardım bekliyor. Geçmiş yıllarda böyle bir hadise ile
karşılaşmıştık. Şöyle ki Avusturya’dan
Türkiyeye bir arkadaşımızın münibisiyle on ikinci ayda yola
çıktık ona güveniyorduk çünkü yıllardır kara
yolu ile türkiyeye gidip geliyordu. Yola çıktık Yugoslavya’yı
geçtik bulgara girdik her şey güzel gitti mazotun durumu
nedir deyince şu anda yeterli mazotumuz var
dedi bu arada akşam ezanı geçti yatsı girdi. O yeterli mazotumuz var demesine rağmen biz huzurlu değildik
çünkü dışarıda eksi on beş derece soğuk vardı
kar diz boyuydu. Bir ara açık benzin istasyonun yanından geçiyorken ona ne
olur ne olmaz yedek mazot alalım yolumuza
devam edelim deyince, ilerideki benzin istasyonundan hem
depoyu ful yaparız hemde yedek mazot alırız
deyince tamam dedik yola devam ettik. Bu arada arabanın mazotu azaldı
bizim şoförümüz yol kenarlarında bulunan benzin
istasyonlarını aramaya başladı maalesef onun
güvendiği benzin istasyonları hepsi kapalıydı ne kadar yol
gittiysek hiç bir benzinciye
rastlayamıyorduk. Ona dedik ki şu anda kullandığımız mazot bitince araba stop
ederse kalorifer de çalışmadığı zaman arabada
donar kalırız yollarda tek bir araba geçmiyor ki yardım
isteyelim. Ve nihayet korktuğumuz başımıza
geldi arabanın mazotu bitti araba stop etti kaloriferde
durdu arabanın içinde şaşkın şekilde
kalakaldık. Arabanın içinde altı kişi kendi nefeslerimizle ısınmaya
gayret ediyorduk öyle olunca münibüsün camları buhar yüzünden buz tutmaya başladı ve biz hazreti
ALLAH’tan yardım beklemeye başladık. Hatırladığım kadar bir saat kadar soğuktan titredik öyle
olduk ki takdiri ilâhi olacak burada donup
öleceğiz. Tam ümidimizi kesmişken münibüsün
camından elektrik feneri ışığın bize geldiğini
gördük. Bulgar polisiymişler kapıyı açtık
bizim çaresiz halimizi gördüler bize arabalarında
bulunan yedek mazot tankerinden mazot
verdiler bizi peşlerine takıp bildikleri gece açık olan bir
benzin istasyonuna getirdiler mazotumuzu
aldık yedek tanker mazot da aldık kalorifer çalışınca
da ısındık yolumuza devam ettik kapı kuleye
gelince kendi vatanımızın lokantasında çorbamızı
içerken sanki yeniden dünyaya gelmiş gibi
mutlu olduk. Yukarıda geçen Hazreti ALLAH’ımızın emirleri bizim bu duruma
düşmememiz içindir Anlattığımız küçük
ihmaller daha büyük ihmallerde de Hazreti ALLAH
cümlemizi muhafaza etsin
inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.291 Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)
Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)
"Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve
Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,; İşte Onlar Azabın
İçindedirler."(Rum-16) Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Kâfir olup ayetlerimizi
ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içinde hazır
bulundurulurlar."(Rum-16) Hazreti ALLAH’a iman et,
ahirete döneceğini bil hazırlık yap ateşten
kurtul. Yeter ki şeytanın aklına hükmetmesine
Hazreti ALLAH’a sığınarak mani ol. Aklını ona
verdiğin zaman bil ki o seni kandıracaktır çünkü her şerre meyilli
bir nefsin var. Geçen akşam çok sevdiğim bir
yakınım ile manevi sohbete daldık. Konu
Hazreti ALLAH’a ihlâsla ibadet yapma ve şeytanın nasıl mani olmaya
çalıştığı üzerinde idi. Dedi ki , ne zaman Hazreti ALLAH’a samimi
candan ibadet yapmaya başlasam şeytan
aklıma çeşitli fikirler düşünceler getiriyor
dengemi bozuyor. Ne yapsam şaşkın
vaziyetteyim bana öyle geliyor ki Hazreti ALLAH ibadetlerimi kabul
etmiyor fakat ibadetlerime önem vermeden
yaptığım zaman daha kolay oluyor acaba taklidi mi
yapsam diye düşünüyorum deyince ona dedik ki
zaten şeytanın aradığı da budur ruhsuz namaz kıldırmak
ibadetlerinizi boşa çıkarmak istiyor. Bir düşün candan
yapılmayan hangi işte hayır var, derslerini dikkatli yapmazsan azim
etmezsen başarılı olabilir misin. İşte bunun
gibi Hazreti ALLAH’a yaptığın amellerinde gönülden yapmazsan şeytanı
sevindirir ruhunu sıkıntıya sokarsın içine daral gelir huzurun
kaçar. İbadetleri lâkayıt yaptığın zaman
nefsin sefa ruhun ise azap görür durum bundan
ibaret. Ruhunun
rahat etmesini ibadetlerinin kabul olmasını istersen dünyayı arkana
at.Hazreti ALLAH’ın ALLAH lâfzını ve kâbeyi gözünün önünde tutmaya
öylece ibadet yapmaya azim et o zaman şeytan yakanı bırakır denemesi
kolay dedim. Ey Rabbimiz şeytanı bizden ve
bütün sevdiklerimizden uzaklaştır yanımızdan ve içimizden
kov bir zamanlar nasıl ki yanınızdan
kovmuştunuz aynen öylece bizim yanımızdan ve içimizden def eyleyin
yarabbi. Amin Velhamdülillâhi Rabbil
Alemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.292 Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir
Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir
Kötü Tuzak Ancak
Sahibine Dolanır. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; "Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır
-43) Hazreti ALLAH’ın bu ibretlik emri ilahisi her an her
toplulukta zuhur etmektedir ve kim kime tuzak
kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine dönmektedir. Örnek mi istersiniz eğer
en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler
görürsünüz.. Eğer Hazreti ALLAH’ın emirlerine
uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez
huzurlu ömür yaşarsınız. Fakat haset, riya,
kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa
başınız sıkıntıdan kurtulmaz. Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden
üstün gördüğünde gün gelir kendisi küçük
duruma düşer. Bir işçi düşünün kendisini
üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli
tuzaklardır. Yakından tanıdığımız bir
yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin
kötülüklerinden kurtulamamış her girdiği
işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir
öğrenmez gizli plânlara başlıyor çalıştığı
işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu
da onun işine son veriyor ona dedik ki iyi
niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu
sana dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa
Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına
getiriyor. Günümüzde ise devlet olarak halk
olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete
ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar
ayaklarına dolandı perişan oldular. Şehitler
verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri
polisi katledenler nerede cehennemi
zümeradadırlar inşaALLAH. O yolun uzantıları
olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi
ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH. Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere
millet vekillerimizden hazreti ALLAH razı olsun
inşaALLAH. Selamı Aleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.293 Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.
Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.
Kulun Hazreti ALLAH’a İman
Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği
Bir Mucizesidir! Hazreti ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "Biz bulutları ölü bir
yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş
de böyledir."(Fatır-9) Gaybı inkâr eden ahirete
inanmayan bir kişinin ölü maneviyatının dirilmesi de ancak Hazreti ALLAH’ın o kula rahmetini akıtması maneviyatını
diriltmesiyle mümkündür. Başka bir deyimle.
Bir kulun Hazreti ALLAH’a iman etmesi O'na ibadet yapması
hazreti ALLAH tarafından o kula bir
mucizesidir. Hazreti ALLAH’a iman etmek ibadet yapmak her kula nasip
değildir nefsi ve şeytanı manidir. Şeytanlaşmış insanlar manidir. İşte bu
amansız düşmanlara rağmen bir kul Hazreti ALLAH’a iman edip ibadet
yapabiliyorsa bilsin ki bu ona Rabbi tarafından verilen bir
mucizedir. Ve kendisine verilen iman nimeti
için Hazreti ALLAH’a şükretmesi gerekmektedir. Çünkü Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmak kerametten
üstündür. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.294 Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı
Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı
Kalp huzuruna kavuşmak için çareler
!
Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde: "Hiç şüphe yok ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur
huzur bulur." (Rad-28)
Kardeşim karnın acıkınca onu doyuruyorsun nefsini
rahatlatıyorsun fakat içinde yine bir boşluk
ve huzursuzluk var alkol alıyorsun geçici bir
rahatlama ayılınca yine boşlukta kalıyorsun
bu da yetmiyor zina kumar madde bağımlılığı ne yaparsan yap yine içinde huzursuzluk doyumsuzluk devam
ediyor değil mi?
Merak edip hiç düşündün
mü bu huzursuzluk neden hasıl oluyor. Nefsinin istek ve arzularını ihmal etmiyorsun fakat yine
içindeki boşluk devam ediyor her şeyin var
huzurun yok sebebi ise sahibin olan Hazreti ALLAH’tan
uzaksın. O'nu hatırlamıyor O'nu anmıyorsun
O'na secde etmiyorsun. Oysa ki O seninle
beraber geziyor her anın onunla oluyor sen ise nefsinin
emrindesin. O yarattığı ve kendinden
verdiği ruhun beslenmesini istiyor sen ise içinde sana
emanet olarak verilen ruhunu aç bırakıyorsun
sıkıntın bundan kaynaklanıyor bunu anlamak zor değil . Yukarıda astığımız ayeti
kerimede geçen ilahi emre uy Hazreti ALLAH’a inan ve onu kalbinde
an huzura kavuş dene bir kaybın olmaz farkı
hemen anlıyacaksın. Kurtulanlar bu yolla
kurtulmuşlar huzura kavuşmuşlardır. Hazreti ALLAH (c.c) yardımcın
olsun kardeşim. Hep
ölümlülerin peşinde koştun bundan sonra ölümsüz tek bir olan Hazreti
ALLAH’ın peşinde koş. Selamı
aleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.295 KADİR GECESİ
KADİR
GECESİ
Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun
ki bu sene de kadir gecesine kavuşmayı nasip etti. Hazreti ALLAH bu mübarek gece hakkında
şöyle buyuruyor ve biz kullarına duyuruyor. (Estaizübillâh): “Şüphesiz ki biz kuranı kadir
gecesinde indirdik, Resulüm kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh Cebrail o gecede
Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. O gece tanyeri yeri ağarmasına kadar bir selâmdır
esenliktir..”(Kadir 1-2-3-4-5)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu gece
hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kim bütün seneyi hazreti ALLAHın
rızasında yaşayarak geçirirse kadir gecesine erer.
“(Müslim-762-)
Hazreti ALLAH (c.c) ise Ayeti
kerimesinde : "Sana
ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et. "(Hicr-99)
Demek oluyor ki biz kullar her
gecemizi Hazreti ALLAH’ın rızasında geçirirsek kadir gecemizi
buluruz. Bu durumu da
yaşamak zor olduğuna göre devlet ve halk olarak kadir kabul edilen geceyi
inanarak geçirsek. Hazreti ALLAH bize o geceyi yaşatır inşaALLAH yeter ki
kalbimizle iman edelim.
Bu gecede kaza namazı ile birlikte
çokça tevbe edelim ALLAH’ı zikredelim .Ahiretteki yakınlarımıza dua gönderelim
.Onlar da ahiretten bize dua etsinler inşaALLAH. Bu geceyi boş geçirenlere yazıklar
olsun. Çünkü kainatın sultanı olan Hazreti ALLAH hazinesinden ikramda bulunuyor
gaflete dalan da yatıp uyuyor.. Hazreti ALLAH (c.c) bizlere bu mübarek
geceyi ihya etmeyi O'nun yüceler yücesi gönlünü kazanmamızı , gelecek
yıllarda da böyle mübarek gecelere sevdiklerimizle, bizi sevenlerle kavuşmamızı
nasip etsin
inşaALLAH.
VELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL
ALEMİN...
Kalpteniman
Yusuf
.
[TOP]
20.296 Lâ İlâhe İllALLAH.
Lâ İlâhe İllALLAH.
Resulullah (s.a.v). Efendimiz şöyle
buyurmuştur: Benim ve benden önceki nebilerin söylediği en üstün
kelâm: "Lâilâhe
illALLAH'tır." Hz. ALLAH (c.c) zatı alisine eş
koşulmasını şiddetle yasaklamıştır. Bu emri ilâhisini kuranı
Azimüşanda defalarca arz etmiştir. Çok ince bir yol tıpkı sırat
köprüsü gibi kıldan ince kılıçtan keskin. Akıllı insan ağızından çıkan
söze çok dikkat edecek Hz. ALLAH’a eş koşabilecek sözleri
söylemekten elinden geldiğince sakınacak. Gönlünün sevdiği her şeyi
Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilerek sevecek. Hiç bir şeyi
ilâhlaştırmayacak bu bir mürşid de bir peygamber de olsa onları Hz.
ALLAH’ın görevlendirdiği kulları olarak görecek. Şöyle bir
düşünelim. Dünya dönmesi için Hz. ALLAH’a
muhtaç. Güneş ve ay hareket etmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Melekler
cinler insanlar nebatad ve hayvanlar Hz. ALLAH’a muhtaç. O zaman ne
demek kalıyor ":Lâilâhe illALLAH.
ALLAH'tan başka İlâh yok." Hz. ALLAH(c.c) Âdem
aleyhisselâmı ve devamında kullarını uyarmak kendisini bildirmek
için Peygamberler gönderdi. Resulullah (s.a.v). Efendimizi Âlemlere
rahmet olarak gönderdi devamında da onun izinde giden vekillerini
gönderdi. Hepsi Hz. ALLAH’ın verdiği görevleri yaptılar ve ahirete
göçtüler. Fakat Resulullah (s.a.v). Efendimiz ahirete göçmesine
rağmen görevine devam ediyor. Kıyamet kopuncaya Kadar da devam
edecek ehlince de bu hakikat malumdur. Bilmeyen inkâr edebilir. O
kendisini ilgilendirir. Bu hakikate vakıf olan nur peygamberi ile
gönül bağı kuranlara ne mutlu bu sevgi kişiyi Hz. ALLAH’ın sevgisine
çeken en sağlam kulptur. Fakat çok da hassas bir sevgidir kişi bu
sevgiye tutulduğu zaman ilâhi sınırı bozmayacak Resulullah (s.a.v).
Efendimizin Hz. ALLAH’ın yarattığı kulu olduğunu unutmayacaktır. O
nur peygamber (s.a.v), ki Hz. ALLAH’ın nurudur Hz. ALLAH(c.c) yüce
adının yanına Onun adını yazdı Muhammedürresulullah. Şerefi yüce
Peygamber biz O'na biat ettik teslim olduk. Ondan akseden nurla
nurlandık. Ona sonsuz salâtı selâmlar olsun. ALLAH’ÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA
VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALÂ ALİ MUHAMMED. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.297 Lokomotif
Lokomotif Seksen vagonlu bir tren düşünün bu vagonlardan her birisini
bir öndeki vagonun çektiği zannediliyor. Fakat gerçekten
bakıldığında en öndeki lokomotifin hepsini çektiği görüldüğünde,
lokomotifi kim çekiyor diye bir soru sorabilir
misin? Zira çeken fakat çekilmeyen bir
lokomotif olmazsa trendeki nizam bozulur ve hareket meydana
gelmez. Bir
elma, elma fabrikası olan ağaçtan üretilmektedir. Bu ağaç ise kâinat
fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacını da kâinatın da
nihayetsiz bir ilim ve kudret sahibinin eseri kabul edilmezse,
kâinat fabrikasına da bir fabrika icap edecek mesele bir noktaya
dayandırılmadan sürüp gidecektir. Bir er emri onbaşıdan, oda
çavuşundan, oda As subayından, oda üsteğmen, oda yüzbaşı, yüzbaşı da
binbaşı nihayet en üst rütbeli Padişahtan alırlar. Şimdi kalkıpta
Padişah emri kimden alır diye bir sual sorabilir misin? Zira
Padişahta birinden emir alsa, ona Padişah denir mi? Hüküm sahibi
olur mu? Gerçek Padişah ise emir veren fakat emir almıyandır.
Verilen bu
misallerden anlaşılacağı üzere mahlûkatın bir birini silsileler
halinde meydana getirmesi mümkün değildir. Onları birbirleri sıra
hareket ettiren ve düzenliyen kendisi yaratılmamış ezeli ve ebedi
var olan emir veren fakat emir almayan kudret sahibinin varlığı
zaruridir. Evet, bu hakikatler bütün açıklığı ile ortada dururken,
Cenabı Hakkı haşa "kim yarattı?" diye sual soranlar sadece
cahilliklerini ortaya koymuş olanlardır. Ayeti kerimede; ALLAH göklerin ve
yerlerin nurudur. (Nur/35) Buyuruyor. Hatemi veli ne güzel
söylemiş: "Kâinat bir ceset Hz. ALLAH ise
ruhtur." ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve
nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.298 Lokman Aleyhisselam
Lokman Aleyhisselam Lokman Aleyhisselamın
Lisanından Hikmet Pırıltıları Lokman
Aleyhisselamın oğluna yaptığı tavsiyelerden bir kısmı
şöyledir: Ölü kalpleri diriltmelisin,
Fakirlerle oturmalısın, Sultan meclisinden sakınmalısın, fakir
kimselerle tanışmalısın, köleleri azat etmelisin, garipleri
konaklatmalısın, fakiri zengin kılmalısın, şerefli kimselerin
şerefini korumalısın, büyük kimselerin ululanmasını arttırmalısın,
İlim hikmet maldan daha iyidir. Ticaret anında iyi bir
sermayedir. Ey
oğlum, insanlar üçe ayrılır. Üçte biri ALLAH
içindir. Üçte biri nefsi
içindir. Üçte biri de kabirdeki kurtlar
içindir. ALLAH’a olan üçte bir onun
ruhudur. Nefsine olan üçte bir onun
amelidir. Kurtlara olan üçte bir ise onun
cismidir. İnsanların en şerlisi kimdir diye sorulmuştu. Kendisini
halkın kötü görmesine aldırış etmeyen kimsedir. Dört zamanda dört
şeyi korumak, iki şeyide hatırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamamen
unutmaya çalışmak lazımdır. Korunacak
şeyler; Namazda gönül, halk arasında dil, yeme içme arasında ağız,
bir kimsenin evine girdiğinde ise göz. Hiç
hatırdan çıkarılmayacak şeyler; ALLAH’ü Teâlâ’nın azameti ve ululuğu
ile ölüm. Unutulması gereken şeyler; Bir
kimseye yaptığın iyilik ve kardeşlerinden gördüğün
kötülük. Hz.
ALLAH Celle Celâlehü cümlemizi böyle mühim tavsiyeleri tutanlardan
etsin. Velhamdü lillahi rabbil
Âlemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.299 Lumumba
Lumumba; Bazı insanlar doğuştan rengi siyah olarak doğarlar bu halde doğan insanlar diğer insanlara nazaran
tevazu sahibidirler. Çünkü beyaz tenli
isanlar tarafindan horlandiklari icin nefsleri kırıktır bu yüzden
Hz. ALLAH’a yakın olurlar ibadet ve taat ile ömür
geçirirler. Fakat bu hali kabullenmiyenler
gururunu kıramıyanlar ise şeytanın vesvesesi ile Hz. ALLAH’a asi
olurlar neden ben böyleyim neden beyaz değilim neden
sakatım diyerek Hz. ALLAH’a isyan ederler
imtihanı kaybederler dinden çıkarlar. Diğeri ise bu ALLAH’tandır der
rengine hasta haline sakat haline şükreder Hz. ALLAH da ona sabır verir onu kendine çeker gönlünü
nurlandırır takva sahibi ilim sahibi yapar
kendine bağlı olan kullarından sayar zaman gelir ona şifasını verir sıkıntısını da alır selamete
çıkarır. Askerliğimde sene 1961 ankara Mamak’ta muhabere telsiz kursu
görüyordum. Yakın arkadaşım vardı rengi
siyahi idi. O zamanlarda türkiyeye Afrika
ülkelerinden birinin devlet başkanı vardı ismi Lumumba idi bu arkadaşım da renk olarak onu
andırıyordu. Bu
sebeple insanları lakapla çağırmayı marifet sayanlar bu
arkadaşımızı Lumumba diye çağırıyorlar o ise
bu hitaptan kahroluyor bana geliyor göz yaşı
ile anlatıyordu o kadar üzülüyordu ki, göz yaşı
döküyordu onu teselli etmekte çaresiz
kalıyordum çünkü intihar etmeyi düşünüyordu. Buluştuğumuz bir gün öğle
namazını beraber kıldık inanınız Hz. ALLAH’a o arkadaşım için yalvardım ALLAH’ım bu kulun içine genişlik
ver kalbine huzur ver Şeytanın vesvese onu
sarmış sen de görüyorsun be ALLAH’ım ne olur onu ve
onun gibi vesveseye kapılanları koru diye
canı gönülden yalvardım. Ona musallat olan onu alaylı
sözleri kullanarak Lumumba diye çağıran arkadaşlarla da konuşup ikaz ettim siz böyle çağırmaya devam ederseniz
arkadaşımız intihar edecek deyince onlar da
onu kendi adıyla çağırmaya başladılar ve işler yoluna
girdi. Terhis
olduk yıllar geçti yıllar sonra haberleştik kendisi dergahlarda
sohbet ediyor insanları irşad ediyor bir olan
ALLAH’a davet ediyor.. Yani hastalık,
sakatlık, siyahlık, kişinin gurunu kırar bu Hz. ALLAH’ın gizli bir
sermayesidir çünkü nefsinin kırılmasına
kendini fazla beğenmemesine vesile olur ve o kişi bu sermayeyi iyi değerlendirdiği takdirde en kestirme yoldan
Hz. ALLAH’ı bulur. Fakat bu sebepler o
kişinin nefsini kırmamış ise azgınlık devam ediyorsa şeytanın vesvesesi ile isyana kalkar neden bunlar beni buldu
der dinden imandan çıkar. Tabii bunlar çok ağır imtihanlar Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi
ağır imtihanlara tabi tutmasın.
Kalpteniman
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim HER KİM
RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN
ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI
YERDİR. (Nazirat Süresi 40-41)
| |
|
|
[TOP]
20.300 Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu? Her şeyin özünü bilen Hz.
ALLAH(c.c) her kulunun özünü bilir. Putlara tapan onlardan medet
umanları, gönderdiği peygamberini ve getirdiği tevhit dinini kabul
etmeyen müşriklerin kalbini bilmez mi? Gönderdiği dinini ve
peygamberini kabul eden gece gündüz kalbi zikir ve cehri zikir ile
yaşayan kullarını müşriklerle bir tutar mı? Sizleri tefekküre davet
ediyorum ve soruyorum. Hz. ALLAH'ın veli kullarına uyanları
benzettiğiniz putlar ve o putlara tapan
müşrikler, Hz. ALLAH’ın veli kulları ve o veliye uyanlar gibi gece
gündüz ibadet yapıyorlar mıydı? Resulullah (s.a.v) Efendimizin
izinde gidiyorlar mıydı? Son dine inanan ve o dini
getiren Peygamber (s.a.v) Efendimize uyanları rabıtayı bahane ederek
müşriklere benzetirken içinizde rahatsızlık hissetmiyor
musunuz? Hakk
din ve son peygamber geldiği halde inanmayan ve peygamberi inkâr
eden sapık kavme gelen ayeti kerimeleri kafanıza göre
yorumlayarak özü sözü ALLAH ve Resulü olan
insanlara gelmiş gibi göstermekten utanmıyor musunuz? Bu inadınızdan
ne zaman vaz geçeceksiniz. Lâ ilâhe İllALLAH demeyi kabul
etmeyen müşrikleri, sabah akşam Lâ ilâhe İllALLAH zikri ile ALLAH
zikri ile yaşayan nefsini terk edip ruhunu kuvvetlendiren Hz.
ALLAH’a âşık olanları bir gören zihniyete yazıklar
olsun. Nefsi
vücudunda hakim Ruhu baygın kafasına uygun yazarların kitaplarını
delil gösteren kişiye yazıklar olsun. Sen ey şaşkın kişi tasavvufa
gir nefsine düşman ol ruhunu dirilt ondan sonra gel konuş. Canlı
cenazesin haberin yok kutsal kitabımızı da alet etmekten vazgeç. Her
şeyden haberdar olan Hz. ALLAH (c.c) kendisine âşık kullarını
peygamberine sadakatle bağlı kullarını müşrik olarak görür
mü? Ölü ruhunu
dirilt ki ölmeyen ruhları gör. Ölü ruh ile yaşadığın için diri
ruhları göremiyorsun. Hakiki Hakk yolcusu bir kişi şeytanı cini
meleği tanır. Çünkü nefsini vücudundan
atmıştır vücudunda Ruhu hakimdir. İşte böyle yaşayanlara şeytan ve
yandaşları düşmandır. Kandırdığı kişileri bu
veli kullara düşman yapar. Onları şeytan yolundaymış gibi gösterir.
Şeyhleri put ona uyanları da müşrik gösterir. Elinde de müşriklere gelen
ayeti kerimeler, İslam’ı kabul etmeyen Yahudilere ve hahamlara ve
hahamlara uyanlara gelen ayeti kerimeler. Rabıtayı da bahane ederek
kandırdığı alimleri de kullanarak Hakk âşıklarını saptırmaya
çalışıyor. Şeytana ve nefsine uyan kendini alim gören bu insanlar ve
imamları iftira ettikleri bu güzel insanların hesabını
vereceklerdir. Mürşidi kâmil müridine ALLAH lâfzı çektirir. Yani zatından
başka ilah olmayan ismi şerifi ile Hz. ALLAH’ı zikretmesini
emreder. Kendisine ALLAH lâfzı şerifini vird
edinmesini, Peygamber (s.a.v) Efendimizin yolundan gitmesini öğreten
bu güzel insana uyan müşrik, uyduğu da put olur mu? Cahiliyet devrinde müşrikler
böylemi yaşıyorlardı da bu mübarek insanları onlara
benzetiyorsunuz. Yaptığınız iftiraların
cezasını muhakkak çekeceksiniz. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.301 Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması
Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması
Melerklerin İnsanı Namaza Uyandırması Hz.
ALLAH (c.c) Ayeti kerimede: "Ey iman edenler, ALLAH'tan
korkun.Herkes yarına ne hazırladığına baksın.ALLAH'tan korkun çünkü
ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr
18)
Akıllı müslüman her gece gündüz yaptığı işlerin
muhasebesini yapacak. Benim yaptığım her hareketi takibe memur
ettiği melekleri var. Ne yaparsam gizli kameralar çekiyor
diyecek. Yaptığı kötü amellerine tevbe edecek. Yatağına huzur
içinde yatacak.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz hadisi
şeriflerinde: "Hesaba çekilmezden evvel kendinizi hesaba
çekiniz." buyuruyor. (Tirmizi)
Her şeyi gözetleyen
melekler olduğuna göre, kişi yatağında eşiyle yatarken dahi
edebini muhafaza etmesi lazım. Yatağına yattığı zaman "Euzübi
kelimatillahittaammeti minşerri ma HalekALLAHü, Euzübi
kelimatillahittaammeti min şerri ma Haleka ve şere e ve bere
e. Euzübi kelimatillahittaameti min külli şeytanin veammetin
vemin külli aynin laammetin." Dualarını okumayı ihmal
etmemeli.
Biz bu duaları yapmadan yatmayız. bir gece öyle
bir uyku bastı ki bu duaları yapmadan yattım. Derin uykuya
dalmıştım manada, beyaz gömleğimi temizlikçiye vermişim almaya
gidiyorum. Temizlikçinin dükkanına giriyorum bakıyorum gömleğim
temizlenmiş duvarda askıda asılı duruyor. Görevliye gömleğimi
almaya geldim verirmisiniz deyince, Bana duvardaki saati
gösteriyor şimdi saat beşbuçuk sen şimdi git saat altıda gel
tamammı diyor ve ben uyanıyorum saata bakıyorum saat tam beş
buçuk hemen fırlıyorum abdest alıyorum sabah
namazımı kılıyorum. Eğer o rüya olmasaydı uyuyup kalacak
namazımı kaçıracaktım. Bu Hz. ALLAH'ın kuluna bir lütfu değil
mi? Sonsuz şükürler olsun yüceler yücesi
Rabbime.... Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.302 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Muhterem
kardeşlerim, Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU
YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR.
"(Enfal-73) Buyururken, Biz ise ne hallere
düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra
başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde
kıyamete kadar devam edecek. Çünkü, Şeytan
kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin
etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız.
Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz
müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık,
yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne
olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız. Gün
geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni
düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu
Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda
biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey
kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir
şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti
kerimesinde: "İNSANLAR İÇERİSİNDE
MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide
82) Buyururken bizim düştüğümüz
duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık
birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı
eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına
varamıyoruz. Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP
AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103)
buyuruyor.
Biz ise Senlik benlik yaparak
parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin
yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış
fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer
doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise,
cehennemi boylamışlardır. Bir de şu var ki Humeyni’ye
atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp
teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise,
birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha
ortak olmuştur. İkinci mesuliyet ise, bu
uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi
bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der
ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun
için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar
yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela
vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar
olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen
Sünnilere. Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam
Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik
beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin. Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.303 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Muhterem
kardeşlerim, Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU
YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR.
"(Enfal-73) Buyururken, Biz ise ne hallere
düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra
başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde
kıyamete kadar devam edecek. Çünkü, Şeytan
kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin
etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız.
Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz
müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık,
yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne
olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız. Gün
geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni
düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu
Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda
biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey
kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir
şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti
kerimesinde: "İNSANLAR İÇERİSİNDE
MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide
82) Buyururken bizim düştüğümüz
duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık
birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı
eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına
varamıyoruz. Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP
AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103)
buyuruyor.
Biz ise Senlik benlik yaparak
parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin
yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış
fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer
doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise,
cehennemi boylamışlardır. Bir de şu var ki Humeyni’ye
atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp
teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise,
birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha
ortak olmuştur. İkinci mesuliyet ise, bu
uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi
bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der
ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun
için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar
yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela
vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar
olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen
Sünnilere. Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam
Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik
beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin. Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.304 Kim Deli. Kim Akıllı.
Kim Deli. Kim Akıllı. Kendini akıllı zanneden
imansızlar inananlara deli ahmak gözüyle bakıyor onları cahil geri zekalı olarak görüyorlar. Elleri ile tuttuklarına gözleri ile gördüklerine inanıyorlar
gözleri ile görmedikleri Hazreti ALLAH'ı
inkâr ediyorlar. Oysaki elleri ile
tutmadıkları gözleri ile görmedikleri o kadar şeylere inanıyorlar
ki. farkında olamıyorlar. En canlı örnek nefestir ruhtur akıldır. Seslerimiz lezzetler kokular şekil ile görülmüyor elle
tutulmuyor. Kendilerini yüksek akıl sahibi
görenler kendilerine sonsuz akıl sahibi tarafından ikram edilen akıllarını elle tutabiliyor gözle görebiliyorlar
mı? Veya bu kişiler akıllı mıdırlar deli
midirler işin aslı nedir kim akıllı kim deli ancak kâinatı tefekkür etmekle meydana çıkar. Akıllı o kişidir ki elden kaçanı değil ebedi olanın peşinde
koşar. Açık bir gerçek var ki bu yaşadığımız
dünya süratle geçen bir hayal her şeyiyle meydanda kendini akıllı görenler aslında gayba
inanmamakla ebedi hayatı kaçırmakla akılsız
duruma düşmektedirler. Kendini akıllı
zanneden imansız zümreyi aklımızın yettiği kadar akıl
süzgecinden geçirdik bunlar ebedi hayata
talip olmamışlar eğer akıllarını kullanmazlar böyle
ölürlerse ebedi kayba
uğrayacaklardır. Kendilerini akıllı
inananları akılsız görenleri kendi inançları ile baş başa
bırakalım ve onlar için hazreti
ALLAH’a niyazda bulunalım inşaALLAH onlara da hidayet nasip
olsun. İnsan olarak şöyle düşünelim kim ne
derse inandığımız için bize deli diyorlarsa bu
onların takdiridir biz inanalar hazreti
ALLAH’ın takdirine bakarız ebedi hayata talibiz
inşaALLAH. Hazreti ALLAH’ın bunca
mucizelerini görmeyen emirlerini duymayan akıllı
geçinen delileri Hazreti ALLAH’a havale
ediyoruz.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.305 Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH;
Kâfirleri De Rızıklandıran ALLAH Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde; "İnkâr edenleri de az
bir müddet geçindiririm."(Bakara 126) buyuruyor. İmanı ve aklı kıt olan bazı insanlar imansız kişilerin zevk
ve sefa içinde yiyip içmeleri gezip
dolaşmalarından dolayı dinden imandan tamamen
çıkıyorlar ve Hazreti ALLAH’ı inkâr
ediyorlar. Hazreti ALLAH’ın gaffar ismi
celilini bilmedikleri için O'nun dünya hayatında inanan
inanmayan bütün kullarını ayırt etmeden
rızıklandırdığını bilmiyorlar. Ahiret
hayatında ise yalnız inanan kullarını rızıklandıracağından da
haberleri yok Eğer kurana inansalar
ilimlerini arttırsalar Hazreti ALLAH’ın ilâhi nizamını
öğrenecekler imanlarını koruyacaklar dünya ve
ahiret selâmetine kavuşacaklardır. Yukarıda
geçen Ayeti kerimede inkâr edeni de az bir müddet geçindiririm
buyurması ise dünyayı kast ediyor dünya
hayatının az bir zaman dilimi olduğuna dikkat
çekiyor. Öyle değil midir kardeşler dünya
hayatı bir göz kapama gibi geçmiyor mu yaşlılıklar
bunun farkında da gençlere sesleniyoruz bakın
geçmiş yıllarınıza her geçen gün ve geceler dün gibi değil mi? Öyle bir hayat
yaşıyoruz bir dakika sonrasını yaşayıp yaşayamayacağımızı garanti
olarak bilemiyoruz. Adam ağzına lokmayı
atıyor nefes borusu tıkanıyor yutamadan ruhunu
teslim ediyor. Çok sevdiğimiz yakınımız
bisiklete bindi pedalı çeviremeden yere yıkıldı ve
oracıkta ruhunu teslim etti. dünyanın az bir
geçimlik olduğunu çeşitli ibretlerle görebiliriz. Dünya hayatı biz insanlar için az bir zaman dilimidir
istersen yüz yıl yaşa bitmeye mahkum bir
zaman fakat biz insanlar aldanıp gidiyoruz. Diğer bir Ayeti kerimede ise; "İnkâr edenlerin refah içinde diyar diyar dolaşması
sakın seni aldatmasın."(Al-i imran 196) Buyurması bizlere aynı gerçeği sunuyor. Gençlere sesleniyoruz hani siz kariyerinizi yükseltmek için
sınava girersiniz kazanırsanız gün gelir
yüksek mevki sahibi olursunuz. derslerinize yeteri kadar çalışmaz
önem vermezseniz imtihanı kazanamaz
istediğiniz makama gelemezsiniz. İşte bu
çalışmalar imtihanlar da az bir dünya geçimidir kaybedince ne kadar
üzülüyoruz değil mi? Fakat ahiret geçimi
bitmeyen bir geçimdir sefa da ebedi cefa da ebedi, dünya ise az bir
geçimlik sefa da olsa bitiyor cefa da olsa
bitiyor arada ne kadar büyük fark var. Dünyada kariyer sahibi ol bitici de olsa ol çünkü yaşıyorsun
kul olarak Hazreti ALLAH’ın sunduğu nimetlerden faydalan O Hazreti
ALLAH ki yiyin için şükredin nimetimi arttırırım buyuruyor fakat
sonu olan bir hayattır. Ölümsüz hayat olan
ahiret hayatının yanında hükmü sıfırdır. Akıllı ona deriz ki dünya hayatının bitmeye mahkum süsünü
lüksünü kazanmak için sınavlara hazırlandığı kadar biraz da bize
sunulan bitmeyen tükenmeyen ahiret hayatının süsüne lüksüne talip
olur ahirette bize sorulacak ahiret suallerine çalışır bu çalışmalar
dünya suallerini kazanmamıza da vesile olur. Çünkü ahret nimetlerini kazanmak isteyenleri de Hazreti ALLAH
destekler yeter ki derslerimize çalışalım O'na inanalım O'na
güvenelim Hazreti ALLAH’a inanır O'na güvenirsek bir taşla iki kuş
vururuz misali hem dünya hayatını hem ebedi ahiret hayatını
kazanırız inşaALLAH. Amin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.306 Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.
Kanser Hastalığına Ve Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir.
Kanser Hastalığına Ve
Bütün Dertlere Şifa Ancak ALLAH’tan Gelir. Hazreti ALLAH (c.c) bizleri
imtihan etmek için birçok hastalıklar yaratmıştır. Bu hastalıkların ortadan kalkması için alternatif olarak
şifalar devalar ve o şifaları bize
ulaştıracak tabipler halketmiştir. Onun için
her kim hasta olduğunda umutsuzluğa kapılmamalı şifasını
aramalıdır. Başta sabırlı olarak
Hazreti ALLAH’a isyan etmeden O'na tevbe ederek O'ndan
yardım dilemelidir. Fakat başta tevbe diyoruz çünkü
bilmeden Hazreti ALLAH’ın gönlünü incitmiş
olabileceğimizden evvelâ O'nun yüce gönlünü
kazanmalıyız temizlenmiş olarak O'na yalvarmalıyız. Geçmiş yıllarda Viyana’da sığır eti satan ve tavuk eti satan
iki tüccar vardı biz onların bizlere
verdikleri sözlü teminat üzerine et almayı düşündük ve istihare
namazı kıldık fakat istiharede onların yalan
söylediğini anladık et almaktan vaz geçtik. Kendilerine giderek besmelesiz
hayvan kesmemelerini eğer bunu yaparlarsa dinden çıkabileceklerini Hazreti ALLAH’ın emirlerini uygulamadıkları
için ağır hastalığa yakalanabileceklerini söyledik onlara "Hazreti ALLAH’ın
Ayetlerine inanan müminler iseniz üzerine ALLAH’ı ismi anılmış
besmele ile kesilmiş hayvanlardan yiyin." ( Enam -118)
ayeti kerimeyi hatırlattık bize
çok darıldılar nefslerine uyarak bildikleri gibi çalışmalarını
yaptılar. Birkaç zaman sonra duyduk ki ikisi
de kanser hastalığına yakalanmışlar. Şimdi ise yaşadığımız beldede
kasabı uyarmıştık ona bakın sizin sözünüze inanarak kestiğiniz etinizi yiyoruz vebalini size yüklüyoruz dedik,
içiniz rahat etsin dedi onları tanıyanlar da
kefil oldular biz de oradan alışveriş yaptık. Bu yıl geldik et almak için
kasaba gittik kendisi yok başkalarına devretmiş kendisi hasta olmuş
o yüzden kasap dükkanını devretmiş. cuma namazından çıkıp eve
geliyorken yolda karşılaştık geçmiş olsun hasta olmuşsun
deyince, bir hastalığım yoktu birdenbire oldu doktorlar şifası yok
diyorlar dedi. Bizde öyle şey olmaz şifasız
dert yoktur siz şifanızı arayın dedik teselli ettik bol tevbe
etmesini tavsiye ettik çünkü tevbesiz dua
kabul olmaz hasta şifa bulmaz başka yol vermemiş hazreti
ALLAH. Esasen
besmelesiz hayvan kesen kurana iman etmiyordur kurana iman
etmeyen Hazreti ALLAH’a iman etmiyordur.O
gibi insanların kestikleri murdardır yenmez imanı olan ise besmele
çekmeden hayvan kesmez. Şimdi kasap dükkanını
yeni devralan sahipleri ile konuştuk kesin söz verdiler besmelesiz
kesmediklerini bize kanıtladılar onlardan alışveriş yapıyoruz
inşaALLAH hayırlı olur. Bakalım ileride neler
göreceğiz. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.307 Kalbe Virüs Dolarsa
Kalbe Virüs Dolarsa İnsanın gönlü nerede ise o
oradadır neyi beğendi ise o onunladır. Gönül
telefon hattı kime bağlı ise o hattaki kişi ile bağlantı halinde
olur. Ve o kişi avizeden akseden sesten
başkasına kulak verip duyamaz duysa da aklına
dolduramaz. Kalp ise öyle bir ilahi kutu ki,
içindeki çıkmadan başkası giremez. Onun için
bizler kalplerimize çok dikkat etmeliyiz kalbimizdeki imanımızı
zedeliyecek fikir ve düşünceleri kalbimize sokmamalı, kalbimizi
öldürmemeliyiz. Kalp ise zararlı fikir ve düşüncelerle dolduğu zaman artık
onu boşaltmak ve hayırlı bilgileri doldurmak çok
zorlaşır. Ancak Hz. ALLAH’ın yardımı ile
kurtulur. Hz. ALLAH (c.c) İse ayeti
kerimesinde: "ALLAH yaptıklarınızı
görmektedir. "(Ali imran 156)
buyuruyor. Bu
bir ilahi emirdir ve kullarına teminattır ve çok büyük bir
fırsattır. Biz
kulları ise en büyük hazinelerden biri olan kalbimizin şeytanın
ektiği nifak tohumlarını def etmesi için ona samimi şekilde
sığınmıyoruz ki kalbimizi virüs misali pisliklerden
temizlesin. Nasıl ki, bilgisayarı virüsler
sardığı zaman program karışıyor. İnsanın kalbini de dengesiz
fikirler sardığı zaman yanlış düşünceler fikirler üretilmeye başlar
ve hatalar ile ömür sürer. Çünkü aklını
kullanamadı kalbini şeytana mesken etti. Bu
durumda olan insana ne anlatırsan anlat hiç bir şey duyuramazsın
çünkü, bilgisayar misali kalp ve ona bağlı olan beyin programında
karışıklık var. Bu durumda yapılacak iş kalbi ve beyni yaratan Hz. ALLAH’a
sığınıp kalp hattını ona bağlayıp onunla olmaktır Çünkü hakiki
Mürşid Hz. ALLAH'tır. Ayeti kerimede,, "Yoksa bizim
kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi
sanıyorlar Hayır işitiriz ve yanlarında bulunan elçilerim de her
yaptıklarını yazmaktadır." (Zuhruf 80) Hatırıma gençliğimde yaşadığım
bir olayı hatırladım bu mevzuya uyuyor diye yazıyorum. sene 1965
yılları idi, İskenderun da çalışıyordum
Ramazan ayı yaşım ise yirmi altı civarında
idi. Aylardan da temmuz veya Ağustos ayları
sıcak ortalığı kavuruyor işimiz icabı açık havada çalışıyoruz birkaç
arkadaş haricinde çoğu iş arkadaşlar oruç
tutmuyordu. Hele içlerinde biri vardı ki, tutmadığı halde tutanlara
saygısızlık yapıyor rahatsız ediyordu biz ise Hz. ALLAH’a sığınır
sabır ediyorduk. Bir gün, elinde bir bardak ayran hem içiyor hem bizler ile
alay ediyordu. Adam tekin biri değildi küfür
yememek için susuyorduk. Nihayet bir arkadaş dayanamadı yeter ulan
ALLAH’tan korkmuyorsan kuldan utan be deyince, ben senin ALLAH’ını
kitabını diyerek bastı küfürü. hepimiz şaşkın şekilde birbirimize
baka kaldık. İşte tam o anda içimden bir sesle, Hey Yüce ALLAH’ım, Her
şeyi görüyor her şeyi duyuyorum buyuruyorsun bu insan bu mübarek
ramazan günü zatına küfür ediyor ve bizim Huzurumuzu bozuyor sustur
şunu be ALLAH’ım dedim. Ve çalışama devam
ettim. İki üç
saat sonra paydos oldu iş yerinden ayrılırken önümüzü kesen bir su
akıntısı vardı her gelip geçerken onun üstünden atlıyorduk yine
atlıyorduk. Sıra o iğrenç küfürü yapan kişiye
geldi hoplayıp atlar atlamaz odunun kırıldığı zaman çıkardığı sese
benzeyen ses duyduk ardından da acı bir feryat
başladı. Çünkü
ayak bilekten kırılmıştı. hepimiz şaşkın haldeydik çünkü kaç
aylardır o akıntıdan hoplayıp geçtik kimseye bir şey olmadı.
Bu basit
yerden atlamakla ayağın kırılmasına her kez gibi ben de
şaşırmıştım. Ancak arkadaşların böyle basit
bir yerden atlamakla ayak kırılır mı dediklerinde, kendi kendime,
sen ne demiştin, Ey ALLAH’ım her şeyi duyuyor
her şeyi görüyorum buyuruyorsun bu ise zatına küfrediyor sustur şunu
dedin ya, Hz. ALLAH karşılık verdi anlamıyormusun
dedim. Ve Hz. ALLAH’ın her şeyi gördüğüne
herşeyi duyduğuna imanıma iman katıldı. Anlatmak istediğim kalp hattı
çok önemli. Hz. ALLAH (c.c) kalplerimizi yanlış fikir ve
düşüncelerden temizlesin zatının muhabbeti ile doldursun
amin. Velhamdü
lillahi Rabbil alemin. ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala
Ali Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.308 Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor muyuz?
Kendi Kendimizi Tehlikeye Atıyor Muyuz? Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimede
buyuruyor ki: "Kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmayın."(Bakara 195) Bu gün saat 11 de mescidi açmak
için evden çıktım karşı tarafa geçmek için
sol tarafa baktım bir araba süratle geliyordu. Kendi kendime dedim ki önünü
kesen stop tabelâsında nasılsa duracak,
ayrıca benim geçtiğimi de görüyor burası da mahalle
arası düşüncesi ile ben hızlı bir şekilde
yoldan karşıya geçmek üzere yürümeye
başladım. Fakat
o da ne adam öyle bir geliş geliyor ki, Bir
an da yanımda bitti ben kendimi karşı kaldırıma seri
şekilde atmasaydım şu anda yazdığım bu yazıyı
yazamaz olacaktım. Aslını sorarsanız ben
kendimi atmadım beni Hz. ALLAH’ın koruyucu meleği attı gerçek budur. Ben 71
yaşını doldurmuş bir dedeyim bizde öyle zıplıyacak güç
yok. Demek ömrümüz varmış Hz. ALLAH’a sonsuz
şükürler olsun. Şimdi ise kardeşlerime ne yazayım derken bu günkü
yaşadığım hadise bu gecenin konusu
oldu. Ben şöyle
düşünüyorum biz insanlar kendimizi insanların
idaresine merhametine bırakmakla kendimizi
tehlikeye mi atmaktayız. Çünkü Hz. ALLAH’ın
(c.c) bizi her uyarmasında bir hikmet var kaldı ki, üzerime süratle gelen de kendisini tehlikeye
attı. Şöyle
diyesim geliyor, halka güvenme Hakka güven ki
kurtul. Bir Ayeti kerimede
ise: "Bütün tedbirlerinizi
alın."(Nisa
71) buyuruyor. Tedbirlere gelince zahiri tedbir, Sağlını zararlı yiyecek ve içeceklerden
korumak. Batıni
tedbirler ise; Hz. ALLAH’ın rızasını kazanmak
ve Onun manevi korumasının içinde olmayı
başarmak. Hz.
ALLAH (c.c) cümlemizi hıfzı himayesine aldığı kullarından eylesin
inşaALLAH. Amin.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.309 Kurumuş Yeryüzünün Canlanması
Kurumuş Yeryüzünün Canlanması
Kurumuş Yeryüzünün
Canlanması Ayeti kerime: "Yeryüzünü
kurumuş ölmüş görürsünüz, Fakat biz onun
üzerine suyu indirdiğimiz Zaman harekete
geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkilerden çift, çift yetişir."( Hacc 5) Renkleri ve güzellikleri ile,
adları ve kokuları ile, şekilleri ve
faydaları ile, birbirinden değişik insanın içine ferahlık
veren, bakanların hoşuna giden her türlü
bitki bitirir. Ölü yeryüzünü diriltip ondan
bu çeşitli bitkileri yetiştirmişse, aynı
şekilde insanları da ölümlerinden sonra diriltir. Ayeti
kerimede: "Bu böyledir, Muhakkak ki
ALLAH tek gerçektir, Ölüleri O diriltiyor ve
O her şeye kadirdir." (Hacc 6) Hesaba gelmeyen her türlü
şeyleri gayb hazinesinden bağışlayan Hz.
ALLAH (c.c) bütün buyrukları işleri hikmetlidir. Hikmetinin güzellikleri varlıklar üzerinde apaçık
görülür. Yegane
hacet kapısı O'nun kapısıdır. Bütün
ihtiyaçlar O'na arz olunur. Bütün istek
ve ihtiyaçları O verir. Dilekleri yalnız ve
yalnız O yerine getirir. Dilediği
kulunun hacetini yerine getirir, dilemediği kulunun hacetini geciktirir. Dilediğinin
hacetini cevapsız bırakır. Ayeti
kerimede; "Göklerin ve yerin mülkü
tasarrufu ALLAH’ındır ne dilerse yaratır."(
Şura 49 ) Biz kullara düşen O'nun kapısında umutla
beklemektir. Hatemi veli Ömer Öngüt Efendi Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.310 Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.
Kendine Gelirsen Rabbini Bulursun.
Kendine Gelirsen Rabbini
Bulursun...
Nefse uymada kaybolmak
var, Mütevazi hayatta kendine gelmek
var. Kendine gelirsen Rabbini bulursun,
kendini kaybedersen Hakkı da kaybetmiş
olursun. Bu sözümüz çok mühimdir fakat
nefsimiz lüks hayat istiyor. Mahviyeti
tercih edersen var olan her şeyin Hazreti
ALLAH’a ait olduğunu, kendinin ise hiç olduğunu bilir nefsine
Rabbini bildirmiş olursun. Tevazu sahibi
olursan büyük Hazreti ALLAHtır dersin kendinin küçük hükümsüz bir
varlık olduğunu kalbinle tasdik edersin. Hazreti ALLAH’tan nur isteriz, amma bu nura kavuşmak için
helâl lokma şart. Helâl lokma ile ihlaslı bir
ubudiyet lâzımdır. Bundan sonra Cenâb-ı Hakk
o lokmayı nur yapar. Nurdan hikmet usule
gelir. O zaman insan Hakka yakın
olur. Hakk ile konuştuğu zaman da halk memnun
olur. Maneviyat çöküntüsü yaşayanlar helâl
lokmaya dikkat etmediklerinden o hale düşüyorlar. Ne kaybediyorsak hep boğazımıza dikkat etmediğimizden
kaybediyoruz. Boğaza süzgeç takmadıkça itimat
edin hikmet usule gelmez. Mümkün olduğu Kadar
şüphe ettiğiniz kimselerin yemeğini yemeyin. Perhizdeyim deyin yemeyin eğer yerseniz zarar
görürsünüz. İşin başı helâl lokmadır bunu
beyninize yazın. Hatemi Veli Hazretleri.
| |
|
|
[TOP]
20.311 Kur'an Ve Sünnet.
Kuran Ve Sünnet
Kuran ve SünnetAyeti kerimede
; "Resulüm! Biz sana da Kur'anı
indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara
açıklayasın."(Nahl 44) ALLAH’u Teâla Kur'anı keriminde
Namazın farz olduğunu bildirdi. Resulullah
(s.a.v) Efendimiz ise ALLAH’u Teâladan aldığı vahiy
ve ilham ile namazın vakitlerini,
rekatlarını, adap ve erkanını ve nasıl kılınacağını hem anlattı, hem de müslümanların gözü önünde
kıldı. Hadisi
şerifinde: "Beni
namaz kılarken nasıl görmüşseniz, siz de öylece kılınız."(Buhari) buyurdu. Oruç ayeti kerimesi nazil olunca, müslümanlar Ramazan
orucunun farz olduğunu anladılar ve
oruçlarını tuttular. Fakat oruçlu olduğunu
unutarak yenilen veya içilen bir şeyin orucu bozup bozmayacağı hakkında Ayeti kerimelerde açık bir hüküm
yoktu. Kur-anı
kerimde zekatın farz olduğu bildirilmekteydi. Ancak ne kadar malı olana zekat farz olduğu, hangi mallardan
zekat verileceği nisap miktarları belli
değildi. Hacc da böyledir. Ayeti kerimelerde temiz olan şeylerin helal, pis olan
şeylerin de haram olduğu haber verilmiş,
fakat bunların neler olduğu bildirilmemiştir. Bütün bunları birer birer izah
eden Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimizin Hadisi şerifleri ve sünneti seniyyesidir. İnsanları dünya saadetine ve ahiret selametine ulaştıracak ne
varsa hepsini açıklamış, geriye bir şey
bırakmamıştır. Hadisi şerifinde: "Sakın
sizden birinizi emrettiğim veya nehyettiğim hususlardan biri
kendisine ulaşınca, Koltuğuna yaslanıp,
Bilmiyorum! Biz ALLAH’ın kitabında ne bulursak ona uyarız derken
bulmayayım."(Tirmizi) Bütün bu izahlardan anlaşılıyor
ki, Kur'anı kerim ve Sünneti seniyyeyi birbirinden ayırmak mümkün değildir. Sözler ve notlar Ömer Öngüt
Efendi.
| |
|
|
[TOP]
20.312 Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde Sav.
Kötülüğü En Güzel Bir Biçimde
Sav. Hazreti ALLAH (c.c). Ayeti
kerimesinde buyuruyor ki: "İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR
OLMAZ. SEN KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL ŞEYLE SAV.EN
GÜZEL ŞEKİLDE ÖNLE. O ZAMAN BAKARSIN Kİ
SENİNLE ARANIZDA DÜŞMANLIK OLAN KİMSE, SANKİ
SICAK BİR DOST OLUVERMİŞTİR. "(Fussilet 34) Kötülüklere aynı davranışla
cevap verenler kötü dedikleri kimselerden farklı
olmadıklarını göstermiş
olurlar. Resulullah (s.a.v) Efendimiz
ise Hadisi şeriflerinde: "Akrabasının
yaptığı iyiliğe aynıyla karşılık veren, onları koruyup gözetmiş
sayılmaz. Akrabayı koruyup gözeten kimse,
kendisiyle ilgi kestikleri zaman bile, onlara
iyilik yapmaya devam edendir."(Buhari) İyilik etmenin başlıca üç şekli
vardır. Birincisi iyiliğe iyiliktir. Yani
yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek. Bu ise insanın en tabii görevidir. Bundan daha değerlisi, iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık
vermektir. İkincisi, karşılık beklemeden
iyilik etmektir. Böyle davrananlar
diğerlerinden üstün kimselerdir. Üçüncü ise
kötülük edene iyilik etmektir iyiliklerin en değerlisi
budur. Ashabı
kiramın Resulullah (s.a.v) Efendimizle bir sohbetleri anında
şöyle bir konuşma geçtiği
nakledilir. Ashabı kiramdan bir zat
Resulullah Efendimize hitaben, Ya Resulullah
biz amcanızın oğlu aliye karşı sizin çok sevginiz olduğunu
seziyoruz. bunun sebebi nedir diye
sorduklarında? Resulullah Efendimiz soruyu
soran kişiye sana birisi kötülük yapsa ona nasıl karşılık verirsin
diyor. İyilik yaparım ya Resulullah
diyor. Resulullah Efendimiz adam yine kötülük
yaparsa deyince? yine iyilik yaparım ya
Resulullah diyor. Resulullah (s.a.v)
Efendimiz, adam iyilikten anlamıyor yine kötülük yapıyor
buyurunca? O zaman bende kötülük yaparım
buyuruyor. Bunun üzerine Resulullah
(s.a.v) Hazreti Ali Efendimizin huzuruna getirilmesini bu
konudan bahsedilmemesini emrediyor. Hazreti
Ali Efendimize haber veriyorlar ve huzura geliyor. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Hazreti Ali keremellahü
veche Efendimize soruyor. Ya Ali sana birisi
kötülük yapsa ona ne yaparsın ? iyilik yaparım ya
Resulullah. Adam iyilikten anlamıyor yine
kötülük yapıyor? yine iyilik yaparım ya Resulullah. Fakat adam nankör anlamıyor yine kötülük yapıyor buyurunca
yine iyilik yaparım buyuruyor. Ve Resulullah
(s.a.v) Efendimiz kaç defa sordu ise Hazreti Ali Efendimiz aynı
cevabı veriyor. Bundan sonra Resulullah
(s.a.v) Efendimiz soruyu soran kişiye, anladınız mı ben Aliyi neden çok sevdiğimi buyuruyor.
Şöyle bir söz
var. Çok anlamlı:. İyiliğe iyilik her kişinin
kârıdır. Kötülüğe iyilik er kişinin
kârıdır. Er demek yiğit adam
demektir. Hazreti ALLAH cümlemizi kötülüğe
karşı iyilikle karşılık verenlerden eylesin. Hatemi Veli Hazretleri.
| |
|
|
[TOP]
20.313 Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.
Kötü Tuzak Ancak Sahibine Dolanır.
Hazreti ALLAH (c.c)
Ayeti kerimesinde; "Kötü tuzak ancak
sahibine dolanır."(Fatır 43)
Hazreti ALLAH'ın bu ibretlik emri ilâhisi her an her
toplulukta zuhur etmektedir ve kim kime tuzak
kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine dönmektedir. Örnek mi istersiniz eğer
en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler
görürsünüz.. Eğer Hazreti ALLAH'ın emirlerine
uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez
huzurlu ömür yaşarsınız. Fakat haset, riya,
kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa
başınız sıkıntıdan kurtulmaz. Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden
üstün gördüğünde gün gelir kendisi küçük
duruma düşer. Bir işçi düşünün kendisini
üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli
tuzaklardır. Yakından tanıdığımız bir
yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin
kötülüklerinden kurtulamamış her girdiği
işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir
öğrenmez gizli plânlara başlıyor çalıştığı
işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu
da onun işine son veriyor ona dedik ki iyi
niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu
sana dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa
Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına
getiriyor. Günümüzde ise devlet olarak halk
olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete
ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar
ayaklarına dolandı perişan oldular. Şehitler
verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri
polisi katledenler nerede cehennemi
zümeradadırlar inşaALLAH. O yolun uzantıları
olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi
ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH. Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere
millet vekillerimizden Hazreti ALLAH razı olsun
inşaALLAH. Selâmıaleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.314 Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.
Kötü Ruhları Kovmak İçin Okunulacak Dua.
KÖTÜ RUHLARI ETRAFIMIZDAN DEF ETMEK İÇİN HZ. ALLAH’A
SIĞINARAK OKUNULACAK DUA:
Bu duayı
evinizin bütün odalarında Hz. ALLAH’a sığınarak
okuyun. "ALLAH'ım kovulmuş şeytanların
şerrinden, İnsan şeytanları ve cin şeytanlarının şerrinden,
büyücülerin, üfürükçülerin, sihir yapanların şerrinden ve
yaratıklarının şerrinden sana sığınırız. Euzübilllahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanirrahim. Hassentü nefsi bil hüsnüllezi
esasühü ve babühü la ilahe illALLAH Muhammedürresulullah vehitanehü
Selamınkavlenminrabbirrahim ve dairetühü. Lehüminbeyni yedeyhi vemin
halfehü yahfezünehü. Min emrillah Ahfiznı. Euzübillahimineşşeytanirracim.
Bismillahirrahmanirrahim. ALLAH’ü lâ ilahe illa hüvel Hayyul
Kayyum.Lâ te huzühü sinetivvelanevm lehü mafissemavati vema fil erdı
menzellezi yeşfeu indehu illa bi izni, yağlemu mabeyne eydihim vema
halfehüm vela yuhitune bişey inminilmihi İllabi maşae vesia
kürsüyyühüssemavati vel erdı Vela yehüdühü hıfzühüma vehüvel Aliyyül
Azim. Bismillahirrahmanirrahim Kul
HuvALLAH’ü ehad, ALLAH’üssamed lemyelid velem yulet velem yeküllehü
kufüven ehad. Bismillahirrahmanirrahim Kul Euzübi
Rabbil felakı minşeri ma halakı vemin şerri gasiğın iza vegabı vemin
şerrinneffaasati fil u kadi. Vemin şerri hasidin iza
hasedi. Bismillahirrahmanirrahim Kul Euzübi
Rabbinnas Melikinnas İlahinnas min şerril vesvasil hannas elleziyü
vesvisü fisudurinnas minel cinneti venn(a.s) Hassentü nefsü bil Hayyul
Kayyum. Ellezi La yemutu ebeden defasu annissue. Vel eza bil elfi
elfi elfi La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim.
Vesallellehu ala Seyyidina Muhammedin ve ala Alihi ve sahbihi
vesellim."
Amin. velhamdü lillahi rabbil
alemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.315 Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. ALLAH Tarafından Bildirilen Emirleri.
Kuran Kerimde Biz Kullarına Hz. Allah Tarafından Bildirilen
Emirleri.
Hz. ALLAH’ın bütün kainatı
yarattığını içinde yaşattığı melekleri cinleri insanları hayvanları
bitkileri rızıklandırdığını bir zaman sonra öldüreceğini ve bir süre
sonra tekrar dirilteceğine inanmak biz kullarına emrettiği en önemli
emridir. Bu
ilahi emirlerini ise bize dört büyük kutsal kitapları ile özellikle
en son gönderdiği kitabımız kuranı kerim ki, içinde daha evvel
yaşayan peygamberlerimizin özel hayatlarından ve çalışmalarından
ibretler anlatılmaktadır. Ne yazık ki, içine şeytan giren
insanlar bu kurtuluşa ve selamete vesile olacak ilahi emirlere
inanmamış kendisini insan şekline sokan yaratanını , gönderdiği
peygamberlerini ve getirdikleri kitaplarını inkar etmiş kafir
olmuşlardır. Hz. ALLAH’aA sonsuz şükürler olsun ki, bize inanmayı kalpten
iman etmeyi nasip etti bizi mesuliyetten kurtardı. Sizde gözünüzü açın şeytanın
oyununa gelmeyin ebedi felakete uğramayın sizi ve görünen bütün
varlıkları yaratana inanın kalpten tasdik edin ve onun sonsuz
kudretine güvenin ihtiyacınızı ona arz edin gelişmeleri takip edin
ibretle göreceksiniz ki, ihtiyaçlarınız belirli bir vakit sonra
görülecektir. Bu işleri yaparken gökten melek indirmiyor insanları
birbirine yardım ettiriyor kendisini ise gizliyor işleri perde
arkasından idare ediyor yani kullarının ihtiyaçlarını kullarını
çalıştırarak görüyor. Geçmişte emeklilik
konusunda haksızlığa uğradım sıkıntımın kalkması için devamlı
yalvardım duam bir türlü kabul olmuyordu halbuki konsoloslukta
çalışma müşaviri memur Türkiyeden gelmiş böyle problemler ile
ilgileniyordu, ona gitmiyor işimi halletmesi için devamlı Hz.
ALLAH’a yalvarıyordum . Netice bir gece rüyamda
tanımadığım bir kişinin yanına gittiğimi ona evraklar verdiğimi
gördüm. uyanınca anladım ki, benim o kişiye gitmem lazım ve vakit
geçirmeden gittim o yetkili memura durumumu anlattım ankaraya
telefon açtı problemi halletti benim sıkıntıdan kurtulmama sebep
oldu. Bu olayı iyice düşünürsek Hz. ALLAH
kullarına yardımlarını kulları ile yapıyor cezayı hak etmiş
kullarına ise kulları ile ceza veriyor ve hayat bu sistemle devam
ediyor olayları dikkat ile takip ederseniz bu geçekleri
görürsünüz. Geçmiş mübarek zatların sözleri var , diyorlar ki, ALLAH
rızıklarını kul eli ile dağıtır. ALLAH şifasını kul eli ile verir.
ALLAH intikamını kul eli ile alır. Kardeşler, şuna kesinlikle
inanın ki , Hz. ALLAH’a inanan onun emirlerine uyan kendisini
garanti altına almıştır. bu halini devam ettirdiği müddetçe kimsenin
hakkına tecavüz etmediği takdirde, kendisinin de hakkına tecavüz
edilmeyecek. Kimsenin canını yakmadığı
müddetçe onun da canı yanmayacak intikam ateşinden uzak olacaktır
bunu kesinlikle böyle bilin. Kesinlikle doğru olduğuna
inanmamız gereken görüşümüz şu olmalı, insanlara zulüm yapan ,
gelecek günlerinde kendisine, kendisi için zulüm hazırlığı
yapmıştır. İnsanlara iyilik yapan gelecek günlerinde kendisine iyi
günleri hazırlamıştır. Çünkü Hz. ALLAH (c.c) insanların kaderlerini yaptıkları
işlere göre tanzim ediyor, dünya için çalışmasında olsun ahiret için
olsun yaptığı işlerin karşılığını buluyor o sonuç ise onun kaderi
oluyor. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde
buyuruyor ki: "KENDİ ELLERİNİZLE
KENDİNİZİ TEHLİKEYE ATMAYIN." (Bakara 195) Kardeşler, Dünya ateşinde yanmamak için kimseyi haksız yere
incitmemek canını yakmamak lazım , bu işi yapan bilsin ki, kendisini
tehlikeye atmıştır. Gelecek günlerde, yaptığının aynısı ile karşılaşacak yaktığı
can gibi kendi canı da yanacaktır. Bu sözleri
aklınıza yazın ve hiç unutmayın bu hususta çok dikkatli olun
nefsinize hakim olun tedbiri elden bırakmayın . çünkü Hz. ALLAH
(c.c) hayırlı akıbet ve kötü akıbet hazırlığını kullarının kendi
iradelerine vermiştir. bunu kesinlikle bilin. Biz kulları ne yaparsak onun karşılığını buluyoruz. Hz. ALLAH
(c.c) ayeti kerimesinde : "BÜTÜN
TEDBİRLERİNİZİ ALIN"
(Nisa 71)
buyuruyor. Demektir ki, biz kulları tedbir almazsak kendimizi korumazsak
kendi kaderimizi hazırlamış oluyoruz gelecek sıkıntılı günlerin
sorumlusu da biz olmuş oluyoruz . Dünya
yaşamında sistem böyle de ahiret hayatında başka mı, ahiret hayatı
için de sistem aynı hele orası ölümsüz dünya, orası için daha çok
tedbirli olmak lazım, ya ebedi selamet, ya ebedi felaket hayat var
. Her iki dünya
için de iyi ve kötü akıbeti kazanmada kullarını kendi iradelerinde
serbest bırakan Hz. ALLAH (c.c) ben sizlere akıl verdim iyi ve
kötüyü ayırt edecek irade verdim tedbir almanızı emrettim ve siz
nefsinize uydunuz benim emrime uymadınız çekin cezanızı
diyecektir. Kullar da hiç bir mazeret bulamayacaklar cezalarını
çekeceklerdir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle akıbetten muhafaza
buyursun. Muhterem kardeşlerim, Dikkat ederseniz sizlere hep yaşanmış
hayattan ibretler anlatıyoruz ve Hz. ALLAH’ın emirlerini
duyuruyoruz fakat anlamanızı istediğim gerçeği bir daha izah
etme lüzumunu görüyorum. Dünyaya gelen her insan
söylediği sözler ile yaptığı işler ile geleceğini hazırlamaktadır
fakat bunun farkında değildir. Onun için
ağzınızdan çıkan sözlerde haktan yana konuşun . yaptığınız işlerde
de adaletli olun geleceğinizi hayırlı şekilde hazırlamış
olursunuz. Muhterem kardeşlerim, Aklı başında
görünen, kendini modern çağa uyduran insanlar gurubunun Hz. ALLAH’ı
inkar etmek için çeşitli bahaneler aradıklarını görüyoruz. ve bu tip
imansız insanların tabiat kanunu doğa kanununda direttiklerini ve
her şeyin doğanın eseri olduğunu savunduklarını
görüyoruz. Ve
bu imansız insanlar geçmişte de, ALLAH diyemeden öldüler inkar
ettiklerinin yanına gittiler. Bu insanlar her
şeyi ALLAH yarattı deseydiler ne kaybederlerdi ALLAH’a inananlarla
alay ettiler onları geri zekalı gördüler. Şu zamanda dahi bu tipler
çoğunlukta, sizden rica ediyorum bu tiplere rastladığınızda bunların
tesirine girmeyin bilin ki, bu tip insanlar şeytanın
askeridirler. Ve bu bedbaht insanlara ne
anlatsan fayda vermiyor. Şahsım adına bu insanlara şaşıyorum
kendilerine verilen akıllarını neden tam olarak kullanamıyorlar ve
her şeyi tabiat kanunu doğa kanunu yapıyor şartlanmasına
kapılıyorlar. Doğa dediklerine o sistemi kim yarattı
? Oysa ki,
ALLAH diye bir yaratıcı var doğa ve tabiat sistemini o yarattı
deseler daha mantıklı olmaz mı idi . O, sonsuz kudret sahibi ALLAH
ki, kendinin varlığından haberdar etti . ve ayeti kerimesinde şöyle
buyurdu: "EY, İNKAR EDENLER SİZİ BİZ YARATTIK HALA TASDİK
ETMEYECEKMİSİNİZ GÖRDÜNÜZ MÜ RAHİMLERE DÖKTÜĞÜNÜZ MENİYİ ONU SİZ Mİ
DÜZGÜN BİR İNSAN SURETİNE GETİRİYORSUNUZ YOKSA BİZ Mİ ONU
YARATIYORUZ ARANIZDA ÖLÜMÜ BİZ TAKDİR ETTİK BİZ DİLEDİĞİMİZ ŞEYİ
YERİNE GETİRMEKTEN ACİZ DEĞİLİZ SİZİ ORTADAN KALDIRIP DA
BİLMEYECEĞİNİZ BİR BİÇİMDE YARATMAYA DA GÜCÜMÜZ YETER HER HALDE İLK
YARATILIŞINIZI BİLİRSİNİZ FAKAT TEKRAR YARATILACAĞINIZI DA DÜŞÜNMELİ
DEĞİL MİSİNİZ." (vakıa 57-62) Ey görünen ve görünmeyenlerin
rabbi, biz sana inandık iman ettik, bizi analarımızın karınlarında
insan şekline getiren sensin ,bizi öldürüp yeni beden ile yaratacak
yine sensin Biz böyle inanıyoruz ve yaşıyoruz. Ne olur bu imanımızı kuvvetlendir ve sabit yap imanımız ebedi
olsun hiç bir zaman bozulmasın . "HASBÜNALLAH’Ü VENIĞMEL VEKİL NİĞMEL
MEVLA VENİĞMENNASİR GUFRANEKE RABBENA VE
İLEYKELMASİR." Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor
ki: "ALLAH’TAN
BAŞKA YARDIMCI EDİNENLERİN DURUMU KENDİSİNE YUVA YAPAN ÖRÜMCEĞİN MİSALİ GİBİDİR HALBUKİ BİLSELER EVLERİN EN
ÇÜRÜĞÜ EN DAYANAKSIZI ÖRÜMCEK YUVASIDIR."(Ankebut
41) Muhterem kardeşlerim Ayeti kerimede geçen hakikati anlayın.
Hz. ALLAH (c.c) kendisinden başkasını dost edinenlerin bağlı
oldukları varlıkları örümcek yuvasına
benzetmektedir. Şimdi biz de samimiyet ile geçmişimizi düşünelim nice
imparatorluklar nice padişahlıklar ömürleri sona erince ellerindeki
varlıklar örümcek yuvası gibi dağılmıştır. Kibir ile gezdirdikleri
vücutları da örümcek yuvası gibi dağılmadı mı, günümüzde ise hükümet
ve iktidarlar gelip geçmektedir iktidara geçen oturduğu koltuğun
emanet olduğunu unutuyor belirlenen zaman geldiğinde elinden
alınıyor başkasına veriliyor. Kendisinin
zannedip bağlandıkları şeyler ise hayalde kalıyor. Fakat yaratılmış bütün
varlıkların Hz. ALLAH'a ait olduğuna ve emanet olduğuna inanan insan
onlara kalpten bağlanmaz onların kendisi için birer imtihan aracı
olduğuna inanır ve adaletli hareket ederek ona tanınan süreyi
tamamlar imtihanı kazanır. Çünkü o, Hz. ALLAH’ı dost
edinmiş kendisine emanet olarak verilenlerin gerçek sahibine geri
vereceğine inanmıştı. İktidarları veren Hz. ALLAH (c.c) alan Hz. ALLAH (c.c)
ömrümüz ve yaşamamız da iktidar dönemi gibidir. sahibimiz tarafından
bize hayat hakkı veriliyor çeşitli işler ile de imtihan oluyoruz ve
zamanı gelince bizlerden bu iktidar alınıyor . Bize verilenlere gönül
bağlamamış onları bize verene gönül bağlamış, isek hiç bir
sıkıntımız olmıyacaktır. İşte Hz. ALLAH’ı
dost edinmenin şaheserliği . kendisine verilenleri bırakacağı mal ve
örümcek ağı olarak gören insanın üzüntüsü olur mu. Çünkü nefsimizin taptığı her
bir şey yok olup gidiyor. Hz. ALLAH .(c.c)
cümlemizi bu gerçekleri görmemizi çok iyi anlamamızı nasip etsin
. Hz. ALLAH
(c.c) Ayeti kerimede: "İNSANLAR İÇİNDE
ÖYLELERİ VARDIR Kİ, ALLAH’TAN BAŞKASINI , ALLAH’I SEVER GİBİ SEVERLER ALLAH’A İMAN EDENLERİN ALLAH’A
SEVGİLERİ İSE HER ŞEYDEN SAĞLAMDIR." (Bakara
165) Diğer bir ayeti kerimesinde ise yüceler yücesi olan rabbimiz
şöyle buyurmaktadır. Estaizübillah. "SİZE İÇİNİZDEN
PEYGAMBERLER GÖNDERDİK SİZE AYETLERİMİZİ OKUYOR SİZİ MANEVİ
KİRLERDEN PAKLIYOR. SİZE KİTAP VE HİKMETİ
ÖĞRETTİĞİ GİBİ HİÇ BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ DE SİZE
ÖĞRETİYOR. ARTIK BENİ ANIN Kİ , BENDE SİZİ
ANAYIM BANA ŞÜKÜR EDİN NİMETLERİMİ İNKAR ETMEYİN. " (Bakara
151-152.) Ey yüceliğinin sonu olmayan, ALLAH’ımız ne olur bizi zatını
zikir ederek zatına şükür ederek yaşat ve ömrümüzü bu hal ile
bitirmeyi nasip eyle, akıllı insanın yapacağı dua budur çünkü , Hz.
ALLAH’ın adını anmakla O'nun ile irtibat halinde
olunur. Nimetlerine şükretme ile onun yüce gönlünü kazanır ve
rızkının artmasını garantilemiş olur insanlar arasındaki
yardımlaşmalarda da bu türlü olaya tanık oluyoruz. Yardım sever bir vatandaş,
kendisinden yardım isteyen birisine yardım eder yardım alan muhtaç
insan yardım edenin gönlüne hoş gelecek sözler ile teşekkür ederse
onun kalbini kazanır, muhtaç olan kişi ona yine yardım
talebinde bulunduğunda istediğinden daha fazla yardım alır
. Fakat
nankörlük yapmış ise yapılan iyiliği umursamamış saygısız davranmış
ise oradaki yardım kesilir . Hz. ALLAH (c.c)
ise Ayeti kerimesinde; "EĞER ŞÜKREDERSENİZ
NİMETİMİ ARTTIRIRIM." buyuruyor
ve nimetlerine karşılık şükür bekliyor. Şükür edene ise
nimetlerini bulması için hayırlı sebep yaratır. Nankör insana ise çeşitli
engeller çıkararak sebepleri buldurmaz onu
cezalandırır. Hele o kişi tembel ise daha çok
sıkıntı çeker. İnsan dünyasını güzel yaşamak
ahireti kazanmak istiyorsa onu insan olarak yaratan yüceler yücesi
olan sahibini her zaman yüceltsin zikretsin, verdiği nimetlerine de
daima şükretsin. Hz. ALLAH (c.c) cümlemize onu
zikretmeyi nimetlerine de şükretmeyi nasip etsin . amin. Amin. Amin.
VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN.
ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA
MUHAMMED.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.316 Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa Hazreti ALLAH’da Ondan Razı Olur.
Kim Hazreti ALLAH’ın Takdir Ve Taksiminden Razı Olursa
Hazreti ALLAH Da Ondan Razı Olur. ALLAH’ü Telânın her türlü
hükmüne razı olmak hoşnutluk göstermek amellerin en faziletlisi ahlâkın en
güzelidir. Hadisi şerifte: "Kul hayrıyla
şerriyle kadere inanmadıkça, kendine hayır ve şerden isabet edecek
şeyi atlatamayacağını, hayır ve şerden kaçacak olan şeyi de
yakalayamayacağını bilmedikçe iman etmiş olmaz."
(Tirmizi-2145) Dünyaya imtihan için gelmiş
bulunuyoruz. Muhakkak bir imtihana tabi
tutulacağız. ALLAH’ü Tealâ neler
yapacağımızı ilmi ezelisinde biliyordu bizi
bilsin diye de imtihan sahasına gönderdi. Hadisi şerifte şöyle
buyruluyor: "İptilâların çokluğu
iptilaların büyüklüğü ile beraberdir. ALLAH’ütealâ bir topluluğu sevdiği zaman şüphesiz ki onları
iptilâlarla imtihan eder kim ki rıza
gösterirse ALLAH’ın rızası o kimseyedir. Kim
de öfkelenirse ALLAH’ın gazabı o kimseyedir.
"(İbni-Mace-4031) En hiddetli iptilâlar
Peygamberlere gelir. Sonra iman derecesine
göre diğer müminlere gelir. ALLAH’ü Tealâ her
müslümana bir iptilâ taksim etmiştir. Ayeti
kerimesinde şöyle buyuruyor: "ANDOLSUN Kİ MALLARINIZA VE CANLARINIZA
İPTİLÂLAR VERİLEREK İMTİHAN
OLUNACAKSINIZ."(Al-i imran-186) Resulullah (s.a.v)
Efendimiz diğer bir hadisi şerifinde: "Kim ALLAH’ın takdir ve taksiminden razı
olursa, ALLAH da ondan razı olur buyuruyor
"(Câmi'üssağir) Not: yukarıda neşredilen yazı
hakikat takvim yaprağından alıntıdır. Bu ilâhi emirlere göre çok
sabırlı olmamız isyan etmememiz gerekmektedir. Bir gün gelecek bu sıkıntılar kalkacak devletimiz ve halkımız
huzurlu günlere kavuşacağız inşaALLAH.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.317 Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)
Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye Atmayın.(Bakara-195) Bütün Tedbirlerinizi Alın.(Nisa -71)
"Kendi Ellerinizle Kendinizi Tehlikeye
Atmayın."(Bakara-195) "Bütün Tedbirlerinizi Alın. "(Nisa
71) Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Kendi ellerinizle
kendinizi tehlikeye atmayın. Bütün
tedbirlerinizi alın." buyuruyor.
(Bakara 195 Nisa
71) Bize düşen her işe kalkışımızda aklımızı kullanarak Hazreti
ALLAH’a sığınarak bütün tedbirlerimizi
almaktır. Bunu yaptığımız zaman Hazreti
ALLAH’ın izniyle hiç bir sıkıntı yaşamayız. Başımıza ne sıkıntı geliyorsa
ihmaller yüzünden geliyordur kendimizi kınayıp tüh neden dikkatli hareket etmedim neden tedbir almadım da
faydası olmuyor. Adam kışın yola çıkıyor
yolculuk yapacağı arabasının kontrolünü yapmıyor yazlık lastikleri ile yola çıkıyor kendi kendini tehlikeye
atıyor yanına yedek mazot almıyor yolda
açık benzin istasyonu bulamıyor arabanın içinde şaşkın şaşkın
yardım bekliyor. Geçmiş yıllarda böyle bir hadise ile
karşılaşmıştık. Şöyle ki Avusturya’dan
Türkiyeye bir arkadaşımızın münibisiyle on ikinci ayda yola
çıktık ona güveniyorduk çünkü yıllardır kara
yolu ile türkiyeye gidip geliyordu. Yola çıktık Yugoslavya’yı
geçtik bulgara girdik her şey güzel gitti mazotun durumu
nedir deyince şu anda yeterli mazotumuz var
dedi bu arada akşam ezanı geçti yatsı girdi. O yeterli mazotumuz var demesine rağmen biz huzurlu değildik
çünkü dışarıda eksi on beş derece soğuk vardı
kar diz boyuydu. Bir ara açık benzin istasyonun yanından geçiyorken ona ne
olur ne olmaz yedek mazot alalım yolumuza
devam edelim deyince, ilerideki benzin istasyonundan hem
depoyu ful yaparız hemde yedek mazot alırız
deyince tamam dedik yola devam ettik. Bu arada arabanın mazotu azaldı
bizim şoförümüz yol kenarlarında bulunan benzin
istasyonlarını aramaya başladı maalesef onun
güvendiği benzin istasyonları hepsi kapalıydı ne kadar yol
gittiysek hiç bir benzinciye
rastlayamıyorduk. Ona dedik ki şu anda kullandığımız mazot bitince araba stop
ederse kalorifer de çalışmadığı zaman arabada
donar kalırız yollarda tek bir araba geçmiyor ki yardım
isteyelim. Ve nihayet korktuğumuz başımıza
geldi arabanın mazotu bitti araba stop etti kaloriferde
durdu arabanın içinde şaşkın şekilde
kalakaldık. Arabanın içinde altı kişi kendi nefeslerimizle ısınmaya
gayret ediyorduk öyle olunca münibüsün camları buhar yüzünden buz tutmaya başladı ve biz hazreti
ALLAH’tan yardım beklemeye başladık. Hatırladığım kadar bir saat kadar soğuktan titredik öyle
olduk ki takdiri ilâhi olacak burada donup
öleceğiz. Tam ümidimizi kesmişken münibüsün
camından elektrik feneri ışığın bize geldiğini
gördük. Bulgar polisiymişler kapıyı açtık
bizim çaresiz halimizi gördüler bize arabalarında
bulunan yedek mazot tankerinden mazot
verdiler bizi peşlerine takıp bildikleri gece açık olan bir
benzin istasyonuna getirdiler mazotumuzu
aldık yedek tanker mazot da aldık kalorifer çalışınca
da ısındık yolumuza devam ettik kapı kuleye
gelince kendi vatanımızın lokantasında çorbamızı
içerken sanki yeniden dünyaya gelmiş gibi
mutlu olduk. Yukarıda geçen Hazreti ALLAH’ımızın emirleri bizim bu duruma
düşmememiz içindir Anlattığımız küçük
ihmaller daha büyük ihmallerde de Hazreti ALLAH
cümlemizi muhafaza etsin
inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.318 Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)
Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,;İşte Onlar Azabın İçindedirler.(Rum-16)
"Kâfir Olup Ayetlerimizi Ve
Ahirete Kavuşmayı Yalanlayanlara Gelince,; İşte Onlar Azabın
İçindedirler."(Rum-16) Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Kâfir olup ayetlerimizi
ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içinde hazır
bulundurulurlar."(Rum-16) Hazreti ALLAH’a iman et,
ahirete döneceğini bil hazırlık yap ateşten
kurtul. Yeter ki şeytanın aklına hükmetmesine
Hazreti ALLAH’a sığınarak mani ol. Aklını ona
verdiğin zaman bil ki o seni kandıracaktır çünkü her şerre meyilli
bir nefsin var. Geçen akşam çok sevdiğim bir
yakınım ile manevi sohbete daldık. Konu
Hazreti ALLAH’a ihlâsla ibadet yapma ve şeytanın nasıl mani olmaya
çalıştığı üzerinde idi. Dedi ki , ne zaman Hazreti ALLAH’a samimi
candan ibadet yapmaya başlasam şeytan
aklıma çeşitli fikirler düşünceler getiriyor
dengemi bozuyor. Ne yapsam şaşkın
vaziyetteyim bana öyle geliyor ki Hazreti ALLAH ibadetlerimi kabul
etmiyor fakat ibadetlerime önem vermeden
yaptığım zaman daha kolay oluyor acaba taklidi mi
yapsam diye düşünüyorum deyince ona dedik ki
zaten şeytanın aradığı da budur ruhsuz namaz kıldırmak
ibadetlerinizi boşa çıkarmak istiyor. Bir düşün candan
yapılmayan hangi işte hayır var, derslerini dikkatli yapmazsan azim
etmezsen başarılı olabilir misin. İşte bunun
gibi Hazreti ALLAH’a yaptığın amellerinde gönülden yapmazsan şeytanı
sevindirir ruhunu sıkıntıya sokarsın içine daral gelir huzurun
kaçar. İbadetleri lâkayıt yaptığın zaman
nefsin sefa ruhun ise azap görür durum bundan
ibaret. Ruhunun
rahat etmesini ibadetlerinin kabul olmasını istersen dünyayı arkana
at.Hazreti ALLAH’ın ALLAH lâfzını ve kâbeyi gözünün önünde tutmaya
öylece ibadet yapmaya azim et o zaman şeytan yakanı bırakır denemesi
kolay dedim. Ey Rabbimiz şeytanı bizden ve
bütün sevdiklerimizden uzaklaştır yanımızdan ve içimizden
kov bir zamanlar nasıl ki yanınızdan
kovmuştunuz aynen öylece bizim yanımızdan ve içimizden def eyleyin
yarabbi. Amin Velhamdülillâhi Rabbil
Alemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.319 Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir
Kim Salih Amel İşlerse Kendi Lehinedir Kim De Kötülük Yaparsa Kendi Aleyhinedir ALLAH Kullarına Zulmedici Değildir
Kötü Tuzak Ancak
Sahibine Dolanır. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; "Kötü tuzak ancak sahibine dolanır."(Fatır
-43) Hazreti ALLAH’ın bu ibretlik emri ilahisi her an her
toplulukta zuhur etmektedir ve kim kime tuzak
kurarsa sonuçta aynı tuzak kendine dönmektedir. Örnek mi istersiniz eğer
en yakınlarınızdan başlayıp etrafınızda olanları araştırdığınız zaman çok çeşit ibretler
görürsünüz.. Eğer Hazreti ALLAH’ın emirlerine
uyar kendiniz için istemediklerinizi başkaları için istemezseniz hayatınız boyunca başınız belâya girmez
huzurlu ömür yaşarsınız. Fakat haset, riya,
kibir sahibi iseniz herkesten üstün olma hastalığınız varsa
başınız sıkıntıdan kurtulmaz. Aile bağlarında düşündüğümüzde, bir hanım kendisini eşinden
üstün gördüğünde gün gelir kendisi küçük
duruma düşer. Bir işçi düşünün kendisini
üstün görüp patronunu küçük gördüğünde kendisini iş yerinin dışında görür çünkü bunlar gizli
tuzaklardır. Yakından tanıdığımız bir
yakınımız var kendisi çok zeki akıllı fakat nefsinin
kötülüklerinden kurtulamamış her girdiği
işten atıldı, işe başlıyor kendini kabul ettiriyor işi öğrenir
öğrenmez gizli plânlara başlıyor çalıştığı
işyerine rakip firma kurmaya çalışıyor bunu duyan patronu
da onun işine son veriyor ona dedik ki iyi
niyetli ol karşındaki insana hainlik yaparsan bu
sana dönecektir çünkü kim kime tuzak kurarsa
Hazreti ALLAH (c.c) gün gelir aynı tuzağı yapanın başına
getiriyor. Günümüzde ise devlet olarak halk
olarak canlı örneğini yaşıyoruz, kendilerine çözüm süreci adı
altında barış eli uzatılanlar bu iyi niyete
ihanet ettiler tuzaklar kurdular nihayette kurdukları tuzaklar
ayaklarına dolandı perişan oldular. Şehitler
verdik inşaALLAH cennettedirler ya onların oyununa gelen askeri
polisi katledenler nerede cehennemi
zümeradadırlar inşaALLAH. O yolun uzantıları
olan meclisi kirletenler de dokunulmazlıklarının kalkması vesilesi
ile cezalarını bulacaklardır inşaALLAH. Bizlere bu sevinci yaşatan başta Reisi cumhurumuz olmak üzere
millet vekillerimizden hazreti ALLAH razı olsun
inşaALLAH. Selamı Aleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.320 Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.
Kulun Hazreti ALLAH’a İman Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği Bir Mucizesidir.
Kulun Hazreti ALLAH’a İman
Etmesi, Ona İbadet Yapması Hazreti ALLAH Tarafından O Kula Verdiği
Bir Mucizesidir! Hazreti ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "Biz bulutları ölü bir
yere sürüp onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş
de böyledir."(Fatır-9) Gaybı inkâr eden ahirete
inanmayan bir kişinin ölü maneviyatının dirilmesi de ancak Hazreti ALLAH’ın o kula rahmetini akıtması maneviyatını
diriltmesiyle mümkündür. Başka bir deyimle.
Bir kulun Hazreti ALLAH’a iman etmesi O'na ibadet yapması
hazreti ALLAH tarafından o kula bir
mucizesidir. Hazreti ALLAH’a iman etmek ibadet yapmak her kula nasip
değildir nefsi ve şeytanı manidir. Şeytanlaşmış insanlar manidir. İşte bu
amansız düşmanlara rağmen bir kul Hazreti ALLAH’a iman edip ibadet
yapabiliyorsa bilsin ki bu ona Rabbi tarafından verilen bir
mucizedir. Ve kendisine verilen iman nimeti
için Hazreti ALLAH’a şükretmesi gerekmektedir. Çünkü Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmak kerametten
üstündür. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.321 Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı
Kalp Huzurunu Bulmanın Anahtarı
Kalp huzuruna kavuşmak için çareler <
BR> Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde: "Hiç şüphe yok ki kalpler ancak zikrullahla itminana kavuşur
huzur bulur." (Rad-28)
Kardeşim karnın acıkınca onu doyuruyorsun nefsini
rahatlatıyorsun fakat içinde yine bir boşluk
ve huzursuzluk var alkol alıyorsun geçici bir
rahatlama ayılınca yine boşlukta kalıyorsun
bu da yetmiyor zina kumar madde bağımlılığı ne yaparsan yap yine içinde huzursuzluk doyumsuzluk devam
ediyor değil mi?
Merak edip hiç düşündün
mü bu huzursuzluk neden hasıl oluyor. Nefsinin istek ve arzularını ihmal etmiyorsun fakat yine
içindeki boşluk devam ediyor her şeyin var
huzurun yok sebebi ise sahibin olan Hazreti ALLAH’tan
uzaksın. O'nu hatırlamıyor O'nu anmıyorsun
O'na secde etmiyorsun. Oysa ki O seninle
beraber geziyor her anın onunla oluyor sen ise nefsinin
emrindesin. O yarattığı ve kendinden
verdiği ruhun beslenmesini istiyor sen ise içinde sana
emanet olarak verilen ruhunu aç bırakıyorsun
sıkıntın bundan kaynaklanıyor bunu anlamak zor değil . Yukarıda astığımız ayeti
kerimede geçen ilahi emre uy Hazreti ALLAH’a inan ve onu kalbinde
an huzura kavuş dene bir kaybın olmaz farkı
hemen anlıyacaksın. Kurtulanlar bu yolla
kurtulmuşlar huzura kavuşmuşlardır. Hazreti ALLAH (c.c) yardımcın
olsun kardeşim. Hep
ölümlülerin peşinde koştun bundan sonra ölümsüz tek bir olan Hazreti
ALLAH’ın peşinde koş. Selamı
aleyküm.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.322 KADİR GECESİ
KADİR
GECESİ
Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler olsun
ki bu sene de kadir gecesine kavuşmayı nasip etti. Hazreti ALLAH bu mübarek gece hakkında
şöyle buyuruyor ve biz kullarına duyuruyor. (Estaizübillâh): “Şüphesiz ki biz kuranı kadir
gecesinde indirdik, Resulüm kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh Cebrail o gecede
Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. O gece tanyeri yeri ağarmasına kadar bir selâmdır
esenliktir..”(Kadir 1-2-3-4-5)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu gece
hakkında şöyle buyuruyorlar: “Kim bütün seneyi hazreti ALLAHın
rızasında yaşayarak geçirirse kadir gecesine erer.
“(Müslim-762-)
Hazreti ALLAH (c.c) ise Ayeti
kerimesinde : "Sana
ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et. "(Hicr-99)
Demek oluyor ki biz kullar her
gecemizi Hazreti ALLAH’ın rızasında geçirirsek kadir gecemizi
buluruz. Bu durumu da
yaşamak zor olduğuna göre devlet ve halk olarak kadir kabul edilen geceyi
inanarak geçirsek. Hazreti ALLAH bize o geceyi yaşatır inşaALLAH yeter ki
kalbimizle iman edelim.
Bu gecede kaza namazı ile birlikte
çokça tevbe edelim ALLAH’ı zikredelim .Ahiretteki yakınlarımıza dua gönderelim
.Onlar da ahiretten bize dua etsinler inşaALLAH. Bu geceyi boş geçirenlere yazıklar
olsun. Çünkü kainatın sultanı olan Hazreti ALLAH hazinesinden ikramda bulunuyor
gaflete dalan da yatıp uyuyor.. Hazreti ALLAH (c.c) bizlere bu mübarek
geceyi ihya etmeyi O'nun yüceler yücesi gönlünü kazanmamızı , gelecek
yıllarda da böyle mübarek gecelere sevdiklerimizle, bizi sevenlerle kavuşmamızı
nasip etsin
inşaALLAH.
VELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL
ALEMİN...
Kalpteniman
.
[TOP]
20.323 Lâ İlâhe İllALLAH.
Lâilâhe
İllallah. Resulullah (s.a.v). Efendimiz şöyle
buyurmuştur: Benim ve benden önceki nebilerin söylediği en üstün
kelâm: "Lâilâhe
illALLAH'tır." Hz. ALLAH (c.c) zatı alisine eş
koşulmasını şiddetle yasaklamıştır. Bu emri ilâhisini kuranı
Azimüşanda defalarca arz etmiştir. Çok ince bir yol tıpkı sırat
köprüsü gibi kıldan ince kılıçtan keskin. Akıllı insan ağızından çıkan
söze çok dikkat edecek Hz. ALLAH’a eş koşabilecek sözleri
söylemekten elinden geldiğince sakınacak. Gönlünün sevdiği her şeyi
Hz. ALLAH’a ait olduğunu bilerek sevecek. Hiç bir şeyi
ilâhlaştırmayacak bu bir mürşid de bir peygamber de olsa onları Hz.
ALLAH’ın görevlendirdiği kulları olarak görecek. Şöyle bir
düşünelim. Dünya dönmesi için Hz. ALLAH’a
muhtaç. Güneş ve ay hareket etmesi için Hz. ALLAH’a muhtaç. Melekler
cinler insanlar nebatad ve hayvanlar Hz. ALLAH’a muhtaç. O zaman ne
demek kalıyor ":Lâilâhe illALLAH.
ALLAH'tan başka İlâh yok." Hz. ALLAH(c.c) Âdem
aleyhisselâmı ve devamında kullarını uyarmak kendisini bildirmek
için Peygamberler gönderdi. Resulullah (s.a.v). Efendimizi Âlemlere
rahmet olarak gönderdi devamında da onun izinde giden vekillerini
gönderdi. Hepsi Hz. ALLAH’ın verdiği görevleri yaptılar ve ahirete
göçtüler. Fakat Resulullah (s.a.v). Efendimiz ahirete göçmesine
rağmen görevine devam ediyor. Kıyamet kopuncaya Kadar da devam
edecek ehlince de bu hakikat malumdur. Bilmeyen inkâr edebilir. O
kendisini ilgilendirir. Bu hakikate vakıf olan nur peygamberi ile
gönül bağı kuranlara ne mutlu bu sevgi kişiyi Hz. ALLAH’ın sevgisine
çeken en sağlam kulptur. Fakat çok da hassas bir sevgidir kişi bu
sevgiye tutulduğu zaman ilâhi sınırı bozmayacak Resulullah (s.a.v).
Efendimizin Hz. ALLAH’ın yarattığı kulu olduğunu unutmayacaktır. O
nur peygamber (s.a.v), ki Hz. ALLAH’ın nurudur Hz. ALLAH(c.c) yüce
adının yanına Onun adını yazdı Muhammedürresulullah. Şerefi yüce
Peygamber biz O'na biat ettik teslim olduk. Ondan akseden nurla
nurlandık. Ona sonsuz salâtı selâmlar olsun. ALLAH’ÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNA
VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALÂ ALİ MUHAMMED. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.324 Lokomotif
Lokomotif Seksen vagonlu bir tren düşünün bu vagonlardan her birisini
bir öndeki vagonun çektiği zannediliyor. Fakat gerçekten
bakıldığında en öndeki lokomotifin hepsini çektiği görüldüğünde,
lokomotifi kim çekiyor diye bir soru sorabilir
misin? Zira çeken fakat çekilmeyen bir
lokomotif olmazsa trendeki nizam bozulur ve hareket meydana
gelmez. Bir
elma, elma fabrikası olan ağaçtan üretilmektedir. Bu ağaç ise kâinat
fabrikasında inşa edilmiştir. Eğer elma ağacını da kâinatın da
nihayetsiz bir ilim ve kudret sahibinin eseri kabul edilmezse,
kâinat fabrikasına da bir fabrika icap edecek mesele bir noktaya
dayandırılmadan sürüp gidecektir. Bir er emri onbaşıdan, oda
çavuşundan, oda As subayından, oda üsteğmen, oda yüzbaşı, yüzbaşı da
binbaşı nihayet en üst rütbeli Padişahtan alırlar. Şimdi kalkıpta
Padişah emri kimden alır diye bir sual sorabilir misin? Zira
Padişahta birinden emir alsa, ona Padişah denir mi? Hüküm sahibi
olur mu? Gerçek Padişah ise emir veren fakat emir almıyandır.
Verilen bu
misallerden anlaşılacağı üzere mahlûkatın bir birini silsileler
halinde meydana getirmesi mümkün değildir. Onları birbirleri sıra
hareket ettiren ve düzenliyen kendisi yaratılmamış ezeli ve ebedi
var olan emir veren fakat emir almayan kudret sahibinin varlığı
zaruridir. Evet, bu hakikatler bütün açıklığı ile ortada dururken,
Cenabı Hakkı haşa "kim yarattı?" diye sual soranlar sadece
cahilliklerini ortaya koymuş olanlardır. Ayeti kerimede; ALLAH göklerin ve
yerlerin nurudur. (Nur/35) Buyuruyor. Hatemi veli ne güzel
söylemiş: "Kâinat bir ceset Hz. ALLAH ise
ruhtur." ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve
nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.325 Lokman Aleyhisselam
Lokman Aleyhisselam<BR> Lokman Aleyhisselamın
Lisanından Hikmet Pırıltıları Lokman
Aleyhisselamın oğluna yaptığı tavsiyelerden bir kısmı
şöyledir: Ölü kalpleri diriltmelisin,
Fakirlerle oturmalısın, Sultan meclisinden sakınmalısın, fakir
kimselerle tanışmalısın, köleleri azat etmelisin, garipleri
konaklatmalısın, fakiri zengin kılmalısın, şerefli kimselerin
şerefini korumalısın, büyük kimselerin ululanmasını arttırmalısın,
İlim hikmet maldan daha iyidir. Ticaret anında iyi bir
sermayedir. Ey
oğlum, insanlar üçe ayrılır. Üçte biri ALLAH
içindir. Üçte biri nefsi
içindir. Üçte biri de kabirdeki kurtlar
içindir. ALLAH’a olan üçte bir onun
ruhudur. Nefsine olan üçte bir onun
amelidir. Kurtlara olan üçte bir ise onun
cismidir. İnsanların en şerlisi kimdir diye sorulmuştu. Kendisini
halkın kötü görmesine aldırış etmeyen kimsedir. Dört zamanda dört
şeyi korumak, iki şeyide hatırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamamen
unutmaya çalışmak lazımdır. Korunacak
şeyler; Namazda gönül, halk arasında dil, yeme içme arasında ağız,
bir kimsenin evine girdiğinde ise göz. Hiç
hatırdan çıkarılmayacak şeyler; ALLAH’ü Teâlâ’nın azameti ve ululuğu
ile ölüm. Unutulması gereken şeyler; Bir
kimseye yaptığın iyilik ve kardeşlerinden gördüğün
kötülük. Hz.
ALLAH Celle Celâlehü cümlemizi böyle mühim tavsiyeleri tutanlardan
etsin. Velhamdü lillahi rabbil
Âlemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.326 Lumumba
Lumumba; Bazı insanlar doğuştan rengi siyah olarak doğarlar bu halde doğan insanlar diğer insanlara nazaran
tevazu sahibidirler. Çünkü beyaz tenli
isanlar tarafindan horlandiklari icin nefsleri kırıktır bu yüzden
Hz. ALLAH’a yakın olurlar ibadet ve taat ile ömür
geçirirler. Fakat bu hali kabullenmiyenler
gururunu kıramıyanlar ise şeytanın vesvesesi ile Hz. ALLAH’a asi
olurlar neden ben böyleyim neden beyaz değilim neden
sakatım diyerek Hz. ALLAH’a isyan ederler
imtihanı kaybederler dinden çıkarlar. Diğeri ise bu ALLAH’tandır der
rengine hasta haline sakat haline şükreder Hz. ALLAH da ona sabır verir onu kendine çeker gönlünü
nurlandırır takva sahibi ilim sahibi yapar
kendine bağlı olan kullarından sayar zaman gelir ona şifasını verir sıkıntısını da alır selamete
çıkarır. Askerliğimde sene 1961 ankara Mamak’ta muhabere telsiz kursu
görüyordum. Yakın arkadaşım vardı rengi
siyahi idi. O zamanlarda türkiyeye Afrika
ülkelerinden birinin devlet başkanı vardı ismi Lumumba idi bu arkadaşım da renk olarak onu
andırıyordu. Bu
sebeple insanları lakapla çağırmayı marifet sayanlar bu
arkadaşımızı Lumumba diye çağırıyorlar o ise
bu hitaptan kahroluyor bana geliyor göz yaşı
ile anlatıyordu o kadar üzülüyordu ki, göz yaşı
döküyordu onu teselli etmekte çaresiz
kalıyordum çünkü intihar etmeyi düşünüyordu. Buluştuğumuz bir gün öğle
namazını beraber kıldık inanınız Hz. ALLAH’a o arkadaşım için yalvardım ALLAH’ım bu kulun içine genişlik
ver kalbine huzur ver Şeytanın vesvese onu
sarmış sen de görüyorsun be ALLAH’ım ne olur onu ve
onun gibi vesveseye kapılanları koru diye
canı gönülden yalvardım. Ona musallat olan onu alaylı
sözleri kullanarak Lumumba diye çağıran arkadaşlarla da konuşup ikaz ettim siz böyle çağırmaya devam ederseniz
arkadaşımız intihar edecek deyince onlar da
onu kendi adıyla çağırmaya başladılar ve işler yoluna
girdi. Terhis
olduk yıllar geçti yıllar sonra haberleştik kendisi dergahlarda
sohbet ediyor insanları irşad ediyor bir olan
ALLAH’a davet ediyor.. Yani hastalık,
sakatlık, siyahlık, kişinin gurunu kırar bu Hz. ALLAH’ın gizli bir
sermayesidir çünkü nefsinin kırılmasına
kendini fazla beğenmemesine vesile olur ve o kişi bu sermayeyi iyi değerlendirdiği takdirde en kestirme yoldan
Hz. ALLAH’ı bulur. Fakat bu sebepler o
kişinin nefsini kırmamış ise azgınlık devam ediyorsa şeytanın vesvesesi ile isyana kalkar neden bunlar beni buldu
der dinden imandan çıkar. Tabii bunlar çok ağır imtihanlar Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi
ağır imtihanlara tabi tutmasın.
Kalpteniman
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim HER KİM
RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN
ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI
YERDİR. (Nazirat Süresi 40-41)
| |
|
|
[TOP]
20.327 Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu?
Müşriklerle Veli Kullar Bir Olur Mu? Her şeyin özünü bilen Hz.
ALLAH(c.c) her kulunun özünü bilir. Putlara tapan onlardan medet
umanları, gönderdiği peygamberini ve getirdiği tevhit dinini kabul
etmeyen müşriklerin kalbini bilmez mi? Gönderdiği dinini ve
peygamberini kabul eden gece gündüz kalbi zikir ve cehri zikir ile
yaşayan kullarını müşriklerle bir tutar mı? Sizleri tefekküre davet
ediyorum ve soruyorum. Hz. ALLAH'ın veli kullarına uyanları
benzettiğiniz putlar ve o putlara tapan
müşrikler, Hz. ALLAH’ın veli kulları ve o veliye uyanlar gibi gece
gündüz ibadet yapıyorlar mıydı? Resulullah (s.a.v) Efendimizin
izinde gidiyorlar mıydı? Son dine inanan ve o dini
getiren Peygamber (s.a.v) Efendimize uyanları rabıtayı bahane ederek
müşriklere benzetirken içinizde rahatsızlık hissetmiyor
musunuz? Hakk
din ve son peygamber geldiği halde inanmayan ve peygamberi inkâr
eden sapık kavme gelen ayeti kerimeleri kafanıza göre
yorumlayarak özü sözü ALLAH ve Resulü olan
insanlara gelmiş gibi göstermekten utanmıyor musunuz? Bu inadınızdan
ne zaman vaz geçeceksiniz. Lâ ilâhe İllALLAH demeyi kabul
etmeyen müşrikleri, sabah akşam Lâ ilâhe İllALLAH zikri ile ALLAH
zikri ile yaşayan nefsini terk edip ruhunu kuvvetlendiren Hz.
ALLAH’a âşık olanları bir gören zihniyete yazıklar
olsun. Nefsi
vücudunda hakim Ruhu baygın kafasına uygun yazarların kitaplarını
delil gösteren kişiye yazıklar olsun. Sen ey şaşkın kişi tasavvufa
gir nefsine düşman ol ruhunu dirilt ondan sonra gel konuş. Canlı
cenazesin haberin yok kutsal kitabımızı da alet etmekten vazgeç. Her
şeyden haberdar olan Hz. ALLAH (c.c) kendisine âşık kullarını
peygamberine sadakatle bağlı kullarını müşrik olarak görür
mü? Ölü ruhunu
dirilt ki ölmeyen ruhları gör. Ölü ruh ile yaşadığın için diri
ruhları göremiyorsun. Hakiki Hakk yolcusu bir kişi şeytanı cini
meleği tanır. Çünkü nefsini vücudundan
atmıştır vücudunda Ruhu hakimdir. İşte böyle yaşayanlara şeytan ve
yandaşları düşmandır. Kandırdığı kişileri bu
veli kullara düşman yapar. Onları şeytan yolundaymış gibi gösterir.
Şeyhleri put ona uyanları da müşrik gösterir. Elinde de müşriklere gelen
ayeti kerimeler, İslam’ı kabul etmeyen Yahudilere ve hahamlara ve
hahamlara uyanlara gelen ayeti kerimeler. Rabıtayı da bahane ederek
kandırdığı alimleri de kullanarak Hakk âşıklarını saptırmaya
çalışıyor. Şeytana ve nefsine uyan kendini alim gören bu insanlar ve
imamları iftira ettikleri bu güzel insanların hesabını
vereceklerdir. Mürşidi kâmil müridine ALLAH lâfzı çektirir. Yani zatından
başka ilah olmayan ismi şerifi ile Hz. ALLAH’ı zikretmesini
emreder. Kendisine ALLAH lâfzı şerifini vird
edinmesini, Peygamber (s.a.v) Efendimizin yolundan gitmesini öğreten
bu güzel insana uyan müşrik, uyduğu da put olur mu? Cahiliyet devrinde müşrikler
böylemi yaşıyorlardı da bu mübarek insanları onlara
benzetiyorsunuz. Yaptığınız iftiraların
cezasını muhakkak çekeceksiniz. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.328 Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması
Meleklerin İnsanı Namaza Uyandırması
Meleklerin İnsanı Namaza uyandırması Hz.
ALLAH (c.c) Ayeti kerimede: "Ey iman edenler, ALLAH'tan
korkun.Herkes yarına ne hazırladığına baksın.ALLAH'tan korkun çünkü
ALLAH bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr
18)
Akıllı müslüman her gece gündüz yaptığı işlerin
muhasebesini yapacak. Benim yaptığım her hareketi takibe memur
ettiği melekleri var. Ne yaparsam gizli kameralar çekiyor
diyecek. Yaptığı kötü amellerine tevbe edecek. Yatağına huzur
içinde yatacak.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz hadisi
şeriflerinde: "Hesaba çekilmezden evvel kendinizi hesaba
çekiniz." buyuruyor. (Tirmizi)
Her şeyi gözetleyen
melekler olduğuna göre, kişi yatağında eşiyle yatarken dahi
edebini muhafaza etmesi lazım. Yatağına yattığı zaman "Euzübi
kelimatillahittaammeti minşerri ma HalekALLAHü, Euzübi
kelimatillahittaammeti min şerri ma Haleka ve şere e ve bere
e. Euzübi kelimatillahittaameti min külli şeytanin veammetin
vemin külli aynin laammetin." Dualarını okumayı ihmal
etmemeli.
Biz bu duaları yapmadan yatmayız. bir gece öyle
bir uyku bastı ki bu duaları yapmadan yattım. Derin uykuya
dalmıştım manada, beyaz gömleğimi temizlikçiye vermişim almaya
gidiyorum. Temizlikçinin dükkanına giriyorum bakıyorum gömleğim
temizlenmiş duvarda askıda asılı duruyor. Görevliye gömleğimi
almaya geldim verirmisiniz deyince, Bana duvardaki saati
gösteriyor şimdi saat beşbuçuk sen şimdi git saat altıda gel
tamammı diyor ve ben uyanıyorum saata bakıyorum saat tam beş
buçuk hemen fırlıyorum abdest alıyorum sabah
namazımı kılıyorum. Eğer o rüya olmasaydı uyuyup kalacak
namazımı kaçıracaktım. Bu Hz. ALLAH'ın kuluna bir lütfu değil
mi? Sonsuz şükürler olsun yüceler yücesi
Rabbime.... Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.329 Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Mezhep Tartışmaları Biz Müslümanlara Zarar Veriyor
Muhterem
kardeşlerim, Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "KAFİR OLANLAR BİLE, BİRBİRLERİNİN DOSTUDURLAR EĞER SİZ BUNU
YAPAMAZSANIZ YERYÜZÜNDE FİTNE VE BÜYÜK BİR KARGAŞALIK OLUR.
"(Enfal-73) Buyururken, Biz ise ne hallere
düştük. Resulullah (s.a.v) Efendimiz Ahirete irtihal ettikten sonra
başlayan Şii, Sünni tartışmaları bu günlere kadar geldi ve herhâlde
kıyamete kadar devam edecek. Çünkü, Şeytan
kıyamete kadar insanların aralarına düşmanlık sokacağına yemin
etmiştir. Ve biz müslümanlar onun bu tuzağına düşmüş durumdayız.
Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine dost oldukları kadar biz
müslümanlar, Mezhep kavgaları yüzünden birbirimize dost olamadık,
yukarıdaki ayeti kerimede geçen fitne ve kargaşalara kapıldık. Ne
olacak bu halimiz ne zaman uyanacağız. Gün
geçmiyor ki, Televizyon ve internet ekranlarında Şii, ve Sünni
düşmanlığını körükleyen Ukubet ve bölücü yazılar çıkmasın. Bunu
Hepimiz biliyoruz ki, geçmişte yaşayan Alimlerin kusurlarını bu
Zamana taşıyıp teşhir etmek, geçmiş yıllarda
biz müslümanların arasına fitne sokmaktan başka bir şey
kazandırmadığı gibi bundan sonra da düşmanlık ve nefretten başka bir
şey kazandırmıyacaktır. Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti
kerimesinde: "İNSANLAR İÇERİSİNDE
MÜMİNLERE EN ŞİDDETLİ DÜŞMAN OLARAK YAHUDİLERİ BULURSUN." (Maide
82) Buyururken bizim düştüğümüz
duruma bakın, Gerçek can düşmanı olan Yahudileri bıraktık
birbirimize düşman olduk. yazdığımız yazılar ile yıkıcı
eleştirilerle şeytanı sevindirdiğimizin farkına
varamıyoruz. Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "HEPİNİZ TOPLUCA SIMSIKI ALLAH’IN İPİNE SARILIN PARÇALANIP
AYRILMAYIN."( ali-i İmran 103)
buyuruyor.
Biz ise Senlik benlik yaparak
parçalara bölündük Yahudiye lokma olduk. Bırakalım Muaviye’nin
yezittin yaptığı işleri. Seyit kutbun ve Humeyni’nin yanlış
fetvalarının tartışmalarını. onlar çoktan hesaba çekildiler eğer
doğru fetva vermişler ise, cennete yanlış fetva vermişler ise,
cehennemi boylamışlardır. Bir de şu var ki Humeyni’ye
atfedilen bir fetva var ki çok iğrenç, o fetvayı ekrana taşıyıp
teşhir eden bilsin ki, büyük mesuliyet altına girmiştir. Sebebi ise,
birincisi o kişiye iftira atılmış ise onu teşhir eden de o günaha
ortak olmuştur. İkinci mesuliyet ise, bu
uygunsuz çirkin fetvayı duyan cahil insanların, Humeyni gibi birisi
bu fetvayı verdiğine göre demek ki bu işin çıkar bir yolu varmış der
ve o iğrenç işi yaparsa, o kişilerin günahlarına da ortak olur. Onun
için İnsan ağzından çıkan söze çok dikkat etmelidir. Yapıcı yazılar
yazalım yıkıcı beyanatlardan kaçınalım. Yazıklar olsun kerbela
vakasının tellallığını yaparak müslümanları bölenlere. Yazıklar
olsun onları şefkat ile karşılamayıp doğru yola davet etmeyen
Sünnilere. Hz. ALLAH (c.c) Bütün İslam
Alemini ve, Devletimizi her çeşit bölücülükten muhafaza ederek birik
beraberlik içinde yaşamamızı nasip etsin. Amin. Vel Hamdülillahi Rabbil Alemin.
ALLAH’ümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.330 Mizan.
Mizan MizanALLAH’u Tealâlanın
amelleri tartmak için mahşer meydanında kuracağı terazidir. Orada
her şeyin kıymeti her şeyin değeri her sevap günahın ağırlığı
ölçülür. Hz. ALLAH(c.c) Ayeti kerimesinde
buyuruyor ki: "BİZ KIYAMET GÜNÜ
ADALET TERAZİLERİ KURACAĞIZ. HİÇ KİMSE HİÇ BİR HAKSIZLIĞA UĞRATILMAZ. YAPILAN BİR İYİLİK HARDAL TANESİ
AĞIRLIĞINDA DA OLSA, ONU GETİRİR TARTIYA KOYARIZ. HESAP GÖRÜCÜ
OLARAK BİZ YETERİZ.
"(Enbiya47)
Diğer bir Ayeti kerimede
ise: "KİM ZERRE KADAR BİR İYİLİK
YAPMIŞSA ONUN MÜKÂFATINI GÖRÜR. KİM DE ZERRE KADAR KÖTÜLÜK YAPMIŞSA
ONUN CEZASINI GÖRÜR."(Zilzal
7-8)
Mizan gözle görülen iki gözlü bir terazidir,
Bir zerre ile ağır basacak kadar hassastır. Mizanın tehlikesinden
ancak dünyada nefsini hesaba çeken, duygu ve düşüncelerini, söz ve
davranışlarını, amellerini ahkâm terazisi ile tartan kimselerle
tevbeleri kabul edilenler kurtulurlar. Amelleri tartılacak olanlar,
iyilikle kötülüğü birbirine karıştırmış olanlardır. İnkârcılar için
tartı yoktur. Çünkü onların gidecekleri yer bellidir. Hiç isyan
etmeyen sıddıklar ve şehitler de mizan ve hesap görmeden cennete
gideceklerdir.
Mizanda
hasenatın en ağır geleni Kelime-i Şehadettir. ALLAH’u Tealâ dilerse
ufacık bir iyiliği dağlar kadar büyüterek kulunu kurtarır. Haksızlık
yapanlarla zulme uğrayanlar birbirleriyle karşılaştırılır. Hak
sahipleri haklarını isterler. Hayvanlarda birbirlerinden ve hakları
olan insanlardan haklarını isterler. Mahkeme-i Kübra’da İlâhi
adaletin hükmü tamamen icra edildikten sonra ALLAH’u Tealâ buyuracak
ki: "EY GÜNAHKÂRLAR BUGÜN ŞÖYLE
AYRILIN."(Yasin 59) buyuracak ve
cehenneme sevkiyat başlıyacak. İşte bu an pişmanlıkların korkuların
feryat ve figanların ayyuka çıktığı andır. Şefaat için yalvarışların
yapılacağı an bu andır. Dünyada iken kendisini Hz. ALLAH’a sevdiren
kullarının lâzım olduğu bir andır. İşte o günde Hz. ALLAH’ın sevdiği
kulun peşine düşülür. Bu öyle bir kul olmalı ki Hz. ALLAH (c.c) onun
istirhamını kabul ettiği birisi olmalı ki kişi kıpkızıl ateşten
kurtulsun, yemyeşil cennete girebilsin. Bu
kul Hz. ALLAH’ın habibim dediği Muhammed Mustafa (s.a.v)
Efendimizden başka kim olabilir. Hz. ALLAH Celle Celâlehü cümle
ümmeti Muhammedî onun siyah sancağının altında toplanmamızı, mizan
görmeden Cenneti Alâya girmeyi nasip etsin İnşaALLAH.
ALLAH’ümme salli alâ seyyidina ve nebiyyina
Muhammedin ve Alâ Ali Muhammed. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.331 Meleklerin Duasını Almak.
Meleklerin Duasını Almak.
Meleklerin Duasını Alın...
Din kardeşinin bir işini
yapana, melekler dua eder. O işi yapmaya giderken, her adımı için
bir günahı af olur ve kıyamette çeşitli nimetlere
kavuşur.İbni Mace
Bazı kimseler,
başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, onlara yardımcı olmak için
yaratılmıştır. İhtiyaç sahipleri bunlara
başvurur. Bunlar için ahirette azap
korkusu olmaz.[Taberani] (Sözler)
| |
|
|
[TOP]
20.332 Mertebe Hastalığından Kurtulmak Mümkün Mü?
Mertebe Hastalığından Kurtulmak Mümkün Mü?
Mertebe Hastalığından kurtulmak Mümkün
Mü? Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "ALLAH dilediği kimseyi
zatına seçer, kendisine yönelen kimseye de hidayet
eder."(Şura 13) ALLAH’u Teâla kendisine çektiği
kimseyi nefsin esaretinden kurtarır. Onu
kendisine çeker ve hürriyeti buldurur. Mertebesinin gerektirdiği şekilde ıslah eder. Edeplendirir,temizler ve teskiye eder. ALLAH’u Teâla onu cud-u keremi ile nefsin esaretinden
kurtarır. Nefsiyle bağlantısını
koparır. Artık o içinde nefsin huylarından
talep edebileceği tek bir huyu kalmaksızın hür olur. O bağlı bulunduğu mertebe hastalığından da böylece
kurtulur. Hakim
et-Tirmizi kuddise sirruh Hz. böyle buyuruyor: "Kul azim ve gayretini Hz. ALLAH’a vakfederse Hz.
ALLAH o kulu himayesi tasarrufu ilahiyyesine alır.Ancak o zaman
araba kapıda, para kasada kesede kalır kalbe
girmez." Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim HER
KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN
ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI
YERDİR. (Nazirat Süresi
40-41) Kalpteniman | |
|
|
[TOP]
20.333 Mürşidi Putlaştırmak
Mürşidi Putlaştıran Helâk Olur. Hazreti ALLAH (c.c)
kendisine yaklaştırmak için çeşitli vesileler halk
etmiştir. Bunlardan en önemlisi Hakka
çağıran Mürşidi kâmillerdir. Hakka gönülden
iman etmek isteyen bir kul bu vesileye tutunursa kalbinde hakiki iman filizleri yeşerir neşvi neva
bulur. Çünkü
mürşidi ona nefsi ile nasıl mücadele edeceğini
öğretir. Onu nefsine tapmaktan kurtarır fakat
bu arada mürşidine karşı muhabbeti ve sevgisi
artar mürşidine aşık olur bu haller çok güzel hallerdir ifadeye sığmaz. Burası
fenafişşeyh makamıdır. Bu makamda olan bazı müritler mürşidinin olağan üstü
hallerinden çok etkilenirler.
İşte bu durumda olanları mürşidi uyarmazsa
şirk tehlikesi başlar. Kâmil bir mürşid
mürine bu Hallerin Hz. ALLAH’a ait olduğunu her olağan
üstü Hallerin ALLAH’tan geldiğini müridine
duyurur onu dikkatli olmasını şirke düşmemesini öğütler ve onu nasihatleri ile Fena firresul makamına
çıkarır. Ona
hiç olmayı her şeyin Hz. ALLAH’a ait olduğunu nasihatleriyle duyurur
iman ettirir. Daha ileriye doğru müridin
çalışma kabiliyetine göre nasibi varsa Fena fillâh makamına
çıkmasına vesile olur. Fakat Fenafillâh makamına çıkmamış bir mürşid ise müridini
yetiştiremez. Kendi nefsini kontrol edemediği
gibi müridinin nefsini de kontrol edemez. Şeytan en çok alimlerle uğraştığı için nefsi terbiyesini
bitmemiş Alime musallat olabileceğinden bu çalışmaya müdahale eder ve hem
müritlerin hem kendinin feci sonunu hazırlar.
Nasıl olur bu diyeceksiniz, Mürid mürşidini
putlaştırır şirke düşer helâk olur. Mürşid de
müritlerini şirke düşürdüğü kendini ilâhlaştırdığı için helâk
olur Çok tehlikeli durumlar
var, Maalesef
bu felaketleri yaşayanları çok gördüm. Adama
senin başına gelen iptilâ cezadır imtihan değil sen tevbe et
ki şirkten kurtul yanlıştasın diyorum o ise
Hz. ALLAH benim sabrımı ölçüyor diyor. Ve
öyle sapık yollar var ki Adam yıllardır ceza görüyor o sapık yolda
imtihan olduğunu zannediyor. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi sapık
yollara girmekten şirke batmaktan korusun inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.334 Mürşidi Kamili Düşünen Şirke Düşer Mi?
Mürşidi Kamili Düşünen Şirke Düşer Mi?
Mürşidi Kamili Düşünmek Şirke Düşürür Mü? Hazreti ALLAH (c.c) ikram
edeceği nimetlerini belirli bir sebeple indiriyor. Zahiri Rızıklardan başlarsak, Örneğin yağmurun yağmasına
bulutu ve rüzgarı sebep kılmıştır. Ve bu
sebepler olmadığı takdirde yağmurun yağması beklenemez. Dünyayı
aydınlatmada ise güneşi sebep kılmıştır. Güneş olmadığı takdirde
aydınlık beklenemez. Geceleri ise kullarının yol bulmaları için Ayı
ve yıldızları sebep kılmıştır. Buraya kadar gözle görünen
zahiri nimetler, Batıni nimetlere gelince
ise, gözle görünmeyen iki cihan Güneşi Resulullah (s.a.v) dır.
Ay ve yıldızlar ise, Ahirete irtihalinden
sonra onun izini kalıbı kalıbına yolunda yürüyüp izini bozmadan
takip ettirip sebep kıldığı nefsi için çalışmayan yalnız Hz. ALLAH
için çalışan hakiki Alimlerdir. Bu alimler iki cihan güneşi
olan Resulullah (s.a.v) den ışık alarak etraflarına nur
saçmışlar saçmaya devam ediyorlar. Kişinin
gözü körse güneşi göremiyorsa burada hata kör olan kişidedir.
Görmeyenin yapacağı iş güneşi inkardır.
İşte Peygamberlik kapısının kapandığı bu
ahir zamanda kullarının gaflete düşmemeleri için Dini tazelemeleri
için Hz. ALLAH Hakiki alim olan mürşidi kamilleri sebep kılmıştır.
Nefsani bakan
kör bakar ve gelen nuru göremez göremeyince de ilk yapacağı şey
inkardır. Bu Cılık yumurta kalpli insanlar
manevi kör olan gözle baktıkları için, maddesel baktıkları için Hz.
ALLAH’ın veli kullarını vesile kılarak saçtığı nuru göremiyorlar.
Göremeyince de düşman oluyorlar.
Şimdi insafla
düşünelim, Hz. ALLAH (c.c) kullarına manevi kuvvet almaları için
sebep gönderiyor nefsine ve cahil aklına uyan zalim de karşı çıkıyor
ve bu insanlar da Hz. ALLAH ile savaş ettiklerinin farkında değiller
ve ben bu zihniyette olan kişilerin akıbetlerinin çok kötü olarak
sonuçlandığını gördüm. Şirke düşüyorlar
yaygarasına gelince, Peygamber (s.a.v) Efendimiz zamanında
asrı saadet devrinde onun gözünün içine bakan onun emirlerini bir
bir uygulayan ashabı kiram şirke mi düşmüşlerdi. Her zaman onun hayali ile yatıp kalkarlardı. Hz. ALLAH hayal
edilemez çünkü onun eşi ve benzeri yoktur kul ne yapacak Hz.
ALLAH’ın nurunu getireni duyuranın gözlerine bakacak ki içine nur
dolsun. Ashabı kiram da Resulullah (s.a.v) Efendimizin yüzüne
baka baka sohbetlerini dinleye dinleye nurlandılar. Çünkü Hz. ALLAH nurunun akmasına onu vesile
kılmıştı. Şimdi bu sözlerimize karşılık biri
kalkıp onlar şirke düşmüştü diyebilir mi ? İşte onun yolunda izini bozmadan yürüyen mürşidi kamiller de
Resulullah (s.a.v) akseden nuru dağıtıyorlar. Resulullah (s.a.v) Efendimiz zahiri olarak görünmüyor
ki mübarek yüzünü görelim . Bu ruhi
ihtiyacımızı karşılamamız nurlanmamıza vesile olmaları için onları
bizlere Hz. ALLAH (c.c) sunmuştur. Kim ki onlara karşı geliyorsa
Hz. ALLAH’ın ikramına karşı geliyordur. Ve
ne yazık ki bu büyük hatanın farkında değiller. Şirk konusunda Kabeyi beytullahı örnek gösteriyorum
kullarının bir araya gelmeleri için kabeyi kendi evi manası olan
Beytullahı diye tanıtan Hz. ALLAH, beytullahı tavaf ettirirken
kullarını Haşa, şirke mi düşürüyor ? Gözü
kör kulağı sağır olanlar bu anlattıklarımızı ne duyarlar ne de
görürler. Yinede Hz. ALLAH bu gaflete düşen
ALLAH’ın veli kullarını inkar edenlerin kör gözlerini ve sağır
kulaklarını açsın Hakikati hem göstersin hemde duyursun
İnşaALLAH.. Ayeti kerime: "Sadıklarla beraber
olunuz."(Tevbe 119) Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.335 Müjdeli Bir Rüya
Müjdeli Bir Rüya Amine Validemiz hamileliğinin
ilk günlerinde bir gece rüyasında vücudundan bir ışığın çıkarak her
tarafa yayıldığını ve bu ışığın suriyenin muhteşem saraylarını bile
aydınlattığını görmüştü. Bir başka rüyasında
ise; Sen bu ümmetin efendisine hamilesin. Onu dünyaya getirdiğinde
her kötünün şerrinden bir olan ALLAH’a sığınırım de ve ona Muhammed
adını koy denilmişti. İşte bu sebepledir ki Hadisi
şerifte: "Ben dedem İbrahimin duası, kardeşim isanın müjdesi ve
annemin rüyasıyım."(Ahmed bin Hambel)
buyurulmaktadır. Onun bu gelişi ile İbrahim Aleyhisselam ve
İsmail Aleyhisselamın dualarının icabet makamında kabul gördüğünü
ALLAH-ü Teâla Ayeti kerimesinde haber vermiştir. Ayeti kerimede
:" Nitekim kendi içinizden size
ayetlerimizi okuyacak, sizi tezkiye edecek temizleyecek size kitap
ve hikmeti öğretecek bilmediklerinizi size öğretecek bir Peygamber
gönderdik." (Bakara 151) İnsan cinsinin yine beşer
olarak bir Peygambere kavuşması ne büyük nimettir. ALLAH’u Teâlanın
insanlara gönderdiği Peygamber, insandan başka diğer yaratıklarından
olsaydı, insanlık adına büyük bir şeref olmazdı. Resulullah sallALLAH’u aleyhi ve sellem Efendimiz bütün
beşeriyeti hakk ve hakikatten haberdar etmek için ALLAH’u Tela
tarafından beşeriyete en büyük bir nimettir. (Onu Kimseler Tarif
Edemedi) Resulullah Aleyhisselam yaratılışça ve ahlakça bütün
insanların en güzeli ve en mükemmeli idi. Her
uzvu tam ve mütenasip, endamı gayet latif. uzuna yakın orta boylu,
mutedi ve biçimli idi. Bunula beraber yanında bulunanlardan daima
uzun görünürdü. Mübarek tenleri beyaz da değil esmer de değil hafif
pembe ile karışık nurani ve berrak bir beyazlıktaydı. Yüzündeki nur
pırıl pırıl parlardı. Batınındaki nur
cisminde parlıyor, nurlu cisminin gölgesi bile yerde görünmüyordu.
Ömründe hiç esnemedi. Bir yere giderken acelesiz telaşsız ve gayet
temkinli gider, sağa sola bakmazdı. Pek
vakarlı olan yürüyüşü, sanki yüksekçe bir yerden aşağıya doğru
iniyormuş gibi süratlice idi. Normal bir yürüyüşle yürür gibi
görünmesine rağmen, yanında gidenler hızla yürüdükleri halde geri
kalırlar ve ona yetişmekte güçlük çekerlerdi. Gözleri kimsenin göremeyeceği
mesafeden görür, kulakları çok uzak mesafeden ses alırdı. Öndekileri
nasıl görürse, arkadakileri de görüyordu. ışıkta gördüğü gibi
karanlıkta da görüyordu. Saçını ve sakalını her vakit
tarar, ve güzel kokular sürünürdü. Güzel koku sürünürse de, teninde
ve terinde, pek hoş fıtri bir koku mevcuttu. Mübarek eli ile bir çocuğun başını sığasa, o çocuk başka
çocuklar arasında belli olurdu. Geçtiği yollar misk gibi kokularla
dolar, geçtiği belli olurdu. Terlediği zaman mübarek
yüzünden inci gibi dökülen teri gül gibi kokardı. Konuşurken ön
dişleri parlardı. Onun simasındaki mehabet ve güzellik, gören
herkesi etkilerdi. Onu kimseler tarif edemedi. Onun yüksek
vasıflarını görüp anlatmak, isteyenler. onun bir benzerini ne ondan
evvel ne de ondan sonra göremediklerini, bilmediklerini itiraf
ederlerdi. Bütün güzellikleri açıkta olmuş olsaydı, Asabı kiram
RadiyALLAH’u anhümün ona bakmaya güçleri yetmezdi. O insanların en güzeli ve en
nurlu olanıydı. Hz. ALLAH celle celalehü cümlemizi ve cümle ümmeti
Muhammedi ona tanınan şefaatten istifade etmemizi nasip etsin
inşaALLAH. Bu
vesile O yüce peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizin
kutlu doğum haftası tüm islam Alemine hayırlı olsun. ALLAH’ümme
salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin
ve ala Ali Muhammed.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.336 Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar.
Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar.
Mürşidi Kâmil Bir Işık Yakar. Mürşidi kâmil bir ışık yakar ve
çekilir. Hatta eğer kâmil mürşid ise, müridin nefsini ruhundan
ayırır. Mürid ruhu ile baş başa kalır artık o mürid kötü işlerden
uzak kalır. İbadet yapma zikir çekme ona zevk haline
gelir. Nefs yok
ki karşı çıksın ah! o hal ne güzel haldir! Yaşayan bilir. Dille
yazıyla anlatılacak bir hal değildir. O günler ne günlerdi. Gün gelir
nefs içeriye verilir. Nefs ağlar sızlar biz seninle beraberdik al
beni içeri der. Ruh zaten ona âşıktır ruh da ağlar beraber
buluşurlar. Fakat vücuda girer girmez başlar icraatına hasetlik,
fesatlık, şehvet azgınlığı başlar. Şu kadar var ki eski forsu
sökmez. Çünkü ruh vücuda hakim olmuş onsuz geçen zamanda ibadete
taata alışmıştır. Hepimiz biliyoruz ki ruhu ters yola çeken
günahlara sürükleyen nefstir. Yani nefsin bundan sonraki terbiyesi
müridin çalışmasına bırakılır. Bu abiniz bu halleri yaşadı
yaşadığı gerçekleri yazıyor. Ah! Ne güzel
günlerdi o günler! O halleri yaşamamıza
vesile olan Hatemi veli Hazretlerinden Hz. ALLAH(c.c) razı olsun
İnşaALLAH... Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.337 Müflis Kimdir?
Müflis Kimdir
? Peygamberimiz
Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz
Ashabına: "Müflis kimdir bilir
misiniz diye sordu.? Ashabı kiram, Bize göre
müflis parası olmayan ve malı bulunmayan kimsedir." dediler. Bunun üzerine resulullah (s.a.v) Efendimiz şöyle
buyurdular: "Benim ümmetimden müflis
o kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekatla ALLAH’ın huzuruna gelir. Fakat
kimine sövmüş, kimine iftira etmiş, kiminin malını
almış, kiminin kanını dökmüş, kimini de
döğmüş. Yaptığı iyilik ve sevaplarından bu
hak sahiplerine dağıtılır. Üzerinde olan
haklar ödenmeden önce sevapları biterse hak sahiplerinin
günahları o kimseye yükletilir, sonra
cehenneme atılır ." (Müslim:2581) Ne büyük gaflettir ki
bir taraftan kazanır diğer taraftan kaybeder cehennemlik
olur. Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi böyle bir
akıbetten muhafaza eylesin inşaALLAH. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimede: "Ayetlerimizi yalanlayan ve
onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenlere göğün kapıları açılmaz. Deve iğnenin
deliğinden geçmedikçe de cennete giremezler." (Araf:40) Hazreti ALLAH (c.c) değil deveyi isterse bütün kâinatı
iğnenin deliğinden kün emri ile geçirir ancak
biz O'nun huzuruna deve yükü günahla çıkmamaya
dikkat gösterelim bize düşen
budur Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi ruhu
galip nefsi mağlup olanlardan eylesin müflis olanlardan eylemesin inşaALLAH. Amin Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.338 Mürşidi Kamil İle Buluşmak
Mürşidi Kamil İle Buluşmak
Mürşidi Kamil İle Buluşmak 1989 Yılında sene izinimizi
kullanmak için memleketimiz olan Adapazarı’na
geldik. Çok sevdiğim yeğenim ticari dükkân
işletiyordu. Onu ziyaret etmek için dükkânına uğradım. Sakal
bırakmış hoş bir hali vardı. Daha evvelki hali pekiyi
değildi, namaz kılmadığı gibi iman eksikliği vardı. Ona bu
değişikliğin sebebini sordum: "dayıcığım bir ALLAH dostu tanıdım
onun verdiği dersi yapıyorum sohbetlerine katılıyorum çok güzel bir
insan, Düzce’de yaşıyor tavsiye ediyorum sende tanış dedi olur
münasip bir zaman tanışırız." dedim. Bir kaç
gün sonra ona yine uğradığımda ise, dayı O Efendi tanıdığım bir
ağabeyin evine davet edildi ben gideceğim istersen sende gel deyince
beraber o mübarek insanı ziyarete gittik bizi odaya aldılar
beklemeye başladık. Birazdan kapı açıldı
mübarekler göründüler biz ayağa kalktık geldiler benim oturduğum
kanepenin yanına oturdular hal hatırımı sorduktan sonra pek çok dua
ettiler. İçimden, ben bu nurlu yüzü daha evvel nerede gördüm acaba
diye de düşünüyordum. Bize zikir dersi tarif ettiler. Kalplerin anahtarı sözler ve
notlar eserlerinin birinci ve ikinci ciltlerini ve sohbet
kasetlerinden aldık biraz sonra da izin istedik
ayrıldık. Vakit
geçirmeden günlük zikir dersine başladım. Yaptıkça içime huzur
doluyordu. izinimizi bitti Viyana’ya döndük ibadet yaparken musallat
olan zorluk kalkmıştı. Kalp zikrine başlar başlamaz gözlerimden yaşlar akıyordu
bunun muhakkak hikmeti olmalı idi aradığım yolu bulduğuma
inanmıştım. Kısa zaman sonra bu nurlu yolu
etrafa duyurmak için içime inanılmaz arzu belirdi. İlk iş bu yolu
temsil eden Almanya gurubu ile tanıştım. İhlaslı kardeşler idiler
çalışmalarını bölücülüğün kalkması ümmeti Muhammedi ALLAH ve Resulü
(s.a.v) yolunda birleştirmek için yapıyorlardı. Zaten Efendi
Hazretlerimiz yazdığı eserlerinde dinimizi menfaat ve siyasete alet
edenlere karşı sert eleştiri ve gereken ikazları
yapıyordu. Bizde temin ettiğimiz bu kitapları etrafa yaymaya gayret
ediyorduk tek can olarak etrafa bu hakikatleri duyurmaya gayret
ediyordum. Fakat çok emindim ki, Hz. ALLAH ve Resulü bu yolu
beğeniyordur çünkü yolda ki, çalışmaların gayesi açıktı. Ne madde ne
menfaat ne siyaset çalışması yapılmıyor kimseden hiçbir ücret
istenmiyordu. Yasini şerifin yirmi birinci ayeti kerimesinde
geçen "SİZDEN HİÇ BİR ÜCRET
İSTEMİYENLERE UYUN ONLAR DOĞRU YOLDADIRLAR", ilahi emir tam manası ile tatbik ediliyor uygulanıyordu. Ve
biz bu ilahi emri etrafımıza duyurmaya gayret ediyorduk. Kısa zaman
sonra bu yola muhalif guruplar tarafından tepkiler gelmeye
başladı. Hatta
siyasi partiye bağlı bir imam adresimizi öğrenmiş bize geldi içeri
davet ettik:"Muhterem, bu kitapları siz mi dağıtıyorsunuz dedi biz
de evet dedik iyi ama kardeşim şimdi Cihat zamanı, bir kenara
çekilip zikir çekme zamanı değil ."dedi. "Peygamber (s.a.v) in
hayatı Cihat ile geçti siz de cihat yapın, insanları zikir ile
uyuşturmayın. dedi ve Cihatı teşvik eden ayet ve hadis okudu ve
tarikata karşı içimizde tereddüt doğmasına sebep oldu. Birazdan da
yolcu ettik gitti. Yatacağım zaman iki rekât istihare namazı kıldım ve her şeyin
özünü bilene Hz. ALLAH'a, Ya Rabbi dedim "muhakkak ki Sen her şeyi bilensin ne olur bana hangi yolu
beğendiğini anlıyacağım şekilde malum et." diye gözyaşı ile yalvardım. Yüzümü kıble yönüne dönük
şekilde yattım ve aynı anda kendimi deniz üzerinde yürür halde
gördüm. Önümde
eski zaman kıyafetli iki kişi gidiyorlar ben ise onları takip
ediyormuşum onların bana emri varmış sakın durma devamlı yürü eğer
durursan batar ölürsün ben hem yürüyorum hem bu sözü
hatırlıyorum. Bir an kendi kendime durayım
bakalım ne olacak dedim ve durdum ve aynı anda suya battım önümdeki
yürüyenler beni tutup çıkardılar ve bana, "Senin takip ettiğin tarikatı aliye ALLAH yoludur bu yolda
daima yürü eğer durursan dünya denizinde
boğulursun." dediler ve
uyandım. Ve yine uykuya daldım ve bize gelen
imamın bulunduğu caminin içindeki insanların halini gördüm hepsi
başlarını masalara koymuşlar uykulu halde sarhoş gibiydiler ve ben
uyandım. Hem kendi yolumun içyüzünü hem
onların yollarının iç yüzünü bana anlıyacağım şekilde gösteren
sahibime şükrettim. Bu rüya benden bütün tereddütleri
kaldırmıştı. Bu arada yolumuza katılanlar
oldu bizim evde toplanıyor sohbet ve zikir yapıyorduk kısa zaman
sonra da ibadetlerimizi yapacağımız mescidimizi Hz. ALLAH (c.c) bize
hediye etti. Mescidimiz açılınca bizi
hem sevinç hemde heyecan sardı nedeni ise gelenlere sohbet yapmak
gereken bilgileri anlatmak lazımdı bizde ise o cesaret yoktu bilgi
de yoktu. Bir
gece o endişeler ile uykuya yattım manada değişik bilmediğim bir
yerdeyim, iki kişi önlerinde masa sandalyede oturuyorlar selam
veriyorum yanlarına oturuyorum bize diyorlar ki: "Biz sana öğreteceğiz sen öğreneceksin sen durma
çalışmaya devam et." Bu rüyadan bir
zaman sonra yine mana âleminde Efendi Hazretlerini meydanlık bir
sahada beyaz bir çadırda yatıyor görüyorum yanına gidiyorum ve ondan
kitap istiyorum Efendi Hazretlerimiz de yatağında doğrulup kendi eli
ile beyaz kâğıda yazdığı notlarını bizim elimize
verdi. Bu
rüyalardan sonra bize öyle bir azim ve gayret geldi ki, hazırladığım
sohbetlere hayret ediyordum. Sohbet kasetleri dolduruyor ücretsiz
dağıtıyordum. Zikirlerimiz feyiz ve bereketli geçiyordu
Avusturya’nın birçok şehirlerine seferler tertip edip kitap
dağıtıyorduk. Hiç durmuyor boş vakitlerimde devamlı kitap okuyordum. Her
okuduğumda yeni hakikatler öğreniyordum kafama takmıştım Efendi
Hazretlerinin duyurmak istediği hakikatleri anlamaya
çalışacaktım. Bu arada günlük kalbi zikir
dersimin adedini arttırdım çünkü ibadet yapmaya
doyamıyordum. Sene 1996 emekli oldum kendimi
biraz daha ibadete verdim. Artık nafile ibadetler olan
namazları da kılabiliyordum. Bu rabbimin ikramı olan yapmamı nasip
ettiği ibadetleri sizlere anlatmak ile kendimize bir paye
çıkarmadığımızı kendimizi övmek için anlatmadığımızı bizi yaratan
biliyor. Size
anlatmak istediğimiz şu ki: "Kul Hz.
ALLAH’a ne kadar yaklaşmak ister ise Hz. ALLAH (c.c) de ona o
derecede yaklaşır." Hz. ALLAH (c.c)'nün İlahi
nurunun kalbe dolması. ! Bir gece mana âleminde Efendi
Hazretleri ile Medine’de Resulullah (s.a.v) efendimizi ziyaret
etmek için koşarken uyandım. O rüyadan sonra
peygamber efendimize olan sevgim bir kat daha arttı salatı
selamlarımı da arttırdım onun mübarek ismini duyunca gözlerim
yaşarıyordu. Aradan bir zaman sonra rabbim
bize hayatın en önemli hadisesini yaşattı. Şöyle ki: Manada seher vaktinde
bir yerde bulunuyorum etrafı seyrederken gökyüzünde parlak bir
ışığın gezdiğini gördüm gözümü ışıktan ayıramıyordum bir zaman sonra
ışık aşağıya doğru inmeye başladı ve bize yaklaştı etrafımda dönmeye
başladı iyice dikkat ettiğimde ışık topunun içinde kuran yazıları
gördüm. İşte tam o esnada ışık topu kalbimin
içine öyle bir dalış daldı ki sanki kalbimin içine ateş doldu acıdan
yerlerde yuvarlanırken uyandım ve kalbim acıdan yanıyordu bu
hadiseyi rabbimizin ilahi bir lütfu olarak kabul
ettik. Bu
hadiseden sonra içimde Hz. ALLAH’A karşı tarif edilmeyecek sevgi ve
muhabbet uyandı. Ve o ilahi sevgi bu gün de artıyor eksilmiyor Rabbim
arttırsın eksiltmesin bu sevgi ile Zatına kavuşmamızı nasip ve
müyesser etsin. ALLAH (c.c) nün sevgisi öyle
bir sevgi ki, tarif etmek mümkün değil. Sizin
anlıyacağınız şekilde şöyle bir misal ile tarif edebilirim. Bir esir
düşünün zindana atılmış ona hiç ummadığı bir zamanda oranın padişahı
gelse onu oradan kurtarıp sarayına alsa ne kadar huzur duyar işte
Hz. ALLAH (c.c) sevgisini içinde hisseden insan da aynı huzura
kavuşur çünkü Hz. ALLAH (c.c) dünyayı yaratmış ki, insan aklının
almıyacağı sanat eserleri ile görülüyor lezzetleri yeniliyor
içiliyor. Nefsimiz bu zevklere dalınca onları kendisine ikram edeni
unutuyor o, lezzetlerin esiri oluyor gaflet uykusuna
dalıyor. İşte bu duruma düşen insanı Hazreti
ALLAH (c.c) uyandırıp kendine çektiği zaman nefsinin esaretinden
kurtulup ALLAH sevgisine kavuşunca her yerde Hz. ALLAH'ın kudretini
görmeye başlar. Bize çeşitli gıdalar
yediriyor hasta olunca şifalar ihsan ediyor varlığından haberdar
etmiş emirlerini duyuruyor dua edince istediğimizi ikram
ediyor. Böyle
tükenmez güç sahibi ve muhakkak kendisine gideceğimiz bizi bizden
çok seven Hz. ALLAH’ın sevgisi nasıl olmalı. O ki ayeti kerimede:
"FESTAİZ BİLLAH" bana sığın "FEFİRRUİLALLAH" bana kaçın
buyuruyor. Bizde En emin kucak onun rahmet ve
merhamet kucağı olduğunu bilmeli kendimizi onun şefkat deryasına
bırakmalıyız. Öyle bir sonsuz güç sahibinin sevgisi de sonsuz oluyor ve hiç
bir zaman yok olmayan sonsuz bir yaratıcıyı sevmek ne kadar şerefli
sevgi. ALLAH’Ü
EKBER. ALLAH sevgisine kavuşmamıza vesile
olan böyle güzel veli kulları puta benzeten alim geçinen zalimler
var sakın onlara inanmayın. Hz. ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde
buyuruyor ki: Estaizübillah, "YARATTIKLARIMIZDAN ÖYLE BİR TOPLULUK DA VARDIR Kİ, ONLAR
HAKKA İLETİRLER VE HAK İLE HÜKÜM VERİRLER. "(Araf 181.) Diğer bir ayeti kerimesinde
ise: "SADIKLAR İLE BERABER
OLUN." (Tevbe 119)
buyuruyor. Sadık kullardan maksat Hz. ALLAH’ı sevenler olmalı değil
midir? Hz. ALLAH cümlemizi sevdiği veli kulları ile beraber etsin
onları bize sevdirsin sevmediği kullarını ise bizden uzak
tutsun. VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ÂLEMİN. ALLAH’ÜMME SALLİ ALA
SEYYİDİNA VENEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ
MUHAMMED.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.339 Murdar Et!
Murdar Et Yememek İçin Tek Çare
Muhterem kardeşlerim helal et yemek için kendi yiyeceğimiz
etimizi kendimiz veya güvendiğimiz birine kestirirsek ALLAH’ın
emrini yerine getirmiş oluruz tek çareyi bu yolla
bulduk. Size bir hadise anlatayım.
Bulunduğumuz muhite helal kesim adı altında bir ticarethane
açıldı. Sahibi görünüşte çok ihlaslı
biriydi. Hayırlı olsuna gittik. Sahibi bize
kesinlikle helal olduğunu şüphe etmememiz için çeşitli teminatlar
gösterdi. Gerçekten de ikna olmuştum. Çünkü
hele tavuk kesim işi çok zahmetliydi. Cemaatimiz sorumluluğu bana
yükledi sen alalım dersen alırız dediler. Bende bana yarına kadar
müsaade edin dedim. Gayem istihare namazı kılıp Hz. ALLAH’a
sığınmaktı. O
gece yatsı namazından sonra iki rekât istihare namazı kıldım Yarabbi
bu günkü hadise sana malumdur ne olur bize helal dedikleri
tavukların iç yüzünü göster dedim ve sağ tarafıma yattım. Ve kendimi
Avusturya tıp fakültesinde ölülerin kaldığı bir odada
gördüm. Ölülerin sıralandığı yerlerde
tavuklarda sıra sıra yatıyorlardı. Uyandım kendi kendime rüyayı
tabir etmeye çalıştım. Neden tıp fakültesinde ölüler diyeceksiniz. Çünkü tam o zamanda kızım tıp fakültesinde okuyor ölüleri
kesip biçiyorlardı imtihan veriyorlardı. Hatta beni bir gün çalıştıkları odaya getirmiş ölüleri
göstermişti. İşte ben rüyamda tam o ölülerin
kaldığı odayı ölülerin yanında da tavukları
görmüştüm. Bu rüyadan sonra gel şimdi o
tavuklara helal de. Tabiidir ki cemaatimizi
teşkil eden kardeşlerime sakıncalı demekle yetindim. Bundan sonra o kişinin kesim yerine gidenler gördüler ki
tavukları kesen makinanın bıçağında besmele yazılı bu bıçakla
kesilen tavukların helal olduğunu söylemişler. Bizde kimseye itimat etmedik
kendi etimizi kendimiz kesiyoruz. Hz. ALLAH cümlemize helal yiyip
helal içmemizi nasip etsin.Amin.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.340 Mıknatısın Gücü
Hz.
Allah’ın Ruhunu Temizleyen Kulunu Kendine Çekmesi Ve Sevgi Bağı
Kurması.
Mıknatısın Gücü: Mıknatıs
kendisi gibi çekicilik vasfı taşıyan kendisine yaklaşan maddeleri
çekiyor fakat etrafları temiz olursa , pislenmiş paslanmış maddeleri
kendine yakın olsalar bile çekmez çünkü etrafını saran kir ve paslar
kavuşmayı engelliyor. Ağaç ve plastik türü maddeleri kendi yapısında olmadığı için
çekmiyor dikkat edilirse mıknatısa kavuşmak isteyen parçacıklar
temiz ve aynı maddeden olması lazım aksi takdirde mümkün
değil. Biz insanların da içimizde
taşıdığımız ruhlarımız var ve içimizde taşıdığımız , Hz. ALLAH’tan
gelen bu cevherler her biri çekici güce sahiptirler.
Bu cevherleri
içimize Hz. ALLAH (c.c) tertemiz olarak koydu . fakat insanların bazısı bu değerli hazineyi kirletti
çekicilik vasfını kaybettirdi o ulvi ruhun gönderilen sahibi ile
sevgi kurması engellenmiş oldu. Bazı
insanlar ise imansızlık batağına düşerek ruhlarını öldürdüler ağaç
sıfatına büründüler cehenneme yakıt oldular. Bazı insanlar ise içlerindeki
cevheri günah işleyerek kirletmediği gibi, Hz. ALLAH’a ibadet ve
zikirle ruhunu parlattı gönderen yüce kudreti ilahi ile muhabbet
bağı kurdu dünyasında huzurlu yaşadı ahirette de ölümsüz bitmeyen
cennet hayatının namzedi oldu. Bu ne güzel bir akıbet Hz.
ALLAH cümlemize ruhumuzu kirletmeden tertemiz olarak dünya hayatını
bitirmemizi kendisine kavuşmamızı nasip etsin . Muhterem kardeşlerim, siz de
içinizde taşıdığınız ruhunuzu gaflete düşüp şeytana uyup günaha
girip kirletmeyin böyle bir hata yaptığınızda ise hemen pişmanlık
duyarak tevbe edin ve kalbinizi yıkayın. Hz. ALLAH (c.c) ayeti
kerimesinde: "EY MÜMİNLER HEPİNİZ
TEVBE EDİNİZ Kİ FELAHA ERESİNİZ." (Nur
31) buyuruyor. Felaha ermek , huzura ve
selamete kavuşmak demektir. Ne büyük
mutluluktur ki kul pişman olmuş yaptığı günahlara karşı kalbiyle
tevbe ediyor sahibi onu af ediyor kirlenen ruhu tevbe suyu ile
yıkanıyor diğer bir ayeti kerimede ise; "ALLAH’IN SİZİ BAĞIŞLAMASINI ARZU ETMEZ MİSİNİZ ALLAH ÇOK
BAĞIŞLAYICI ÇOK MERHAMET EDİCİDİR. "(Nur 22) buyuruyor ve kullarını tevbe etmeye teşvik ediyor.
Çünkü kullarına karşı çok merhametli
olduğunu kendisi haber veriyor ve diğer bir ayetinde de:
"RAHMETİM HER ŞEYİ KUŞATMIŞTIR."
(Araf,156.) buyuruyor. Bizleri rahmet çemberinin içine
alan sonsuz merhamet sahibi olan sahibimize tövbe edip şükretmemek
ne büyük hata ve ne büyük nankörlüktür . Bizi yaratan çeşitli nimetler veren kendisi olduğu halde
,nankörlük yapan günah işleyen kullarını af edeceğini haber veren
yine kendisi oluyor . Bu onun sonsuz
merhamet sahibi olduğundandır. Bir günahkar
insan da bu fırsatı değerlendiremiyorsa kendisine yazık etmiş olur.
Çünkü tövbe bu dünyada kabul edilir ahirette ise o şansı yoktur ve
hiç bir özür kabul edilmeyecektir. Akıllı
kimse odur ki, ruhunu tövbe suyu ile yıkar , zikirle parlatır
şükürle de rahatlatır huzura kavuşur. Dikkat
edersek göreceğiz ki Hz. ALLAH hep ikram ediyor nankör insanlar da
devamlı isyan ediyor. Düşünse ki taşıdığı
vücudunu hazır buldu bu ona bir ikramı ilahi değil midir.
Dünyayı
seyretmesine sebep olan gözleri kendisine ikram edilmiş nimet
değimlidir. Teneffüs ettiği hava yedirdiği gıdalar içirdiği sular onu
yaratanın ikramı değil midir. Bu
nimetleri Hz. ALLAH’tan başka kim verebilir. Ve bu paha biçilmeyen nimetleri ikram eden sonsuz kudret ve
azamet sahibi olan , bütün yaratılmış ruhların sahibi olan Hz. ALLAH
(c.c) kullarından beklediği kendisine kulluk yapılması ve ikram
ettiği nimetlerine şükür etmeleri ve öldükten sonra dirileceklerine
inanmalarıdır . İşte her şeye aklı çalışan nankör insanların aklı burada
duruyor , bu kadar kolay bir emri şerifi, şeytana ve nefsine uyarak
yerine getirmiyor ebedi ölümsüz hayat olan ahiret dünyasını
kaybediyor. Ebedi felakete düşüyor, ve
bu imansız insanlar bu dünyada da huzuru bulamıyorlar.
Yine geçmişte
yaşadığım bir hadiseyi hatırladım . işim icabı görüştüğüm bir
arkadaş vardı bazen dini konular açılır konuşurduk.
İmanı vardı
zamanla bizimle irtibatı kesildi onu tanıyanlardan haber aldım ki
imansız insanlarla irtibat kurmuş din kitap tanımıyormuş bir zaman
sonra iş yerime ziyarete geldi. Biraz konuştuktan sonra ben
konuyu açtım evet dedi elimle tutmadığım gözümle görmediğim varlığa
inanmam dedi. Bende ona Hz. ALLAH’ın görünen
ve görünmeyen nimetler yarattığını biz insanlar bazı nimetlerini
akıl gözüyle görebilecek kabiliyette yaratıldığımızı bazılarımızın
ise bu nimetten mahrum olduğumuzu söyleyince bana öyleyse bana
akıl gözü ile gördüğün varlıkları söyle dedi. Bende, birincisi ruhumuz ikincisi nefes, elle de tutulmuyor
gözle de görülmüyor üçüncüsü ise şimdi sana soruyorum sende akıl var
mı yok mu , deyince durdu . şaşkın bakıyordu. Bakma öyle dedim . anladım , varsa göster diyeceksin.
deyince, gözüm ile görmediğim elim ile
tutmadığım varlığa inanmam diyorsun, fakat elin ile dokunamadığın
gözün ile görmediğin aklının var olduğuna inanıyorsun.
Sence bu gerçek gözle görünmeyen varlıkların
var olduğunun delili değil midir dedim. Elektriğin gücünden
bahsettim gözle görülmüyor elle tutar isen canından olursun dedim .
Sana bir sual daha, içine çektiğin
nefesini gözle görüyor ellerinle tutabiliyor
musun. Biraz nefes almasan sağa sola
atlamaya başlarsın nefes Hz. ALLAH’ın varlığına en büyük delildir
dedim. Bu anlattıklarının hiç birisi bana
inandırıcı gelmiyor deyince, çok yazık sen ağaç olmuşsun ben sana
hiç bir şey duyuramam dedim. Çekti gitti bir
zaman sonra duydum motor sıkletle giderken kaza yapmış yüzünün
üzerine düşmüş yüzü parçalanmış insanların içine çıkamıyormuş, daha
sonra da öldüğünü duydum. Eğer tövbe etmeden
gitti ise imansız gitti . Muhterem kardeşlerim, arkadaş seçerken çok
dikkat etmelisiniz ve imansız kişilerle kesinlikle yakınlık
kurmamalısınız. Çünkü böyle insanların
kalpleri kararmış ruhları ölmüştür ne misal verirsen ver kendi
aklına uyar bir bahane bulur anlatılanları duymaz. kalbi bozulduğu
için Hz. ALLAH’ın varlığına inanmaz ,peygamberi tanımaz çünkü onun
ilahı şeytan olmuştur. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi ve devam edecek neslimizi böyle
kötü akıbetten muhafaza etsin . Ne acı gerçektir ki , gözleri
görerek inkar ediyorlar o halde ölüyorlar ve inkar ettiklerinin
yanına gidiyorlar. Oraya gidince pişmanlık
başlıyor fakat hiçte çaresi yok . Hz. ALLAH (c.c) saffat sure-i
şerifinde cennette tahtlar üzerinde oturup karşılıklı sohbet eden
mutlu kullarının konuşmalarını tarif ederken şöyle
buyuruyor: "ONLAR BİRBİRİNE DÖNÜP SORARLAR İÇLERİNDEN BİRİ , DÜNYADA
İKEN BENİM BİR ARKADAŞIM VARDI BANA DERDİ Kİ SEN DE ÖLDÜKTEN VE
TOPRAK OLDUKTAN SONRA TEKRAR DİRİLECEĞİNE SORGUYA ÇEKİLECEĞİNE
İNANANLARDAN MISIN . ACABA O ARKADAŞIM NERDE DİYE SORAR, BİR DE
BAKAR Kİ ONU CEHENNEMİN ORTASINDA GÖRÜR .VE DER Kİ YEMİN EDERİM Kİ
EĞER SANA UYSAYDIM SEN BENİ DE HELAK EDECEKTİN EĞER RABBİMİN NİMETİ
OLMASAYDI ŞİMDİ BEN DE ORADA OLACAKTIM."(Saffat 50, 51,
52,53,54,55,56,57)
Muhterem
kardeşlerim. Her şeyi yaratan meydana çıkardığı eserlerinin neler
yapacaklarını bilen sahibimiz olacak olayları bizlere ahirete
gitmeden evvel haber veriyor ve bizi böyle imansız arkadaşların
tehlikesinden haberdar ediyor Onun
için arkadaş seçerken çok dikkatli olun çünkü arkadaşının
beğenmediğin ahlakını bile bir gün olur benimseyebilirsin o iyi
ahlaklı ise iyiliğini , kötü ahlaklı ise, kötülüğü üzerine bulaşır
çünkü alkol satanla beraber olana alkol kokusu bulaşır, esans
satanla beraber olanın üzerine esans kokusu bulaşır. İmanlı arkadaş cennete gitmene, imansız arkadaş ise cehenneme
girmene sebep olur . diğer bir ayeti kerimede ise ; "VAH BENİM BAŞIMA
GELENE KEŞKE O İMANSIZI DOST EDİNMESEYDİM BANA GELEN DOĞRU YOLDAN
VALLAHİ BENİ O SAPTIRDI."(furkan 28,29)
dememek için imansız ahlaksız arkadaşlardan ateşten kaçar gibi
kaçmak lazım. Çünkü kötü arkadaş insanın
dünya hayatını da perişan eder ahiret hayatını da. Bize düşen bizi yoktan var
edene sığınıp ibadet şükür ve zikir ile onun yüceler yücesi olan
gönlünü kazanmak hem dünyada hem ahirette rahat etmektir.
En garanti dost Hz. ALLAH'TIR.. onun yolu
da, kalbini ve ruhunu ter temiz tutmak onunla irtibat halinde
olmaktır . Yüceler yücesi olan sahibimiz
bizleri zatına kul peygamber efendimize de ümmet etsin.
ALLAH’ÜMME
SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED..
Muhterem kardeşlerim. Kendimi bildim
bileli kötü arkadaşlardan uzak durmaya gayret ettim ve bunun çok
faydasını gördüm. Genellikle ruhum hep sahibini aradı, genç yaşımda dahi her
zaman yüceler yücesi olan kainatı var edene karşı içimde sevgi ve
muhabbet vardı . Fakat ne zahiri ne batini
bilgiden haberim yoktu ancak ne öğreniyorsam kuranı kerim
meallerinden ve hadisi şeriflerden öğreniyordum.
Bir gün caminin birinde Cuma namazı
kılıyoruz imam hutbeye çıktı Cuma sohbeti yapmaya başladı konu Hz.
ALLAH’ın dünyayı nasıl yarattığı hakkında idi ve anlatmaya başladı .
Evvela bir
isim söyledi , ALLAH (c.c) evvela bunu yarattı bundan sonra bir isim
daha söyledi bunu yarattı ilk yarattığının üzerine koydu bundan
sonra bir şey daha yarattı onun üzerine koydu ve bundan sonra
dünyayı yarattı en üste koydu dedi ve biraz daha konuştuktan sonra
sohbeti bitirdi . Cuma namazı bitince ben hoca efendiye sordum , hocam dedim
hutbede okuduğunuz sohbette geçen konuları hangi kitaptan aldığınızı
bilmiyorum fakat size tavsiyem ne olur böyle konuları okumayın.
Bu sohbeti dinleyenin imanı zayıflar siz de
biliyorsunuz ki insanlar artık dünyanın hiç bir bağlantı olmadan
döndüğünü hiç bir şeyin üzerinde olmadığını biliyorlar.
Sende biliyorsun ki , Hz. ALLAH ayeti
kerimede: "ALLAH BİR ŞEYİN OLMASINI
HÜKMETTİĞİ ZAMAN ONA SADECE OL DER O DA HEMEN OLUVERİR".
(Bakara 117) buyuruyorken bir şeyi
yaratmak istediği zaman planlamaya tasarlamaya gerek görmeden ne
isterse bir anda yaratabileceğini duyuruyor. Sahsım olarak onun yarattığı
eserlerinin üzerindeki sanatının şaheserliğini gördüğüm zaman bütün
kalbim ile bunları yaratandan başka büyük yok. İşte bütün kainatı yaratan ALLAH budur diyorum ve onun bir
anda her istediğini yaratabileceğine bütün kalbim ile iman ediyorum
. Sizin
yaptığınız sohbet ise onun sonsuz kudretine karşı ters düşüyor
demiştim oda kabul etmişti. Muhterem kardeşlerim.
Hz. ALLAH (c.c) ise ayeti
kerimesinde: "SANA GELEN HER İYİLİK
ALLAH’TANDIR BÜTÜN KÖTÜLÜKLER İSE KENDİ NEFSİNDENDİR." (Nisa
79.) buyurması bizleri uyarmak
içindir. Dikkat
eder isek nefis ibadetleri hiç sevmez onun istedikleri malum yesin
içsin eğlensin benlik taslasın herkesi küçük kendini büyük görmek
ister, yeri gelir ALLAH’ı inkar eder. Kafirler gibi düşünür onun
şerrinden ALLAH’a sığınmamız lazım eğer biraz gaflette olursak
bizlere Hz. ALLAH’tan gelen iyiliklere mani olur ibadet yapmaktan
kaçınır ahiret nimetlerinden mahrum bırakır. Dünya rızkını kazanmak için işe
gitmeye üşenir namerde muhtaç eder bütün hayırlı işlerden kaçınır
fakat şeytani ve şehvani işlere geldiği zaman canavar kesilir
yorgunluk diye bir şey hissetmez. Bizler de Hz. ALLAH’ın bizlere ikram ettiği iyiliklere
kavuşmamız için içimizdeki bu canavarı bağlamanın çaresini aramamız
lazım diye düşündük ve arayışa geçtik. Hz. ALLAH (c.c) o mübarek yolu
buldurunca nefsime sordum öldükten sonra dirilme işine tereddüt
geçiriyorsun tam olarak teslim olmuyorsun , ölüp gittin de gördün mü
ki , böyle inat ediyorsun. Ancak gider görürsün öyle
konuşursun şu anda sen ancak zan ile karşı çıkıyorsun , sana gene
soruyorum Hz. ALLAH (c.c) bizi yaratmadan evvel biz meninin içinde
gözle görülmeyen tohumduk fakat biz o halimizi de gözlerimiz
ile görmediğimiz halde inkar etmiyoruz. Çünkü gözlerimiz ile görüyoruz ki insanlar meni ve tohumdan
yaratılmaya devam ediyor. Fakat biz dünyaya gelmeden
tohum halinde iken bize deselerdi ki siz babalarınızın bellerinden
annelerinizin rahimlerine gireceksiniz. Onların karınlarında siz evvela kan sonra et ve kemikler ile
birleşerek insan olacaksınız deselerdi acaba inanır mıydın diye
nefsime sorunca sükut etti huzura erdim ibadet lezzetine kavuştum.
Bu ibadet ve
huzur yoluna girmeden geçen günlerimde imanımın yarım olduğuna
kanaat getirdim. Ve şimdi diyorum ki, bir
insan gerek maddi gerek manevi kuvveti olan bitmeyen bir sonsuz
kuvvet arıyorsa , Hz. ALLAH (c.c) ile irtibat kurması kesinlikle
lazımdır onun ise yeryüzünde şubeleri vardır o şubelerin de
müdürleri vardır oraya baş vuran müracaat edenleri manevi enerji
hattına bağlarlar. Onun içine iman enerjisi doldururlar sen buna şaşıyorsun
şaşma her yapılan evin elektriği ve suyu o enerjilerin dağıtımını
sağlayan şubelerin vasıtası ile yapıldığı o enerjilerin ise büyük
barajlardan temin edilip dağıtıldığı gibi manevi enerjiler de Hz.
ALLAH’tan peygamber efendimize onun vesilesi ile yeryüzünde ona tabi
olan velilere dağıtılmakta o veliler vasıtası ile de onlara müracaat
eden taliplere dağıtılmaktadır. ALLAH (c.c) bütün müminlerin
böyle manevi şubelere müracaat etmelerini nasip ve müyesser etsin
amin VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN . ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA
VENEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ MUHAMMED... KALPTEN İNAN EY
MÜSLÜMAN
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.341 Mucize Keramet İstidraç
Mucize Keramet
İstihraç (MUCİZE) Mucize: Peygamber (a.s)
Hazeratının ellerinde husule gelen harikulade
hallerdir. Mucize iki
kısımdır. 1- ALLAH’u Teâlanın peygamberlerine
nübüvvetlerini ispat için verdiği mucizelerdir. 2- İnsanların iman edebilmeleri için kendi arzuları üzerine
peygamberlerden istedikleri mucizelerdir. Birinci kısım mucizeye iman
etmemenin cezası hemen verilmemiş, kendi arzuları ile mucize
istedikleri halde inanmıyanlar kısa sürede helak olmuşlardır. Salih
(a.s) 'ın devesi ikinci kısım mucizedendir. Mucizelerin Peygamber (a.s) Efendilerimizle olan alakası,
onların ellerinde zuhur etmesidir. Hakikatte
Hazreti ALLAH’ın ezeli ve ebedi kudretinin o andaki tezahüründen
ibarettir. Mucize onlardan başka hiç kimsede
zuhur etmez. Hazreti ALLAH Peygamber olarak
vazifelendirdiği seçilmiş kullarının nübüvvetlerini halka ispat için
onları mucizelerle desteklemiştir. Bu seçkin
insanlar mucize için en ufak bir meşakkat ve yorgunluk çekmedikleri
gibi, uğraşıp didinmeye de gerek duymamışlardır. Cenab-ı Fahr-i (s.a.v) Efendimizin ayın ikiye bölünmesi
için parmağı ile işaret etmesi, yağmur yağması için Rabbine dua
etmesi, Mübarek parmaklarından suların fışkırması, İsa (a.s) ‘ın Hz.
ALLAH’ın izniyle ölüleri diriltmesi, Süleyman (a.s) ‘ın kuş dilinden
anlaması, Musa (a.s) ‘ın denizin yarılması için asası ile dokunması,
Bilinen büyük mucizelerdendir. (Keramet) Keramet harikulade hallerin
Cenabı hakkın izni ve iradesi ile veli kullarından sadır
olmasıdır. Hadisi şerifte: "Müminin ferasetinden korkunuz çünkü o aziz ve celil
olan ALLAH’ın nuru ile bakar." (Münavi) Keramet o velinin tabi olduğu peygamber için de bir mucize
sayılır. Zira o keramet peygambere uymasının
bir mükâfatı olarak kendisine bahşedilmiştir. Keramet veli olmasının şartı değildir. Peygamber efendilerimize mucize izhar etmek vacip olduğu
gibi, Evliyaullah hazaratına da kerametlerini gizlemek
vaciptir. ALLAH dostları olan bu velileri
keşif ve kerametleri ile takdir etmek doğru
değildir. Bir velide hiç keramet
görülmeyebilir de. (İstihraç) İstihraç da keramet gibidir. Fasık
veya kafir bir kimsenin istediğine uygun olarak vaki
olur. Bir takım riyazetlerle ruh kuvvet
buluyor nefsi tasarruf altına alıp eşyaya hakim olabilme kuvvetini
elde ediyor. Bu
gibi haller o kişilerin istikamet üzere olduklarına delalet
etmez. Hiç bir kıymet ifade etmediği gibi,
din ile iman ile ilgisi yoktur. Kendilerini
batırdıkları gibi, etraflarını da batırırlar. Hadisi şerifte: "Kulun
günahlarına devam ve ısrar etmesine rağmen, ALLAH’ın ona dünyadan ne
isterse vermekte olduğunu görürsen bil ki bu ona ALLAH’tan bir
istihraçtır." .(Ahmet bin
Hambel) Bu hal Hz. ALLAH’ın ona bir mekridir.
O onu istemiş Hz. ALLAH da onu ona vermiştir fakat rızası
yoktur.. Hatemi
veli Hz. Kalplerin anahtarı Sözler ve notlar
2, sahife, (104
105)
| |
|
|
[TOP]
20.342 Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Samanyolu Tv De Yayınlanan Tekzip Kararı
Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Samanyolu Tv De Yayınlanan Tekzip Kararı
https://www.youtube.com/watch?v=GKvuTNIz_Vg https://www.youtube.com/watch?v=cseDXuHGLZA
Bu akşam samanyolu haber bülteninde Ömer öngüt
Efendinin. Düzeltme ve cevap haberi yayınlandı.
DÜZELTME VE CEVAP. Samanyolu Tv (stv) Logosuyla yayın yapan televizyon
kuruluşunun 01-02-2010 günü saat, 18,20 de gerçekleştirdiği Ana
haber bülteni içersinde şahsımla ilgili olarak Silahlı kuvvetlerin
içinde bulunduğu iddia edilen gayrimeşru oluşumun hazırda beklettiği
irticai faaliyetler için zamanı gelince kullanacağı eleman olduğum
ithamında bulunulmaktadır.
İlk defa
Taraf gazetesinin 12- haziran 2009 tarihinde benzer bir yayın
sebebiyle, Hakikat dergisinin Temmuz 2009 tarihli sayısında gerekli
cevapları tavsilatı ile vermiş bulunmaktayım. O yazımda da beyan
ettiğim gibi ne askeriyenin ne de bir başka bir birimin
yönlendirmesi ile hareket ederim.
Bağlılığım yalnız ve yalnız Hazreti Allahadır. 85 yaşımda
ömrümün son günlerine gelmiş bir mümin olarak hesabın Allah-u
Tealaya verileceği bilinci içersindeyim. Bu bilinçle askeriye
içersinde bulunduğu iddia edilen gayrımeşru bir oluşumun emir ve
direktfleriyle hareket edeceğimi düşünmek ve bunu Tv ekranlarından
habercilik kisvesi altında insanlara duyurmak beni ziyadesiyle
mütessir etmiştir.
İftira sahiplerini
Yaradana havale ediyorum.
Ömer Öngüt
Efendi Hz. | |
|
|
[TOP]
20.343 Muvahhid İsimli Kardeşe Cevap
Muvahhid İsimli Kardeşe Cevap
Muvahhit İsimli Kardeşe Cevap Muvahhit: Fususul Hikem adlı
eserde çok derin anlamlı manalar geçer bu deruni
ilimleri bilmeyenler hemen inkara baş
vurur. İbni tevmiyyenin yalan dediği konular
da böyledir. ALLAH ona da rahmet etsin bu
deruni manalara o zatı muhteremin ilmi yetmediğinden
yalan saymış. Hz.
ALLAH ona bu halleri yaşatsaydı ancak o zaman
anlardı. Ben burada geçen şifreli sözleri
anlıyorum. Yalnız kendimi ibni tevmiyyeden
ilimliyim diye kesinlikle bir iddiam yok. İlim bir denizdir nasibi olan nasibi kadar
alır. Bana desen ki amca madem yaz bu
şifreleri de biz de istifade edelim. Ben de
derim ki ben yazmış olsam bana olmıyacak hakaretler
yağdırırsınız. Bu konuya biraz olsun açıklık getiren bir Ayeti kerime
yazayım: "Yedi kat göğü ve yerden bir
o kadarını yaratan ALLAH'tır. ALLAH’ın
fermanı bunların arasından iner ki, Böylece
ALLAH’ın her şeye kadir olduğunu her şeyi ilmiyle ilmiyle kuşattığını bilesiniz."(Talak
12) Abdullah bin Abbas (r.a) Hz. buyururlar
ki: "Eğer bu ayeti kerimenin
tefsirini size yapsam, beni mutlaka taş
yağmuruna tutarsınız." Kişi zahire
bakar gördüğüne inanır. Ayeti kerimenin de
zahiri kısmı var batıni kısmı
var. Hz. ALLAH istediğine
duyurur. Muvahhit Resulullah (s.a.v) Efendimiz bir çok değerli
insanların rüyalarına girerek onlara
bilgiler sunmuştur. Muhyiddin ibni Arabi
hazretlerine fususul hikemi öğrettiği gibi, Şahı Nakşibend Muhammed bahaüddin Efendimize
de Evradı bahariyeyi ders ders
öğretmiştir. Sen Evradı bahariyeyi okumadı
isen oku. Ruhunun Hz. ALLAH’ın aşkıyla yanıp
tutuştuğunu göreceksin. Fakat ibni tevmiyyenin
kitaplarını okumaya devam edersen kendi
kusurlarını unutup başkalarının kusurlarını teşhir
etmekle ömür sürersin bu da sana hiç bir şey
kazandırmaz. Gene de biz seni çok seviyoruz
çünkü inandığın doğru bildiğini duyurmaya
çalışıyorsun Hakkı savunuyorsun. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.344 Münzevi Kardeşimize Cevap
Münzevi Kardeşimize Cevap
Münzevi Kardeşimize
Cevap. Münzevi
kardeşim biz kadir Mısıroğlu’nu milli görüşle beraber çalıştığı
yıllardan beri tanıyoruz siz ne zamandan beri
tanıyorsunuz bilmiyorum zahiri ilmi dört dörtlük tarih ilmi aynı
bilgili bir kardeşimiz fakat tarikat ilmi yok
mürşid terbiyesi altına girmemiş girmiş olsa Ömer Öngütefendi
hakkında böyle aşağılayıcı sözler kullanmazdı Ahirete göçmüş bir zat
hakkında böyle konuşmazdı. yanlışını
ispatlayın diyorsunuz Fethullah hocayı dinden çıktı sözünden dolayı
eleştiren ömer efendiyi o zaman eleştiren Mısıroğlu yıllar sonra
Fethullah hocayı eleştirmekle ömer efendiyi haklı
çıkarmış olmuyor mu. bu hadise bile ömer
efendinin veli olduğunun ispatıdır. kim onu
tenkit ettiyse en nihayet gazaba uğradı. Örnek olarak, çok tanınmış olduğu için yazıyorum savaş ay
rahmetli programlar yapıyordu o aylarda biz
organ nakli haramdır kitaplarını Türkiye çapında dağıttık zahirde
organ nakli helâl görünebilir. Batinde ise
ayeti kerimelere göre sakıncalı görülüyor. İşte tam bu safhada rahmetli savaş ay rahmetli diyorum
kendisi iyi bir insandı şeytana uydu Rahmetli Efendi hazretlerimizin kılığına girerek organ nakli haramdır
diyerek Onunla alay etti Onun sesini taklit etti ve çok geçmedi savaş ayın sesi yok oldu biz bu olayın
yakın şahidiyiz Çünkü mübarek çok üzülmüştü
onu Hz. ALLAH’a havale ediyorum demişti. Münzevi kardeşim gözünü dört aç yanlış işlere bulaşma bir
şeyin aslını araştır o şekilde konuş. Daha
evvel yazdığım mesajı da üşenme bir daha oku gerçekleri az sözle
açıklamaya çalıştım. silip silmemeyi senin
vicdanına bırakıyorum nasıl istersen öyle yap
Selâmı Aleyküm
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.345 Mayınlı Tuzaklar
Mayınlı Tuzaklar Sayın
başbakanımız. Her gün şehit haberleri bizi derinden yaralıyor Kahraman
ordumuz Suriye topraklarında bulunan bölücüleri bombalıyor
temizliyor diye haber alıyoruz bu güzel fakat kendi vatanımız içinde
odaklanan bölücüleri bir türlü temizleyemiyoruz
.
Örneğin Cizre’de Asker ve polisimiz gün
geçmiyor ki şehit oluyorlar.
Asker veya
Polis ne zaman teftişe çıksa mayınlı tuzağa uğruyorlar emniyet ve
istihbarat zaafı mı var.?
Bölücüler
askerin veya polisin ne zaman teftişe çıkacağını biliyor ve tuzağını
kuruyor da, o zamana Kadar bizim istihbaratımız onların tuzak
kurduklarını neden bilemiyorlar akıl almıyor bu
işleri.
Tuzak kuran bölücüler havadan
keşif helikopterleri ile takip edilemez mi insansız hava araçları
ile resimleri çekilemez mi. Bir çaresi
olması lâzım
Asker veya polisimizi
teftişe kurbanlık gibi göndermeyelim yollan temizlendikten sonra
gönderelim yazık askerimize yazık polisimize .
Selâm ve dua ile.
Kalpteniman
Mayın
Tespit Cihazı: Yurtiçi ve Yurtdışı Tüm Tescil İşlemlerini
Yaptırdım
| |
|
|
[TOP]
20.346 Muhyiddin İbni Arabi ks. Hazretlerinin duyurduklari,
Muhyiddin İbni Arabi ks. Hazretlerinin duyurduklari,
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, Kendilerini Hazreti Allaha vakfeden kullardan
bahsediyor. Bunların zahiri görünüşü, çardak ve maksurelerde hapis
edildiği, burada ibadetle meşgul oldukları, ve yine burada
farzlarla, nafile namazlarına devam gibi zahiri işlerle uğraştıkları
bilinir. Bunlar adetlerini bozmazlar. Onların herkesin iyi
bildikleri şeyleri yapmaya davet edilmeleri lüzumu yoktur. Çünkü bunlar fesat ve
kötülük bilmeyen kişilerdir. Bunlar gizliliğe sahiptir. Bunlar son
derece emindirler. Gözleri dünyaya ve insanlara
kapalıdır. Peygamber (s.a.v) Efendimiz , bu noktayı işaret ederek
dedi ki: "Korkusu seri olan, kıldığı namazdan zevk alıp ALLAH’ın
ibadetini iyice başaran, Gizli ve açık işlerde Rabbına itaatli olan,
Büyük görünmemek bilinmemek, ibadetlerini göstermemek için gözden
saklayan, mahremiyetlere, gizli ve aşikar tecavüz etmiyenler benim
nazarımda en çok sevdiklerim bunlardır ve bunlar benim
evliyamdır." buyuruyor. Bu büyük ve ulu kişiler
nefislerini terk ettikleri için bu yoldan artık hiç bir şekilde
ayrılmazlar. Çünkü onlar bilirler ki, Hak Teâla onları hiç bir kimse
için halk etmemiş ancak kendisi için halk etmiştir. Bu sebeple
nefisleri her zaman ancak ALLAH için çalışır. Şayet Hak Teâla onlara
halkın gözünde büyütmek için kendi arzuları ile bu yola girmiş
olduklarını göstermek isteseydi Onu yapardı. Kim mani olabilirdi.
Fakat bunları gizleyip, kapamakla bu ululuğu örtmüştü. Bunlar
umumiyetle halkın gözünden saklanmayı
ve ALLAH’a yönelmeyi tercih ederlerdi. Bu hal ve tesettür ile kendi
nefislerinden dahi ulaştıkları basamakları saklarlardı. ki,
bunu baş kasına nasılgösterebilsinlerdi. Halk onunla konuşursa o da
konuşur Çünkü Hak Teâlanın daima kendisini kolladığını bilir.
Halktankendisine bir şey duyurulursa kendi de bildiğini onlara
duyurur. İnsanlarla ve kalabalıkla ünsiyeti azdır. onlarla düşmez
kalkmaz. ancak komşuları ile sık görüşür ki, onlar kendisinin ne işle meşgul olduğunu
bilmesinler. Küçüklerin gönlünü alır, dulların hayrına koşar, çocukları
ile ailesi ile, ALLAH’ın rıza gösterdiği şekilde, onlarla meşgul
olur. hatta
oynar ve onları oyalar. Onlarla mizah eder, ancak hakikati konuşur.
Kendilerinden çıkma bir mevzuu başkalarından duyarsa o mevzuu terk
ederek başka bir mevzuu ele alır. bunu yapamazsa bildiği bir
mevzuu üzerinde konuşur. Çünkü bunlar kalpleriyle
ALLAH’tan başka bir mefhumla uğraşmadıklarından bununla
kendilerini korudukları için, bu ilahi basamaklara
varmışlardır. Onlar ancak manen Hak Teâla ile otururlar.
Konuşmaları ALLAH rızasına uygundur. Onlar her zaman Hak Teâlanın
huzurunda ayaktadırlar. Yalnız ALLAH’ın emirlerine
bakarlar. Daimi olarak onlar ALLAH rızası istikametinde
hicrettedirler. Ağızları nutukları lafzı celaldir. ALLAH’tan alırlar ona
verirler. Ve
ona tevekkül ederler. ALLAH’ın nezdinde ikamet
ederler. Kendi
nefislerinin dahi nerede olduğunu bilmezler. Onlar gaybın içinde
saklıdırlar. Onlar Hak Teâlanın kuzularıdır. Peygamberlerin bulunduğu sahada
yemek yerler. ve bunlar Peygamberlerin alimleridir,
tabileridir. Ve onlara candan bağlıdırlar. Onların çarşısının
yegane müşterisidirler. İşte bu ulu kişiler
Peygamberlerin bulundukları durak ve basamakları bilir ve halleri de
böyledir. ALLAH
doğruyu söyler ve hidayet yolunu kullarına gösterir. Diyor. Muhyiddin İbni Arabi
Hazretleri. Hz.
ALLAH (c.c) cümlemizi kendisine böyle samimi iman eden
kullarından olmamızı nasip etsin . Amin. Vel hamdü lillahi Rabbil alemin
. ALLAH’ümme
salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala Ali Muhammed
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.347 MUHARREM KARABAY VE ÜVEYSİLİK.
MUHARREM KARABAY VE ÜVEYSİLİK.
Muharrem
Karabay ve üveysilik!
Savunduğunuz üves yolu yalnız size mahsus
değildir.
Hazreti ALLAH’ı bir bilen Resulünü Veysel Karani hazretleri
gibi sevenleri de Hz. ALLAH, sizin yaşadığınız
hallerle yaşatıp duruyor.
Siz ise bu fevkalade halleri yalnızca siz
yaşıyorsunuz zannediyorsunuz.
Bu yetmediği gibi Hazreti ALLAH’ın veli kullarını
da aşağılıyorsunuz küstahça konuşuyor
hakaretler yağdırıyorsunuz.
Nefsiniz size galebe çalıyor farkında
değilsiniz.
Tarikat ehliyle zamanın muhalifleri yeterince
uğraşıyor kötülüyor .
Siz ise geçmiş evliyaların hikmetlerinden
bahsediyorsunuz fakat onların varislerini cahil
gösteriyorsunuz bindiğiniz dalı kesiyorsunuz.
Bizden söylemesi vesselâm...
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.348 Manevi Sıhhat.
MANEVİ
SIHHAT.
Cenabı fahri kainat Sallellahü
Aleyhi ve sellem Efendimiz: "Sefer
ediniz sıhhat bulunuz."
buyuruyor. Bu
sıhhat iki türlü olabilir. Nasıl ki vücudun
sıhhate ihtiyacı varsa, Havaların değişmesi ile vücutta bir tebeddül
husule geliyorsa, Ruhun da sıhhati ALLAH için hareket etmektir.
Binaenaleyh çeşitli insanlar ile yalnız ALLAH için görüşülürse Hz.
ALLAH manevi sıhhat bahşeder. Bu manevi sıhhat ve gıdalar
gizlidir. gözle görülmez Riya girmezse, bunların ücreti ahirette çok
büyüktür. Hz. ALLAH (c.c) kazananlardan eylesin İnşaALLAH. Amin.
Velhamdü lillahi Rabbil alemin. Hatemi veli
Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.349 Mübarek Kurban bayramı hakkında Sohbeti....
Mübarek Kurban bayramı hakkında Sohbeti....
Kurban
Bayramı Sohbeti
Muhterem Kardeşlerimiz Hoş
Geldiniz
Hz. ALLAH (c.c) hoş gelenlerden ahirete
hoş göçenlerden eylesin yarın keseceğimiz kurbanlarımızıda kabul ve makbul
eylesin. Kardeşler, Hz. ALLAH'a sonsuz şükürler olsun ki,
bizleri bu yıl da kurban bayramına da kavuşturdu.bu vesileyle mübarek kurban
bayramımızı tebrik eder gelecek bayramlarada Hz.Allah sağlık,sıhhat ve afiyetle
cümlemizi sevdiklerimizle beraber kavuşmamızı nasip
etsin.
Muhterem kardeşlerimiz Hz. ALLAH (c.c)
ayeti kevser süresinde; Fesalli li Rabbike ven har,
Rabbin için namaz kıl kurban kes" buyuruyor.Bizlerde Hz.ALLAH'ın emrini
yerinegetirmek için kurban kesiyoruz.Bu emri şerifi yerine getirirken çok
dikkatli olmalıyız.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz hadisi
şeriflerinde:
"Sizler yer yüzündeki canlılara
şefkatli davranırsanız gökyüzündeki meleklerde hesap gününde size şefkatli
davranmasi için Hz.Allaha niyazda bulunurlar.
Siz de gökyüzünde meleklerin size dua
etmelerini, şefkatli davranmalarını arzu ederseniz yeryüzündekİ canlılara
şevkatli davranınız." buyurmuştur.
Bu sebepledir ki kurbanlık hayvanın
ayağını bağlayıp yere yatırdıkdan sonra bıçağını bilemeye başlayan adamı gören
Allah resulü Efendimiz buyurmuştur ki:
"Ey Allahın kulu bu hayvanı sen iki
defa mı öldürmek istiyorsun.Nedir bu merhametsizlik? " Devamında buyurmuştur ki:
"hayvan kesecek kimse bıçağını önceden bilesin,unutmasın ki en uygun kesim
hayvana en az acı veren kesimdir.
Siz yeryüzündeki canlılara merhametli
olun ki gökyüzündeki meleklerde size merhametli davranmasıiçin Hz. ALLAH'a
niyazda bulunsunlar." Bu hadisi şerifde tarif edilen hususa riayet
edilmelidir.
Bu acıma şefkat gösterme olayı o kadar
mühimdir ki kurbanın kesim anında kısa olarak Bismillah Allahu Ekber demekle
yetinilir.Besmelinin devamında Allahu Tealının rahman ve rahim sıfatları
vardır.Kurban kesimi sırasındaki durum ise bu iki sıfata zıt gibi göründüğünden
o sıfatları zikretmedenBismillah Allahu Ekber diyerek kesimi bitirir.Merhamet ve
şefkate zıt gibi görünen o anı uzatmamaya dikkat eder.Şayet aceleden veya
heyecandan dolayı unuttuysa kestikden sonra Bismillah Allahu Ekber deyip
hatasını telafe eder.
Fakat kurbanı kesen münafık biriyse
inkardan dolayı kasten besmele çekmediyse bu et kurban olmaz eti de
yenmez.Kurban dinin bir emri olarak kesildiğinden eti ve derisi dine karşı olan
yerlere verilmez.Yani din kendi aleyhine kulanılır duruma getirilmez.hep dine
saygılı yerler tercih edilir.
Ancak komşu hakkı unutulmaz komşu dini
hayat yaşamasada hatta başka dinden olsada komşuya et ikramında bulunulur.Gönlü
kazanılmaya gayret edilir.Kurbanı iyi kesen kim ise kesime layık olan da odur.Bu
itibarla sahibi kesemiyorsa ehil olan birine kesdirmek
gerekir.
Maksat hayvana eziyet
etmemektir.
Ortak olunan kurbanın etini taksim
ederken zorluk yoksa eti götürü usulü değilde tartı ile taksim etmek uygun
olur.
Ortaklardan hiç birinin kalbine kendi
hakkı olanı tam alamadığı ama öteki fazlasıyla aldı gibi bir vesvese
gelmemelidir. Bununla beraber hissesine düşen et miktarı
ve kalitesi üzerinden fazlaca titizde olunmamalı Rabbimiz kabul buyursun diyerek
gönülden helallaşmalıdır. Hazreti Allah c.c. keseceğimiz kurbanlarımızı kabul
buyursun . Bu gün arefe kurban bayramına mahsus olan tekbirler bu sabah
namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar devam edecektir her
farz namazımızın sonunda.ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER LAİLAHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ
EKBER ALLAHÜ EKBER VELİLLAHİL HAMD diyeceğiz. Yüceler yücesi Allah'ımız
kabul buyursun inşaAllah Amin.
Kalpteniman
.
[TOP]
20.350 Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( ).
Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( ).
|
|
Muhammed aleyhisselamsız kuran müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( )Muhammed aleyhisselamsız kuran
müslümanı olunmaz şaşkın mehmed okuyan aklını başına al hazreti
muhammed aleyhisselamı inkar etme kuran muhammed aleyhisselamın
gönlünden aktı şaşkın adam kendine gel. !!!( Yusuf
). | |
[TOP]
20.351 Nefse Göre Çalışmak İptiladır
Nefse Göre Çalışmak İptiladır
Nefse Göre Çalışmak İbtilâdır Yüksekokul okuyan bir öğrenciyi
düşünün nefsini sıkıştırmasa onu dinleyip internete takılsa
derslerini ihmal eder sınıfta kalır veya kendisine verilen işlere
gitmezse maddi sıkıntıya uğrar. Çünkü ibtilâ demek nefsin istemediği
demektir. Nefs çalışmak istemez ona göre çalışmak ibtilâdır. Nefs
ibadet yapmak istemez ona göre ibadet külfettir
sıkıntıdır. Nefs hayvandır durmadan yemek içmek ve cinsi münasebetle
vakit geçirmek ister. Çalışıp yorulmak ona göre
ibtilâdır. Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi nefsin
eline bırakmasın. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.352 Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz.
Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz.
Niyeti Bozuk Olanın Kimseye Faydası Olmaz. Niyeti bozuk olanın her işi
bozuktur o kişinin ne kendine ne etrafına faydası
olmaz. Niyeti bozuk olan bencildir egoisttir
herkesin eksiğini arar kusurunu teşhir eder ve bu
işten galip ayrılırsa çok mutlu olur çünkü
kendi üstün gelmiştir nefsi rahata kavuşmuştur. Fakat ne hakkın ne de halkın sevgisine kavuşamaz inadının
rahatıyla baş başa kalır. Niyeti halis olan
ise hem kendisini nurlandırır hem etrafa nur saçar çünkü onun
gayesi ALLAH’ın rızasıdır her hareketinin
içinde Hz. ALLAH’ın rızası yatar. Bu sebeple
hem hakkın hem de halkın sevgisine mazhar olur. Yaptığı irşadı gönülleri incitmeden yapar benim dediğim
kesinlikle en doğrudur demez. Her işe
başladığında Hazreti ALLAH'a dayanır O'na güvenir Hazreti ALLAH'da
onu destekler. Bu gerçekleri yaşayarak
görüyoruz . Numune olarak sayın devlet
başkanımızı görelim iyi niyeti ile hakka ve halka hizmet
için çalışıyor Hazreti
ALLAH'ın desteğiyle önüne çıkan bütün engelleri aşarak
yürüyor..
Niyeti bozuk olan malum kişi
ise yalan ve iftiralarla nefsiyle şeytanla çalışıyor hem
dünyasını hem ahiretini kaybediyor yerinde
sayarak ömür sürüyor Niyeti halis kişi
ise, acaba ne yapsam en iyi amel hangisidir der hep iyi amel
peşinde koşar. Yaptığı çalışmalarında daima
hakkı ve halkı düşünür hakkın rızasını halkın da refahını düşünür
hiç birisini kendi nefsine maletmez Hazreti ALLAH da onun destekleyicisi
olur. Hasani
Basri hazretleri niyet üzerine çok dururdu soruldu
ki: Bu niyet nedir ki hep niyetinizi düzeltin
kalbinizi ıslah edin diyorsunuz? Şöyle cevap
verdi: "Ebedi ve sonsuz cenneti şu
birkaç günlük amelinizle mi kazanacağınızı
sanıyorsunuz? Belki o sonsuz cenneti
amelinize eklediğiniz iyi niyet ve ihlasınızla
kazanabilirsiniz. Niyetinizi düzeltmedikten
sonra amelinizi makbul kılamazsınız. Siz
niyetinize nefsani maksatları katmayın yalnız Hz. ALLAH’ın rızasını
gaye edinin." buyurmuş. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi halis niyetle kendisinin beğeneceği
ameller yapmayı cümlemize nasip etsin
inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.353 Nefsini Öldürüp Diriltenler.
Nefsini Öldürüp Diriltenler.
Nefsini Öldürüp Diriltenler? Hazreti ALLAH’a sonsuz şükürler
olsun bize umre ibadetini yapmayı nasip etti. Sağlıkla gittik sağlıkla döndük
elhamdülillah. Şu var ki inşaALLAH vazifemizi
layıkı vechile yapmışızdır. Çünkü turistik
seyahat gibi yaşayanları gördük Şartlar belli
orada nefsani işlerden uzak durma şartı var. İnsanlara eziyet etmemek var. Fakat
gerek mekkei mükerremede gerek Ravzaımutahharada
insanların acımasızca birbirlerini
çiğnediklerini gördük. bu nasıl ibadet o
mübarek yerlerde böyle zulüm yapılır mı ?. Gidenler bilirler adam Hacer il Esvet’i öptüğünü övünerek
anlatıyor. Ona diyoruz ki öperken insanları
çiğnediysen sevap işleyeyim derken günaha
girmişsindir. Yeşil halılıların üzerinde
namaz kılmak çok faziletlidir kılmak istedim fakat canımı zor
kurtardım. Ezilmekten hazreti ALLAH
kurtardı. Ertesi gece manada azgın hacı
kardeşlerimizi seyrediyorum nefslerini öldürüyorlar çukura
atıyorlar. Sonra çukura attıkları nefslerini
dirilterek kucaklıyorlar. Yani doldur boşalt
yapıyorlar.
Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi
şeytanın ve ona uyan nefsin şerrinden muhafaza etsin inşaALLAH.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.354 Nefsi Ölü Dervişler
Nefsi Ölü Dervişler Hz. ALLAH(c.c) Ayeti
kerimesinde: “ Sen bir kere azmet biz
yolları açarız.” buyuruyor. Bir kişi nefsini düşman edinmedikçe onu emri altına almadıkça
Hz. ALLAH’a ulaşamaz. Çünkü önünde Hz. ALLAH’ı inkâr eden kâfir var
ve her an onu günaha sokmakta Hz. ALLAH'tan uzaklaştırmaktadır. Nefs
öyle sinsi bir düşmandır ki kişinin yaptığı ibadetlere riya
karıştırır, kendini üstün gösterir. Yapılan ibadetleri boşa çıkartır
yapanı şirke düşürür. İbadet yapan da ALLAH’a ibadet yaptığın zanneder nefsine
ibadet yaptığının farkına varmaz. Bu tehlikeye düşmek istemeyen her
yaptığı hayırlı işleri akıl süzgecinden geçirecek. Ben ALLAH için mi
yapıyorum yoksa nefsim için mi? Nefs için ALLAH (c.c) için mi nasıl
anlaşılır? Eğer insanlara güzel görünmek için yapıyorsa nefsani
oluyor şirke düşüyor. Eğer Hz. ALLAH’ın rızası için ise Ruhani
yapmış oluyor. Bir kişi kendisinin nefsin idaresi altında olduğunu nasıl
anlar? İbadetleri zorlukla yaptığı müddetçe, öfke ve kibir hali
yaşadığı müddetçe nefsin idaresi altındadır. Ey dervişlik yolunu hakir görüp
aşağılayanlar, kibirli alim görünen cahiller. Güm güm atıp ahkâm
kesiyorsunuz. Aracılık yapan mürşidi kâmilleri put onlara uyanları
müşriklikle suçluyorsunuz. Hz. ALLAH’a ulaşmak o Yüceler Yücesi olan
kâinatın sultanını kalbinde hissetmek için kalp odasını temizlemekle
mücadele eden, nefsini düşman bilen her yaptığı ameli ruhu ile
yapan, Hz. ALLAH’ın her emrine boynu bükük olan bu ruhları diri
kişilerle uğraşmayın. Bir an evvel nefsinizi aklınız ile inceleyin
onun emrinde mi hareket ediyorsunuz yoksa Hz. ALLAH’ın emrinde mi
hareket ediyorsunuz? Eğer nefsinizin idaresi altında olduğunuzu hissederseniz
derhal tevbe istiğfara başlayıp Hz. ALLAH’a sığınınız. Azim ve
gayret göstererek nefsinize düşman olunuz. Onun her isteğine
muhalefet ediniz.
Nefsi ölü olalım Ruhu diri olalım ancak o
zaman Hz. ALLAH bize şah damarından daha yakındır. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.355 Nefsine Bağlı, Allahtan uzak,
Nefsine Bağlı, Allahtan uzak,
Nefsine Bağlı, Dünyaya Bağlı Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimede: "O kimseler ki, onlar gaybe
inanırlar ve beş vakit namazı gereği üzere
kılarlar.Onlara verdiğimiz rızıktan harcarlar yedirirler."(Bakara
-2) Diliyle ve kalbiyle iman ederek
ibadet yapanlara ne mutlu. Çok kişiler
ben inanıyorum der fakat biraz deştiğin zaman sözde iman ettiği özde
iman etmediği meydana çıkar. Bu kişiler hem
etrafını hem kendini kandırır.Bunların peşinden gidenler de
inandıklarını zannederler. Ve dünyada
yaşayanların çoğu böyle yaşıyor.Çünkü görünmeyene inanmak
kalpten iman etmek herkesin başarabileceği
bir şey değildir. Ne mutlu kalpten iman
edene. Ne yazık ki imanı dilde
kalana. Akıllı
insan ne yapıp yapmalı kalpten iman etmenin yolunu
bulmalıdır. Çok iman ettiğini söyleyen ahkam
kesen imamlar gelmiş geçmiş ciltler dolusu
eserler yazmışlar fakat ölen kişinin ki, bu
peygamber dahi olsa onun hiç bir hükmü kalmadığını ruhu
bedenden ayrıldıktan sonra hükümsüz olduğunu
söylüyorlar. Kafirler de böyle inanıyorlar
onlara sözümüz yok. Fakat müslüman görünen
insanın böyle söylemesi böyle inanması kafaları
karıştırıyor. O
zaman şöyle diyebiliriz bunlar gayba tam iman
etmemişlerdir Adam kalkıp şehitler
peygamberler evliyalar öldükten sonra artık
hiç bir şeye faydaları olamaz diyorsa bu kişi
görünmeyenin gücünü inkar ediyor
demektir. Kökü Hz. ALLAH’a dayandığı için
haberi olmadan dinden çıkar. Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Sakın ALLAH’u Teâlanın
yolunda mücadele edenleri ölüler saymayınız. Doğrusu onlar Rableri katında diridirler."( Ali-İmran
169) Buyurduğu için inkar eden dinden çıkar. Neden,? Haşa Hz. ALLAH’ı yalancı çıkardığı
için. Bunlar nefslerinin esiri insanlardır
gördüklerine inanırlar. İnanan suretinde
görünen münafık Müslümanlardır. İnsan fıtratı
itibari ile nefsi var gözle gördüğüne inanır kulakla duyduğuna inanır gözünün görmediğine kesinlikle
inanmaz. İman
ise gayba görünmeyene inanmaktır. Hz. ALLAH
(c.c) gayba inananları iman etmiş sayıyor inkar
edeni imansız kabul ediyor. Nasıl olsa da nefs iman etse,
kalpten iman husule gelse. Bu gerçeğin husule
gelmesi için nefsin teslim bayrağını çekmesi
lazımdır. Nefsin teslim bayrağını çekmesi ise
onu ibadetle ve zikrullah ile baskı altına almakla aç bırakmakla mümkündür başka çaresi
yoktur. Bir
alim ki nefsine bağlı ise o ne anlatırsa anlatsın dilden
anlatır. Ancak nefs tezkiyesi yapan
evliyaların anlattıkları doğrudur. Çünkü onlar Peygamber
Efendimizin nefsini müslüman ettiği gibi
nefslerini müslüman yapmışlardır. Geçmiş
evliyaullahın hayatlarını incelediğimizde, nefslerinin iman
etmesi için az yemişler az uyumuşlar ve
yalnızlığa çekilmişler. Çünkü Hz. ALLAH (c.c)
hadisi kudside: "Açlığa devam et beni
bulursun İnsanlardan uzaklaş bana
kavuşursun." buyuruyor. Yani nefsine bağlı insan
dünyaya bağlı.Nefsini esir alan ALLAH’a bağlı. Başka yol vermemiş Hz. ALLAH. İmanın şartı görünmeyene
inanmaktır nefs ise hep dünyayı görüyor nasıl
görünmeyene inansın. Nefsin hükmü altında
kalan akıl da görünmeyene inanmaz. İmanın özü
ise gayba inanmaktır. Kim ki görünmeyene
inanmıyorsa o iman etmemiştir. İşte o tip
insanlar dil ile inandık derler kendi kendilerini
kandırırlar. Hz. ALLAH (c.c) cümle ümmeti
muhammede kalpten iman etmeyi nasip etsin
inşaALLAH. Amin... Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.356 Nakşibent Efendimizin nasihatleri
Nakşibent Efendimizin nasihatleri
Şahı Nakşibend Efendimizin Ve Diğer Evliya Efendilerimizin
Nasihatları. Şahı Nakşibendi efendimiz buyuruyor
ki: "Peygamberlerin en faziletlisi ,
Hz. Muhammed Aleyhisselamdır. Velilerin
faziletlisi , Hz. Ebubekir radyALLAH’ü anhümdür. Öğrettiği gizli ilimlerin en üstünü en değerlisi olan huzur
ve irfan ilmini cahil halktan gizlemiş hatta halifelerden bile
saklamıştır. Herkesten sakladığı bu ilmin üç esası ve şartı var.
Birincisi , az yemek. ikincisi , az uyumak.
Üçüncüsü, Az konuşmak. Faydaları ise. Az
yemek , az uyumaya. Az uyumak, az konuşmaya .
az konuşmak ise , Hz. ALLAH’I her an kalpten zikretmeye ve ona tam
bir iman ile yönelmeye yardımcı ve kuvvet vericidir. Ey insan, eğer Hz. ALLAH’I arzu eder ona bağlı kalmak arzu
edersen, nefsinin arzularını terk et ve Hz. ALLAH’ın arzularına
uy…" (Marifetname sahife 23. bölüm
22..) şekik belhi Hz. buyurdu
ki: "Ey cemaat ölü iseniz kabre deli
iseniz tımarhaneye çocuk iseniz mektebe diri ve akıllı iseniz
muhakkak kendisine gideceğiniz rabbinize kulluk
edin…" (tezkeretül
evliya….) Yahya bin muaz Hz. buyuruyor
ki: "Hz. ALLAH’I dost tutan nefsine
düşman olur. cahil o kişidir ki, Hz. ALLAH’ın yasak ettiği işler ile
hayat sürer ve cennet bekler. Şaşarım o kişiye ki, hasta olunca
sıhhatte kavuşmak için perhiz yapar da , cehennemde yanmamak için
günahlara karşı perhiz yapmaz." Hz. sırrı sakati kudduse
buyuruyor: "Bir gün Bağdat’ta yangın
çıktı bütün dükkanlar yandı benim dükkanım yanmadığını duyunca
nefsim o kadar sevindi ki ,Onun bu sevincinden ruhum rahatsız
oldu. Ruhumun rahat etmesi için dükkanı satıp
fakirlere dağıttım." Ehlullah demişlerdir
ki: "Bütün ruhlar yüksek alemden bu
alemde kendilerine hazır Edilen bedenlere
girmişlerdir. İnsanlar üç sınıftır. 1. Bu
aleme ne için geldiğini bilmez, Üç puta tapar , yemek
, uyumak, ve cinsi münasebet. Bu sınıf aslına
yüksek aleme dönemez aldanmıştır ömrünü hayvan gibi
bitirmiştir. 2. Bu sınıfta olanlar ise geçici
aleme iniş gayesinin ALLAH’ı bilmek olduğunu bilir fakat dört puta
tapar. A, nefsine, b, malına, c, çocuklarına,
d, makam ve mevkiye. Bu sınıf aslına
dönecektir fakat aldanmıştır çünkü dört puta çok bağlıdır. Bu
sebepten olgunluk ve kemal kazanamaz Makamından üstün bir makama çıkamaz . 3. bu sınıfta olanlar , dünyaya geliş nedenini bilir dört
putu kırarak , kemal kazanır ve asıl makamından daha yükseklere
çıkar. İnsanın iki alemi
vardır. a. beden ve hayvani ruh itibarı ile
aşağılık sufli alem , bu alemdeki insanlar, çok yemek çok içmekle
yalnız nefislerini doyurmakla ömürlerini
bitiriyorlar. b. Akıl ve insanı ruh itibarı
ile, yüksek alem , melekût. Bu sınıftaki
insanlar ahirete inanırlar ömürlerini ibadet ile geçirerek ruhlarını
kuvvetlendirirler Hz. ALLAH’ın gönlünü kazanarak ömürlerini
bitirirler. Hz. ALLAH (c.c) melekleri sırf
akıl nurundan. İnsanları , akıl ve şehvetten
. Hayvanları ise sırf şehvetten
yaratmıştır. Nefsine hakim olup şehvetini
yenen insan aklını nurlandırmış ve yedi putu kırmış ALLAH’a tapıyor
ise meleklerden üstün Olmuş oluyor . çünkü
meleklerin makamı bellidir ebedi olarak o makamda kalıyorlar .
ruhunu kuvvetlendiren kamil insan ise daha yüksek makamlara çıkar
. Nefsine hakim olamıyan insanın şehveti aklı
yenerse yedi puta tapıcı olur kalbi katılaşır görünüşte insan içten
ise hayvandan daha aşağı olur. "(Marifetname sahife 87) Muhammed Bahaddin Nakşibend
efendimiz buyuruyor: "İtikadın
düzeltilmesi ve dini emirlerin yerine getirilmesinden yasak edilen
ve mekruh olan şeylerden sakınıldıktan sonra bu yola girenlerin
kazancı cenabı hakkın huzurunda daima bulunmak her an onu bilip
onunla olmak ondan bir an bile gaflette
bulunmamaktır. Bu devlete kavuşmanın üç yolu
vardır birinci yol kalbin zikir yapmasıdır ki, zikir eden kalp
huzuru içinde , LA İLAHE İLLALLAH yüce
kelimesini tekrar eder . LA İLAHE ye kadar
söylerken kendisi de dahil göz ile gördüğü yaratılmış varlıkların
yok olmaya mahkum olduklarını hükümsüz olduklarını
düşünecek. İLLALLAH sözünü söylerken ise
cenabı ALLAH’IN ezeli ve ebedi olduğunu kalbi ile tasdik edecek
. Vakitlerini adı geçen zikir ile geçirip
çalıştığı her işte onu anmaktan bir an olsun geri kalmaz hatta
oturup kalkarken dinler ve konuşurken , yemek yer ve uyurken bile o
yüce ismi söylemeye devam etmeli eğer işleri ile uğraşırken bir
gevşeme gelirse o zaman gaflete düşmemek için içinden zikre devam
etmek icap eder . eğer seher vaktinde de devam ederse tesiri o günün
akşamına kadar devam eder, Eğer uyumadan o
yüce kelimeyi kuvvetle ve çokça tekrar ederse gecenin bitimine kadar
devam eder hatta uyurken bile kalbi zikretmeye devam
eder." (Marifet name sahife
25) Muhyiddin
ibni Arabi Hz.'lerinin fütuhatı mekkiye adlı eserinde besmele
hakkında ilginç beyanları var: "Bu
besmelenin başlangıcı , yaratılma anında kul için,
KÜN, Yani ol demek kuvvetindedir. Çünkü Hak
Teâla KÜN sözü ile istediğini yaratır. Hallacı Mansur bir sözünde
kulun, Bismillah demesi Hak Teâlanın KÜN , demesine benzer
demiştir. Hz. ALLAH’ın bazı kulları vardır
ki, Bismillah demeden KÜN ,kullanırlar ki, bunlar da ümmetin
büyükleridir."(Fütuhatı mekkiye sahife
324.) Aynı eserin 336'ıncı sahifesinde
anahtar açma duası var. "Bismillahirrahmanirrahim inna rabbeke hüvel fettahül
alim." SadakALLAH’ül
azim. Ehlullah
demişlerdir ki: "Zikir bitince kalp
huzuru içinde susmalı zikrin heyecanı ve zevk hali zikir yapanın
dünyaya bağlılığı çoksa LÂÎLAHE İLLALLAH
sözünü söyledikçe kalpten LA MABUDA İLLALLAH demeli ki, nefsi
zayıflasın şehveti sönsün manevi zevki artsın . LA İLAHE İLLALLAH sözünü diliyle söyledikçe , LA MEVCUDA İLLALLAH sözünü kalbi ile tekrarlamalı ve
özellikle İLLALLAH sözünü kalbe yerleştirecek şekilde olsun kalp
gözü açılsın ona nice sırlar görünsün ve kalp marifetullah ile
dolsun. LA İLAHE İLLALLAH sözü öyle bir mübarek ağaçtır ki, meyvesi
ALLAH’I bilmektir ."(Marifetname sahife
118)
Şeyh,
Ömer Öngüt Efendi buyuruyor ki: "Hz.
ALLAH (c.c) denizleri kaldırmış havada tutuyor o bulutları rüzgar
vasıtası ile her tarafa yayıyor dağıtıyor her yağmur tanesi emirle
iniyor o tanelerinin içinde neler halk ettiğini yalnız o biliyor ey
gök suyunun çocukları o yağmurun içinde insan iniyor yere düşüyor
yerde bitki oluyor o bitkide onun ruhu mevcut her zerrede her
bitkide bir ruh var insan da o şekilde yaratılıyor yani damla suyun
toprakla karışması ile orada dilediği nebatat sureti ile o insanı
yaşatıyor yaratıyor nasibi olan insanın nefsi bu bitkiyi yiyince
erkekse vücudunda meni oluyor, dişi ise ana rahminde yumurta
oluyor takdir edilen zaman gelince erkek ile
dişi birleşince cenin meydana geliyor zamanı gelince ruh üfürülüyor
ve bebek oluyor hepsi de Hz. ALLAH (c.c) nün kün emri şerifleri ile
oluyor , "VE TEBAREKELLAHÜ AHSENÜL
HALIKİN." Ehlullah demişlerdir ki: "Ey
insan senin ruhun eğer veliler zümresinden ise saadet senindir Ve
her dilediğine erersin . Eğer severek onlara
hizmet ediyorsan sana müjde olsun sende onlardansın çünkü herkes
sevdikleri ile birleşir . Fakat dünya
lezzetlerine dalmış öfke ve şehvetin esiri olmuş insanlar hayvanlar
gibi yer içer ve cinsi münasebet ile vakit geçirirler nefislerini
bilmeye başlangıç ve sonlarını öğrenmeye çalışmamışlar onlara
verilen ömür sermayesinin değerini
bilememişlerdir."( Marifetname sahife
41.) Ahmet
kuseyri hazretlerinin hatırası. Ahmet kuseyri
Hz. gönlü Hz. ALLAH’A bağlı tevekkül sahibi veli kullardan mübarek
bir zat idi . ihtiyacını kimselere Söylemez
hiç bir halinden şikayetçi olmazdı . bir gün nur yüzlü bir zat Ahmet
kuseyri hazretlerinin evinin kapısını vurur hanımı kimsin ne
istiyorsun diye sorar oda Ahmet kuseyriyi görmek istediğini söyler
evde olmadığı bildirilince size bir emanetim var diyerek bir
dağarcık , bir torba, bir küçük çıkın, bırakıp gider giderken de
sonra uğrarım der . Ahmet kuseyri Hz. geç
vakit eve gelir hanımı da eve gelen ziyaretçiden bahsetmeyi unutur .
gece yarısı mutfaktan sesler gelmeye başlayınca telaşla mutfağa
koşarlar bakarlar ki küçük torbanın içindeki kaptan kazanları
dolduracak kadar bal akıyor dağarcığın içindeki bir avuç un
çuvalları dolduracak kadar taşıyor küçük çıkından ise altınlar taşıp
yerlere yayılıyor Ahmet kuseyri Hz. hanımına bu nedir bu haller diye
sorunca, hanımı şaşkın ve hayretler içersinde unuttum sana söylemeyi
bu gün bir zat geldi sonra uğrarım dedi ve bunları bıraktı
bereketlenip taşan bu şeyler ona aittir deyince , Ahmet kuseyri Hz. bir an düşünüp bu gelen Hızır (a.s) mı
yoksa diye deyince kaplardaki artmalar ve taşmalar da aynı anda
duruverdi onlar bu bereket karşısında Hızır (a.s) mı gönderen Hz.
ALLAH’A şükrettiler. Hazreti ALLAH (c.c)'nün
kudretli selamı başta peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)
efendimizin ruhi Tayyibelerine ve onun mübarek nurlu yolunda
gidenlerin üzerine olsun ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED
……..
EY İNSAN Nedir sendeki bu gaflet, nefsini seni yaratanın hazırladığı
gıdalar ile besliyorsun sana o nimetleri ikram edene ibadet yapmaya
üşeniyorsun , vücudun kilo alınca zayıflamak için aç durabiliyorsun
, ALLAH için oruç tutmaya gelince çeşitli bahaneler arıyorsun bilsen
ki, tutacağın oruç ile hem vücut kilondan hem de günah kilondan
kurtulacaksın kazancın iki kat oluyor . bir düşün ki, yediğin
şüpheli gıdalar ile konuştuğun hatalı sözlerle harama baktığın
gözlerle günah kiloların ne kadar artmıştır ondan haberin var mı
ahirete gitmezden evvel de o kilolarından kurtulmak için rejim yap,
helal rızık için çalışarak namaz kılarak oruç tutarak günah
kilolarından kurtulmaya çalış ki gideceğin yerde rahat edersin
.vücudunun kilosunu eritemesen de o kadar önemli değil çünkü öldüğün
zaman mezardaki böceklere yem olacak fakat kirlettiğin ruhunu saran
günah kilonu atamaz isen o yük ile rabbinin huzuruna gideceksin ve
mahcup olacak utanacaksın ve zayıflama şansın da kalmayacak şimdi
ise bu şansın elinde vücudunu saran yağlardan kurtulmaktan fazla
ruhunu saran günah kilolarından kurtulmaya çalış senin için en karlı
iş budur ona dönmezden evvel hazırlığını yapmış olursun. Ayeti
kerimesinde buyuruyor ki: "RESULÜM
KULLARIM SANA BENİ SORUNCA HABER VER Kİ , BEN ONLARA YAKINIM."(
Bakara 186) ALLAH’ÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA
ALİ MUHAMMED . Velhamdü lillâhi rabbil
alemin.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.357 Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini Saptıranlar.
Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini Saptıranlar.
Nefsine Uyup Tasavvuf Ehlini
Saptıranlar Sapık imamlar yüzünden hak ve hakikati bulmuş gece gündüz Hz.
ALLAH’ı tesbih eden insanların kalplerine şirk korkusunu sokan
evliya düşmanları. Hz. ALLAH’ın birliğini gece gündüz tesbih ederek şeriatın her
emrini seve seve kabullenen Peygamber (s.a.v). Efendimizin yaptığı
nafile ibadetlerini yapan bu insanlara düşman olan şeytan bazı
insanların içine girerek zikir ehlini rahatsız ederek bu rahmet ve
huzur yolundan alıkoymak istiyor. Bu oyunlara gelmeyin Hz. ALLAH’ın
veli kullarının yolundan ayrılmayın. Tasavvuf düşmanına şunu
soruyoruz: Müşriklikle suçladığın zikir ehlinin Hz. ALLAH’a yaptığı
ibadetleri yapabiliyor musun? Yoksa nefsine
uyup yalnız farzlar ile mi yetiniyorsun. Sana kendi nefsini
muhakemeye davet ediyorum. Hz. ALLAH’ı çok seven Ona kulluğunda
cimri olmaz. Ona yalnız farzlar ile yetinmez. Şeytan sizden razı
fakat zikir ehlinden razı olamaz. Çünkü Kamil mürşide teslim olanın
şeytanla irtibatı kesilir. Şeytan onun kalbine girmek için adeta o
kişiye yalvarır. Bu hali yaşayan var fakat sen nerden bileceksin ey
evliya düşmanı? Hep yazıyoruz senin kuş beynin bir türlü almıyor. Hadiseyi
yaşayan bilir. Yaşamayan yaşayanı kıskanır ona düşman bile
olur. Sen şeytanın düşman olduğu ALLAH
dostlarına şeytanla birlik olmuş şeytana hizmet ediyorsun.
Mürşidimizin bize duyurduğu Hz. ALLAH’ın emirlerden biri de:
"Rabbinin adını zikret ve her şeyi
bırakıp yalnız O'na yönel. "(Müzemmil
Bir olan ALLAH’a canı gönülden kulluk yapan bu güzel
insanlara Müşrik diyenler bir gün gelecek bunun hesabını
vereceklerdir. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.358 Nefs Nedir
Nefs Nedir?
Nefsin tam ifade
anlamı ile izahı , yabani hayvan demektir. En sevdiği şeyler ise,
yeme içme ve cinsi münasebet ne din ne kitap, ne helal ne haram
tanır fırsat bulsun en adi işleri yapar işte her insanın içinde bu
hayvan var onunla gezip dolaşıyor. Nasıl ki hayvanın ipi bağlı
olmadığı zaman sahibini dinlemeyip başkasına ait ekili yerlere zarar
verir , nefs hayvanı da, serbest bırakılırsa insanların namusuna
parasına saldırır yasak olan her şeye sahip olmak ister
. Her hayvanın
sürücüsü olduğu gibi nefsin sürücüsü de ruh olması gerekiyor bu
görevi yapması gereken ruh sürücüsü , eğer zayıf ve kuvvetsiz ise
azgın nefsi kontrolün alamaz ve şaşkın şekilde onun peşinde koşar
durur. Onun ALLAH ile rabıta kurup
kuvvetlenmesi gerekiyor. İbadet ve zikirler
ile kuvvetlendirilmiş ruh ise nefsin günah işlemesine müsaade etmez
onu günaha çekecek yerlere yaklaştırmaz kendisi ibadet ve zikri
sevdiği için kendisi ile beraber nefsi de ibadetlere çeker
. Onun için
insanın en önemli görevi ruhunu ibadet ve zikirler ile
kuvvetlendirmesidir bunu başardığı takdirde manevi kuvvet sahibi
olur ve günahlardan uzak durur. Nefs hayvanının ipini kaçıran
insan da onu dizginlemesi için ruhunu kuvvetlendirmesi lazım bunun
çaresi ise , ruhu Hz. ALLAH tarafından kuvvetlenmiş mürşidi kamile
müracaat etmesi ile mümkün olur . Mürşidi ona tevbe etmesini ve
yüce ALLAH’ı zikretmesini tavsiye eder kendisi de müridin ruhunu
yükseltmesi için her şeyin kumandası elinde olan yüceler yücesi olan
ALLAH’a sığınır. Müride ise, helal lokma yemesini şüpheli hiçbir lokma
ağzına koymamasını gözlerini haram görüntülerden, dilini yalandan
sakınmasını emir buyurur. Bu onun hasta olan
ruhu için perhiz reçetesidir. Bu perhize uymadığı takdirde
hasta olan ruhunun iyi olması mümkün değildir . Nasıl ki vücudumuz hasta olduğu zaman doktora gittiğimizde
bize ilaçlarımızı verirken onları nasıl kullanacağımızı tavsiye
ederken midemize zarar verecek gıdaları almamamız için perhiz
veriyor. Perhizi bozar isek ilaçları sırası
ile almazsak iyileşemeyeceğimizi hatırlattığı gibi, manevi hastalık
olan azgın nefsin şerrinden de manevi doktor olan mürşidin
tavsiyesine uymak ile mümkün olur. Burada görülen odur ki, bizleri
yoktan var eden Hz. ALLAH (c.c) Zahiri hastalıklara yakalananlara
zahiri doktor , batini hastalıklara yakalananlara batini doktorlar
hazırlamış ve bu güzel insanlar vazifelerini severek
yapıyorlar. Onlara müracaat edenleri ALLAH’ın
izniyle manevi şifalara kavuşturuyorlar. Ne gariptir ki, insanlar zahiri
doktorları normal görüyor da, manevi doktorlara hak ettikleri ilgiyi
göstermiyorlar ve bu ilahi şifalardan mahrum
kalıyorlar. Hatta bazı zahiri alimler tarikatları inkar ediyorlar ve daha
ileri gidip tarikatlara girenlerin şirke düştüklerini söylüyorlar ve
bu nurlu yolun önünü kesmeye çalışıyorlar. Ne hazin bir durumdur ki , bu
zahir ilim alimleri geçmiş yıllarda da yaptıkları engellemeyi bugün
de yapıyorlar ve tarikata giren insanların intisap ettikleri
mürşitlerine rabıta yaptıkları için şirke düştüklerini
söylüyorlar. Yalnız dikkati gerektiren mesele var şöyle ki , intisap
edilen mürşid kamil biri değilse, fena felaha yükselmemiş ise o
kişinin vücudunda nefsi hakim olduğundan ona yapılan rabıta nefse
yapılmış olur o zaman da şirk tehlikesi meydana
gelir. Fakat
nefsin idaresini vücudundan kaldıran bedenini ruhunun hakimiyetine
veren fenafillaha yükselen bir mübarek zatın nefsi vücudunu terk
ettiği, içi dışı nur olduğundan, ona yapılan rabıta ruhuna yapıldığı
için, şirk tehlikesi olmaz tam aksine Hazreti ALLAH’tan akseden nura
yapıldığı için rabıta yapan kişi , yıllarca ibadetler yaparak
kazanacağı nura bir anda kavuşmuş olur. Üzüm üzüme baka baka kararır
misali insan da nura bakarak nurlanır bu yolda olanlar ALLAH
sevgisinin özüne kavuşmuşlar dünya saadetine ahiret selametine
ermişlerdir. Şirke gelince , onun çok çeşitleri vardır eskiden taştan
yapılmış heykellere tapıyorlardı İbrahim (a.s) kıssalarında geçer ,
Resulullah (s.a.v) efendimiz zamanında ise o zamanın
müşrikleri taştan yaptıkları putlara tapıyorlar o putların onları
ALLAH’a yaklaştırdıklarını söylüyorlardı. Peygamberimiz Muhammed Mustafa
(s.a.v) o devirde müşrikleri bu kötü huylarından vaz geçirmek
için büyük gayret gösterdi işte o mücadele sırasında çeşitli ayeti
kerimeler geldi onlardan bir tanesi de zümer suresi şerifinin üçüncü
ayeti kerimesidir . bu ayeti kerimede Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor
ki: Bismillahirrahmanirrahim. "İYİ
BİLİN Kİ HALİS DİN ANCAK ALLAH’INDIR ONDAN BAŞKA KENDİLERİNE BİR
TAKIM DOSTLAR MABUTLAR EDİNENLER ŞÖYLE DİYORLAR BİZ ONLARA PUTLARA
İBADET ETMİYORUZ ANCAK ALLAH’A DAHA FAZLA YAKLAŞTIRSINLAR DİYE
YAPIYORUZ MUHAKKAK ALLAH ONLARLA MÜMİNLER ARASINDA İHTİLAF EDİP
DURDUKLARI DİN HUSUSUNDA HÜKMÜNÜ VERECEKTİR MUHAKKAK Kİ ALLAH
YALANCI OLAN KAFİR OLAN KİMSEYİ DOĞRU YOLA ÇIKARMAZ." (Zümer
3) İşte zahiri alimlerin bu ve buna benzer ayeti kerimeleri
delil göstererek ALLAH’ın veli kullarını puta benzetiyorlar bu alim
geçinenler ayeti kerimedeki manayı ya anlamıyorlar veya anlamak
istemiyorlar oysa ki ayeti kerimede ağaç ve taştan yapılmış putlar
kastediliyor o zamanın müşrikleri geçmişte yaşayan sevdikleri
alimlerinin putlarını yapmışlar onları kendilerine dost edinmişlerdi
bazıları daha cahilce davranır hurmadan heykel yapar ona tapar
acıkınca da onu yerlerdi. İşte Resulullah (s.a.v) Efendimiz bu
cahil kavme Peygamber geldi onlara bir olan ALLAH’a inanmalarını
Emir buyurdu. Böyle cahil bir kavim idiler
işte ayeti kerimelerde, ağaçtan taştan yapılmış putları mabut ilah
ve dost kabul eden onlara tapan müşrikler
kastediliyordu. Ve ne hazindir ki, bu zahiri alimler ayeti kerimede geçen
hissis ruhsuz ağaç ve taştan yapılmış putları, özü sözü ALLAH olan
gece ve gündüzünü bir olan ALLAH’a ibadet ile geçiren kendisine
intisap eden müridine nefsin hilelerini öğreten ve bir olan ALLAH’ı
sevdiren imana kavuşmasını sağlayan ALLAH dostu bir görürken
içlerinde rahatsızlık hissetmiyorlar mı. ALLAH’ın yüce ismini duyunca
kalbi ürperen gözleri yaşaran bir veli ile ağaç ve taştan yapılmış
put bir tutulur mu? Bu ne büyük vicdansızlık,
bu mübarek insanları küçük düşürmek için mücadele verenler
kendilerine çok kötü bir akıbet hazır ettiklerini
bilmelidirler ve bu hususta Hz. ALLAH (c.c) buyuruyor
ki, "SADIKLARLA BERABER OLUNUZ."
(Tevbe-119) "İYİ BİLİN Kİ, ALLAH’IN
VELİ KULLARI İÇİN HİÇ BİR KORKU YOKTUR ONLAR MAHZUN DA
OLMAYACAKLARDIR." (Yunus
62) "ONLAR İMAN EDİP TAKVAYA ERMİŞ
OLANLARDIR" (Yunus
63) "DÜNYA HAYATINDA DA AHİRETTE DE ONLAR İÇİN
MÜJDELER VARDIR. (Yunus 64)
ALLAH’IN VERDİĞİ SÖZLERDE ASLA
DEĞİŞME YOKTUR BU EN BÜYÜK SAADETİN TA KENDİSİDİR.
(Yunus 64) Yukarıda geçen ayeti kerimeleri
dikkat ile incelersek Hz. ALLAH veli kullarına sahip çıkıyor onlar
ile beraber olun onlara hiç bir korku yoktur onlar mahzun
olmayacaklar onlar kalpten iman etmiş ermiş olanlardır dünya
hayatında ahiret hayatında da onlara müjdeler vardır ve onlara
verdiğim sözde hiçbir değişme olmıyacaktır bu en büyük saadetin ta
kendisidir buyuruyor. Hz. ALLAH (c.c) Sevdiği veli kullarının hatırına bizleri
bağışlasın af etsin kalp gözümüzü açsın hakikatleri göstersin kalp
kulağımızı açsın hakikatleri duyursun bizi acısın da nefsimizi
şeytana kaptırmaktan muhafaza etsin. Nefsimiz zaten ibadetleri
sevmez bu yoldan kurtulmak ve hürriyete kavuşmak istiyor böyle
haberler onun işine gelir ve benimsediği, şeytanın da yapacağı
vesvese ile ruhu tesiri altına aldığı zaman velilerin bu mübarek
yolundan çıkar en büyük zarara uğrar her şeyi normal görmeye başlar
ibadetlere verdiği önem azalır Hz. ALLAH’ın koyduğu yasaklarını da
hafife almaya eski alışmış olduğu huylarına döner günah işlemeye
başlar. Diğer
bir ayeti kerimede ise: "DE Kİ, DOĞRUSU ALLAH’I
BIRAKIP TAPTIĞINIZ ŞEYLER SİZİN GİBİ KULLARDIR EĞER DOĞRU SÖZLÜ
İSENİZ ONLARI ÇAĞIRIN DA SİZE CEVAP VERSİNLER ONLARIN YÜRÜYECEĞİ
AYAKLARI MI VAR TUTACAK ELLERİ Mİ VAR GÖRECEKLERİ GÖZLERİ Mİ VAR
İŞİTECEKLERİ KULAKLARI MI VAR. DE
Kİ, ORTAK KOŞTUKLARINIZI ÇAĞIRIN SONRA BANA
İSTEDİĞiNİZ TUZAĞI KURUN VE BANA GÖZ AÇTIRMAYIN ŞÜPHESİZ Kİ, BENİM
DOSTUM KİTABI İNDİREN ALLAHTIR SALİHLERİN İŞİNİ O GÖRÜR SİZİN ONU
BIRAKIP DA TAPTIKLARINIZ İSE SİZE YARDIM EDEMEDİKLERİ GİBİ
KENDİLERİNE DE YARDIM EDEMEZLER."(Araf
194-195-196-197) buyuruyor. Hz. ALLAH (c.c)
cümlemizi Onun dosdoğru sıratı müstakim yolunda yaşatsın ve o
şekilde yanına alsın İnşaALLAH. VELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL ALEMİN
……. ALLAH’ÜMME
SALLİ ALA SEYYİDİNA VE NEBİYYİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ
MUHAMMED…… Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.359 Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli Kalmaz.
Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli Kalmaz.
Ne Yerde, Ne De Gökte Hiç Bir Şey ALLAH’a Gizli
Kalmaz. Hazreti
ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; "Ne
yerde, ne de gökte hiçbir şey ALLAH’a gizli
kalmaz." ( Ali imran 5 )
buyuruyor. Bizleri her an gören ve takip eden isterse öldüren isterse
dirilten Hazreti ALLAH’a inanan O'na güvenen
kullara ne mutlu. Çünkü o halde olan insan
Rabbim beni görüyor diye düşünür ve günah işlemekten sakınır bu vesileyle dünyada rezil olmaktan,
Ahirette ise azap görmekten
kurtulur. Dünyada rezil olmaktan kurtulur
dedik çünkü hırsızlık yapmaz, başkasının namusuna bakmaz yalnız olduğunda dahi Rabbim beni görüyor der
ve günah işlemez. Fakat imansız olan sınır
tanımaz ipini koparmış hayvan gibi her türlü iğrenç
günahları işler Hazreti ALLAH bu
gibilerin şerrinden cümlemizi korusun inşaALLAH. Geçen gün haber programında gösterdi telefon dolandırıcıları
yaşlı bir hanıma postacı kılığında gelerek
kargo alındı belgesi kağıdı imzalatıyorlar o imza ile kadının evine
icra geliyor kadın ağlıyor anlatıyor.
Bu hadisenin daha beterini yaşayanlar var bu
telefon dolandırıcılarına devletin sıkı
tedbir alması lâzım hem de en yakın zamanda. Bu işi yapanlar bunun cezasını hem bu dünyada hem ahirette
çekeceklerdir. Hazreti ALLAH’ı bırakıp
şeytana tapan bu imansızlara lânet olsun. İşte Hazreti ALLAH’a iman etmenin faydası, inanan o işleri
yapar mı:? Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.360 Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rabblerine Bakarlar.
Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rabblerine Bakarlar.
Nice Yüzler Vardır Ki O Gün Işıl Işıl Parlar Rablerine
Bakarlar. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde; "Nice yüzler vardır ki o
gün ışıl ışıl parlar Rablerine bakarlar."( Kıyamet-22,23) buyuruyor. Resulullah (s.a.v)
Efendimiz ise hadisi şeriflerinde; "Siz şu ayı gördüğünüz gibi, Rabbinizi de böyle
perdesiz göreceksiniz ve O'nu görme hususunda
üst üste sıkışıp birbirinizin üzerine
yığılmayacaksınız."(Müslim-633) Diğer bir hadisi şerifte ise Resulullah (s.a.v)
Efendimiz; "Cennetlikler cennete girdiği
zaman Hazreti ALLAH (c.c) cennetliklere
hitaben şöyle buyuracak. "Bir şey istiyorsanız söyleyin,
onu da vereyim buyurur. Onlar da Ey
ALLAH’ımız sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi? Sen bizi cennete koymadın mı? Sen bizi
cehennemden kurtarmadın mı? derler. Bunun
üzerine Hazreti ALLAH (c.c) hicabı kaldırır, artık onlara
Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey
verilmiş olmayacaktır."(Müslim) Hazreti ALLAH (c.c) diğer bir
Ayetirimesinde; "Güzel amelde
bulunanlara daha güzel mükâfat, bir de ziyade
vardır."(Yunus-26) Ayeti kerimede geçen ziyade
Cemalullahtır. Hazreti ALLAH’ın cemalini
seyretme lütfudur. Hazreti ALLAH (c.c) O'na
inanan cümle müminlerecümlemize bu şerefe mazhar olmamızı
nasip etsin inşaALLAH. Amin Vel hamdülillahi
Rabbil Alemin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.361 Neden Doğruyu Duymak İstemiyorsun.
Neden Doğruyu Duymak İstemiyorsun.
Neden Doğruyu Duymak, Doğru
Olmak Zor Oluyor. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde; "Emrolunduğun gibi
dosdoğru ol."( Hud-112
)buyuruyor.
Resulullah (s.a.v)
Efendimiz; "Doğruluk iyiliğe götürür,
iyilik de cennete götürür buyuruyor."(
Buhari ) Hazreti ALLAH’a inanmayan kuldan utanmayan kişilerin durumu
yaptıkları icraatları ile aşikârdır görülüyor
biliniyor. Fakat Hazreti ALLAH’a inandığını
söyleyen ve etrafına o hali sergileyen insanları islâm kisvesi altında aldatan öyle kişiler var ki maalesef
etrafı onlar doldurmuşlardır. Sakal bırakır
namaz kılar umreye gider dış görünüşü budur. İç alemi ise başkadır kendine çevre edinmek dünya menfaati
temin etmek Bu şeytani düşünceli insanlar her
zaman vardır. En tehlikelileri devlet içine
sızanlar devlet malı deniz yemeyen domuz
diyenlerdir. Fakat hazreti ALLAH öyle bir
ALLAH'tır ki gün gelir onların masum görünen
maskelerini düşürür gerçek şeytani yüzlerini
meydana çıkarır onları rezil rüsva eder. Etrafta ise bu tipler kol
geziyor bulunduğumuz muhitte ahlakı bozuk biri
vardı. Bu kişi bir anda sakal bıraktı namaza
başladı aramıza katıldı fakat her nedense bu kişiye içimiz ısınmıyordu fakat tevbe etmiş ALLAH yoluna
girmiş diye düşünmeye gayret ediyorken kısa
zaman sonra onun birini öldürdüğünü cesedi sakladığını polisin
cesedi bulduğunu onu tutukladığını duyunca
şok olmuş çok üzülmüştük. Bunu ne için yazıyoruz, Hazreti
ALLAH dosdoğru ol buyuruyor o ise doğru olmuyor
başına belâları sarıyor. Kendisine emanet edilen vücudunu haram lokmalarla dolduran
kişilerden imanları da alındığı için dünya
ve ahirette felâkete çarptırılırlar. Hele
devlet kadrolarında çalışanlar kendilerine emanet edilen insan
haklarına ihanet ettikleri zaman vay onların
vahim hallerine. Hazreti ALLAH (c.c)
cümlemizi doğruluktan ayırmasın inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.362 Nurlu Sözler.
Nurlu Sözler. Mademki O var senin orada ne işin var. Mademki O'na güvendin çık
aradan kalsın yaradan. Fırtına koptuğu zaman O'na tutunan O'nda kalır diğerleri
fırtına ile gider. Filan zat çok büyük diyorlar o büyüklük o zata ait değil,
Zatı kibriyaya aittir. Hz. ALLAH (c.c) bir kulda ne kadar tecelli ederse o zat o
nispette büyüktür. Sermaye veren O yürüyen sensin, herkes yürüyeni görüyor da
yürüteni görmüyor. Benim hayatta durumum şudur, bir evden bir eve taşınmışız
eşyanın hepsi gitmiş. Bir tek ceketim kalmış gel dedikleri zaman ceketi alır
giderim. Ceketim de kefenimdir.... Ömer Öngüt Efendi
Hz
| |
|
|
[TOP]
20.363 Nerdeyim?
Nerdeyim ? Caferi Sadık radyALLAH’u anh
Hazretlerine bazı sorular sordular ve Zatı
alileri de suallere şöyle cevap verdiler. Bir insan nasıl veli
olur? Doğarken veli olarak
doğar. Peki
veli olarak doğmadı? İlim irfan sahibi
ola. İlim irfan
da yok? Duyan Kulak ola. O da yok? Gören göz ola. O da yok? Ölmesi gerek o Zaman
buyurdular. İnsanın şöyle bir düşünmesi lâzım, Neredeyim diye ... O yok, bu yok fakat
ölüm var ölüme mahkûm olduğunu bilirse yine
de bilgisi var demektir. İtimat edin hep ağlanacak
durumdayız, Çünkü sonumuzu
bilmiyoruz. Hep ağlanacak
durumdayız. Resulullah (s.a.v) Efendimiz: "Eğer siz benim bildiklerimi bilmiş olsaydınız,az güler çok
ağlardınız. buyuruyorlar." ( Buhari
) Bilmediğimiz
için ağlamıyoruz bilsek çok ağlarız. ALLAH’ım
bizi çok şükreden, çok zikreden, çok fikreden kullarından etsin de nankörlerden etmesin. Çok zikretmekten muradımız irtibatımız Onunla
olsun. Olur ki beğenecek bir halimizi görür
de bizi veliler sınıfına alır. Onunla olalım
Onunla ölelim inşaALLAH. Ömer Öngüt Efendi Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.364 Nimetlerin Hesabı
Nimetlerin
Hesabı Hz.
ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde: "Nihayet o gün dünyada kazanıp harcadığınız nimetlerden hesaba çekileceksiniz." (Tekâsür 8 ) Büyük nimetlerden sual olunacağı gibi, en küçük
nimetlerden dahi sual
olunacaktır. Emniyet ve asayişten, Sıhhat ve
afiyetten, Mevki ve servetten,
İkbal ve
itibardan, Yenilen içilen giyilen şeylerden, Koyu gölgeden soğuk Sudan
muhasebeye tutulacaklardır. O nimetleri nereden aldıkları
nereye harcadıkları, Helâlinden kazanıp
helâlinden mi harcadıkları, Şükrünü yapıp
yapmadıkları bir bir sorulacaktır. Resulullah (s.a.v)
Efendimiz iki arkadaşı ile Ebu Eyyüp
El Ensari (radyALLAH’ü anh'ın) evine gitmişlerdi. Onlara hem tazesinden hem
kurusundan hurma ikram etti. Ayrıca bir oğlak
keserek pişirdi ve önlerine koydu. Resulullah
(s.a.v) Efendimiz bu ikramı görünce, Ekmek et kuru ve taze hurma, diyerek mübarek gözleri
yaşardı. Daha sonra şöyle
buyurdu; "Nefsin Kudret elinde bulunan ALLAH’a yemin ederim
ki, İşte bunlar kendilerinden hesaba
çekileceğiniz olan nimetlerdir." (İbn-i hibban) Diğer
bir hadisi şeriflerinde ise: "Sizden
her kim kendi evinde ve yurdunda emniyette, vücudu afiyette olarak sabaha çıkarsa ve yanında
günlük yiyeceği bulunursa, sanki dünya ona
bütünüyle ayrılıp verilmiş gibi
olur."( Tirmizi )
Hz.
ALLAH (c.c) cümlemizi hesabı zor olanlardan
eylemesin. Ömer
Öngüt Efendi Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.365 Nasıl Yaratıldığını Bilmeyen,Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan,Hz ALLAHın Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur.
Nasıl Yaratıldığını Bilmeyen,Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan,Hz ALLAHın Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur.
Nasıl Yaratıldığını
Bilmeyen, Dünyaya Gözü Kapalı Gelen İnsan Hz ALLAH’ın
Yarattıklarından İbret Almaz İnkârcı Olur. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Sizin yaratılmanız da
yeniden diriltilmeniz de ancak bir tek
kişinin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir. Şüphesiz ki ALLAH işitendir bilendir." (Lokman-26) Bizi bu şekilde yaratan Hazreti ALLAH Celle Celâlehü beyan
buyurması ve duyurmasına rağmen, nasıl
yaratıldığını bilmeyen dünyaya gözü kapalı gelen insan, Hazreti ALLAH’ın yarattıklarından ibret almaz
inkârcılardan olur kendini ateşe
atar.. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde:
"ALLAH yerlerin ve göklerin
nurudur."(Nur-35) buyuruyor. Demek oluyor ki her yaratılmış eserde Hazreti ALLAH’ın
nuru var insanlarda ve Bitkilerde öyle,
onlarda Hazreti ALLAH’ın nuruyla var olmuşlardır bu nurun bir adı da
kün ‘dur Kün emriyle herşeyi programa
ihtiyaç görmeden yaratan Hazreti ALLAH, her yarattığı bitkinin içine
koyduğu vitamin ve şifa nurlarını kudret tepsisi içinde
bizlere sunmuştur. bu ilâhi nurları görenler
görmüş görmeyenler tabiat karanlığında kalmış kör olarak
yaşamaktadırlar. Onun için bitkilerden veya başka şeylerden şifa bulan kimse
Hazreti ALLAH’ımızın koyduğu şifa nuru ile şifa bulmuştur doktor da ilaçlar da hepsi sonsuz kudret
sahibi Hazreti ALLAH’ın Kün emridir. Şifaya
kavuşan insan bu nimeti doktordan veya ilaçtan bilirse bilmeden
şirke düşer çok dikkatli olmak gerekiyor
çünkü şirke düşenin imanı gidiyor tevbe etmezse ahirette ebedi
cehennemlik oluyor. Fakat şifa bulduğu nimetlerin Hazreti ALLAH tarafından
hazırlandığını bilip şükrünü yaparsa Hazreti ALLAH ondan razı olur
ve şifasını arttırır. Nuru şöyle düşünelim Hazreti ALLAH’ın
kudretinden akseden bizlere başta peygamber efendilerimiz ve
gönderdiği kutsal kitapları hepsi manevi nurlardır. Yediğimiz
içtiğimiz ve şifa ve kuvvet bulduğumuz bütün gıdalar Hazreti
ALLAH’ın zahiri nurlarıdır . Özetlemek
gerekiyorsa hayra vesile olan her şey Hazreti ALLAH’ın nurudur
şükrünü yapmak farzdır. Hazreti ALLAH (c.c)
ikram ettiği nurlarının kıymetini bilmemizi şükrünü yapmamızı nasip
etsin inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.366 NAVİGASYON YOLGÖSTEREN !!
NAVİGASYON YOLGÖSTEREN !!
NAVİGASYON YOLGÖSTEREN
!! |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hazreti ALLAH Celle ve
Celalühü Ayeti kerimesinde : Ey
iman edenler, ALLAH’tan korkun ve O'na yaklaşmaya vesile
arayın. ALLAH yolunda cihad edin ki
kurtuluşa eresiniz. (
Maide:35)
Hazreti ALLAH (c.c) biz
kullarına kendisine yaklaşmamız için vesile
arayın Buyuruyor. Vesile demek aradığımızı kolay yoldan
bulmamızı sağlayacak bir vasıta bir aracı bir sebep
demektir. Gideceğimiz adresi bulabilmek için bineceğimiz
vasıtaya navigasyon takıyoruz ve adresimize kolayca
ulaşıyoruz. Bu harika alet insan aklı ile icad edilmiş
günümüzde insanlığa hizmet ediyor bizlere rehberlik
yapıyor. Ahiret rehberi ise mukaddes kitabımız kuranı kerim
ve onu getiren peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahü
aleyhi ve sellem efendimizdir. Aklımızdan şu geçiyor,
insanlar navigasyondan akseden sese itibar ettiği itimat
ettikleri kadar Ayet ve hadisi şeriflere itimat ve itibar
ediyorlar mı navigasyonu
kullananlardan bahsediyoruz. Navigasyon dünya
adreslerine, Kuranı kerim ve Hadisi şerifler ise ahiret
adreslerine götürüyor. Başka bir deyimle, binek
otomobilimizi navigasyonun emrine teslim ettiğimiz kadar,
beden otomobilimizin beyni olan akıl ve irademizi Kuran ve
sünnete teslim edebiliyor ve itimat edebiliyor muyuz? Bir
tarafta yaratan tarif ediyor, diğer tarafta ise yaratılan
tarif ediyor varın siz kıyas edin. Yaratan mı daha iyi
bilir yoksa yaratılan insan mı? Çok önemli bir konu
işliyoruz teslimiyetten bahsediyoruz. Navigasyona teslim
olduğumuz kadar kurana ve hadisi şeriflere teslim olabiliyor
muyuz? Biz de diyoruz ki,"Ey
yüce ALLAH’ımız ne olur bizi zatına ve peygamberine kalpten
iman ile teslim olan kullarından olmamızı, zatına iman ile
göçmemizi nasip eyle inşaALLAH.Amin." Navigasyona gelince onu da yabana atmıyalım. O da
Hazreti ALLAH’ın verdiği akıl ile yapıldı o da bir
nimettir...
Kalpteniman. .
| | |
[TOP]
20.367 New Topic
[TOP]
20.368 O'ki Yemez Yedirir.
O Ki Yemez Yedirir.
"De ki gökleri ve yeri yoktan yaratan ALLAH’tan başkasını mı
dost edineyim. O ki yedirir kendisi
yemez." (Enam 14.) Aklı başında olan insana üstteki mesaj yeter. Bu ayeti
kerimede geçen uyarıyı anlama kabiliyeti olan her kez bu ilahi
emre uyduğu takdirde dünyasını da ahiretini de
kazanır. Neden diye sorulursa, Gökleri
yerleri ve içindekileri yaratan her şeyde tek merci söz sahibi
olan ALLAH’ı azimişşanı dost edinen insan
kendisini O'nun koruma garantisi altına girmiştir. Ne mutlu ALLAH’a dost olana. Bu ise sanıldığı kadar zor değil Hz. ALLAH (c.c) bu
kapıyı her yarattığı kuluna ardına kadar açık
tutuyor. Fakat nefsine uyan insanlar şeytanın
kapısına koşuyorlar. Hz. ALLAH (c.c)
ise kullarını nefsleri ile imtihan ettiği için kullarına müdahale
etmiyor. Ancak nefsine uymayan kullarını
hususi himayesine alır. Öyle bir tek
kudreti ilahi ki yemez yedirir giymez giydirir. Ey sonsuz kudreti ilahi olan ALLAH’ımız ne olur bizleri
zatının sevdiğin dostlarının arasına kat. Amin velhamdulillahi Rabbil Alemin. O ki yemez
yedirir. "De ki gökleri ve yeri
yoktan yaratan ALLAH’tan başkasını mı dost edineyim. O ki yedirir kendisi yemez."
(Enam 14.) Aklı başında olan insana
üstteki mesaj yeter. Bu ayeti kerimede geçen uyarıyı anlama
kabiliyeti olan her kez bu ilahi emre uyduğu
takdirde dünyasını da ahiretini de kazanır. Neden diye sorulursa, Gökleri yerleri ve içindekileri
yaratan her şeyde tek merci söz sahibi olan ALLAH’ı azimişşanı dost edinen insan kendisini O'nun koruma
garantisi altına girmiştir. Ne mutlu
ALLAH’a dost olana. Bu ise sanıldığı kadar
zor değil Hz. ALLAH (c.c) bu kapıyı her yarattığı kuluna ardına
kadar açık tutuyor. Fakat nefsine uyan
insanlar şeytanın kapısına koşuyorlar. Hz. ALLAH (c.c) ise kullarını nefsleri ile imtihan
ettiği için kullarına müdahale etmiyor. Ancak
nefsine uymayan kullarını hususi himayesine alır. Öyle bir tek kudreti ilahi ki yemez yedirir giymez
giydirir. Ey sonsuz kudreti ilahi olan
ALLAH’ımız ne olur bizleri zatının sevdiğin dostlarının arasına
kat. Amin velhamdulillahi Rabbil Alemin.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.369 Ölülere Kuran Gider Mi?
Ölülere Kuran Gider Mi? Ölülere kuran gitmez diyen
cahillere cevaptır. Ölülere kuran nasıl
gider? Nur olarak gider. Kuranı kerim Hz. ALLAH’ın nurlu sözleridir. Akıllı insan bu nur deryasından istifade etmesini
bilmeli. Biz Müslümanlar Zemzem suyunun
rahmet deryasında yüzdüğümüz gibi, Hz.
ALLAH’ımızın sözleri ile nurlanan kutsal kitabımızın nur kaynağının
içinde yüzmekteyiz. Ne mutlu kalpten iman
edene istifade edene. Kuranı kerimin zahirine takılanlar, Onun sosyal yaşam içeren
emirlerine takılıp kalanlar Batini faydasının
olmadığını iddia etmişler ve etmektedirler. Dillerine doladıkları kuran
ölülere okunmak için gelmedi dirilere doğru yolu göstermek için
geldi Sözleri bu gün dahi medyada hemde
bayağı akıllı bilinen hoca sıfatlı kişiler tarafından
konuşulmaktadır. Hele islâmi kanalda
tesettürsüz yönetici bir kadının kontrolünde onun nabzına göre
konuşan zamane hocalarını Hz. ALLAH’a havale
ediyoruz. Tabii
ki, kuranı çıkar aracı haline sokakları üfürükçülük yapanları da
tasvip etmiyoruz. Hz. ALLAH(c.c) onlara da
hidayet versin. Anlatmak istediğim kuranı
kerimin zahiri batini şifa kaynağından istifade etmemizin
gerekliğidir. Kuranın ölülere okunmasının
faydası olmadığını savunanlar kendileri ahirete göçünce bu
nurdan istifade
edemiyeceklerdir. Bir hatıramı sizinle daha
evvel paylaşmıştım yine paylaşıyorum. Şöyle
ki, Nenemin akranı olan Ayşe nene diye bir
arkadaşı vardı vakti geldi vefat etti nenem çok
üzüldü Ve bana evladım ölülerimize kuran
okurken Ayşe neneni de dua içine kat dedi bende her cuma
akşamı yasin okuyup bağışladığımda, ALLAH’ım
Ayşe nenenin de ruhuna hediye ettim kabul eyle diye
bağışlamaya Başladım. Bu kendi nenemin vefatına kadar devam etti, nenem vefat
edince ben dualarımla nenemin üzerine odaklandım Ayşe neneyi unuttum onun adını saymamaya
başladım. İşte tam bu zamanda Ayşe nene
rüyamda bana göründü ve bana, ah be evladım neden beni sevmiyorsun
hep neneni seviyorsun beni ise unuttun beni
de sev be evladım deyince anladım ki benden dua
istiyor. Bu rüyayı gördüğüm zaman yirmi yaş
civarındaydım şimdi ise yetmişi geçtim Ayşe neneyi ihmal etmiyor
okumaya devam ediyorum Hz. ALLAH kabul etsin
İnşaALLAH. Bırak kardeşim bırak okusun sen zahirinden istifade etmek
için okuyorsun, Diğeri ise bâtıninden
istifade etmek için okuyor. Bir diğer ifade
ile biri dünyada bırakıyor, diğeri ise ahirete
gönderiyor. Ahirete göçünce göreceğiz kimin kârlı
çıktığını. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.370 Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz !!
Ölüm Korkusuna Kapılan Genç Yavrumuz !!
Ölüm Korkusuna Kapılan Genç
Yavrumuz ! Ölüm
korkusunu atmanın çaresi; Bizi bir damla
meniden yaratan, kemiklerimizi damarlarımızı etlerle dolduran,
deriyle saran, iki gözle dünyayı seyrettiren, iki kulağımızla
duymayı, dilimizle konuşmayı ihsan eden, bizi
hayvan değil de insan yaratan, öldüren, dirilten sahibimizi tanıyıp iman ettikten sonra ölüm korkusundan
kurtuluruz. Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; "Ey İman etmiş olan selim akıl sahipleri ALLAH’tan
korkun."(Talâk 10)
"Ey akıl ve basiret sahipleri ibret
alın."(Haşr 2) "Ancak selim akıl sahipleridir ki, iyice
düşünürler."(Rad 19) Ben bu ilahi mesajları senin
yaşında duymuş ibret almış kâinatı yaratan Hz. ALLAH’a teslim olmuştum. Kalpten
inanmıştım ki yaratılmış bütün varlıklar kendilerini yoktan var
edene mahkûmdurlar. Çünkü 18 yaşımda babamı
kaybetmiş altı kardeşimle yetim kalmıştık. Çocuk yaşıma rağmen annemi, baba annemi, kardeşlerimi teselli
etmiş, onlara, kendinizi toparlayın çare yok,
ALLAH verdi ALLAH aldı demiştim. Ve kendi
kendime ne yapmalıyım da hem dünya hayatımı rahat yaşayayım, hemde
ahiret hayatımı kazanayım. Yukarıda geçen Hz. ALLAH’ın
mesajları aklıma yerleşmişti imanım tamdı. Evvelâ her hüküm kendine ait olan ALLAH’u zül celâl
hazretlerinden çok korkmalıyım. Çünkü
istediği her şeyi gerçekleştirmeye kadir sonsuz kudret Odur. Onun
her emrini yerine getirmeliyim Onun yüceler yücesi gönlünü
kazanmalıyım. Onun sevdiklerini sevmeli
sevmediklerini sevmemeliyim. O biz kullarına
aklımızı kullanmamızı emrediyordu ben aklımı kullanmalı onun sonsuz
hazinesine yakın olmalıyım. Onun haznedarı
Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizi çok
sevmeliyim. Ona aşık olan bütün hakk
dostlarını sevmeliyim. Ve öyle yaptım Onun
sevdiklerini O seviyor diye sevdim Onun hatırı için
sevdim. Bu halim bu yaşantım sayesinde o
Yüceler yücesi olan Rabbimin sevgisi gönlümü
doldurdu. Ona her darda kaldığımda sığındığım
zamanda sıkıntımı kaldırdı. Trafik
kazalarında, son 99 Sakarya depreminde, burnumuzu kanatmadı evimizi
yıktırmadı. Hasta olduğumda sığındığım zaman
hemen şifa verdi. yanımda olduğunu her zaman
hissettirdi. Ona sonsuz şükürler olsun 72
yaşıma geldim bana hastahaneden yatacak hastalık
vermedi. Nezle girip hastalığından başka
hastalık bilmiyorum Rabbime sonsuz şükürler olsun. Bana imanın lezzetini tattırdı zatı Alisine itimadımı
arttırdı Ona ibadet etmekten gurur duyuyorum. Canı gönülden iman ettim ki, Ona iman eden, Ona sığınan
kulunu hiç bir şeyden mahrum etmez yalnız
bırakmaz. O Rahmet toplarını Ona açılmış
kalplere devamlı göndermektedir. Sende kalbini Ona aç ta kalbine
nur dolsun. Yaratılmış şeylerden ibret almayan ahmaktır, görmüyor musun
kullarının gözleri önünde öldürüyor diriltiyor kimse de karşı gelemiyor her yaratılmış bütün
varlıklar Onun sonsuz gücü karşısında çaresiz kalıyor O halde teslim olmaktan başka çare var
mı? O buyuruyor Benden korkun,
korkacağız. O buyuruyor sizi ilk defa ben
yarattım ölümünüzden sonra size söz veriyorum ikinci defa yine
yaratacağım. Biz kullar
inanacağız. Ve diyeceğiz ki bizi hiç yok iken
var eden, sonsuz gücünü ispat eden, hiç şüphesiz bizi yok eder yeni
bedenle yine yaratır. Çünkü numuneler
meydanda, bize aklımızı kullanmamız ibret almamız
yeterlidir. Univar rumuzlu evladımız; Sana
tavsiyem, sapık fikirlerden kurtul, son din olan İslam dinine sahip
çık, Hz. ALLAH’a kul Peygamberi Muhammed
Mustafa (s.a.v). Efendimize ümmet ol, gerçek huzura
kavuş. Fakat evvelâ kalpten imana kavuşmanın
yollarını ara, zira Hz. ALLAH kalpten imanı şart koşuyor. Onun çaresi de aklını şeytana değil kurana ve
sünnete uydurmanla kazanırsın. Hz. ALLAH
(c.c) yar ve yardımcın olsun inşaALLAH. Selâmı Aleyküm Kalpteniman Üzgün
dede,
Ölüm Korkusuna Kapılan
Genç Yavrumuz Ölüm korkusunu atmanın çaresi; Bizi
bir damla meniden yaratan, kemiklerimizi
damarlarımızı Etlerle dolduran, deriyle
saran, iki gözle dünyayı seyrettiren, iki kulağımızla
duymayı, dilimizle konuşmayı ihsan eden, bizi
hayvan değil de insan yaratan, öldüren, dirilten sahibimizi tanıyıp iman ettikten sonra ölüm korkusundan
kurtuluruz. Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde; Ey
İman etmiş olan selim akıl sahipleri ALLAH’tan korkun.(Talâk 10)
Ey akıl ve basiret sahipleri ibret
alın.(Haşr 2) Ancak selim akıl sahipleridir
ki, iyice düşünürler.(Rad 19) Ben bu ilahi mesajları senin
yaşında duymuş ibret almış kâinatı yaratan Hz. ALLAH’a teslim olmuştum. Kalpten
inanmıştım ki yaratılmış bütün varlıklar kendilerini yoktan var
edene mahkûmdurlar. Çünkü 18 yaşımda babamı
kaybetmiş altı kardeşimle yetim kalmıştık. Çocuk yaşıma rağmen annemi, baba annemi, kardeşlerimi teselli
etmiş, onlara, kendinizi toparlayın çare yok,
ALLAH verdi ALLAH aldı demiştim. Ve kendi
kendime ne yapmalıyım da hem dünya hayatımı rahat
yaşayayım, hemde ahiret hayatımı
kazanayım. Yukarıda geçen Hz. ALLAH’ın mesajları aklıma yerleşmişti
imanım tamdı. Evvelâ her hüküm kendine ait
olan ALLAH’u zül celâl hazretlerinden çok
korkmalıyım. Çünkü istediği her şeyi
gerçekleştirmeye kadir sonsuz kudret. Onun
her emrini yerine getirmeliyim Onun yüceler yücesi gönlünü
kazanmalıyım. Onun sevdiklerini sevmeli
sevmediklerini sevmemeliyim. O biz kullarına
aklımızı kullanmamızı emrediyordu ben aklımı kullanmalı
onun sonsuz hazinesine yakın
olmalıyım. Onun haznedarı Muhammed Mustafa
(s.a.v) Efendimizi çok sevmeliyim. Ona
aşık olan bütün hakk dostlarını sevmeliyim. Ve öyle yaptım Onun
sevdiklerini O seviyor diye sevdim Onun hatırı için
sevdim. Bu halim bu yaşantım sayesinde o
Yüceler yücesi olan Rabbimin sevgisi gönlümü doldurdu. Ona her darda kaldığımda
sığındığım zamanda sıkıntımı kaldırdı. Trafik kazalarında, son 99 Sakarya depreminde, burnumuzu
kanatmadı evimizi yıktırmadı. Hasta
olduğumda sığındığım zaman hemen şifa verdi. yanımda olduğunu her
zaman hissettirdi. Ona sonsuz şükürler olsun
72 yaşıma geldim bana hastahaneden yatacak hastalık
vermedi. Nezle girip hastalığından başka
hastalık bilmiyorum Rabbime sonsuz şükürler olsun. Bana imanın lezzetini tattırdı zatı Alisine itimadımı
arttırdı Ona ibadet etmekten gurur duyuyorum. Canı gönülden iman ettim
ki, Ona iman eden, Ona sığınan kulunu hiç bir şeyden mahrum etmez
yalnız bırakmaz. O
Rahmet toplarını Ona açılmış kalplere devamlı göndermektedir. Sende
kalbini Ona aç ta kalbine nur
dolsun. Yaratılmış şeylerden ibret almayan
ahmaktır, görmüyor musun kullarının gözleri önünde öldürüyor
diriltiyor kimse de karşı gelemiyor her
yaratılmış bütün varlıklar Onun sonsuz gücü karşısında
çaresiz kalıyor O halde teslim olmaktan
başka çare var mı? O buyuruyor Benden korkun,
korkacağız. O buyuruyor sizi ilk defa ben
yarattım ölümünüzden sonra size söz veriyorum ikinci defa
yine yaratacağım. Biz
kullar inanacağız. Ve diyeceğiz ki bizi hiç
yok iken var eden, sonsuz gücünü ispat eden, hiç şüphesiz bizi yok eder yeni bedenle yine yaratır.
Çünkü numuneler meydanda, bize aklımızı
kullanmamız ibret almamız yeterlidir. Univar rumuzlu
evladımız; Sana tavsiyem, sapık fikirlerden
kurtul, son din olan İslam dinine sahip çık, Hz. ALLAH’a
kul Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v).
Efendimize ümmet ol, gerçek huzura kavuş. Fakat evvelâ kalpten imana kavuşmanın yollarını ara, zira Hz.
ALLAH kalpten imanı şart koşuyor. Onun çaresi
de aklını şeytana değil kurana ve sünnete uydurmanla
kazanırsın. Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın
olsun inşaALLAH. Selâmı
Aleyküm Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.371 Ölülere Kuran Okunur Mu?
Ölülere Kuran Okunur
Mu? Ey
vahhabiler! Siz öyle bir imamın peşine
takılmışsınız ki, Sizi ALLAH dostlarına
düşman yapmış. Bir de, Hz. ALLAH’ın
müşriklere gönderdiği ayeti kerimeleri alet
ederek sizleri saptırmış. Hz. ALLAH’ı inkar
eden, Resulullah (s.a.v) Efendimize hakaret
eden müsriklerin putlarini ALLAH’a gece
gündüz ibadet ve taatla kulluk yapanlarla bir
görecek kadar gözlerinizi kör etmiş. Hz.
ALLAH’ı zikrine bid’at demiş. Hz ALLAH’ın
peygamberine saygı sevgi gösterenleri müşrik
kabul etmiş. Peygamber Efendimizin yaptığı
nafile ibadetleri yapanlara bid’at işliyorlar
deyip sizi o ibadetten mahrum eden nasıl bir
imamdır. Ölülerin arkasından kuran okumak
bid’at diyen ahirette yardıma muhtaç kulları
Hz. ALLAH’ın rahmetinden mahrum eden nasıl bir
imamdır. ömrüm oldukça bu sapık yolun yanlış
olduğunu daima yazacağım. Size tek bir ölçü yazıyorum. Hz.
ALLAH’ı zikretmeye, Hz. ALLAH’a fazla ibadet
yapmaya, Hz. ALLAH’ın Resulüm deyip değer
verdiği peygamberinesaygı ve sevgi gösterenlere,
Şeytandan başka kim karşı çıkabilir.Siz kuran
ve sünnet ışığında deyip duruyorsunuz hayır
siz İbni
tevmiyyenin sizin gözlerinize taktığı gözlükle
bakıyorsunuz.Çıkarın
gözlüklerinizi de Hz. ALLAH’ın nuru ile bakın gerçekleri
görün.. Çünkü ahirette beş vakit
namaz bu zamanda işlenen günahlara yetmez. İbni tevmiyyenin müritlerinin bir çoğu sünnet namazlarını da
hafife alıyorlar ya. Gelin Hz. ALLAH’ı
zikirle tövbe istiğfar ile, nafile ibadetlerle ibadetlerinizi
çoğaltın. Ölümsüz hayat o kadar ucuz
değil. Ölüm gelip çatmadan ahiret sermayesini
toplayalım. Kuran sünnet bu
yolda, Çünkü tasavvuf kuranı sünneti
yaşatır. Sizin gibi lafta bırakmaz.
uygulayacaksın kardeşim uygulayacaksın. Yaz
dur sen kuran sünnet diye, icraat olmadıktan yaşamadıktan sonra hiç
kıymeti yok. Fakat siz de ne yapsanız ki,
çare yok. Bağlı bulunduğunuz imamınız öyle
emrediyor sizi zikirden fazla ibadetten mahrum ediyor bu nasıl bir
imam. Hz. ALLAH’a sonsuz şükürler olsun öyle
bir imama tabi olmamışız. Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim HER
KİM RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN
ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI
YERDİR. (Nazirat Süresi 40-41)
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.372 Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz
Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz
Öyle İse Siz Ondan Üstünsünüz Hadisi
şeriflerinde: "Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, Ahireti için de
dünyasını terk etmeyip her ikisi için çalışan ve halkın başına yük
olmayandır. "Buyurmuştur. Bu düstur İslamiyete
aittir. Hususiyetle bu devirde hakiki Müslümanla sahtesini ayıran
önemli bir mihenk noktasıdır. Zira bugün
hiçbir çalışması ve işi olmadığı halde, rahat ve sefahat içinde
yaşayan birçok kimseler türemiştir. Dinimizin en ön saflarında
görünen dini hizmetlerini para karşılığı yapan kimselere gafletten
kurtulmaları için bu Ayeti kerimelere iman etmeleri
yeter. "Sizden hiçbir ücret istemiyenlere uyun onlar doğru
yoldadırlar."(Yasin 21) Diğer bir ayeti kerimede ise: "O Peygamberler ALLAH’ın hidayet ettiği
kimselerdir. O halde sende onların gittiği
doğru yolu tutup onlara uy. O yoldan yürü, De
ki, Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret
istemiyorum. Bu Âlemler için ancak bir
öğüttür." (Enam 90) Hz. ALLAH’ın emirlerine bakın
dini hizmetlerini pazarlık ederek yapanlara bakın. Asrı saadette ashabı kiramdan bir zat, Ya
Resulullah. Sülahadan bir zat var gecesini
ibadetle gündüzünü oruçla geçiriyor diye haber verince,
Onun geçimini kim temin ediyor diye sordu o
da biz hepimiz deyince öyleyse siz ondan üstünsünüz buyurdu.
Hele yasini
şerif, tebareke, amme, ve diğer ayeti kerimeleri okuyup balonlara
üfleyip satan menfaat temin edenlerin halini varın siz
düşünün. Hz.
ALLAH bu gibi kimseleri daldıkları gafletten uyandırsın
İnşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.373 Ölümden Korkmayalım.
Ölümden Korkmayalım Hz. ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde; "De ki, Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi
bulacaktır."(Cuma
süresi) Kardeşler, ölümden korkuyoruz fakat,
korkunun ecele faydası yoktur. Her saat, her
dakika, her saniye, bizi ölüme yaklaştırmaktadır. Ölümden değil imansız gitmekten korkalım. Gün gelecek ölümle karşı karşıya geleceğiz. Ayeti kerimede; "Sonra
görünmiyeni ve görüneni bilen ALLAH’a döndürüleceksiniz.
"(Cuma Kardeşler . Ölüm her ne kadar soğuk ve korkunç görünüyorsa da
zannedildiği kadar korkunç değildir. Mühim
olan hazırlıklı olmak ve en önemlisi, bizi kesinlikle alacak olan
sahibimizi sevmemiz lazım. Onu gerçekten seversek zaten
ölüm korkusu diye bir şey kalmaz. İmanı zayıf
günahkar ve inkarcı ancak ölümden korkar. Çünkü imansız giden bir kişi dünyası bitince iflas etmiş bir
kişidir Ahiret fakiridir. Hz. ALLAH (c.c) cümlemizi böyle kötü
akıbetten muhafaza etsin İnşaALLAH. Fakat
dünya için çalışmamızın dörtte biri kadar Ahiret için çalışsak Hz.
ALLAH’ın engin merhameti dolaysı ile Ahiret zengini
oluruz. Ayrıca ölüm bir yok oluş değildir.
Hz. ALLAH (c.c) kulları Ahirete alırken vücud elbisesini soyarak
alıyor belirli bir zaman sonra Ahiret elbisesi
giydiriyor. Kardeşler. Aklımızı kullanalım. ömür boyu bırakacağımız dünyanın peşinde
koşarken bizi bekleyen ölümsüz hayat için de
çalışalım. Bilelim ki en karlı yatırımı
yapmış oluruz. Onu sevdiğimizi söylüyoruz
fakat bizi ona kavuşturacak vasıta olan ölümü
sevmiyoruz. Öyleyse ölümden korkmayalım ölümü
kendimize yakın bir arkadaş olarak görelim. Bilelim ki, ölüm bizi bizden çok seven bize bitmeyen huzur ve
saadet hazırlayan Rabbimize kavuşturacaktır Onun icin sehitlere
acimiyalim onlar Rablerine kavustular cennette kösklerinde
sefa sürüyorlar onlar rablerini sevdi rableri de onlari sevdi
sehidlik mertebesine yükseltti ne mutlu onlara ve onlari dünyaya
getirenlere ve onlara selam olsun...
Herkesin gönlü bir yerlerde gezdi. Bizim gölümüz ise Hz. ALLAH’ı sevdi. Biz onu seviyoruz o bizi sevmese de. Ona dilenci olduk o bize vermese de.
Onun her şeyi hikmetli üzüntüsü kederi. Bize ne yazmışsa göreceğiz kaderi. Ona
haktır yalvarmak ona haktır tapmak. O yüceler
yücesine zevktir ibadet yapmak.
Zerreden
kürreye her şeyi seyrediyor. Mümin ve kafirin
yaptığını görüyor, Kim gerçek mümin kim sahte
biliyor. Nefsine tapanların cezasını
veriyor.
Gelin ey kardeşler sevelim
Rabbimizi. İnanın kalpten ki o seyrediyor
bizi. Gece gündüz terbiye edelim
nefsimizi, Hangimiz istemeyiz cennette görmek
kendimizi.
O bizi bir severse her an
güzel geçecek. Ahirete varınca cennetlik
kulları seçecek. Eğer gaflete düştükse
cehenneme verecek. Fakat kulluk yaptıksa bize
selamı gelecek. Hz. ALLAH (c.c) cümlemize cennette selamını duyanlardan
eylesin Amin Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.374 O, Yaratıyor O, Gösteriyor.
O, Yaratıyor O, Gösteriyor.
O, Yaratıyor O,
Gösteriyor "Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor. Hiç bir
göz O'na erişemez ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata
eder." ( Enam 103) İnsan insanı görüyor, yeri göğü
görüyor, dağları denizleri görüyor! Hâlbuki
aslında göz görmüyor. O varlıklar göze aksediyor. İşte bu gerçek
bilinmiyor. Görünenler görünmüyor. O görünenleri Hz. ALLAH’ın
gösterdiğini bilmek lazımdır. O yaratıyor ve gösteriyor. Zira O her
şeye her şeyden daha yakındır. Ayeti kerimesinde:
"Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz
görmezsiniz." (Vakıa 85
) O var olduğu
için Onunla görüyorsun Onunla işitiyorsun, Onunla konuşuyorsun.
Hülasa kelam hep onunlasın. Eğer bu ilmi
kavrarsanız Yaratıcıyı öğrenmiş olacaksınız. Yaratıcıyı bilme
noktalarından birisi de budur. O yaratıyor bir şekil veriyor ve
gösteriyor. Aslında her şeyden her şeye yakın olduğunu haber
veriyor. Böyle olduğu halde neden göremiyoruz ve
bilemiyoruz. Neden bilemediğimizi kendimizde aramamız lazım. Bu
hakikatleri görmeye kendi varlığımız manidir. Vücud elbisemizi
çıkarabilirsek Var olanı görürüz. Zira senin gibi her şeye bir vücud
vermiştir. Kâinatın elbisesini de çıkarabilirseniz o zaman yalnız O'nun
var olduğunu O'ndan başka vücud da olmadığını
görürsünüz. Aslı şudur ki O'ndan başka bir
vücud da yok mevcud da yok. Hz. ALLAH(c.c) cümlemize
hakikatleri görenlerden olmamızı nasip etsin. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.375 Ömrün Uzaması Ve Kısalması.
Ömrün Uzaması Ve Kısalması.
Ömrün Uzaması Veya
Kısalması Hz.
ALLAH (c.c) ayeti kerimesinde: "Ömrü
uzayanın ömrünün uzaması, ömrü kısalanın ömrünün kısalması kitapta
yazılmıştır. Şüphesiz ki bu da ALLAH’a göre çok
kolaydır." (Fatır 11) Hazreti ALLAH'a göre hiç bir şeyin zorluğu yoktur ona her şey
kolaydır her işi kolaylaştıracak ve zorlaştıracak güç ve kuvvetin
kendisine ait olduğuna göre onun karşısına zorluk diye bir şeyin
çıkması mümkün olur mu? Kalem onun emrinde, silgi onun
emrinde, istediğinin ömrünü uzatır, istediğinin
ömrünü kısaltır. Muhakkak ki bunun sebepleri
vardır. Mesela, levhi mahfuzda şöyle
bir ibare yazılı olduğunu müfessirler haber veriyor. Filan kimse şu hayırlı işi
yaparsa ömrü uzun olur. Hayırlı işten maksat
kendisine verilen emanet vücudunu zararlı besinlerden korursa
hayırlı iş yapmış olur. İnsanın yapacağı en
hayırlı iş vücuduna zararlı maddeler
doldurmamasıdır. Sigara, esrar, Eroin, Alkol gibi zehirleri
tertemiz vücuduna doldurursa ömrü kısa olur. Bu zehirleri terk ederse ömrü uzar. Aşırı sıcaktan ve aşırı soğuktan korursa çok yağlı çok tuzlu gıdaları vücuduna doldurmaktan
sakınırsa, hayırlı işler yapmış oluyor. Tehlikelerden Hazreti ALLAH’a sığınması ve ona güvenmesi
öfkelendiği zaman nefsine hakim olması hep hayırlı işlerden
sayılıyor. Ayrıca anne baba duası alması,
ahiretteki yakınlarına dua göndermesi hayırlı işlerden olduğundan
ömrünün uzamasına vesile olur. Yüce
yaratıcımızın emanet olarak verdiği vücudumuzu zararlı maddelerden
korumamızı cümlemize nasip etsin. Fakat
dikkat edilirse en tehlikeli olanlar; sigara, alkol,
esrar, eroin ve benzerleridir. Neden
denilirse kişi çok iştahlıdır boğazına hakim olamaz yağlı, tatlı,
tuzlu besinleri devamlı midesine doldurur ise, yaşı ilerlediği
zaman, ya kalp hastası, ya şeker hastası olur. Bu o kişinin kendine zararı, fakat sigara alkol ve diğer
maddeler kullananın hem kendine hem etrafına zararlı
oluyor. Sigaranın zararını düşünsek, kişi
evinde içiyorsa, en çok sevdiği eşini ve yavrularını kendisiyle
birlikte zehirlenmesine sebep oluyor. Hem
kendisini hem yavrularını akciğer kanser hastası namzedi
yapıyor Alkol ve diğer sarhoş edici maddeleri
düşünürsek onların da kullananın hem kendisine hem etrafına zararı
var. Biraz keyifleneyim diye, Hz. ALLAH'ın
yasak ettiği maddeyi vücuduna doldurur aklının dengesini bozar, hem
kendinin hem eşinin ve çocuklarının şerefini iki paralık
eder. Bu cahillik değildir de
nedir. Hz. ALLAH.(c.c) ise emri şerifinde
şöyle buyuruyor: "EY İMAN EDENLER,
İÇKİ KUMAR PUTLAR VE FALCILIK ŞEYTAN İŞİ PİSLİKLERDİR. BUNLARDAN
KAÇIN Kİ SAADETE ERESİNİZ."
(Maide 90) RESULULLAH (s.a.v) Efendimiz ise hadisi
şeriflerinde: "İÇKİ YAPANA YAPTIRANA İÇENE TAŞIYANA KENDİSİNE TAŞINANI
DAĞITANA SATIP PARASINI YİYENE, lanet
olsun."( Tirmizi) buyurmuştur. Daha küçük yaşımda bu ayeti kerime ve hadisi şerifi okuduğum
zaman içki ve benzerlerine karşı sahibimin yardımı ile. İçimde
tiksinti uyandı. Çünkü Hz. ALLAH.(c.c)
"bunlar şeytan işi pisliklerdir
bunlardan kaçın ki saadete eresiniz. "Buyuruyor kâinatın efendisi (s.a.v) ise yapana
yaptırana içene bu işlerden ticaret sağlayana lanet
ediyor. Sonuçta. Bu yasaklardan uzak duranlar
saadete kavuşuyor. Yapanlar ise lanete uğruyor. Bu imanımın
kuvvetlenmesine vesile olan hadiseyi lüzumuna binaen anlatayım.
İlkokul ve kuran kursunu bitirdiğim 1953 yılından sonra adapazarına
taşındık. Rahmetli babam beni bir terzi dükkânına çırak olarak
verdi. Ustam ve çevrem ihlaslı kişilerdi
vakit namazlarını genellikle cemaat ile kılıyorduk yaşımın 16
devrele-rinde taşındığımız köyümüzden bir yakınımız tarafından
ailecek düğüne davet edildik ve gittik düğün gecesi yemekler yendi
herkes dağıldı o arada ben babamı aradım bulamadım meğer içkici
takımı babamı kandırmış götürmüş. Kimin evinde misafir kalacağımızı
sormam için onu bulmam lazımdı ve bulundukları evi öğrendim kapıyı
açtım babama seslenir seslenmez sarhoş arkadaşları beni yakaladı-lar
içki masasına oturttular hadi bakalım koca delikanlı oldun deyip
içki bardağını önüme koydular. İçeceksin dediler onlar üsteledikçe
ben kesinlikle içmeyeceğimi söyleyince onlarda baskı yapmaktan
vazgeçtiler. Bende babamdan misafir
kalacağımız evi öğrendikten sonra oradan ayrıldım. Ertesi günü ada
pazarına döndüğümüz zaman kardeşim rüyasını anlattı fakat o kadar
heyecanlı idi ki. abi dün gece bizim eve öyle bir kişi geldi ki
padişah kıyafetinde. İçeriye girer girmez ben
kimim biliyor musun kızım hani siz "LÂÎLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH"
diyorsunuz ya işte o Muhammed benim
dedi ve ağabeyine çok selam söyle dedi ayrıca siz erkek kardeş
bekliyorsunuz. Fakat ALLAH size kız kardeş
verecek deyince selamın coşkusu ile mest oldum kâinatın efendisinden
selam gelmişti bu hadise imanıma iman kattı. Her şeyden haberdar olan ve her
olayı bilen sahibimin beni takip ettiğine kalpten iman ettim çünkü
içki bardağını geri vermekle onun ve resulünün emrini yerine
getirmek için yaptığımı biliyordu. Kısa zaman
sonra biz erkek kardeş beklememize rağmen annem bize kız kardeş
doğurdu o kardeşimin kız olacağını da peygamber (s.a.v)’in haber
vermesi ise hadisenin ciddiyetini gösteriyordu çünkü o tarihte ilim
bu zamanki gibi gelişmiş değildi ALLAH’A sonsuz hamdü
senalar. Habibi resulüne da sonsuz salat-ı
selamlar olsun. ALLAH’ÜMME SALLİ ALA
SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİHİ SALATEN ENTE LEHA EHLÜN VEHÜVE
LEHA EHLÜN
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.376 Oldu Bitti Derken
Oldu Bitti Derken Öldü Bitti Olur. Yaz kış derken ömür bitti
erken. Kabir
amel sandığıdır, Orada ne var? Ne götürürsen o
var. Dünyada
Onunla, kabirde Onunla, mahşerde Onunla, cennette de onunla olursan hoşsun başka şeylerle olursan
boşsun. ALLAH’u
Teâla bir kulunu severse, kendisinin sevdiğini ona
sevdirir, Fakat sevmezse onu kendi nefsine
bırakır. Sen de nefsine uyarsın ondan sonra
gideceğin yere gittiğin zaman ayılırsın. Ama
iş işten geçer.. Sen sen ol Hakk ile ol Halka muhtaç olma. Haram lokma ile beslenen bir vücuda benim bir sözüm
yok. Gönül
nimetleri değil de nimetleri ikram edeni istiyor. Bereket helalin içindedir
haramın içinde değil. Ruhumuz Rabbimizin emrindedir verirse hayattayız alırsa
vefattayız. Mademki hayattayız hazırlığımızı ihmal etmeden
yapmalıyız.... Ömer Öngüt Efendi Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.377 Ölüm İyi Bir Şeydir.
Ölüm iyi bir
şeydir. Gönül
Sohbetleri. ALLAH’ımız hamdımızı teksir,
kalbimizi taltif etsin. Akıbetimizi hayırlı
etsin. Gerçekten bu dua ağız duası gibi geliyor. Fakat içten yapılırsa, Ey Alemlerin Rabbi, bütün iyilikler
sendendir. Bütün kötülükler bizdendir. Bu
iyilikler yüzünden sana sonsuz şükürler olsun. Ey alemlerin Rabbi ! Bizim kalbimizi
temizle. Rızana mucip iş ve harekette bulundur. Dolaysı ile bu yüzden de ölümü bize
kolaylaştır. Nasıl kolaylaşır? Zatına yakın
yaparsa, ölümü de sevdirirse hazırlığını yaparsın. Ölümle beraber zatına kavuşmaya vesile olur. Çünkü fakir çok evvel şöyle demişti. Ölüm ne
güzeldir, Mahlukunu halıkına kavuşturan en
hızlı vasıtadır. Onun için ölüm iyi bir
şeydir. ALLAH’ım çektiği kullardan etsin. Çeşitli hastalıklar bizleri bekliyor. Kabir bizi bekliyor. Kurtlar bizi bekliyor. Münker nekir bizleri bekliyor. Bizleri
neler neler bekliyor. Biz ise neler neler yapıyoruz. Cenab-ı Fahr-i Kâinat (s.a.v) Efendimiz;
"Kabir ahiretin konak yerlerinden
ilk konak yeridir. Eğer ondan kurtulunulursa,
gerisi daha kolaydır. Şayet kurtulunmazsa
gerisi daha ağırdır." (Tirmizi
2410) ALLAH’ımız bizi bize
bırakmasın... Ömer Öngüt Efendi. (sözler ve
notlardan)
| |
|
|
[TOP]
20.378 O'na Sığınmak En Güzeldir.
O'na Sığınmak En Güzeldir.
O'na Sığınmak En Güzeldir. Müminlerin anası Ümmü Seleme
RadyALLAH’ü anha anlatıyor. Resulullah (s.a.v) Efendimiz en
sık olarak: "Ey kalpleri değiştiren
ALLAH’ım!Benim kalbimi dinin üzerine Sabit
kıl." diye dua ederdi. Kalpleri çeviren hiç şüphesiz
sadece ALLAH’u Tealâdır. Resulullah
(s.a.v) in kalbinin islâm dışı bir şeye
dönüştürülmesi söz konusu
değildir. Zira
Cenab-ı Hakk buyuruyor ki; "Muhakkak
ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin.Doğru bir yol
üzerindesin."( Yasin 3-4
) Öte yandan
bütün peygamberlerin imanı masum " korunmuştur. Onlar imansızlık tehlikesinden uzaktır. O halde Resulullah
(s.a.v) Efendimizin en sık yaptığı bu dua biz ümmetinin dikkatini çekmek içindir. Tıpkı hazreti Yusufun. "Müslüman olarak canımı al ve beni salihler zümresine
kat."( Yusuf 101 ) diye dua etmesi gibi. Nazargâhı İlâhi olan kalbe
hakimiyet sadece ALLAH’a aittir. Hidayet
veren O'dur. Hidayeti tattıktan sonra
delalete düşme bedbahtlığından korunmak için
O'ndan yardım dilemek, O'na sığınmak en güzeldir. Hz. ALLAH(c.c) cümlemizi
O'na kalpten iman Edip sığınanlardan eylesin
inşaALLAH. Ömer
Öngüt Hz. Sözler ve notlardan
| |
|
|
[TOP]
20.379 Ömer Öngüt Efendi Hazretleri
Ömer Öngüt Efendi Hazretleri
ÖMER ÖNGÜT VE
ESERLERİ
Muhterem müellif 1927 senesinde Yugoslavya'nın Yenipazar
şehrinde dünyaya gelmişlerdir.
Babaları Muharrem Efendi, anneleri Çelebiye Hanım'dır.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin neslinden olan
Medine-i Münevvere'li Şeyh Ahmed -kuddise sırruh- Hazretlerinin
torunudurlar.
Şeyh
Ahmed Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri bir sebeple geçici olarak
Yugoslavya'nın Yenipazar şehrine geldiğinde vefat etmiş, çocukları
ise orada kalmışlar, daha sonra torunları Medine-i münevvere'ye
değil de 1936 yılında Türkiye'ye gelerek Düzce'ye
yerleşmişlerdir.
Müellifimiz, Şeyh Muhammed Es'ad Erbilî -kuddise sırruh-
Hazretlerinin hulefasından Şeyh Halil Fevzi -kuddise sirruh-
Hazretlerinin hizmetlerinde olmakla kemal bulmuşlar, 1950 senesinde
ahirete intikallerinden sonra ise irşada
başlamışlardır.
Okur-yazar olmaktan başka herhangi bir zahirî tahsilleri
bulunmamaktadır. Mânen yetişmeleri hususunda şöyle
buyurmaktadırlar:
"Tarikat-ı aliyye'ye alındığımızda Şeyh Muhammed Es'ad Efendi
-kuddise sırruh- Hazretlerimize karşı sonsuz bir muhabbet uyandı.
Alındığımızın haftasında tecelli ettiler ve bir daha da
bırakmadılar. Geceleri hep onlar meşgul olurlardı. Gündüzleri ise
zaten Efendi Hazretlerinin huzur-u saadetlerinde idik. Bu suretle
her iki pîrin himmet ve tasarruflarında bulunduk. Bugün dahi her
ikisinin himmetleriyle yürüyoruz. Ve gelenleri de onlara havale
ediyoruz."
Sohbetleri esnasında bir sual veya rüyâdan mevzu açılmakta;
bazen de vakte, zamana, hâle ve istidada göre kendileri mevzu
açmaktadırlar
Son
derece fasih, az ve öz, içten ve derinden, açık ve külfetsiz söz
söylerler; herkesin seviyesine inerek, herkesin rahat anlayabileceği
sadelikte konuşurlar. Kendilerine has apayrı bir sohbet üslupları
vardır.
Gelenlerle engin bir hoşgörü içerisinde ayrı ayrı ilgilenir,
dertlerini dinler, sıkıntılarını giderir, dünyevî ve uhrevî
meselelerde yol gösterirler.
Gaye ve
hedefleri; Allah ve Resul'ünu sevdirmeye, Allah ve Resul'ünde
birleştirmeye, Nûr-i Muhammedî'nin yayılmasına, kalpleri Hakk'tan
gayrı her şeyden kurtarmaya ve arındırmaya
çalışmaktır.
En
büyük iltifatları mahviyet ve istikamettir. Sohbetlerin büyük bir
bölümü mahviyetten geçmektedir. Müşâhede mahviyeti içinde nice esrar
ve hikmetlerin kapısını açmışlardır.
Sohbetlerinde rüyâlar da ayrıca bir hususiyet arzetmektedir.
Anlatılan rüyâlardaki rumuzlara verdikleri cevaplar, her türlü
takdirin üstündedir. Soran da dinleyen de alacağını alır, yoluna
koyulur.
Kuran-ı
Kerim'in ifâdesiyle "Edğâsu ahlâm = karmakarışık rüyalar"a bile
kalpleri mutmain eden cevaplar ve öğütler vermektedirler. Bu vesile
ile nice ulvî işaretler, kudsi hakikatler, Rabbânî sırlar ortaya
çıkmaktadır.
.
Muhterem müellifin, insana yaratılış gayesini öğreten,
Yaratan'ını tanıtan, ebedî saâdet ve selâmete yönelten, düşündüren,
gönül üzerine, mâneviyat üzerine, iman, İslâm, ilim-irfan,
ahlâk-fazilet, aşk-şevk üzerine söylenen sözlerle dolu, bilhassa
erbâb-ı sülûkün çok istifade edeceği eserlerinde İslâm hakikatleri,
iman letâfetleri, tasavvuf sırları Âyet-i kerime ve Hadis-i
şerif'lerin ışığında selis bir üslupla
anlatılmaktadır.
Daha
geniş kitlelerin istifade edebilmesi için bu eserlerin neşri
yanında, bölümleri de kitapçıklar halinde
yayınlanmaktadır.
.
Tasavvuf; esrar odasının ilâhi sırlarına insanı mazhar eden
bir yoldur, ilim-irfan mektebidir.
Her
zamanda olduğu gibi bugün de tasavvuf aynen mevcuttur. Asliyetinden
hiç bir şey kaybetmemiştir. Ve bu yol kıyamete kadar bâkidir.
Bilhassa Tarikat-ı Nakşibendiyye'de kıyamete kadar pir eksik
olmayacaktır. O has oda; odadan odaya, halkadan halkaya geçmiş ve
hiç bozulmamıştır. Hazret-i Allah dilediğinin devrini kapatır,
dilediğinin devrini açar.
"Aşk ehli gitti, muhabbet şehri boş kaldı
deme, Cihan Şems-i Tebrizî güneşi ile dolu isteklisi
nerede!..."
Hazret-i Allah zâhirî ilimlerin öğrenilmesi için yeryüzünden
âlimleri eksik etmediği gibi, bâtınî ilimleri öğretmek için de
tasavvuf ehlini eksik etmemiştir.
Cenâb-ı
Hakk'ın lütuf ve ihsanı, sadece ilk devirlerde bulunan müslümanlara
mahsus değildir. Her devirde ilâhî ahkâma tâbi olan bütün
müslümanların bu gibi ilâhî inâyetlerden istifade edecekleri açık
bir gerçektir.
Hiç
şüphe yok ki bu efdâl ümmet içinde, yağmurun toprağa düşmesi ile ölü
toprağın nebat fışkırttığı gibi; Hakk'ın izni ile ölmüş kalpleri
diriltenler de mevcuttur. Bütün engel ve güçlüklere rağmen, yalnız
Allah için mücâhede ve mücâdele etmektedirler.
Dini,
bütün tazeliği ile ayakta tutan onlardır. Her devirde etraf ve
muhitlerine nur saçmışlar, insan yetiştirmişler, yol gösterici
eserler vermişlerdir. Emin adımlarla gayelerine doğru ağır ağır
ilerlemektedirler. Hazret-i Allah'ı tercih edenler bunlardır.
Hazret-i Allah'ın da tercih ettiği bunlardır.
Onlar
ki; kendi mutluluklarını, mutsuz ve umutsuz insanlara umut, huzur ve
teselli aşılamakta aramış ve bulmuşlar, mum gibi kendilerini
eriterek etraflarını aydınlatmışlardır.
"Ümmetim yağmur gibidir. Evvelkiler mi daha hayırlıdır, yoksa
sonrakiler mi daha hayırlıdır bilinmez."
(Tirmizi)
Evvelkilerden murad Asr-ı saadet'tir. Bir defa geldi, bir
daha da gelmeyecek. Sonra gelenler, Saadet asrındaki müslümanlara
çok benzedikleri için Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-
Efendimiz onlara teşbih buyurmuştur. Dilerse, dilediği zamanlarda
Asr-ı saadet gibi devir yaşatıyor Hazret-i Allah.
Dilerse
bütün Kâinatın aradığını bir noktada toplar.
Bir
Hadis-i şerif'te de şöyle buyuruluyor:
"Ümmetimden bir taife kıyamet kopuncaya kadar Hakk yolunda
muzaffer olmakta devam edecek, muhalefette bulunanlar onlara zarar
veremeyecektir." (Buharî)
Bilindiği gibi hakikat, güneş gibi daima zâhir ise de; dünya
muhabbeti ve aşırı meşguliyetler sebebi ile, kalp üzerine baskı
yapan perdeler insanı hakikatten uzaklaştırıyor, müşâhededen
ayırıyor.
Hâtem-ül Enbiyâ -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'den
sonra vahiy kesilmiş, ilham kapısı ise açık kalmıştır. Din kıyamete
kadar bâkidir. Bu devrin karanlık günlerinde bile İslâm'ın nuru
gönüllerde parıldamaktadır. İnsanların yeni bir dine ihtiyaçları
yoktur. Fakat zamanla vesveselere dalıp, arzu ve heveslerine
kapıldıkları için; hakikatı hatırlatmaya, ruhları kuvvetlendirmeye
ihtiyaçları vardır.
.
Ashab-ı
Kiram -radiyallahu anhüm- Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-
Efendimiz'in sohbetlerinde yetiştiler. Sohbetten aldıkları feyiz ve
bereket sebebiyle onlara Sahabî denilmiştir. Onları Medine'de
yetiştiren medrese Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve
sellem- Efendimizin mescidi idi.
Bir
taraftan İslâmiyeti yaymaya ve güçlendirmeye çalışırken, diğer
taraftan da müslümanlara dinlerini en ince noktasına varıncaya kadar
öğretiyor, maddî-manevi her türlü müşküllerini
hallediyordu.
Ashab-ı
Kiram -radiyallahu anhüm- ondaki fesahat ve belâgatın hayranı
idiler. Sanki başlarında kuşlar varmışçasına, huzur ve huşu içinde
dinlerlerdi.
Sohbetin verdiği kemâlât ile, peygamberler hariç bütün
insanlardan üstün oldular.
Tasavvuf yolunda da sâlike merhaleler aştıran, onu terakki
ettiren en mühim âmil mürşidin sohbetidir.
Onların
sohbeti yakınlık makamından doğar ve âlî makamlardan süzülerek
gelir. Kalplerinin üzerinde perde yoktur. Allah yolunda köprü
mesabesindedirler. Sohbet ve nazarları feyz kaynağıdır, kalp
hastalıklarına şifadır. Söylediklerini görerek, bilerek ve yaşayarak
söylemişlerdir.
Tereddütlü kalplerin itminan bulması, gizli şeylerin
öğrenilmesi ancak muhabbet ve sohbet ile mümkündür. Mutmain olmayan
bir kalp yürü demekle yürümez.
Muhabbet ve sohbet ile kazanılan feyiz ve bereketin, vecd ve
istiğrakın bir çok şeyle elde edilemeyeceği, ilâhî tecellilerin
doğmasına sebep olduğu erbabınca malumdur.
Rabbimiz bu taifenin neşesine ve neşvesine ererek yaşamaya
muvaffak buyursun.
.
| |
|
|
[TOP]
20.380 Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Kendisine Yapılan İftiranın Saman Yolu TV’de Yayını.
Muhterem Ömer Öngüt Efendinin Kendisine Yapılan İftiranın Saman Yolu TV’de Yayını.
https://Kalpteniman.tr.gg/Muhterem--Oe-mer--Oe-ng.ue.t-Efendinin-Samanyolu-Tv-De-Yay%26%23305%3Bnlanan-Tekzip-Karar%26%23305%3B.htm
Bu akşam samanyolu haber bülteninde Ömer
öngüt Efendinin. Düzeltme ve cevap haberi
yayınlandı.
DÜZELTME VE CEVAP.
Samanyolu Tv (stv) Logosuyla yayın
yapan televizyon kuruluşunun 01-02-2010 günü saat, 18,20 de
gerçekleştirdiği Ana haber bülteni içersinde şahsımla ilgili olarak
Silahlı kuvvetlerin içinde bulunduğu iddia edilen gayrimeşru
oluşumun hazırda beklettiği irticai faaliyetler için zamanı gelince
kullanacağı eleman olduğum ithamında
bulunulmaktadır.
İlk defa Taraf gazetesinin 12- haziran 2009 tarihinde
benzer bir yayın sebebiyle, Hakikat dergisinin Temmuz 2009 tarihli
sayısında gerekli cevapları tavsilatı ile vermiş
bulunmaktayım. O yazımda da beyan ettiğim gibi ne askeriyenin ne de
bir başka bir birimin yönlendirmesi ile hareket
ederim.
Bağlılığım yalnız ve yalnız Hazreti
Allahadır. 85 yaşımda ömrümün son günlerine gelmiş bir mümin
olarak hesabın Allah-u Tealaya verileceği bilinci
içersindeyim. Bu bilinçle askeriye içersinde bulunduğu iddia edilen
gayrımeşru bir oluşumun emir ve direktfleriyle hareket edeceğimi
düşünmek ve bunu Tv ekranlarından habercilik kisvesi altında
insanlara duyurmak beni ziyadesiyle mütessir
etmiştir.
İftira sahiplerini Yaradana havale
ediyorum.
Ömer Öngüt Efendi
Hz.
| |
|
|
[TOP]
20.381 O,Neilden Alıntı Ve Cevap.
O,Neilden Alıntı Ve Cevap.
O,Neilden Alıntı Ve Cevap. ALINTI(O'Neill @ Apr 15 2012,
03:15 PM) Sayın üzgün dede bey, bu sitede veya herhangi bir platformda
,Ateizmi tebliğ gibi bir misyonum yok. Aksine, var olan inançların
veya inançsızlığın, toplum psikolojisi üzerindeki artı ve eksi
etkilerinin farkında olarak, "bunlar kriterler toplum bilincinin
gelişmesi adına faydalı ve gerekli" diyebiliyorum. Karşı çıktığımız
en önemli detay/kritik, inancın veya inançsızlığın hedef/temel
alınarak, bireyleri bu kavramlar üzerinden militanlaştırma, bu usul
ve yöntem ile toplumsal barışın ortadan kaldırılarak, toplumlar
arası mesafenin uç noktalara taşınmasıdır. İnanca düşman değilim
inançsızlığı bir hayat felsefesi olarak algılayan ve bu uğurda
çabalayan militanda değilim. Sadece insanım, kavramların
,farklılıkların, toplumları bölmek adına kullanılmaması
gerekliliğinin farkında olan, toplumları ,farklılıkları bir silah
gibi kullanarak, ayrıştırıp bölmek suretiyle yönetmeye çalışan
militan ruhlu kişi ve kurumların karşısındayım.
O,neill: Öyle zannediyorum ki, siz İslamın tebliğ edilmesinde hele bu
zamanda yaşanan müslümanların birbirlerini
kırmasından İslamın alet edilip koltuk sevdasına
çevrilmesinden bunalarak veya sizin
bildiğiniz bizim bilmediğimiz sebeplerinizden dolayı arayış içine
girdiniz. Bu
arada da şeytan size musallat oldu imansızlık fikrini size
akıttı. Bak o,neill öyle zannediyorum ki sen
müslüman bir aileden meydana gelmiş bir insansın. Sana tavsiyem derhal tevbe et okuduğun şeytani kitapları
okuma vakit geçirmeden yak onları ve islamı
tebliğ eden mümin alimlerin eserlerini oku. Ayrıca bizim. www Kalpteniman. tr .gg sitemizde yaşadığımız
manevi halleri duyuran yazılarımız var onları
oku seninle yazıştığımız bu yazıları da oraya kopyalayacağım
okursun. Hz. ALLAH (c.c) yar ve yardımcın
olsun inşaALLAH...
Kalpteniman
-------------------- Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanerrahim HER KİM
RABBİNİN MAKAMINDAN KORKMUŞ VE NEFSİNİ ŞEHEVATTAN
ALIKOYMUŞSA MUHAKKAK CENNET ONUN VARACAĞI
YERDİR. (Nazirat Süresi 40-41)
| |
|
|
[TOP]
20.382 ONeille. Mesajdır.
O neille. Mesajdır.
O Neill,
Size Ayeti kerime ve hadisi şerif yazmıyorum
çünkü inanmıyorsunuz. Siz dünya yaşamının
belirli bir süreden ibaret olduğuna, öldükten sonra hiç
bir şeyin kalmadığına inananlardansınız.
Bu itikatlınızın doğru olduğunu
savunuyor herkesi böyle inanmaya saadetin bu
yolda olduğuna inandırmaya gayret ediyorsunuz. Bu çalışmayı yaparken de sizi insan olarak yaratana düşmanlık
yaparak şeytani ordunuzu
kuvvetlendiriyorsunuz. Siz ancak şeytanın
hizmetini yapıyor insanları huzurun iflas ettiği bırakın ahireti,
insanları dünya azabına
çağırıyorsunuz. Bir yol ki orada Hz. ALLAH’ı inkar var orada huzurun zerresi
olmaz. Bir yol ki orada ölümden sonra diriliş
yok orada huzurun zerresi olmaz. O neill:
insan fıtratı itibari ile hep kazanmak ister
sizler ise insanın kazanma yollarını
kapatıyor onları yok oluşa iflasa davet ediyorsunuz. Neden:? Çünkü onlara ölümün bitiş
olduğunu ahirette cennet diye bir şey olmadığını ne varsa bu dünyada diyerek kişileri umutsuzluğa sevk
ediyorsunuz böyle huzur olur mu.? Bıraksanız
da inansa o kişi huzursuz mu olur.? Hz. ALLAH’a inanan ise ölümün
bitiş yok oluş olmadığına inanır üstelik Hz. ALLAH’ın
vadettiği cennet ümidiyle ölüm bile kâbus
olmaktan çıkar yaşlılığı ve ölümü rahat olur. Yaşlı bir ateisti düşün gençliğinden yaşlılık devresine kadar
yok oluş ve iflas hayatı yaşamıştır ölürken
de yanındakilerden koparken artık hiç görüşmeyeceğiz duygu
düşüncesiyle ayrılıyor ne korkunç bir ayrılış
bu mu huzurlu hayatınız ve huzurlu sonunuz. Fakat inanan öyle mi, eğer
kalpten iman etmişse kalpten imana kavuşabildiyse Hz. ALLAH’ın
onu her an takip ettiğini yakinen hisseder
yardım ettiğini gözü ile görür. Şeytaniyi
rahmaniyi ayırır çünkü Hz. ALLAH onu hususi himayesine alır
tecellileri devamlı seyredince de imanı
kemale erer. Dünya hayatı huzurlu geçtiği
gibi ahiret umudu da olduğundan ölümü de rahat olur ahirete umutla göçer orada daha evvel ölmüş olan yakınları
ile kavuşacağını umduğu için gurbetten
memleketine dönen gurbetçi gibi gider. Sizin
gibi şeytana inananlar da dünyaları da ölümleri de umutsuzluk içinde
geçer. Siz de biliyorsunuz umutsuzluk
perişanlıktır kırmayın insanların umutlarını bırakın
onları yaratana inansınlar bırakın ahirette
tekrar dirileceklerine inansınlar bunlar kişiye huzur
verir. Bak
oneill seni Hz. ALLAH seviyor şeytanın bağladığı ipi koparman için
ta nerelerden bizi buldurdu bizimle
tanıştırdı seni bizimle uyarıyor sitedeki kardeşlerimizle
uyarıyor. Hz. ALLAH (c.c) kendine inanan
kulları ile kullarını irşad ediyor sana bu siteyi
buldurdu. Şeytan da kendine inanan tayfası
ile kendine çağırıyor sen onun yok oluş çağrısına
uyacağına Hz. ALLAH’ın yeniden var oluş
çağrısına uy şeytanın tayfasından çık Hz. ALLAH’a
inananların arasına gir de huzura
kavuş. Bir gönülde Hz. ALLAH’a iman var o
kişide huzur var. Bir gönülde Hz. ALLAH’a
iman yok o kişide huzurun eseri olmaz. Oneill. kendini yakıyorsun
etrafını yakma. Kendini uçurumdan atıyorsun
çoluk çocuğunu atma. Bizi senin karşına Hz.
ALLAH çıkardı bunlar kesinlikle tesadüf değil bize senin
kimliğini manada gösteren Hz. ALLAHtır biz
sizi cismani olarak görmedik manada gördük. Ve şeytana tabi olduğunuzu Hz. ALLAH bize
gösterdi. Öyle zannediyorum ki sizin imana
kavuşmanız için dua edenler vardır. Onların
hatırına Hz. ALLAH sizinle ilgileniyor sizi bir haberleşme köprüsü
olan internetle bizimle buluşturuyor.
kıymetini bil ve uykudan uyan inşaALLAH. Sana
tavsiye ettiğim tevbe namazını kıl seni af etmek için bahane arayan
Rabbine dön İnşaALLAH.
Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.383 Öyle Bir İmtihan Ki,Canla Veriliyor.
Öyle Bir İmtihan Ki,Canla Veriliyor.
Öyle Bir İmtihan Ki, Canla
Veriliyor. İlk
imtihanı Adem (a.s) ile Havva annemiz verdiler. Cennetten atıldılar, oğullarından biri diğerini öldürdü
sabrettiler. Hazreti Eyyüp (a.s) Hazreti
İbrahim (a.s) Hazreti Nuh (a.s) Muhammed
Mustafa (s.a.v) Efendimiz ve diğer
peygamberler ve veliler imtihana tabi
tutularak ahirete göçmüşlerdir. Dikkat
edersek bu imtihanlar canla malla evlatla olmuştur kazanan
kazandı kaybeden kaybetti bunun iç yüzü
ahirette belli olacaktır her geç ise ahirete göçeceğimiz için her an dikkatli olmalıyız imtihanları
kazanmalıyız. Dünya imtihansız geçmeyecektir zaten imtihan olmak için
geldik başka yol vermemiş hazreti
ALLAH’ımız. Kimi kime şikayet edeceksin
sınava çeken Hazreti ALLAH sınav veren ise bizler. Yaşayan birçok insanların aklı bu işe ermiyor ciddiye almıyor
günaha girmekle sevap işlemekle serbest
olduğunu bilemiyor. Hazreti ALLAH’ı bırakıp
nefsine uyarak şeytan pazarlarında gezerek alışveriş yaparak
çeşitli belâları satın alıyor sonra da kalkıp
bu belâ geldi de beni buldu diye üzülüyor suçu da
başka yerde arıyor ALLAH başıma bu belâları
neden verdi diyor. Kardeşim Hazreti ALLAH’ın emirlerine iman etmiyorsun nefsine
şeytana uyuyorsun, attığın adıma söylediğin
söze dikkat etmiyorsun hem kendine hem etrafa zarar
veriyorsun. Şu kesinlikle bilinmelidir ki,
dünyaya gelen her insan Hazreti ALLAH’a inanmak veya
inanmamakla sınava çekilir nefsine şeytana
uymazsa dilden de olsa Hazreti ALLAH’a inanır. Bundan sonra diğer imtihanlar başlar can acısı ile evlâd
acısı ile fakirlikle zenginlikle sınava tabi tutulur. Geçmiş zamanlardan günümüze
kadar başta Peygamber Efendilerimiz, Padişahlar, devlet
başkanları Veli kullar insanlar hepsi
sınavlarını vererek ahirete göçmüşlerdir. Şimdi ise biz yaşayanlar sınava çekilmekteyiz inşaALLAH
kazananlardan oluruz. Bu hususta bizi bizden daha iyi bilen Hazreti ALLAH (c.c)
nefsine uyup şeytanın emri altına girerek günah işleyen kullarını zatına çağırıyor hatalarından dönmelerini
af ve merhametine sığınmalarını emrediyor. Ayeti kerimede; "KİM BİR
KÖTÜLÜK YAPAR VEYA NEFSİNE ZULMEDER DE, SONRA
ALLAH’TAN MAĞFİRET DİLERSE, ALLAH’I ÇOK BAĞIŞLAYICI VE MERHAMET SAHİBİ OLARAK BULUR." (Nisa-110) Hazreti ALLAH (c.c) böyle sonsuz merhamet sahibi olmasaydı
isyan eden akla hayale gelmeyen günahlar işleyen günahkâr kullarını
son nefeslerine kadar sınava tabi tutar mıydı onlara yaşam hakkı
tanımaz helâk
ederdi.
Hazreti ALLAH’ın sünnetini adetini iyi
anlamıyanlar her hangi bir sıkıntıda isyana kapılarak ALLAH olsaydı
bu hadise gelip beni bulmazdı O beni korurdu gibi sözlerle haşa O'nu
inkârı dahi akıllarından geçiriyor küfre kucak açıyorlar Hazreti
ALLAH (c.c) cümlemizi bu tehlikelerden korusun. Fakat Hazreti ALLAH’a kalpten
iman eden her hadisede bir hikmet görür paniğe kapılmaz bu bir
imtihandır der ve geçer ne üzülür ne sevinir Hazreti ALLAH’a teslim
olur imtihanın başarılı geçmesi içi hazreti ALLAH’a
sığınır. Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi kolay imtihana tabi tuttuğu,
geç kulum dediği kullarından olmamızı nasip etsin inşaALLAH Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.384 O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki,Yer Yüzünde Bozgunculuk Yapıyorlar İslâh Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı.(Neml-48)
O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki,Yer Yüzünde Bozgunculuk Yapıyorlar İslâh Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı.(Neml-48)
"O Şehirde Dokuz Kişi Vardı Ki, Yer Yüzünde Bozgunculuk
Yapıyorlar Islah Tarafına Hiç Yanaşmıyorlardı."(Neml-48)
"O
şehirde dokuz kişi vardı ki, yer yüzünde bozgunculuk yapıyorlar
islâm tarafına hiç
yanaşmıyorlardı. ALLAH’a and içerek
birbirlerine şöyle dediler, gece ona ve ailesine
baskın yapalım (hepsini öldürelim) sonrada
(velisine geride kalan akrabalarına) o
ailenin öldürülüşü sırasında orada bulunmadığımızı bizim doğru
yolda olduğumuzu söyleyelim. Onlar böyle tuzak kurdular, bizde kendileri hiç farkında
olmadan onların plânlarını altüst
ettik. Tuzaklarının nasıl olduğuna bir
bak! Biz onları da kavimlerini de hepsini de
helâk ettik."
(Neml-48-49-50-51) Kuranı kerimde Salih Aleyhisselâm kıssasında geçen hadise bu
yıl on beş temmuz gecesi ülkemizde de o
hadiseye benzer şekilde yaşandı. Kıssada
geçen 9 kişi yani dokuz hain günümüzde kimlerdi. Tabii ki o zamanki hainleri bu zamanki hainlerle kıyaslamak
zor ancak şimdi dokuz düşmandan daha fazla
düşmanlarımız var. Adede vurulamayacak kadar düşmanlarımız var. Ancak semud kavmine saldıranlara verilen cezanın daha
beterini devletimize saldıranlara da
veriyor. Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "Tuzaklarının sonunun
nice olduğuna bir bak! Biz onları da kavimlerini de helâk
ettik."(Neml-51) Gelen şehit haberleri ile,
Aileleri ve halkımız çok üzüntülüyüz, fakat hiç birimiz umutsuzluğa
kapılmayalım Hazreti ALLAH’ımız devletimizin
kararlı tutumuyla azim ve gayreti vesilesiyle iç ve dış
bütün kavimleri helâk edecektir çünkü Hazreti
ALLAH (c.c) devletimizi desteklemektedir zaferler yakındır
inşaALLAH. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.385 O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda ALLAH’ı Tesbih Edin.(Rum-17)
O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda ALLAH’ı Tesbih Edin.(Rum-17)
"O Halde Siz Akşama Ulaştığınızda Ve Sabaha Ulaştığınızda
ALLAH’ı Tesbih Edin."(Rum-17) Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "O halde siz akşama
ulaştığınızda ve sabaha ulaştığınızda ALLAH’ı tesbih
edin." (Rum-17) buyuruyor. İlâhi buyruğa uymamız
farzdır, O'nun bizlere enerji güç kuvvet veren, melun şeytana
kalkan olan mübarek ismi celilini sabah kalkınca akşam yatarken
anmamız kendimizi güvence altına almamız lâzım. Sabah uyanınca kahvaltıya
oturmadan O'nu anan (sabah namazını kılan) gündüzünü de ibadetle
geçiren, gece olunca yatsı namazını kılan yatağa öylece yatan kişi
Hazreti ALLAH’ın rızasına kavuşmuş O'nun koruma sahasına girmiştir
Hazreti ALLAH’a tam teslim olan biriyse kesinlikle her belâdan uzak
olur o halde ölse bile cennettedir. Sabah namazımı kılmış işe
yetişmek için Euzü besmele ile bizi şantiyeye götürecek olan servis
aracına binmiştim, servis aracı tam doluydu ayakta dahi
arkadaşlarımız vardı biraz yol aldık ki güm dedi arabanın ön lastiği
patladı araba sağa kayayarak takla atmaya başladı ben her başım
aşağıya geldiğinde LâilaheillALLAH diye bağırıyordum araba dördüncü
taklada dört tekerinin üstüne düştü ve ben havada kuş gibi uçtuğumu
kaza mahallinden on metreye yakın uzakta yere iki ayağımın ve iki
elimin üzerine düştüğümü dün gibi hatırlıyorum ne ayaklarım ne
kollarım kırılmadı adam paraşütle atlıyor eğer sert iniş yaparsa
ayakları kırılır biz ise tamamen bağımsız olarak uçtuk ve konduk
kılımıza zarar gelmedi. Bizim neyi anlatmak
istediğimizi anlayan anlamıştır daha fazla açıklamaya gerek
yoktur. Yeter ki sen Kâinatın sahibine ve
meleklerine iman et itimat et gör ki neler görürsün nasıl
korunursun. Fakat kalpten iman ve ardından
itimat gelecek, bu duygular olmazsa bu hikmetler
olmaz. İşte Hazreti ALLAH’ı zikir bu kadar
tesirlidir Hazreti ALLAH’ın Melekleri seferber olur. Biz araç takla atarken LâilaheillALLAH diye O'nun
adını anmakla Hazreti ALLAH’a sığınmakla büyük acılardan kurtulduk
çünkü arabadaki çoğu iş arkadaşlarımız bizi namaz kılarken
gördüklerinde! kıl bize de dua et diyerek çaktırmadan alay
ediyorlardı kaza sonucu ise hepsi hastahanelik
oldular. Hazreti ALLAH (c.c) Zatını zikreden, zatına
şükredenlerden olmamızı cümlemize nasip etsin inşaALLAH Selâmı
aleyküm. Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.386 Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız.(Rum-19)
Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız.(Rum-19)
"Ölü Yeryüzünü Ölümünden Sonra O Canlandırır Ey İnsanlar İşte
Siz De Kabirlerinizden Böylece Çıkarılacaksınız." (Rum
19) Hazreti
ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde: "O ölüden diri çıkarır
diriden de ölü çıkarır. Yeryüzünü ölümünden
sonra O canlandırır. Ey insanlar! işte siz de
kabirlerinizden böylece çıkarılacaksınız."(Rum-19) Kurumuş kara toprağa can veren ALLAH! Kerih su olan meniden muhteşem bir insan yaratan
ALLAH! Gündüzü geceyle karartan, geceyi
gündüzle canlandıran ALLAH! Zatını
dileyenlerin ölü kalplerini nuruyla canlandıran
ALLAH. İnsan
oğlu bu mucizeleri görerek yaşıyor fakat sıradan bir
hadiseymiş gibi kabul ediyor gerçek imana
kavuşamıyor. Halbuki her yaratılmış esere
ibret ve kalp gözüyle baksa bir çok ilâhi sırlara mazhar olacak Hazreti ALLAH’a aşık olacaktır. Hazreti ALLAH (c.c) cümlemizi O'nun yarattığı eserlerine
ibret gözü ve kalp gözüyle bakan, O'na aşık
olanlardan eylesin. Amin Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.387 O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım Da Edilmez,
O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım Da Edilmez,
O Gün Dostun Dosta Hiç Bir Faydası Olmaz Kendilerine Yardım
Da Edilmez, Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti
kerimesinde: "O gün dostun dosta hiç
bir faydası olmaz kendilerine yardım da
edilmez."(Duhan 41) Hazreti ALLAH’ın o gün dediği
hesap günü bize göre çok zaman sonra gibi deliyor inanmayana göre
ise hikaye geliyor , Halbuki geçmiş yıllarımızı düşünsek sessizce o güne doğru
gitmekte olduğumuzu fark ederiz, Saatlerin
her gece sıfırdan yeni güne geçmesi, takvim yapraklarının her günün
sonunda ömrümüzden bir günün eksildiğini
göstermesi yüzümüzün kırışması saçımızın ağarması bize hakikati
gösteriyor fakat biz dünya telaşından bunun farkına
varamıyor hesap gününe hazırlık yapamıyoruz, Bu dünyanın geçici lezzetine
kapılanlar Hazreti ALLAH’ı inkar edenler konumuzun dışında biz
ahirete ikinci ölümsüz hayata inananlara
yazıyoruz inanmayanlarla işimiz yok ne halleri varsa onları
görsünler, Hazreti ALLAH (c.c), o gün dostun
dosta faydası olmaz yardım da edilmez buyuruyor, ne korkunç değil
mi? Biz dönüşü olmayan o ahiret yurduna
gitmeden tedbirimizi almalıyız inanmayan inkarcıların
sözlerine aldırmadan Hazreti ALLAH’ın gönlünü
kazanmak için O'nun emrettiği şekilde yaşamalıyız hem bu
geçici dünyada huzurla yaşamalı hem de
ölümsüz dünya hayatını kazanmalıyız, Hazreti
ALLAH (c.c) cümlemizi O'nun emirlerine uyan ve rızasını
kazananlardan olmamızı cümlemize nasip etsin
inşaALLAH, Kalpteniman
| |
|
|
[TOP]
20.388 Ölü Kalplerin Dirilmesi
Ölü Kalplerin DirilmesiNefsinin esaretinden kurtulamıyan bir insan ölü
mesabesindedir. Yaşayan canlı
cenazedir. Dünyaya niçin geldiğini nereye
gideceğini bilemez. İki günlük hayatında Hakk
ve hakikati bulamadan sermaye toplayamadan nazargahı ilahi olan kalbini günahlarla doldurmuş olarak
ahirete gider. Şu kesin bir husustur ki, nefs
hayat buldukça ruha ölüm düşüyor. Resulullah
s.a.v. Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle
buyurmuşlardır: "Din nasihattir
."(Buhari) Ağacın suya ihtiyacı olduğu gibi insanın da nasihate ihtiyacı
vardır. Bir insan sele kapılmış gidiyor onu
kurtarmaya çalışmaz mısınız? Delalet
girdabına kapılmış nefsinin kölesi olmuş günah denizinde boğulmak
üzere olan bir insanı kurtarmak ona
benzemez. Onu kurtarmak onun ebedi hayatını
kurtarmak demektir bir tarafta can kurtuluyor bir tarafta
iman kurtuluyor varın siz kıyas edin suda
boğulmak üzere olanı kurtaramasak belki şehit
olacaktı fakat günah denizinde boğulan ise
imansız olarak ahirete gidecek. Resulullah
s.a.v. Efendimiz buyuruyor ki: "Senin
vasıtanla Allahü Tealanın bir kişiyi hidayete erdirmesi senin için
dünyadan ve içindekilere sahip olmaktan daha
hayırlıdır."(Buhari) Hakiki diriltme işte budur. Onun için
küfre kayanları nefsine tapanları kurtarmaya gayret edelim
inşaAllah.
Hatemi veli
Hazretleri
| |
|
|
[TOP]
20.389 Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)
Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)
Onlar o kimselerdir ki,halk kendilerine düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun dediklerinde,bu söz onların imanlarını arttıtırır ve üstelik Allah bize yeter O ne güzel vekildir dediler..(Ali,İmran-173)Hazreti ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde buyuruyor: "Onlar o kimselerdir ki, halk kendilerine düşmanlarınız olan
insanlar size karşı ordu toplamışlar onlardan korkun
dediklerinde. bu söz onların imanlarını arttırdı ve üstelik ALLAH bize yeter
O ne güzel vekildir dediler." (Ali İmran-173)
Hazreti ALLAH (c.c) islâmın yayıldığında
küffarın birleşip karşı koydukları zamanda nur peygamberimiz Muhammed Mustafa
(s.a.v) Efendimizi ve müminleri yalnız bırakmadığı gibi. bu zamanda da yalnız
bırakmaz. Yeter ki biz birlik olalım "HasbünALLAH
ve niğmel vekil" diyelim O'nu vekil edelim O bize yeter inşaALLAH.
Hazreti ALLAH'ın yardımına her
zaman çok ihtiyacımız var fakat bu günlerde daha çok ihtiyacımız
var. Baksanıza Amerika başkanı Devletimize karşı YPG ordusu kurmuş
içimizdeki düşmanlar dışındaki düşmanlar birleşiyor birliğimizi bozmak için
olanca güçleriyle uğraşıyorlar.
Devletimizi kalkınmasını isteyen bizler
de ALLAH sevgisiyle Vatan sevgisiyle birleşeceğiz şeytan ve nefslerine uymuş
vatanımızın bölünmesine çalışan düşmanlara karşı dik duracağız silah
kullanmadan, kalemlerimizi kullanacağız. Silah kullanmak ordumuza aittir
zamanı geldiğinde kullanıyor da zaten. Bu arada 24 haziran secimleri geliyor
yine birlik ve beraberlige ihtiyacimiz var bizi idare eden
idarecileimizi yanliz birakmiyalim mazisi kara siyahsetcilerin
önünü keselim.
Ey sonsuz kudret sahibi tek bir olan
ALLAH'ımız. İslâm düşmanlarına karşı müminleri koruduğun gibi bu gün de
devletimizi bölmek isteyenlere karşı devletimizi koru. Onların
birliklerini boz kurdukları tuzaklarını kendi başlarına döndür. Başta
Amerika’nın, İsrail’in ve onlara uyan sahte vatan sevenlerin tuzaklarını boz
onları darmadağın et...
HasbünALLAH ve niğmel vekil. Hasbün ALLAH ve
niğmel vekil. Hasbün ALLAH ve niğmel vekil. Niğmel Mevlâ ve
niğmennasir. Gufraneke Rabbena veileykelmasir. Amin....
Kalpteniman
[TOP]
20.390 ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.
ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.
ÖLECEĞİNİ KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE BANA DÖNMEYEN KULUMA ŞAŞARIM.Her bir hastalığın musibet ve belânın kol gezdiği bitmeğe
mahkûm bu dünyada Hazreti ALLAH'ı aramamak
Ona kulluk yapmamak ne büyük bedbahtlıktır. Ne mutlu yaratanını bulana ona boyun büküp kulluk
yapana. Hazreti ALLAH (c.c) bu hususta
hadisi kudsisinde biz kullarına sitem ediyor ve duyuruyor: "Kesinlikle
öleceğini hesap vereceğini bilen birinin Beni bırakıpta nasıl
insanlarla yakın dostluk kurduğuna şaşarım.
Hiç şüphesiz Benden başka ilâh yoktur. Muhammed Benim kulum ve Resulümdür."(İmamı Gazali Hadisi Kudsi 1)
Evet, kendi kendimizi hesaba çekelim biz kimlerle dostluk
kuruyoruz. Dostluk nasıl
olmalı? Sen Onun gönderdiği kitaplarına
kitapları getiren peygamberlerine inanmış Ondan yana olmuşsan Onun dostları arasındasındır
demektir Onu bırakıp nefsimize ve nefsine
esir olmuş insanları dost edinirsek onların gideceği
yere gitmekten kurtulamayız. Fakat Hazreti ALLAH'ı sevenleri dost edinirsek onlarla
birlikte Hazreti ALLAH'a dost oluruz. Meşhur
bir atasözü vardır hepimiz biliriz. “SÖYLE DOSTUNU DİYEYİM KİM
OLDUĞUNU.” Hazreti ALLAH (c.c)
cümlemizi zatına dost eylesin Amin.
Kalpteniman
.
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 63 ziyaretçi (516 klik) Hoşgeldiniz |
|
|
|
|
|
|
|