islamilminfazileti
  Resulullah Aleyhisselam
 

Resulullah aleyhisselam Resulullah aleyhisselam

 RESULULLAH ALEYHİSSELAMI KABUL ETMEYENİN İMANI YOKTUR. Tevazünün Özü Resulullah (s.a.v). Efendimizdir. Hem vakur hem mütevazi ve alçak gönüllü idi.
Ashabı kiramı onun yolunda her fedakarlığı seve seve yapmayı canlarına minnet bildikleri halde, o kendiişlerini kendi görürdü.
Biz senin işlerini görmeye yeteriz denildiğinde, Sizin benim işlerimi görmeye yeteceğinizi biliyorum. Fakat ben, size karşı imtiyazlı olmaktan hoşlanmam.
Çünkü ALLAH kulunu Ashabı arasında imtiyazlı durumda görmekten hoşlanmaz. Buyurdu.

Tevazünün kemal mertebesinde bulunduğundan dolayı elbisesini yamar, ayakkabısını tamir eder, evi süpürür, hamur yoğurur, koyunları sağar, develeri bağlar, yemlerini verir, hasta olanlara ziyarete gider, cenazelerde bulunurdu.

Ashabı kiramina karşı içten ve derinden bir muhabbeti vardı. Onları evlerinde ziyaret eder içlerinden görünmeyenleri araştırır Her gördüğüne selam verir, musafaha ederdi. Hiç bir resmiyet ve külfete bakmadan ümmetin herhangi bir ferdi gibi aralarına karışır, en fakir insanlar arasında oturur, onları okşar onlarla birlikte yemek yer, fakirlerin yetimlerin dulların kimsesizlerin işlerini görmekten zevk alırdı.
Fakiri yoksulluğundan ötürü tahkir etmez, zengine zenginliğinden ötürü saygı göstermezdi.
Fazilet sahiplerine ikram şeref sahiplerine ihsan ederdi. İhtiyarlara da, gençlere de, aynı hürmeti yapardı. Gönüllerini hoş etmek için, sözlerini hayranlıkla dinlerdi. Herkeze teveccüh eder, Herkesin hal ve hatırını ayrı ayrı sorardı.
Aralarında otururken hususi yer ayırtmaz, nerede bir boş yer bulursa oraya otururdu.

Hiç kimsenin kendisi için ayağa kalkmasını istemezdi. Övülmekten asla hoşlanmaz kimseyi de fazla methetmezdi. Enes bin malik RadiyALLAH’u anh der ki, Ben Resulullah (s.a.v). Efendimize on yıl hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi. Yaptığım bir şey için, niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın demedi. Buhari. Fakat bir kimse, ALLAH’ü Teâlâ’nın emirlerine isyan ederse, onu layık olduğu cezaya çarptırır asla müsamaha ile karşılamazdı. Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde, ALLAH’A ÇAĞIRAN MUHAMMEDE UYMAYAN KİMSE BİLSİN Kİ, ALLAH’I YERYÜZÜNDE ACİZ BIRAKAMAZ. KENDİSİNİN ONDAN BAŞKA DOSTLARI DA BULUNMAZ. İŞTE ONLAR APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDEDİRLER. (Ahkaf 32). SadakALLAH’ül Azim.

Bu ve buna benzer açıklamalar getiren ayeti kerimelerin manalarını anlayabilirsek Hz. Muhammed aleyhisselama inanmayanın İmanı geçerli sayılmıyor. ALLAH-u Teâla Habibi Ekremi olan Muhammed Aleyhisselâmı dost edinmiştir.
Ona İmanı Tevhidin iki rüknünden biri yapmıştır. Adını adı ile beraber anmış onun hoşnutluğunu kendi hoşnutluğu ile bir tutmuştur. La ilahe illALLAH tan sonra, Muhammedün Resulullah ünvanını getirmiş, ona inanmıyan kişinin Müslüman sayılmayacağını, iman etmemiş olacağını belirtmiş, onun sayesinde sapıklıkta olanları hidayete erdirmiştir.
Bu iki kelime arasında tam bir ittifak vardır. Resulullah Aleyhisselamın peygamberliğine şahadet olmadan sadece ALLAH inancı fayda vermez. Nitekim diğer din sahipleri de ALLAH’a inanıyorlar.
Muhammed Aleyhisselama İman etmedikleri için küfürde kalmış oluyorlar. Resulullah (s.a.v). Efendimiz, Varlığım kudret elinde bulunan ALLAH’a yemin ederim ki, bu ümmetten Yahudi olsun Hristiyan olsun, kim benim peygamberliğimi duyar da benim getirdiğime iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur. (Müslim 153.)  

Kişi, La ilahe illALLAH demekle iman etmiş olmaz Muhammedün Resulullah deyince iman etmiş olur. Bu çok önemli mesele hakkında ayetinde;
O HALDE KENDİ HAYRINIZA OLARAK HEMEN ONA İMAN EDİN buyuruyor. (Nisa 170.) SadakALLAH’ül Azim.
 
Hz. ALLAH (c.c) Zatına has bir kul Habibine Ümmet etsin Amin. Vel hamdü lillahi Rabbil Âlemin.

ALLAH’ümme salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed. ...

Selamı Aleyküm kardeşim: Hz. ALLAH’ın Azametine, Sonsuz yüceliğine halel gelmemesi için gösterdiğin titizlik ve cabaların Hz. ALLAH katında çok makbul göründüğüne inanıyorum.

Habibim sözcüğüne de takılıp kalmamanı tavsiye ediyorum o sözler Resulullah (s.a.v). Efendimizi HZ. ALLAH’ın çok sevdiğini ima etmek için söylenmiş sözlerdir.

Şimdi biz size bir kaç Ayeti kerime duyuralım siz bu ayeti kerimlerin üzerinde biraz akıl ibrenizi çalıştırın. Fark edebilirseniz göreceksiniz ki, Hz. ALLAH (c.c) Resulullah (s.a.v). Efendimize çok değer veriyor.

Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde,

KİM RESULE İTAAT EDERSE ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR. YÜZ ÇEVİRENE GELİNCE, SENİ ONLARIN BAŞINA BEKÇİ GÖNDERMEDİK.(Nisa:80).

O zamanda gelen ayeti kerimelerin kıyamete kadar geçerli olduğunu da aklından çıkarmamanızı tavsiye ediyorum.

Sizin takılıp kaldığınız habibim sözcüğü ise Enbiya ayeti kerimesinde: Vema erselnake illa rahmetellil Âlemin.
Habibim, Biz seni ancak Âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya 107). Geçiyor.

Diğer bir Ayeti kerimesinde ise, Kim ALLAH’a ve Resulüne itaat ederse O gerçekten büyük bir kurtuluşa ermiştir.  (Ahzap:71.)

Ey insanlar Rabbinizden size hak bir peygamber gelmiştir.
O halde kendi hayrınıza olarak hemen ona iman edin.(Nisa:170.)
O gün ALLAH peygamberini ve iman edip onunla beraber olanları rüsva etmeyecek utandırmayacak Nurları önlerinde ve sağlarında koşup parlayacak.(Tahrim:8.)

Eyvah bize diyecekler keşke ALLAH’a itaat etseydik peygambere itaat etseydik. (Ahzap:66. buyuruyor.)

Ve onu çok sevdiğini belirtmek için, Yüce Zatının ve meleklerinin Peygamberine selam getirdiğini, kullarının da selam getirmelerini emir buyurmaktadır.

Şüphesiz ALLAH ve Melekleri Peygambere salat ederler Ey iman edenler siz de ona salat-ü selam getirin ve gönülden teslim olun. (Ahzap:56.)
SadakALLAH’ül Azim.

ALLAH’ümme salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed. Ona layık ümmet olmamızı gönülden teslim olmamızı Hz. ALLAH (c.c) cümlemize nasip etsin Amin. ALLAH’a emanet olun. Selamı Aleyküm.

Kalpteniman.Resulullah aleyhisselam

 RESULULLAH ALEYHİSSELAMI KABUL ETMEYENİN İMANI YOKTUR. Tevazünün Özü Resulullah (s.a.v). Efendimizdir. Hem vakur hem mütevazi ve alçak gönüllü idi.
Ashabı kiramı onun yolunda her fedakarlığı seve seve yapmayı canlarına minnet bildikleri halde, o kendiişlerini kendi görürdü.
Biz senin işlerini görmeye yeteriz denildiğinde, Sizin benim işlerimi görmeye yeteceğinizi biliyorum. Fakat ben, size karşı imtiyazlı olmaktan hoşlanmam.
Çünkü ALLAH kulunu Ashabı arasında imtiyazlı durumda görmekten hoşlanmaz. Buyurdu.

Tevazünün kemal mertebesinde bulunduğundan dolayı elbisesini yamar, ayakkabısını tamir eder, evi süpürür, hamur yoğurur, koyunları sağar, develeri bağlar, yemlerini verir, hasta olanlara ziyarete gider, cenazelerde bulunurdu.

Ashabı kiramina karşı içten ve derinden bir muhabbeti vardı. Onları evlerinde ziyaret eder içlerinden görünmeyenleri araştırır Her gördüğüne selam verir, musafaha ederdi. Hiç bir resmiyet ve külfete bakmadan ümmetin herhangi bir ferdi gibi aralarına karışır, en fakir insanlar arasında oturur, onları okşar onlarla birlikte yemek yer, fakirlerin yetimlerin dulların kimsesizlerin işlerini görmekten zevk alırdı.
Fakiri yoksulluğundan ötürü tahkir etmez, zengine zenginliğinden ötürü saygı göstermezdi.
Fazilet sahiplerine ikram şeref sahiplerine ihsan ederdi. İhtiyarlara da, gençlere de, aynı hürmeti yapardı. Gönüllerini hoş etmek için, sözlerini hayranlıkla dinlerdi. Herkeze teveccüh eder, Herkesin hal ve hatırını ayrı ayrı sorardı.
Aralarında otururken hususi yer ayırtmaz, nerede bir boş yer bulursa oraya otururdu.

Hiç kimsenin kendisi için ayağa kalkmasını istemezdi. Övülmekten asla hoşlanmaz kimseyi de fazla methetmezdi. Enes bin malik RadiyALLAH’u anh der ki, Ben Resulullah (s.a.v). Efendimize on yıl hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi. Yaptığım bir şey için, niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın demedi. Buhari. Fakat bir kimse, ALLAH’ü Teâlâ’nın emirlerine isyan ederse, onu layık olduğu cezaya çarptırır asla müsamaha ile karşılamazdı. Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde, ALLAH’A ÇAĞIRAN MUHAMMEDE UYMAYAN KİMSE BİLSİN Kİ, ALLAH’I YERYÜZÜNDE ACİZ BIRAKAMAZ. KENDİSİNİN ONDAN BAŞKA DOSTLARI DA BULUNMAZ. İŞTE ONLAR APAÇIK BİR SAPIKLIK İÇİNDEDİRLER. (Ahkaf 32). SadakALLAH’ül Azim.

Bu ve buna benzer açıklamalar getiren ayeti kerimelerin manalarını anlayabilirsek Hz. Muhammed aleyhisselama inanmayanın İmanı geçerli sayılmıyor. ALLAH-u Teâla Habibi Ekremi olan Muhammed Aleyhisselâmı dost edinmiştir.
Ona İmanı Tevhidin iki rüknünden biri yapmıştır. Adını adı ile beraber anmış onun hoşnutluğunu kendi hoşnutluğu ile bir tutmuştur. La ilahe illALLAH tan sonra, Muhammedün Resulullah ünvanını getirmiş, ona inanmıyan kişinin Müslüman sayılmayacağını, iman etmemiş olacağını belirtmiş, onun sayesinde sapıklıkta olanları hidayete erdirmiştir.
Bu iki kelime arasında tam bir ittifak vardır. Resulullah Aleyhisselamın peygamberliğine şahadet olmadan sadece ALLAH inancı fayda vermez. Nitekim diğer din sahipleri de ALLAH’a inanıyorlar.
Muhammed Aleyhisselama İman etmedikleri için küfürde kalmış oluyorlar. Resulullah (s.a.v). Efendimiz, Varlığım kudret elinde bulunan ALLAH’a yemin ederim ki, bu ümmetten Yahudi olsun Hristiyan olsun, kim benim peygamberliğimi duyar da benim getirdiğime iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur. (Müslim 153.)  

Kişi, La ilahe illALLAH demekle iman etmiş olmaz Muhammedün Resulullah deyince iman etmiş olur. Bu çok önemli mesele hakkında ayetinde;
O HALDE KENDİ HAYRINIZA OLARAK HEMEN ONA İMAN EDİN buyuruyor. (Nisa 170.) SadakALLAH’ül Azim.
 
Hz. ALLAH (c.c) Zatına has bir kul Habibine Ümmet etsin Amin. Vel hamdü lillahi Rabbil Âlemin.

ALLAH’ümme salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed. ...

Selamı Aleyküm kardeşim: Hz. ALLAH’ın Azametine, Sonsuz yüceliğine halel gelmemesi için gösterdiğin titizlik ve cabaların Hz. ALLAH katında çok makbul göründüğüne inanıyorum.

Habibim sözcüğüne de takılıp kalmamanı tavsiye ediyorum o sözler Resulullah (s.a.v). Efendimizi HZ. ALLAH’ın çok sevdiğini ima etmek için söylenmiş sözlerdir.

Şimdi biz size bir kaç Ayeti kerime duyuralım siz bu ayeti kerimlerin üzerinde biraz akıl ibrenizi çalıştırın. Fark edebilirseniz göreceksiniz ki, Hz. ALLAH (c.c) Resulullah (s.a.v). Efendimize çok değer veriyor.

Hz. ALLAH (c.c) Ayeti kerimesinde,

KİM RESULE İTAAT EDERSE ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR. YÜZ ÇEVİRENE GELİNCE, SENİ ONLARIN BAŞINA BEKÇİ GÖNDERMEDİK.(Nisa:80).

O zamanda gelen ayeti kerimelerin kıyamete kadar geçerli olduğunu da aklından çıkarmamanızı tavsiye ediyorum.

Sizin takılıp kaldığınız habibim sözcüğü ise Enbiya ayeti kerimesinde: Vema erselnake illa rahmetellil Âlemin.
Habibim, Biz seni ancak Âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya 107). Geçiyor.

Diğer bir Ayeti kerimesinde ise, Kim ALLAH’a ve Resulüne itaat ederse O gerçekten büyük bir kurtuluşa ermiştir.  (Ahzap:71.)

Ey insanlar Rabbinizden size hak bir peygamber gelmiştir.
O halde kendi hayrınıza olarak hemen ona iman edin.(Nisa:170.)
O gün ALLAH peygamberini ve iman edip onunla beraber olanları rüsva etmeyecek utandırmayacak Nurları önlerinde ve sağlarında koşup parlayacak.(Tahrim:8.)

Eyvah bize diyecekler keşke ALLAH’a itaat etseydik peygambere itaat etseydik. (Ahzap:66. buyuruyor.)

Ve onu çok sevdiğini belirtmek için, Yüce Zatının ve meleklerinin Peygamberine selam getirdiğini, kullarının da selam getirmelerini emir buyurmaktadır.

Şüphesiz ALLAH ve Melekleri Peygambere salat ederler Ey iman edenler siz de ona salat-ü selam getirin ve gönülden teslim olun. (Ahzap:56.)
SadakALLAH’ül Azim.

ALLAH’ümme salli Ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve Ala Ali Muhammed. Ona layık ümmet olmamızı gönülden teslim olmamızı Hz. ALLAH (c.c) cümlemize nasip etsin Amin. ALLAH’a emanet olun. Selamı Aleyküm.

Kalpteniman. 0

 
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 23 ziyaretçi (159 klik) Hoşgeldiniz  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol