islamilminfazileti
  EVLİYÂ-İ KİRAM -Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN "HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ BEYAN ve İFŞAATLARI (132) "Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ"
 
HÂTEM-I VELI

Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ" İsimli Eserdeki Sırlar (2)


EVLİYÂ-İ KİRAM
-Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN
"HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ
BEYAN ve İFŞAATLARI (132)

"Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ" İsimli Eserdeki Sırlar (2)

 

Konya İl Halk Kütüphânesi'nden Bölge Yazma Eserler Kütüphânesi'ne nakledilen mecmûalardan birinde yerleşik bulunan "Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ" adlı risâlenin meçhul müellifinin "Hâtemü'n-nübüvve" ve "Hâtemü'l-velâye" mertebeleri hakkındaki beyan ve ifşaatlarına kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

Azamet-i İlâhî'nin tecellî ettiği hazîrelerin ve beş hazîrenin mâhiyeti üzerinde durarak, bunların hangileri olduğunu beyân eden "Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ" risâlesi müellifi; daha sonra "Hatm" kelimesinin ıstılâhî mânâsı üzerinde durarak "Hâtemü'l-enbiyâ" ve "Hâtemü'l-evliyâ"nın kimler olduğunu ifşâ etmiş; Şer'î nübüvveti sona erdiren Hâtemü'l-enbiyâ Aleyhis-selâm'dan sonra, onun Velâyet'i ile zuhûr eden Hâtemü'l-evliyâ'nın da tıpkı Peygamber Aleyhisselâm gibi olduğunu ifâde ederek, Allah'ın ilk yarattığı şey olan "Hakîkat-i Muhammediye" hakkındaki farklı Hadîs'lerin ne mânâya geldiğini haber vermiştir:

"Hâtemü'l-evliyâ, insânî kemâlin 'Ehadiyyet-i cemiyyet'inin (çoklukta birliğinin) bâtınî rûhunda, Ehadiyyet âleminin 'Ehadiyyet-i cem-i cem'ine (toplayıp birleştirici Ehadiyyet'ine) mazhar olur."

"Malûm ola ki, 'Azamet-i Zâtiyye-i İlâhiyye (Zâtî İlâhî Azamet) birtakım hazîrelerdir ve hazîreler de beştir: 'Zât hazîreleri', 'Sıfât hazîreleri', 'Esmâ hazîreleri', 'Ef'âl (Fiiller) hazîreleri' ve 'Ahkâm hazîreleri'dir. Bunların hepsi Zât-ı Muhammedî ile zâhir olur. Esmâ hazîreleri İnsânî hakîkat, Sıfat hazîreleri Hakîkat-i Muhammediyye, Ef'al ve Ahkâm (Fiiller ve hükümler) hazîreleri ise Âdem'in hakîkatidir. Bu hakîkatleri Zât-ı Muhammedî -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisinde toplamıştır.

'Hazerât-ı hamse (Beş hazîre); Lâhût: Ehadiyyet, Ceberût: Vâhidiyyet, Ta'ayyün-i evvel (İlk görünen şey): Hakîkat-i Muhammediyye, Melekût: Ervâh (ruhlar) ve sıfat, Nâsût: Şehâdet âlemidir.

Hâtem'e gelince; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bütün peygamberlerin mazhariyyet ve özlerini kendinde topladığı ve hâiz olduğu için Hâtemü'l-enbiyâ'dır. Ma'a-mâ-fîh kendisinden sonra Şerî'at'la ilgili nübüvvet yönünden peygamber gelmez.

Hâtemü'l-evliyâ da velâyet mertebelerini kendinde toplayan kimsedir ki, bu da aynen Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- gibidir, fakat ona edeben 'Peygamber' denmez. Esâsen peygamberlik de bildiğimiz peygamberliktir.

Abdürrezzâk, Câbir bin Abdullâh el-Ensârî'den rivâyet eder ki; Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

'Allah'ın ilk yarattığı şey benim Nûr'umdur.'

Diğer rivâyete göre;

'Allah'ın ilk yarattığı şey benim Rûh'umdur.'

Diğer rivâyete göre;

'Allah'ın ilk yarattığı şey akıldır.'

Diğer rivâyete göre;

'Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir.'

Diğer rivâyete göre;

'Allah'ın ilk yarattığı şey Arş'tır.'

Bunların hakîkatleri budur.

'Nûr' diye isimlendirilmesi Zât'a mazhar ve gayrısına mazhar olduğundandır.

'Rûh' diye isimlendirilişi hayâtın menbaı (kaynağı) olduğundan;

'Kalem' diye isimlendirilişi 'İlmullah'ta (Allah'ın ilminde) özetleyici olan Âyet-i kerime'yi açıklaması ve ayırmasından;

'Akıl' diye isimlendirilişi, hakîkati idrâk üzere bulunuşundan;

'Arş' diye isimlendirilişi ise muhît (kuşatıcı) oluşundandır.

Allah'ın lâyıklık ve hüviyet âleminde, Zât-ı bahş'ının diğer âlemlere göre başka bir emirle zuhûruna geçişi, zamanla değil, Zât'ı ile ilgilidir.

Allah:

'Allah var idi ve O'nunla birlikte hiçbir şey mevcut değildi. O şimdi de aynen öyledir.'

Hadîs'i mûcibince, evvelce de, şimdi de Ehadiyyet'inde Yaratıcı'nın bütün esmâ ve sıfât ve Ehadiyyet'inde toplayıcı, mertebelerinde nüfûz edicidir."

"Hazret-i Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- gayb hüviyetiyle esmâ (isimler) ve sıfat âlemi arasında bir berzahtır. Cemu'l-cem'in (toplayıp birleştiriciliğin) Ehadiyyet'i mazharı, vâcip (lüzumlu) olan hakîkatler ve İlâhî neseptir. Bu toplayıcılık ve Hâtem'lik için ruh, manâ ve sûrete lüzum vardır. Sûret rûh ile manânın arasını toplayıp birleştirmiştir. Mânevî ve rûhî sûretin birleşmesinde gerekli olan ve tahsis kılınan Ehadiyyet'tir.

Hakîkatler ve manâlarla birlikte çokluk biraraya gelince, İlâhî tevbe sûreti onlar üzerinde zâhir olur ve o sûrete Rahmânî nefesiyle kemâlî toplayıcı Ehadiyyet rûhunu nefheder. Zikrolunan Muhammedî sûret, bu İlâhî, Ehadî, toplayıcı kemâlî sûret ile, toplama ve rûhîlik arasında, hakîkî mânevî toplama arasında ve beşerî varlıkları toplama arasında Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- olur ve Hazret-i Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-in zâhirî toplayıcılığına rehnolunur." ("Hâtemü'r-Rusül ve Hâtemü'l-Evliyâ", Konya Bölge Yazma Eserler Ktp. Konya İ.H.K., nr.: 1779/12, s. 225-231)

 


| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |

 

 


 
  Bugünkü Ziyaretçi Sayısı 73 ziyaretçi (485 klik) Hoşgeldiniz  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol